İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
İstanbul Medikal ne zaman kuruldu? Faaliyet alanınızdan biraz bahseder misiniz?
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Ticaret A.Ş,2002 yılında limited şirket ünvanı ile sağlık sektöründe faaliyet göstermeye başlamıştır. Faaliyete başladığı günden bu yana tam 16 yıldır yara alanında çalışmaktadır. Bayilikler ile başlayan ticari serüvenimiz daha sonra ithalat ve üretim ile devam etmiştir. Modern yara bakım ürünleri kapsamında yaraya dair ne kadar detay varsa hepsi bünyemizde mevcuttur. Özellikle son yıllarda spesifik olarak Epidermolizis Büllosa hastalarının yaraları için öncelikli olarak çalışmaktayız.
İstanbul Medikal A.Ş’nin kurucusu olarak eğitiminizden dolayı mı bu sektörde yer alarak medikal bir firma kurdunuz?
Sağlıkçı değilim fakat öyle olmasını çok isterdim. Aslında İstanbul’da bir hemşirelik okulunu kazanmıştım fakat ailem hem İstanbul’a hem de sağlık sektörüne çok sıcak bakmamışlardı. Fakat tüm bunlara rağmen kendimi hem İstanbul’da hem de sağlık sektöründe buldum. Üniversiteden sonra bir ecza deposunda çalışmaya başlamamdan sonra sağlık sektörü tekrar gündemimize oturdu ve iş buralara kadar geldi. Üniversite eğitimim sırasıyla şöyle ilerledi. İlk olarak Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldum daha sonra ikinci üniversite olarak Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldum. Her iki eğitimimden de kazanımlarımı aktif iş hayatımda kullanmaktayım.
Kadın yönetici olarak kadınların işgücüne katılımını arttırmak üzerine neler söylemek istersiniz?
Kadın-erkek gibi bir ayrıma karşı olmakla birlikte pozitif ayrımcılığı maalesef biz de yapıyor ve destekliyoruz. Rakamlar hâlâ kadınların iş hayatında yeterince etkin olmadığını gösteriyor. Fakat kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Özellikle bizim sektörde kadın dokunuşları büyük farklar yaratıyor. Kadın çalışanlarımızın varlığı hedef kitlemizle ilişkimizi olumlu yönde etkiliyor. Bizim de çalışanlarımızın büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadınların özeni başarımızı arttırıyor. Bizim işimizde hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti ön planda olduğu için ve özellikle son yıllarda hastalarımızın %70’i çocuk hastalar olduğu için kadın istihdamı özellikle annelik vasfımızdan dolayı her zaman olumlu yönde katkılar yaptı. Ailelerin karşısında aynı hisleri paylaşan aynı beklentileri olan kişilerin olması hedef kitleye güven verdi. Bizde her başarılı işin arkasında bir kadın var. Kalpten yapılan işler her zaman başarılı olur ve biz kadınlar işlerimizi kalpten yapıyoruz. Son dönemde TÜSİAD’ revizesi ile iş adamı söyleminin iş insanı olarak değiştirilmesi konusu da bizi çok mutlu eden bir gelişmedir.
Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz?
Yara alanında uzmanlaşan ve branşlaşan firmamızın ürün gamı her geçen yıl genişlemiş, güncellenmiş ve geliştirilmiştir. Katılım gerçekleştirdiğimiz gerek yurtiçi, gerek yurtdışı ileri yara bakım teknikleri sempozyumları ve kongrelerinden kazanımlarımız ile “branş firma” konumlandırmamızı gerçekleştirmenin gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Akut veya kronik yaranın her tipine, yaranın her aşamasına uygun ürünlerimizle yara iyileşmesinde modern yara bakım teknikleri sunuyoruz. Grade 1,2,3,4 tip komplike yaralarda alternatif ve destek ürünlerimiz mevcuttur. Bugün İngiltere, İtalya, Portekiz, Hollanda, Almanya, Bulgaristan, Çin ve Güney Kore’den bu konu ile ilgili ithalatlar yapmaktayız. Ayrıca kendi tescilli markamız olan Parris markası ile de yaraya hitap eden çok sayıda ürünümüz 869 ile başlayan Türk barkodları ile raflarda yerini almıştır ve almaya devam edecektir.
