Kent Sağlık Grubu, Amerika’nın önde gelen kanser merkezlerinden Houston Methodist Hospital (HMH) işbirliğiyle Türkiye’ye bölgenin en kapsamlı kanser merkezini kazandırdı. Grubun CEO’su Dr. Ruşen Yıldırım, “Kent Onkoloji Merkezimizde tanı ve tedavide yol haritalarının tümör konseylerince belirlendiği, kişiye özel tedavilerin yanında her türlü destek uygulamalarının tek çatı altında sunulduğu kapsamlı bir modeli hayata geçirdik. Hastalarımıza ikinci görüş alma olanağı sağladığımız HMH ile bir sağlık hattı kurduk. Kanser tedavisinde odağında hastanın olduğu bir ‘Kent modeli’ sunuyoruz” dedi. Çiğli’de Kent Hastanesi bitişiğinde 20 bin metrekare kapalı alana sahip, 350 milyon liraya mal olan Kent Onkoloji Merkezi’nin resmi açılışı HMH yönetici ve hekimlerinin de katıldığı bir basın toplantısıyla gerçekleştirildi. Kent Onkoloji Merkezi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Rüçhan Uslu, HMH Global İş Geliştirme Başkan Yardımcısı José F. Núñez ve HMH Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Edward Brian Butler’in katıldığı toplantıda Kent Sağlık Grubu CEO’su Dr. Yıldırım, merkez ve afiliasyon hakkında bilgi verdi. Medikal Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Nükleer Tıp ve Onkolojik Cerrahi hizmetlerini tek çatıda topladıklarını belirten Dr. Yıldırım, “bütüncül yaklaşım”la tanı ve tedavi süreçlerini kolaylaştırıp, belirsizlikleri ortadan kaldırdıklarını söyledi. Onkolojide bileşenlerin çok fazla olduğunu kaydeden Dr. Yıldırım şöyle konuştu:
ONKOLOJİDE BİLEŞENLER ÇOK
“Kanserde tedavi çeşitliliği, kombinasyonları çok artıyor, genetik testlerin alanının büyümesiyle kişiselleştirilmiş tedavi şart oluyor. Yenilikler sürekli artıyor. Bunlardan haberdar olmamız lazım. Bir doktorun kendini eğitmesi, yetiştirmesiyle mümkün olacak bir iş değil, bu bir takım işi ve onları da yönetecek bir kurum anlayışı gerekiyor. Biz böyle bir merkez kurmayı planladığımızda hastanın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek bir bakım modeli düşündük. İlk adım; öncelikle en ince detayına kadar doğru tanının koyulması gerekiyor. Genetik dediğimiz unsurlar bunu iyice açığa çıkarıyor. İkinci adım; çeşitli branşlardan hekimlerin bir araya gelerek oluşturduğu tümör konseylerinde bütün detaylarıyla hastayı tartıştıkları bir seanstan sonra nasıl bir tedavi programı uygulanacağının kararının verilmesi. Üçüncü adım da karar verilmiş olan tedavi protokollerini standartlara uygun, keyfiyetten uzak, kontrollü, denetimli bir şekilde hasta güvenliğini tehlikeye atlamayacak bir şekilde uygulamak. Bunları çok sistematik ve standart şekilde yaptığınız zaman işler zaten düzgün başlamış oluyor. İçerideki süreçleri kontrollü bir şekilde tasarladığınız için hasta bu sisteme güvenli bir şekilde, kafası karışmadan içeride karışıklıklara yol açmadan girip çıkabiliyor. Bu hem bizim kapasite kullanım oranlarımızı artırıyor, doktor zamanını daha iyi bir şekilde kullanıyor, hastaya gerektiği kadar bilgiyi en kısa zamanda sunma imkanına sahip oluyoruz. Hastanın prosedürler içinde, tanı ve tedavi süreçlerinde kaybolmayacağı, kendisiyle ilgili yapılacak her işlem hakkında bilgi sahibi olacağı, her sorusuna yanıt bulup, yaşam konforunun iyi olacağı bir model. Hizmetin odağında hastanın yer aldığı bir merkez projelendirdik. Onkoloji, ameliyat gibi tek vuruşluk bir şey değil. Bir yıl, 5 yıl sürüyor. Hastanın sistem içinde takibi ayrı bir önem ve özellik taşıyor. O zaman da kurumun buna cevap verecek şekilde kendisini örgütlemesi gerekiyor. Hastanın 6 ay sonraki kontrolünü sistem de hekimi de unutmamak zorunda. Hastanın