Mehmet Ali ÖZKAN
2019 da her şeyin normal seyrettiğini var saysak dahi 2018 yılından devir olarak kalan ekonomideki olumsuzluklar, acaba ne olacak?
Türk halkı olarak 2018 yılında bir hayli fakirleştik. Sadece fakirleşmekle kalmadık aynı zamanda son yıllarda biraz olsun istikrarı yakalamış olan ekonomide frenler patladı. Fırsatçılık, stokçuluk hortladı.
Azda olsa piyasalarda var olan ticari etik değerlerde erozyonlar yaşadık. Tüm iş ve ekonomi dünyasında mevcut durumu nasıl koruyabilirim? Satarsam aynı fiyattan rafa mal koyabilir miyim? Satsam mı? Stok mu yapsam? Döviz kurları nerede durur? Yükselme devam eder mi? gibi durumlar üreticinin, ithalatçının, toptancının, perakendecinin kısacası tüm halkın birinci gündemi oldu.
Bu durum gerçekten ekonomik istikrar ve fiyatlar üzerinde ithal yâ da yerli tüm emtia ve hizmetler üzerinde etkileri kısa sürede silinmeyecek deprem etkisi yarattı. Uzun yıllardır fazlaca duymadığımız konkordato, iflaslar ve iflas erteleme duyumlarını fazlaca duyar olduk. Piyasalarda karşılıksız çekler had safhaya ulaştı. Bankalar kredi vermekten imtina eder oldular. Bankaların istediği teminatlar duble oldu. Piyasalarda güvensizlik yüksek seviyelere çıktı. Satışlar ağırlıkla önden öde malı sonra al sistemine dönmeye başladı. Arzın az olduğu, talebin ise fazla olduğu belirli sektörlerde tekel yaratılmaya çalışıldı ve çalışılıyor. Örneğin kağıt sektöründe yaşanmış olan fiyat artışları döviz kurlarının çok üstüne çıktı. Döviz kurlarının ateşini yaktığı ekonomide bozulma insanlar üzerinde çok yüksek düzeyde gelecek endişelerinin yaşanmasına sebep oldu. Kısaca 2018 halkımıza hiç istenmeyen bir durumu yaşattı.
2018’de yaşanan bu olumsuz durum 2019 yılına nasıl devir oluyor? 2019 Mart ayında yerel seçimler olacak. Bu seçimlerde iktidar genel olarak % 50’nin üzerinde oy almayı beklerken, muhalefet iktidarın oyunun düşmesini, Cumhurbaşkanlığı yeni hükümet sisteminin tartışılır hale gelmesini istiyor.
Başta iş ve ekonomi dünyası istikrar olsun, kurlar düşsün veya stabil hale gelsin, faizler düşsün, borcumuzu ödeyebilelim, yatırımlarımızı yapabilelim, küçülmeyelim, büyüme devam etsin beklentisi içinde olalım derken. Çalışanlar işçi ve memur maaşlarının enflasyon oranında artmasını beklemekte. Kısaca herkes, tüm taraflar bir beklenti içinde. Beklentilerin karşılığını kimler alabilir? Yerel seçimlerin sonucu ne olur? Seçim sonuçları ekonomiye ve istikrara nasıl etkisi olur? Onu hep beraber Mart sonu göreceğiz.
Genel olarak bakıldığında genel seçimler bitmiş, iktidarda tek parti var. İyidir kötüdür onu zaman gösterecek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halkın çoğunluğu tarafından benimsenmiş. Yerel seçimler istikrar bakımından bir beklenti yaratmamış olması gerekir. İktidar değişmeyecek, hükümet düşmeyecek. Adı üzerinde yerel seçim. Halkımız siyasi partiye değil, aday olan belediye başkanına oy verecek. Bu böyle düşünülüp ona göre oy verilmesi gerekirken. Aynı şehirde oturmayan, o şehri ve halkını tanımayan, aynı örf ve adetleri bilmeyen, aynı şiveyi konuşmayan belediye başkanları o şehre, o ilçeye ne verebilir? Hakla nasıl bütünleşir? Bu önemli durum siyasi partilerimizce hiç dikkate alınmayarak ya da önemsenmeyerek halkın karşısına tanımadıkları, bilmedikleri adaylarla çıkmaktadırlar. Türk halkı olarak oylarımızı taraftarı olduğumuz takım renklerine bağlı olduğumuz gibi parti logolarına bakarak oylarımızı verdiğimiz için siyasi partilerin yıllardır seçmenlere göstermiş oldukları bu saygısızlığı görmeden tanımadığımız vekillere ve belediye başkanlarına oy vererek başımıza yöneticiler seçiyoruz. Normaldir, burası Türkiye diyip 2019 yılında iş ve ekonomi dünyasını neler beklediğine kısaca göz atalım.
2019 da her şeyin normal seyrettiğini var saysak dahi 2018 yılından devir olarak kalan ekonomideki olumsuzluklar, acaba ne olacak? Anlamındaki her türlü kaygı ve endişeler piyasaları çok kolay terk etmeyecektir. Enflasyon yüzde yirmilerin üstündeyken, reel faiz oranları yüzde kırklarda seyrederken piyasalara güvenin kısa sürede gelmesi zor görünüyor. Büyüme düşecek, yatırımlar azalmaya devam edecek, işsizlikte artışlar gözlenecek. Özellikle 2019 yılının ilk yarısında piyasaların ürkek ve korkak olması şeklinde geçeceği tahmin edilmekte. Dileyelim Trump bir huysuzluk yapmasın, Türkiye’den veremeyeceği bir şeyler istemesin. İsteyip de veremezsek sonra halimiz nice olur?