Hangi firmaların Türkiye distribütörlüklerini yapıyorsunuz. Bu firmaların ürünlerinden biraz bahseder misiniz?
Bugüne kadar Üretimlerimiz de ithalatlarımız da hep yara ürünleri üzerine olmuştur. Hem kamu hem özel hastane çalışmalarımızda gözlemlemiş olduğumuz ihtiyaçlar bağlamında Ar-Ge çalışmalarımızı gerçekleştirip, üretim öncelikli olmakla beraber sahanın talebine yönelik ileri yara bakıma destek olmak amacıyla firmamız bünyesine distribütörlükler de katmış bulunmaktayız. İthalatlarımızın başında İtalya’dan Eurosets firmasından ithal ettiğimiz Waterlily markası ile granülasyon sağlayıp hasta yatış süresini ve maliyeti düşürmek adına geliştirilmiş Negatif basınç ile yara tedavisi için cihazlar ve bu cihazlar ile kullanılan özel üretim sünger sarf malzemeleri gelmektedir. Yine Hollanda’dan Mediq Medeco firmasından akut yaralarda kullanılan ve tedaviye destek olan Klinion marka modern yara örtüleri ve nekroze doku debridman jellerini ithal etmekteyiz. Portekiz’den Bastos& Viegas firmasından yara, yanık gibi enfeksiyon değeri açısından kontaminasyona sebebiyet vermemesi amacıyla 3-7 günlük pansuman değişimlerine destek ve özellikle epidermolizis büllosa hastalarının yaralarında kullanılan yara örtülerini sabitlemek amacıyla bandajlar ve İngiltere’den Clinisupplies firmasından yine bu hastalar ve yara, yanık, atopik egzama hastaları için Clinifast marka bandajlar ve giysiler ithal etmekteyiz. İthalatlarımızın yanı sıra kendi markamıza ait üretim ürünlerimiz de yine yara alanına hizmet etmektedir.
Üretimini yaptığınız Parris markanız ile yara bakım konusunda uzman bir firma oldunuz. Bu ürünleriniz ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Parris markasını 2006 yılında oluşturduk. Çıkış noktası kızımın ismi olan Paris’dir. Özel isim olduğu için tescil edilirken çift r harfi kullanmamız gerekti ve kayıtlara parris olarak geçti. İlk olarak Parris markası ile venöz ülser yaralarının tedavisinde kullanılmak üzere Parris Çoklu Bandaj Setlerini ürettik. Daha sonra sırasıyla Parris İkili Bandaj, Parris Varis Çorapları, Parris Retractörler, Parris Vulvar Varis Giysisi ve Parris Tübüler Bandajlar üretildi. Şu anda ise bizi çok heyecanlandıran yeni ürünlerimiz üretim bandından çıkmak üzereler. Parris Silikon Yara Örtüleri, Parris Silikon Yara Temas Tabakaları, Parris Silikon Bantlar ürün gamımıza eklenecek en yeni ürünlerimizdir.
Ürünlerinizi hedef kitleye nasıl tanıtıyorsunuz?
Şirket bünyemizde tüm Türkiye için Satış ve Tanıtımdan sorumlu bir ekibimiz bulunmaktadır. Her çalışanın kendisine tanımlı bölgeleri mevcuttur ve bu bölgelerde ilgili kliniklere, hastane yönetimine ve hekimlerimize ürünlerimizi en iyi şekilde anlatıp, markamızı en iyi şekilde temsil etmektedirler. Hastanelerde ilgili kliniklere ve hastane idarecilerine dönem dönem ürünlerimizin içeriği ile ilgili bilgi amaçlı toplu sunumlar da yapmaktayız. Şirket bünyemizde bu toplantıları yürüten ve sunumu gerçekleştiren bir Marka Müdürümüz de bulunmaktadır. Birebir çalışmalarımızın yanı sıra çalıştığımız alana hitap eden kongre ve fuarlara da katılım sağlamaktayız. Türkiye’de gerçekleşen tıp kongrelerinin genellikle Antalya şehrinde yapılmasından yola çıkarak markamızın katılımcıların nezdinde bilinirliğini arttırmak amacı ile de Antalya havaalanında ilk kez iç hatlar gidişte bilboard görsel reklam çalışması gerçekleştirdik ve çok güzel dönüşler aldık.
