Öncelikle bu ayki yazıma başlamadan önce ülkemizde yaşanan büyük üzücü deprem felaketi sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve sevdiklerine başsağlığı diliyorum.
Ülkemizin başı sağ olsun. Eminim ki tüm Türkiye birlik ve beraberlik içerisinde olarak bu felaketin sonrasında tekrar en kısa sürede güçlenerek çıkacaktır. Artık bu felaket bizi hem manevi olarak hem de bilimsel olarak bazı konuları tekrar gözden geçirmemizi zorunlu kılmıştır.
Deprem felaketini yaşamadan önce yazmış olduğum yazım “Hayatımızdaki zorlanmalar” konusuydu. Farkında olmadan yazmış olduğum bu yazı içinde bulunduğumuz bu zor günlerimizdeki konulara temas etmiş oldu. Şu günlerde deprem konusunda yaşadığımız zorlanmalar içimizden bazıları için kendi başımıza yönetemeyeceğimiz seviyede olabilir.
Bu yazıyı okuyanlardan bazılarımız ailesini, yakınlarını, akrabalarını, tanıdıklarını veya tanımadığı birçok insanı kaybetti. Kimilerimiz daha önce önceki depremleri yaşadığımız için tekrar o günlerdeki travmaları tetiklenmiş oldu. Bu durumlara maruz kalmasa da çoğumuzda korku, kaygı, endişe, suçluluk, üzüntü, öfke gibi buna benzer farklı duygularımızın seviyelerinde de artışlar gözlenmektedir.
Deprem sonrası oluşan Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan kişi depremi tekrar tekrar yaşıyormuş gibi hissedebilir, en ufak bir sesten irkilebilir, uyku düzeninde bozukluklar olabilir, ölüm korkusu yaşayabilir bunun gibi birçok normal dışı davranış ve tepkiler verebilir.
Yukarıda yazdığım gibi bu konuda bir terapistten destek almaya ihtiyaç duyabiliriz. Terapist ya da psikolog bu durum karşısında biz de farklı terapi yöntemi ya da yöntemleri uygulayabilir. Hangi terapi yönteminin kullanılacağı hastanın terapisti veya psikoloğun hastası ile görüşmesi sonucunda karar vereceği bir durumdur.
Travma sonrası stres bozukluğunda (TSSB) EMDR terapisi çok etkili bir terapi modelidir.
EMDR, “Eye Movement Desensitization and Reprocessing” yani “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme” yaşamış olduğumuz travmatik anların tekrar sağlıklı olarak işlenmesini sağlayan bir terapi tekniğidir.
EMDR 1987 senesinde Dr. Francine Shapiro tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Dr. Francine Shapiro bir gün parkta yürürken tesadüf eseri gözlerini sağa ve sola doğru ritmik olarak hareket ettirdiğinde olumsuz anıları ile ilgili rahatsız edici duygularının azaldığını ve göz hareketlerinin bir duyarsızlaştırma sağladığını fark etti. Bununla da kalınmadı, ses ve dokunma yoluyla da duyarsızlaştırmada aynı etki gözlendi.
Dr. Shapiro göz hareketlerinin rahatsız edici düşüncelerin şiddetini azaltabildiğini farketmiştir. O tarihten günümüze geliştirilerek yoğun olarak kullanılmaktadır. EMDR hipnoz ve ilaç olmadan travmaların olumsuz etkilerini ortadan kaldıran bir terapi yöntemidir.
Peki EMDR beynimizde nasıl bir etkiye sebep oluyor?
Hepimiz dünyaya gelişimizden itibaren birçok büyük ya da küçük olumsuz olay ve durumla karşılaşıyoruz. Olumsuz olaylarla, özellikle travma oluşturacak durumlarla karşılaştığımızda beynimiz, algıladığımız ve karşılaştığımız olumsuz verileri sağlıklı bir şekilde işleyemez. Beynimiz bazı olumsuz durumları bir tehlike olarak algılar. Bu olumsuz veriler beynimizin bölümlerinden biri olan ilkel beyinde doğrudan o bilgiyi işleyerek frontal coretex’imizde işlemeden doğrudan cevap verir. Bu cevap, tehlike anında bizim hayatta kalmamızı sağlayacak (Fight, Flight, Freeze) tepkisi olan Türkçe’ye (Savaş, Kaç, Don) olarak uyarlanan cevaplardan biri olacaktır.
Tehlike olarak algılanan durumda beynimiz bu verileri ilkel beyin organlarımızdan sağlıklı geçiremeden beynimizin iki yarım küresinde, iki yarımküre arasındaki iletişimi sağlayan corpus callosum da, amigdala ve pre-frontal cortex de yeterince işlenemeden sıkışıp kalırlar diyebiliriz.
EMDR göz hareketleriyle, bizim adeta sıkışıp kalan ve gerektiği gibi sağlıklı işlenemeyen bu olumsuz durumları beynin iki yarım küresinde bu bilgilerin tekrar sağlıklı işlenerek olumsuz duygulara duyarsızlaştırıp bu olumsuz duyguların yerine olumlularını yerleştirme amacı güder.
EMDR de anılar, travma anları seans sonrası silinmez sadece o andaki duygulara duyarsızlaşılır ve sonrasında da olumsuz düşünceler yerine olumlu düşünceler konur.
Son zamanlarda EMDR cihazları da yoğun olarak kullanılmaktadır. Danışanın karşısına bir ışık barı konarak ışığın sağa sola gidişini takip etmesi istenir. Yine gözle takipte problemi olan ya da tercih etmeyen danışanlar için kulaklık kullanarak, sesleri takip ederek uygulama yapması istenir ya da iki adet titreşim veren cihaz her iki avcuna verilerek titreşimleri takip etmesi sağlanır. Bu uyaranlar kombine olarak da kullanılabilir. Travmatik ya da olumsuz anılar, danışanlar tarafından; görüntü, ses, koku, tat, duygular, hisler, düşünceler, inanışlar, fiziksel beden duyumları olarak hatırlanabilir. Deprem sonrası yaşanan yukarıda bahsettiğimiz olumsuz durumlara karşı kullanılacak etkili terapi yöntemlerden biri EMDR’dir. Fakat yine yukarıda yazdığım gibi size en uygun olacak terapi yöntemi kararı psikolog, psikoterapistinizin karar vereceği bir konudur.
Bir daha böyle bir felaketin yaşanmaması temennilerimle, sağlıklı günler dilerim.
Sevgilerimle