Her birimizin hayatında birçok var olan unsur mevcut. Çoğumuzun hayatında iş yaşamı, özel hayat gibi ana iki unsur. Hepimizin hayatında başka başka unsurlar da mevcut. Örneğin kariyer, eğitim, sağlık, aile, para, hobiler, uyku… gibi. Bu unsurlar bizim istek, ihtiyaç, değer yargılarımız gibi birçok faktör ile şekillenir. Hepimizde bunların önem sırası ve yoğunluğu, kapladığı alan farklılık gösterir. Bunların bazılarını hayatımızda daha fazla isteriz. Örneğin aile bizim hayatımızda her şeyden öncelikli bir durumda bulunabilir. Bazımız içinse sağlık bizim için her şeyden önemlidir. Onun için daha çok sağlık, para, zaman, özen, zihin harcarız.
Sağlığımızın iyi olması için spor yaparız, sağlıklı beslenmeye çalışırız, stresten uzak kalmaya çalışırız, sürekli hastanelerde check-up yaptırmak gibi bir odağımız olur.
Bazımız içinse ön planda işimiz vardır. İş bizim için en öncelikli konumuzdur. Günümüzün büyük bir kısmını iş için harcamaya çalışırız. Hayatımızın her anında en öncelikli konu odur. Aklımızda nerde olursak olalım, günün hangi saatinde olursak olalım aklımızda hep iş vardır.
Tüm günümüzü, haftamızı, aylarımızı, yıllarımızı işimize göre planlarız. Önceliğimiz hep iştir ve hayatımızdaki diğer unsurlar hep işten sonra gelir.
Fakat hayatımızın bir denge halinde olması gerekir. Bizim kaynaklarımız sınırlı maalesef.
Günümüzün saati sınırlı, bir gün 24 saat ve her birimizin biyolojik ihtiyaçları da mevcut.
Her birimizde beslenme ve uyku gibi hayati unsurlara ihtiyacımız vardır. Bunlar olmadan sağlıklı yaşayabilmemiz, hayatta kalmamız mümkün değildir. Her birimizde uyku ve beslemeye ayıracağımız süre ve önem farklılık gösterse de belli bir oranda bu iki unsura önem vermediğimiz durumda diğer unsurların pek önemi kalmayacaktır. Hayati bu iki unsur bizim 24 saatlik bir gün sürecimizde ciddi bir vakit alacaktır.
Diğer bizim için bizim belirlediğimiz unsurlar geri kalan bir süreçte yer kaplayacak, önem arz edecektir. Ne kadar çalışma için vakit ayıracağımız, ne kadar ailemize vakit ayıracağımız, ne kadar sağlığımıza, ne kadar dinlemeye, ne kadar kişisel gelişimize vakit ve önem ayıracağımız bizim tercihlerimize kalacaktır.
Vaktimizin belirli olduğundan bahsettik ve bu vakit kaynağımız gibi diğer kaynaklarımızda herkes de farklılık göstermekle beraber sınırlıdır. Örneğin maddi kaynağımız. Hepimizin belirli bir bütçesi mevcut ve bu sınırlı bütçemizi de satın alacağımız unsurlara hangi oranlarda bölüştüreceğimiz bizim elimizde ve bizim tercihlerimizde.
Örneğin kişisel gelişim, eğitim gibi bir unsur hayatımızda önemli bir yere ve önceliğe sahipse bu unsura diğerlerinden daha fazla oranda bütçe ayıracağız anlamına gelir. Sağlık bizim için hayatımızda diğer unsurlarımıza göre daha önemli bir sırada ise sağlıklı olmak için büyük orandaki bütçeyi buraya harcayacağımız anlamına gelir.
Burada önemli olan hayatımızdaki bu unsurları dengede tutabilirsek o zaman mutlu bir hayat sürebiliriz.
Zaman içerisinde arzularımız, hırslarımız, çevresel faktörler ve buna benzer faklı faktörler sebebiyle bu unsurlarım hayatındaki ağırlığının miktarını kendi istediğimiz dışında farkında olmadan kaçırıyoruz ve bu da hayatımızda bir dengesizliğe sebep oluyor.
Örneğin hayatımıza işimiz bizim için en önemli unsurlardan biri ve hayatımızda büyük önemi ve kaynağı işimize ayırıyoruz. Tabi ki yukarıda bahsettiğimiz gibi hayatımızda herkesin farklı olmakla birlikte başka unsurlarda var. Örneğin sağlık ve aile diyelim. Bu örnek de işimiz bizim için en önemli unsur ve artık hayatımızdaki başta zaman kavramı olarak birçok kaynağı daha fazla olarak işimize aktardığımız düşünelim. Günde 8 saat çalışırken 10-12 saat çalışmaya başlıyoruz ve böylece sağlık ve ailemizi bu sebepten ihmal ettiğimizi fark etmiyoruz.
Sporumuzu aksatıyoruz, beslenmemize dikkat etmiyoruz ve ailemize daha fazla vakit ayıramıyoruz. Belki daha az uyur hale geliyoruz. Evet iş bizim hayatımız için belirlediğimiz ve seçtiğimiz en önemli unsur olabilir fakat bunun dozunu hayatımızda kaçırırsak diğer hayatımızdaki önem verdiğimiz unsurların kaynağından çalarak kendi hayat dengemizi bozmuş oluyoruz ve bunu çoğu zaman fark edemiyoruz. Ya bunu bedenimiz bir hastalıkla uyarıyor, ya aile bireylerimiz şikayet etmeye başlıyor.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bunun önüne geçmek için hayatımızdaki unsurları bir düşünüp bizim hayatımızda nelerin önemli olduğunu, hangi unsurların bizim hayatımızda ne kadar yer kaplaması gerektiğini düşünüp belli periyotlarda gözlemlememiz gerekiyor. Yoksa hayatımızdaki bu bozulan dengeyi düzeltmekte geç kalmış olabiliriz. Hayatı dengeli yaşamak bizi mutlu ve huzurlu yapacaktır. Hayatımızdaki dengeyi kaçırmamak için yavaşlayıp, durup hayatımıza belirli aralıklarla bir bakmamız gerekir. Ben hayatımdaki hangi unsurda neredeyim? Nere de olmak istiyorum?
Diğer unsurlarımdan ihmal ettiklerim var mı? gibi soruları kendimize sormamız gerekir ve bu soruların cevaplarına göre hayatımızı tekrar dengeye sokmak için gerekli adımları atmamız gerekir.
Hepinize denge de olduğunuz yeni bir yıl dilerim.
Sevgilerimle.