Şu anda üretim bandında olan son ürünleriniz ile ilgili biraz daha detay verebilir misiniz?
Parris silikon yara örtüleri, alerjik reaksiyona sebebiyet vermeyen silikon teknolojili ve üst katman poliüretan köpük ile üretilmiş yara bakıma destek ürünlerdir. Uygulamanın zor olduğu bölgelerde (uyluk, eklem, sakrum, topuk vb) ince yapısı nedeni ile vücuda çok kolay uyum sağlar. Yaranın ihtiyaç duyduğu nem dengesini sağlamakla beraber kontaminasyona sebep olmaz. Bu durum yara iyileşmesinde önemli bir rol oynar. Ürünümüz poliüretan köpük sayesinde yüksek emme kapasitesine sahiptir. Ürünler, cerrahi yaralar, 2.derece yanıklar, bacak, bası ülserleri, cilt yırtılmaları ve özellikle Epidermolizis bülloza hastalarının yaralarında kullanıma uygundur. Parris silikon temas tabakaları ise şeffaf ve yumuşak silikon ile kaplanmış cilde tutunan por aralıkları sayesinde hastayı travmatize etmeden, sağlık mensubu çalışanının önerdiği krem, losyon gibi iyileştirici özelliği bulunan ve reçete edilebilen ürünleri uygulamaya imkân sağlamaktadır. İkincil örtü kullanımında olası örtü değiştirme esnasındaki travmayı önler. Maserasyon riskini en aza indirir. Ameliyat sonrası yaralarda, sıyrıklarda, kısmi ya da geniş greftlerde ve yine özellikle epidermolizis büllosa hastalarının yaralarında kullanıma uygundur. Parris silikon bantımız ise epidermolizis büllosa hastalarının yara örtülerine yardımcı fiksasyon amacı ile kullanılır. Normal bantın kullanıldığı her durumda Parris silikon bant kullanılır. Diyaliz hastaları, pediatri ve yeni doğanlar, dermatoloji, ortopedik cerrahi, plastik cerrahi için silikon bantımız idealdir.
Yeni üretilen ürünlerinizin hepsinin kullanım alanında Epidermolizis Bülloza özellikle vurgulanmakta. Epidermolizis Büllosa nedir? Bu hastalık hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Ürünleriniz bu hastalara nasıl bir kolaylık sağlamaktadır?
Epidermolizis Büllosa halk dilinde Kelebek hastalığı olarak da bilinen bizim de çoğunlukla EB olarak adlandırdığımız bu hastalık deride ve mukozada bül (içi su dolu kabarcıklar-yanıkta da görüldüğü gibi) gelişimi olan bir hastalıktır. Genellikle büller bu bölgelerin maruz kaldığı bası ya da çarpma gibi benzeri olayların yaşanması ile gelişir. Epidermolizis büllosa genetik bir hastalıktır, genetik bağ dokusu bozukluğudur. Bilinen 30’dan fazla varyantı ile EB tipine göre çok çeşitli şiddetlerde ortaya çıkar.3 ana tip ise simplex (basit), distrofik (kusur bırakan), jonksiyonel (derinin bileşke yerinde) Bu hastalık bazen akraba evliliği ya da diğer nedenlere bağlı olarak görülür. Elimizde bu konuda yapılan araştırmalara göre çok değişken rakamlar olmakla birlikte 80.000 doğumdan 1’ini etkileyen bir genetik nadir hastalıktır. Türkiye’de kesin bir istatistik bilgi olmamakla birlikte 2000 tahmini hasta olduğu öngörülmektedir. Bizim kendi imkânlarımızla ulaştığımız ve varlığını bildiğimiz hasta sayısı 700 hastadır. Dünyada yılda yaklaşık 200 çocuk EB ile doğmaktadır. Cinsel ve etnik grup ayrımı yapmaz, kalıtsaldır fakat ebeveynler taşıyıcı olduklarını bilemeyebilirler. Bulaşıcı değildir. Henüz tedavisi olmamakla birlikte umut veren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Şimdiki tedavisi yara bakımı yapılarak yaralarının temiz tutulması ve yara içinde toz, krem, iplik vb yabancı maddelerden uzaklaştırılması, bandajlama ile de cilt enfeksiyondan ve sürtünmeden korunmalıdır.
