Özellikle yüksek teknoloji cihazların üretiminde yolun hâlâ başında sayılırız. Bu alanda idarenin yapması gereken çok iş var elbette.
Uzun zamandır gündemimizde olan yerli tıbbi cihazın üretimi konusunda çok yol alınsa da gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğumuzu söylemek isterim. Ayrıca hastanelerimizde kullanılan tıbbi cihazın yerlilik oranları hâlâ ithal ürünlerin gerisinde bulunmaktadır.
Sektör oyuncuları olarak üzerimizdeki fiyat baskısından dolayı paranın bol, finans maliyetinin düşük olduğu dönemlerde tıbbi cihaz sanayisine gerekli yatırımı yapamadık, o dönem üretim fırsatını maalesef değerlendiremedik.
Yolun başındayız
Özellikle yüksek teknoloji cihazların üretiminde yolun hâlâ başında sayılırız. Bu alanda idarenin yapması gereken çok iş var elbette. Başarılı bir üretim politikası oluşturmak için kurguyu makrodan mikroya uygulamalar ile değil, yerinde son tüketici tarafından mikrodan makroya doğru düzenlemek gerektiğini düşünüyorum. Kullanıcıların yani değerli sağlık profesyonellerimizin ürün deneyiminin sektörle beraber geliştirilmesi ve sonuçta bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Yabancı ürün iyidir algısı maalesef kurumlarımızda oturmuş durumda. Bu algının karşısında durabilmek için ancak bilimsel veriler kendi kalite akreditasyonumuzdan geçen ürünleri piyasaya arzı ile mümkündür.
Ortak üretim birliği
Geçenlerde bir dostumun tıbbi sarf malzemeleri üretimi yapan tesisini gezme fırsatı buldum. Yüksek kalitede uluslararası standartlara uygun ürünler üretiyor. Cirosunun % 40’ını ihracat gelirleri oluşturuyor. Bu günlere gelmesi kolay olmamış. Hâlâ işlerini büyütüp ülke ekonomisine katkı sağlamanın peşinde durmadan çalışıyor. Şikâyetçi değil ama çok dertli. Aslında tüm sektör oyuncuları aynı duygular içerisinde değil mi? Hepimiz işimizi seviyor, ürettiğimiz katma değerinin kıymetinin bilinmesini istiyoruz. Evet, ziyaretimde şunu gördüm bizim ölçek üretim potansiyelini yakalayabilmemiz ve kâr elde edebilmemiz için ortak üretim birliğine ihtiyacımız var.
Nasıl mı?
Genel üretim kaidesi, üretim miktarı arttıkça birim maliyetler düşer, kâr artar. Neticesinde kazanılan mali kaynaklar yeni teknolojilere, pazarlama faaliyetlerine ve AR-GE harcamalarına aktarılır. Ülkemizde ise medikal sanayi dünya ölçeğinden daha küçük ölçekli olduğundan, hammadde ve üretim için gerekli makine ekipman ihtiyacı diğer sektörlere göre daha maliyetli olarak gerçekleşir.
Öncelikle sektör birlikleri ve STK’lar; “beraber kullanım”, “hammadde birliği”, “fason üretim”, “yarı mamul üretim” ve “hangi medikal üretim alanlarında avantajlı olabiliriz?” gibi konularda çalışmalar yapmalı.
Benzer üretim modelinin bir örneğini Almanya’da cerrahi el aletleri konusunda görüyoruz. Büyük verimsiz fabrikalarda ürünün tamamını yüksek maliyetle üretmek yerine KOBİ’ler ile iş birliği içerisinde olup birkaç ürün üzerinde uzmanlaşmaları sağlanmalı. Böylece uzmanı olduğu ürünlerin bir kısmını yüksek miktarda üreterek kendileri için ölçek ekonomi oluşturabilirler. Savunma sanayinde gayet başarılı örnekler mevcut. Yapacağımız iş, sadece başarılı modelleri örnek alıp sektörümüze uyarlamak olmalı.
Satış yapmak
Biz her ne kadar üretim birliği ve kullanıcı alışkanlıkları konularının üzerinde dursak da firmaların hayatına devam edebilmesi için önceliklerinin satış yapmak ve sattığı ürünün parasını tahsil etmesi olmalıdır. Nihai hedef pazar yut dışı olsa da, iç pazar daima önceliklidir. Sebebi ise kendi ülkesinde satamayan tıbbi cihaz dünyada kimseye güven vermez.