Yetişkinlerde en sık görülen kronik hastalıklardan biri olan hipertansiyon (yüksek tansiyon), 18 yaş üzerindeki erişkinlerde büyük tansiyonun (sistolik) 140 mmHg veya küçük tansiyonun (diyastolik) 90 mmHg olarak tanımlanıyor. Sağlık Bakanlığı, ülkemizde her dört kişiden birinin ölüm nedeninin hipertansiyon olduğunu bildiriyor. Hipertansiyon sık görülen ve tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen, tüm dünyada farkındalığı ve kontrol altına alınma oranlarının çok düşük olduğu görülüyor.
Böbrek hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları gibi durumlarda, tanı ve tedavinin her aşamasında, hipertansiyonun multidisipliner yaklaşımla erken teşhisi ve tedavisi bu hastalıkların tedavisinde önemli yer tuttuğu biliniyor. Koru Ankara Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serpil Müge Değer, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle önerilerde bulundu.
Kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı ve erken ölüm gibi kötü sonuçlarla yakından ilişkili olan hipertansiyonun tanısı ve kontrol altına alınması toplum sağlığı açısından önem taşıyor. Hipertansiyonun tanısının konulması ile beraber, altta yatan bir neden olup olmadığının araştırılması, organ hasarı ve kalp damar hastalığı risklerinin değerlendirilmesi hasta yaşam kalitesi ve süresi için gerekli.
Hipertansiyon hastalarının mutlaka iç hastalıkları, nefroloji ya da kardiyoloji uzmanları tarafından takip edilmesi öneriliyor.
Hipertansiyonun çeşitleri var mı?
Hipertansiyon, esansiyel (primer) ve sekonder (altta yatan bir neden bağlı) olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ayrıca, beyaz önlük ve maskeli hipertansiyon gibi iki önemli tanımlama da mevcut.
Beyaz Önlük Hipertansiyonu
Hastalar günlük aktivitelerini sürdürürken kan basıncı ölçümleri normal olmasına karşın, hekim kontrolünde yapılan ölçümlerinin yüksek olması ile karakterize duruma beyaz önlük hipertansiyonu deniyor. Bu tip hipertansiyonu olan hastaların yakın takibi ile birlikte yaşam tarzı değişiklikleri öneriliyor.
Maskeli Hipertansiyon
Kan basıncının doktor muayenesi sırasında normal aralıkta saptanırken günlük hayatta yüksek olması durumuna deniyor. Maskeli hipertansiyonun oluşturabileceği kötü sonuçlar da esansiyel hipertansiyon ile aynı, bu nedenle mutlaka hastaların, özelliklede aile de hipertansiyon öyküsü olan veya kronik böbrek hastalığı gibi hastalıkları bulunan hastaların organ hasarı ve kardiyovasküler hastalıklar açısından araştırılması gerekiyor.
Tedavide neler yapılmalı?
Hipertansiyon tedavisinde amaç, hastanın hedeflenen kan basıncına ulaşabilmesidir. Bu tedavinin temelinde düzenli egzersiz, ideal kiloya ulaşmak, tuz alımının 5 gram ile kısıtlanması, sigara içmemek, alkolü azaltmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri öneriliyor. Ayrıca, ilaç tedavisi de büyük önem taşıyor.
Hastanın tedaviye ve ilaç kullanımına uyumu, tedavinin başarılı olmasını olumlu yönde etkiliyor. Kişiye uygun ilaç seçimi, kan basıncını kontrol altına almakla kalmayıp, hastanın kalp ve böbrek sağlığını da koruyor. Fakat, hastaların, “Bu ilaçlar alışkanlık yapar” endişesiyle tedavilerini doktorlarına danışmadan kesmeleri tedaviyi olumsuz etkiliyor. Tedaviye uyum çok önemli olmakla birlikte hastaya uygun ilaç seçimi de hayati önem taşıyor.
Hipertansiyon hastalarına hayat kurtaracak 5 tavsiye
- Kan basıncınızı mutlaka kontrol edin ya da ettirin.
- Tuz alımınızı 5 gram ( bir silme çay kaşığı) ile kısıtlayın
- Mutlaka egzersiz yapın. Haftada en az üç defa 20 dakika yürüyüş öneriliyor.
- Düzgün beslenmeye dikkat edin. Beslenmeniz, sebze, meyve, yağsız ya da az yağlı süt ve süt ürünleri, tahıllar, tavuk ve balık öğünlerde ağırlıklı olmalı.
- Sigara içmeyin, alkolü azaltın ve ideal kilonuzu hedefleyip ve o kiloda kalmaya dikkat edin.