Bizim ürünlerimiz ile bağlantısına değinecek olursak ürünlerimiz daha önce de belirttiğim gibi birçok alana hitap etmesinin yanı sıra ar-ge çalışmalarımızda, ürün tasarım, geliştirme ve işlevsellikte özellikle Epidermolizis büllosa hastalarının yaraları düşünülmüş ve gözetilmiştir. Epidermolizis büllosa hastalarının yaralarının sürtünmeden, enfeksiyondan uzaklaştırılması ve kıyafetlerine yapışmasından korunması için bariyer görevi görecek yara örtülerine ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu yara örtüleri cilde kolayca tutunmalı ve çıkarılırken pansuman değişimi esnasında cilde yapışmayan, ağrı, acı ve travmaya neden olmayacak ürünler olmalıdır. Bizim Parris silikon yara örtülerimiz de bu noktada devreye giriyor. Ürünlerimiz hastaların konforunu arttıracak ince yapıda olup özel büyük boy çalışılmış ebatlar ile yaralarının tümünde kullanım kolaylığı sağlamaktadırlar. Ürünlerimiz cilde nazikçe tutunup, örtü değişiminde hastaya hafif temas sağlamaktadırlar. Parris silikon yara örtülerimizi de ithalatını yaptığımız bandaj ve giysi grubumuz desteklemektedir. Örtülerin sabitlenmesi ve dış etkilerden korunması amacı ile yeni yara açılmasını önlemek, hastayı korumak adına özel üretilmiş, dikişlerin dışarıda olduğu, ciltte tahrişe ve temasa izin vermeyen, esnek ve koton yapıda her yaş grubuna uygun çorap, eldiven, tayt ve body şeklinde koruyucu giysilerimizi de örtülerimizin yanı sıra hastalarımıza sunmaktayız.
Epidermolizis Bülloza hastaları bu ürünleri nasıl temin ediyorlar?
2015 yılından önce hastalar ürünlere kendi imkanları dahilinde ücretli olarak ulaşıyorlardı. TC Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Mali Hizmetlerden 05.06.2015 tarihli Epidermolizis Büllosa konulu bir duyuru yayınlanmıştır. Epidermolizis Büllosa hastaları ayaktan tedavilerinde SUT EK 2/B listesinde yer alan “530.533” kodlu “Epidermolizis büllosa hastalığında yara bakım hizmetleri” işlemi üzerinden ödeme kapsamına alınmıştır. Hastanın hizmeti kendisine en yakın evde sağlık merkezinin bulunduğu devlet hastanesinden alması esasına dayanan bu sistemde EB tanılı hastalara yara bakım hizmetlerinin ödenebilmesi için 08.06.2017’de tekrar yenilenen duyuru ile hastalar,3.basamak sağlık hizmeti sunucuları tarafından, deri ve zührevi hastalıkları uzman hekimi, plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzman hekimi ile genel cerrahi veya çocuk cerrahisi uzman hekimlerinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gerekmektedir ve bu rapor 1 yıl geçerli olacaktır.
Hastaların malzeme tedariğini kurumlar sağlık bakanlığının yayınladığı genelge doğrultusunda alım usulüne göre gerçekleştirmektedirler. Fakat işleyişte tabi ki aksaklıklar yaşandığını gözlemleyebiliyoruz. Firmamız her durumda kamu yararını gözeten bir tutumla hareket etmiştir. Şimdi de EB tanılı hastaların yanında bir Türk markası ile bulunmaktadır. İlk günden bu yana her zaman gerek raporlarda gerek alımlarda tek bir markayı işaret eden söylemlerin karşısında durmuş ve tek marka fırsatçılığına hiçbir zaman izin vermemiştir. Eb hastalığı için alıma çıkılan yara örtüleri tedavi edici malzemeler değildir. Daha önce de belirttiğim gibi hastaları enfeksiyondan ve travmadan korumak ve yeni yaraların oluşmasını önlemek amacıyla hastaların konforunu arttırıcı destek ürünlerdir. Ürünler sarf malzeme niteliğindedir. Eb tedavisinde yüklü miktarda pahalı sargıların yaşam boyunca kullanılabileceği göz önüne alınarak alımlarda maliyet çok önem arz etmektedir. Maliyet, herhangi bir sağlık önerisinde dikkate alınması gereken bir faktördür. Bu bilinç doğrultusunda Türk markamız ile bundan sonraki EB ürünleri alımlarında da firmamız kamu faydasını gözetecek ve uluslararası markaların karşısında bir Türk markası ile bulunarak kamu zararını önleyecektir.