bu süreçte saçı da dökülüyor beslenme alışkanlıkları da bozuluyor. Bütün metabolizması allak bulak oluyor. Sürekli soru sormasını gerektiren bir durum var. Doktor tedavi dışında hastanın bu sorunlarıyla ilgilenemiyor. Danışmana ihtiyaç var. Navigatör uygulamamız burada devreye giriyor. Bu süreçlerin yönetilmesinde hastanın en büyük yardımcısı, doktoruyla arasında köprü oluyor. Psikolog, diyetisyen, ağrıları varsa fizik tedavi, yoga, nefes terapisi gibi destek uygulamalar hastaya sunuluyor. İşte biz böyle bir modelle hizmet vererek hastanın yaşam konforunu yüksetmeyi amaçlıyoruz. Maalesef Türkiye’de bunlar sağlıklı bir şekilde yapılmıyor. Yurtdışında bile her merkez başarılı değil, kanserde özellikle ön plana çıkan merkezler var. Temel ayrıştırıcı özellik de bunların koordinasyonundan kaynaklanıyor. Bir iki iyi doktorun merkeze alınmasıyla bu hallolmuyor. Multipdisipliner yaklaşımla hasta odaklı bir hizmet anlayışı, modeli gerekiyordu, biz bunu hayata geçirdik. ”
KANSER HATTI KURDUK
Kent Onkoloji Merkezi’ni planlarken mevcut uygulamalardaki eksiklikleri belirleyip böyle bir model fikrini oluşturduklarını vurgulayan Dr. Yıldırım, HMH ile işbirliğini anlattı. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu modelin en iyi örnekleri neresidir diye baktığımızda iyilerden bir tanesinin HMH’de uygulandığını gördük. HMH 100 yılı aşmış geçmişe sahip. Amerika’da en başarılı hastaneler sıralamasında çeşitli branşlarda ilk 5, ilk 10’da yer alan bir kurum. Kanser tedavilerinde ciddi araştırma ve geliştirme kaynakları olan bir hastane. Ancak hiçbir şeyi karbon kopya alıp taklit edemezsiniz. Mutlaka kendinize uygun hale dönüştürmek zorundasınız. Bizim kültürümüz, insanımız farklı, beklentiler farklı, sosyal güvenlik uygulamaları, ödeme koşulları farklı bunlar mutlaka ince ayarlama gerektiriyor. Houston’ın özellikle hasta tedavi protokolleri önemlidir ki işin omurgasını oluşturan da budur. Biz HMH’in hasta tedavi protokollerindeki o deneyimlerinden yararlanmayı bir de aklımıza gelmeyen, düşünmediğimiz ama gördüğümüz zaman hastalarımız için yararlı olacak uygulamaları transfer etmeyi istedik. HMH ile işbirliğimizde hastalarımıza sunacağımız önemli hizmetler var. Örneğin; iki merkezin tümör konseyleri ayda bir video konferansla vaka tartışması yapacak. Hastalar kendilerine uygulanan tedavilerin doğruluğundan emin olmak, varsa yurt dışında uygulanan tedaviler hakkında bilgi sahibi olmak ve ulaşmak isterler. Sadece merkezimizde değil Türkiye’nin her yerinden hastalar tanı ve tedavileri için HMH’den ikinci görüş alabilecek, biz köprü olacağız. HMH’in bize sunduğu bir başka olanak ise; klinik çalışma dediğimiz uç tedaviler. Henüz daha onay almamış, ruhsatlandırılmamış ama bilim adamlarının uygun hasta grupları seçerek uyguladıkları tedaviler var. Bu klinik çalışmalar bazı durumlarda son umut oluyor, hastalar için. Buna uygun hastaları bulmak onlar için de, buradaki hastalar için de önemli. Eğer biz bu doğru hastayı doğru program için tespit edersek çok düşük maliyetlerle bu tedavilere kaydettirmek imkânına sahip olacağız. 3. 4. Seviye çalışmaların yapıldığı çalışmalara hasta yönlendirmemiz mümkün olacak. Bir şeyleri yaparsınız da doğru, düzgün yapmayabilirsiniz. HMH uzmanları yılda bir kez merkezimize gelerek uygulamalarımızı gözlemliyorlar, inceliyorlar, hastalarımızla görüşüyorlar. Kent’in doktor, fizik uzmanı, hemşire ve yönetim kadroları yılda 1 defa 1 hafta-10 günlük bir süreyle HMH’e giderek yerinde eğitim alıyorlar. Kalite standartlarımızın yükselmesi konusunda el ele giden bir ilişki, işbirliği söz konusu.”