Şirketinize ait bir sosyal sorumluluk projeniz bulunmakta. Bu sosyal sorumluluk projenizden bahsedebilir misiniz?
Özellikle son yıllarda Epidermolizis büllosa hastalarının yaraları bizim için öncelikli hale gelmiştir. Hastaların çoğunun çocuk olması özellikle biz anneleri çok derinden etkilemiştir. Şirketteki tüm anne arkadaşlarımla bu duruma kayıtsız kalamadık. Şirket olarak bir proje düşünüyorsak bu kesinlikle EB’li çocuklar için olmalı diye düşündük. Yeni doğan ünitelerine dağıtılmak üzere Parris Eb Bebek Kitini oluşturduk. Bu kit bir ilkyardım çantasıdır ve içerisinde Eb ile doğan bebeklerin ilk etapta ihtiyacını karşılayacak ürünler, hastalık hakkında bilgilendirme yazısı ve geçmiş olsun kartımız bulunmaktadır. Kısacası bu kit aileleri bilgilendirici, rahatlatıcı ve destek amaçlı bir paket sunmaktadır. Eb’li çocuğu kabullenme sürecini inceleyecek olursak, anne ve baba ilk etapta inançsızlık ve çaresizlik içinde bir şok yaşarlar. Sonrasında yaşanan depresyon ve çöküntü aslında gerçeğin farkına varmaya doğru bir gidiştir. Bazı anne-babalar çocuklarındaki bu farklılığı kabul etmeyerek uzmandan uzmana dolaşır, çareler arayarak çocuklarının iyi olabileceği umudunu taşırlar. İnkâr edebilirler ki bu da bilinmeyen korkusundan ve çocuğunu gelecekte nelerin bekleyeceğinin belirsizliğinden kaynaklanmaktadır. Ailenin yaşadığı duygular arasında üstesinden gelinmesi en zor olan belki de suçluluk duygusudur. Aileler şu ya da bu şekilde çocuğun hastalığına neden olduklarını düşünürler. Çoğu zaman “bu niye bizim başımıza geldi” soruları olur. Bu evrede ebeveyn yakın çevresi ile etkileşimini tamamen kesmiş durumda da olabilir. Biz de Parris bebek kitini hazırlarken bu dönemde aileye destek olmak ve bu süreci birlikte iyileştirmek için var olduğumuzu belirtmek ve göstermek istedik. Zaten bu sıkıntılı ve sancılı dönem atlatıldıktan sonra ailenin kabullenme ve uyum süreci başlıyor. Aile artık nadir hastalığa sahip bir çocuğu olduğunu ve neler yapabileceğini gerçekçi bir biçimde düşünmeye ve çocuklarıyla daha etkili, verimli bir ilişki düzeyi oluşturmaya çalışır. Daha sonra prosedürler tamamlanır, gerekli raporları düzenleme girişiminde bulunulur. Tabi bu da aile bireylerinin olumlu yaklaşım ve iletişimiyle yakından ilgilidir. Bu kabulleniş çocuğun tedavi sürecinde olumlu rol oynar.
2019 yılında tüm ürünleriniz tamamlanmış ve satışa hazır halde olacak. 2019 yılı için büyüme hedefleriniz nelerdir? 2019 yılı için ihracat hedefiniz var mı?