SAĞLIK HİZMETLERİNİN KALİTESİNİ İYİLEŞTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ
HMH Global İş Geliştirme Başkan Yardımcısı José F. Núñez, Houston Methodist’in İspanya, Hollanda, Bosna, Meksika, Şangay ve Dubai’den sonra Türkiye’de de Kent Sağlık Grubu işbirliği ile Türk hastalara hizmet vereceklerini söyledi. Nunez, HMH’in seçkin hasta bakımı, sağlık hizmetleri profesyonelleri için eğitim ve öğretim ile çığır açan araştırmalar ve klinik deneyler sağlamaya odaklanmış akademik tıbbi bir merkez olduğunu vurguladı; “Kent Onkoloji Merkezi, HMH işbirliği ile Türk hastalara bilgi ve deneyimlerimizden, hizmetlerimizden yararlanma imkanı sunuyor” dedi.
HMH Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Brian Butler de bünyesinde araştırma enstitüsüyle HMH’in 7 tam teşekküllü hastane ve uzun süreli akut bakım hastanesi ile hizmet verdiğini belirtti. HMH olarak sağlık profesyonellerine eğitim ve öğretim, kuruluşlara danışmanlık ve yönetim hizmetleri verdiklerini belirten Butler, “Bu işbirliği ve bilgi aktarımı yoluyla dünya çapında sağlık hizmetlerinin kalitesini iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Her yıl dünyanın 80’den fazla ülkesinden binlerce hastayı tedavi ediyoruz, bu önemli ve mutluluk verici ancak hastaların kendi ülkelerinde yüksek kaliteli seçeneklere sahip olmalarını tercih ediyoruz. Kent Onkoloji Merkezi de HMH ortaklığında Türk hastalara kendi ülkesinde dünya standartlarında hizmet vermeyi amaçlayan bir yapı oluşturdu” diye konuştu.
TEDAVİDE MULTİDİSİPLİNER, BAKIMDA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Kent Onkoloji Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Rüçhan Uslu da kanser tedavisinde multidisipliner, hasta bakımında bütüncül yaklaşımın önemli ve zorunluluk haline geldiğini bir kez daha vurguladı. Kanserin yaklaşık 200 farklı türü olduğuna dikkat çeken Uslu, şunları söyledi: “Her insan farklı, tümöre kendine özgü. Boyu, kilosu, vücut yapısı, organ fonksiyonları farklı. Şeker, tansiyon gibi yandaş başka hastalıkları olabilir. Tıptaki büyük gelişmeler ışığında artık kanseri standart yöntemlerle tedavi edemeyiz, etmemeliyiz. Kişiye özel hazırlanan tedavilere ihtiyaç var, yeni çağdaş tıp tedavileri bunu gerektiriyor. Her hastaya ve tümörüne uygun tedaviler yapılmak zorunda ama iş bununla da bitmiyor, hastanın beslenmesinden ağrı şikayetlerine kadar her türlü sorununa çözüm, sorusuna yanıt vermek zorundayız. Diyetisyenden psikiyatriste her türlü sorunu için alanında uzman kişilere ihtiyaç var. Hastanın sadece tümörünü tedavi etmek yetmez, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden kendini iyi hissetmesi, yani bütüncül bir iyilik hali önemli. Bütün bu birimleri içinde barındıran Kent Onkoloji Merkezi’nde hastalarımıza bu hizmetleri sunmak, bu imkanlarla çalışmak biz doktorları da mutlu ediyor. Tıp artık global bir bilgi ve bu bilgiler sınırlar ötesinde paylaşılıyor. HMH ile işbirliğimizde biz de bilgi, deneyim paylaşımında bulunurken, hastalarımız da dünyaca üst düzey uluslararası tedavilere ulaşabiliyorlar.”
Basın toplantısının sonunda Dr. Yıldırım ve José F. Núñez birbirlerine karşılıklı anı plaketi sundu. Yöneticiler toplantı sonrasında basın mensuplarıyla birlikte Merkezi gezerek, bilgi verdi.