Son yıllarda yakaladığımız sürdürülebilir büyüme trendini 2019 yılında da devam ettireceğimizi öngörüyoruz. Finansal açıdan 2018 yılı başında koyduğumuz hedeflerin neredeyse tamamına ulaştık. Kısa vadeli finansal başarıyı şirket politikamızda öncelik haline getirmiyoruz. Kaba ve kara bir hırsla değil, aydınlık ve girişimci bir arzu ile çalışıyoruz. Girişimcilik bizim için gelip geçici bir ruh hali değil. 2002 yılından beri yapmak istediklerimizin ne sınırı ne de sonu oldu. Ticari rekabette farklılaşmak çok önemli. Biz farklı, butik bir konseptle kendimizi geliştirdik. Butikliğimizden ödün vermeden, verimliliği arttırmak, büyümeyi gerçekleştirmek istiyoruz.2019 hedeflerimiz çok büyük ve savaşımız kendimizle.2019 yılı ihracata başlama yılımız olacak. Markamızı büyüttük, ürün portföyümüz genişledi. Kendimize ve markamıza olan inancımız arttı. İlk sırada Balkan ülkeleri ile ihracata başlama projemiz bulunmakta. Bulgaristan’da ihracat ağırlıklı çalışan bir firmamız mevcut. 2017 yılında açılışını tamamladığımız firmamız ve bu proje üzerinde çalışan bir ekibimiz Bulgaristan ofisimizde hizmet vermeye devam etmektedirler. Daha sonra sırasıyla Orta Doğu ve Avrupa ile devam edeceğiz. Bir Türk markasını ve Türk imajını dış pazarda yaranın tüm muhataplarına en iyi şekilde lanse edip, uluslararası markalarla ilk defa bir Türk markasını yara alanında rekabet ettireceğiz.
Şirket merkeziniz şehrin ortasında bir plazada. Ürünlerinizi nerede depoluyorsunuz ve ürünlerinizi hastanelere nasıl ulaştırıyorsunuz?
Lokasyon olarak hem hastanelere eşit mesafede oluşu hem de yurt dışı misafirlerimizin ulaşım kolaylığı açısından havaalanına yakın oluşu nedeni ile burasını şirket ofisimiz olarak kullanmaktayız. Depomuz yine yakınlarda Sefaköy’de diğer aile şirketimizin bulunduğu bölgede 2000 metrekarelik 6 metre yüksekliğinde bir kapalı alanda bulunmaktadır. Hadımköy’de Akpınar sanayi bölgesinde 2018 yılı Ocak ayında başladığımız 4500 metrekarelik arsa üzerine 10.600 metrekarelik yeni fabrika binamız ise maalesef maliyetlerdeki öngöremediğimiz aşırı artış nedeni ile inşaatı yavaşlatılmış ve 2019 başında bitmesini öngördüğümüz projemiz şu anda 2020 tarihine ertelenmiştir. Fabrika binamızı tamamladığımızda tüm şirketler, üretim ve ofis katları tam kadro eksiksiz bir şekilde yeni fabrikamızda hizmet vermeye devam edeceğiz. Bu aşamanın tamamlanmasından sonra ise üretimimizin dışarıda olan kısmının da Türkiye’ye alınacağını gururla belirtmek isterim.
Global bir marka olma hedefiyle yara bakım alanında zirveye doğru ilerliyorsunuz. Markanız ile ilgili son olarak ne söylemek istersiniz?
Markamızı çok iyi konumlandırdık, büyüttük, geliştirdik. Markamızın genlerini taşıyan birçok fikrimiz bulunmakta. Bunların hepsi sırasıyla hayata geçecekler ve markamızı daha da ileriye götürecekler. Bu noktada ekip çalışması çok önemli. İş hayatında hiç kimse tek başına sonuç alamaz. Hem Türkiye ofisinde bulunan ekibimiz hem de Bulgaristan’da bulunan ekibimiz işbirliği içinde çalışmaya devam edecekler. Güçlerimizi birleştirip mükemmel işlere imza atmaya da devam edeceğiz. Türk markası algısını tüm dünyada en iyi şekilde oluşturacağız. Başta Türkiye’de olmak üzere uluslararası her platformda uluslararası yara bakım ürünleri markalarının karşısına güçlü bir Türk markası ile çıkacağız.