Philips Ortadoğu ve Türkiye B2G Lideri Esen Tümer ile yeni görevi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik:
Esen Hanım sizin başarılarınızı yıllardır takip ediyoruz. Sağlık sektöründeki önemli, saygın liderlerden birisiniz. Philips’in Sağlık Sistemleri grubunun Türkiye Genel Müdürlüğünü başarı ile devam ettirdiniz, yeni görevinizden ve sorumluluklarınızdan bahseder misiniz?
Sağlık sektöründe, yaklaşık 20 yıldır Microsoft, Johnson & Johnson, Coviden gibi çok uluslu şirketlerde çalışarak kariyerimde ilerledim. 2008 yılından beri görev aldığım Philips’in Sağlık Sistemleri bölümünde değişik pozisyonlarda görevimi icra ettim ve çok önemli deneyimler kazandım. Philips Sağlık Sistemleri Türkiye Genel Müdürlüğü görevimden sonra bu sene itibariyle konfor alanından çıkarak sadece Sağlık Sistemleri bölümünün değil Royal Philips bünyesindeki sağlık sistemleri ve tüketici ürün gruplarının da içinde bulunduğu, yeni adıyla HealthTech’in Orta Doğu ve Türkiye B2G (Business to Government) Kamu devlet yatırımlarından sorumlu lideri görevine atandım.
Yeni görevinizde Türkiye’den başka hangi ülkelerden sorumlusunuz ve Türkiye’nin konumunu bu bölgede nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni üstlendiğim görevimde Türkiye’nin içinde bulunduğu MET olarak adlandırdığımız Ortadoğu bölgesinde B2G iş kanalından sorumluyum. Türkiye başta olmak üzere, Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri, Dubai, Katar, Lübnan, Kuveyt, Oman, Ürdün, Filistin, Yemen, Bahreyn, Suriye, Irak ile coğrafyadaki diğer ülkeler sorumluluk alanım içerisinde yer almakta.
Türkiye’nin sağlık alanındaki konumunu diğer ülkeler ile kıyasladığınızda nasıl değerlendiryorsunuz?
Öncelikle belirtmek isterimki Ortadoğu coğrafyasında Türkiye, sağlık yatırımlarında gerçekten çok ileride ve lider konumunda. Türkiye gelişmiş sağlık alt yatırımları, sağlıkta dönüşüm programı, Ar&Ge yatırımları, yerlileştirme projeleri, hizmet alım modeli, Şehir Hastaneleri, Sağlık Turizmi ve tüm diğer faaliyet alanları ile bölgede gerçek bir “Rol Model” olarak algılanmakta. Özellikle Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri ve İran, Türkiye’nin yaptığı yatırımları ve atakları yakından takip etmek için Türkiye’yi ziyaret ederek Sağlık Bakanlığı ve ülke olarak nasıl bu başarıyı yakaladığımızı öğrenmek istemektedirler. Mart ayında Economist dergisinin düzenlediği Dubai Ticaret Odası ve MÜSİAD’ın yer aldığı Philips olarak bizim ev sahipliği yaptığımız toplantılarda Türkiye’deki yatırımcıların Dubai başta olmak üzere yurt dışı yatırımlarında elçilik görevi yaparak karşılıklı ticaret fırsatlarına, Sağlık Sistemi ve ticaret koşullarında görüş alış verişi yapmalarına vesile olduk. Buna benzer bir çok kamu ve özel sektörün bir araya geldiği projelerde, özellikle Şehir Hastanelerine örnek olabilecek yatırımlarda, anahtar çözümler ile dizayndan tasarıma, proje yönetiminden, servis hizmetlerine, ekipman tedariğinden proje finansmanına kadar birçok alanda çözüm ortağı olarak hizmetler sunmaktayız. Sağlık Bakanlığı’nın önderliğinde 26 – 28 Nisan tarihlerinde İstanbul Raffles Otel’de düzenlenecek ve benim de panelist olarak yer alacağım PPP Zirvesi açık oturumunda, PPP alanında sunduğumuz çözümlerden detaylı bahsedebilme imkânımız olabilecek. Bu oturum tüm katılımcılar tarafından takip edilebilecek ve daha sonrasında web sitesinden canlı kayıt olarak yer alacak.
Philips’in vizyonundan ve sağlık teknolojilerinden kısaca bahsedebilirmisiniz lütfen?
Philips, insanların yaşamlarını iyileştirmeye, sağlıklı yaşam ve korunmadan teşhis, tedavi ve evde bakıma kadar her alanda sağlık döngüsünden daha etkili sonuçlar elde etmeye odaklanan lider bir sağlık teknolojileri şirketidir. Philips olarak, Sağlıklı Yaşam’dan başlayarak Önlem Alma, Teşhis, Tedavi ve Evde Bakım’a kadar pek çok alanda sunduğumuz yeniliklerle, yaşamının her döneminde tüketicisinin yanında olan bir markayız. Görüntüleme sistemlerimiz, başucu hasta bakım sistemlerimiz, pek çok hastalıkta hayatı kolaylaştıran yeni teknoloji sistemlerimizle anne karnından başlayarak, yaşamları boyunca bireylerin daha sağlıklı ve daha kaliteli bir hayat sürdürebilmeleri için gereken koşulları oluşturmaya katkıda bulunuyoruz. Sağlığın yanı sıra yaşam kalitesini artıran küçük ev aletlerimiz ve ev tipi cihazlarımızla sağlıklı yaşam ortamının sağlanmasında tüketicilerimizin en büyük destekleyicisiyiz. Sağlık sürekliliği yaklaşımının her aşamasında hizmet vererek ve büyük miktarda veri kullanarak kitle sağlığı yönetiminin yeniden şekillendirilmesi ve optimize edilmesi için çalışıyoruz. Bulut tabanlı dijital sağlık platformundaki bağlantılı ürünlerimizden gelen verilerin entegre edilmesi, toplumların daha etkin ve daha düşük maliyetli sağlık çözümleri aradığı, git gide daha bağlantılı hale gelen bir dünyada büyümeyi yakalama fırsatımızı gözler önüne seriyor. Hükümetlerle, küresel sağlık önderleri, özel sağlık kurumları ve derneklerle birlikte çalışarak, kendimizi hastaları iyileştirerek insanlara hizmet etmeye, daha iyi değer sağlama ve bakıma erişimi artırmaya adadık. Hedefimiz 2025 yılına kadar 3 milyar kişinin hayatına dokunarak iyileştirmek. 2015 yılında 2 milyar kişinin hayatını iyileştirdik. 2015 yılında 275 milyon hasta bizim hasta monitörlerimiz ile tarandı. Geçen yıl 6.5 milyon insanın ağız sağlığı bizim ürünlerimiz ile iyileştirildi. 101 milyon kişinin hayatı diagnostic X-Ray cihazları sayesinde iyileştirildi. WHO’ya göre insanların sağlıklı yaşam hakkı demek hükümetlerin herkesin sağlıklı yaşaması için ortam yaratması demektir. Bu şartlar sağlıklı servislerin sunulmasından, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının sağlanmasına, sağlıklı gıdaların alınabilmesine kadar olan bütün aşamaları kapsar. İnsanlar bilinçleniyor ve sağlıklarıyla her geçen gün daha fazla ilgilenir hâlâ geliyor. Değer odaklı sağlık sistemine geçiş hızla artıyor. Sağlık alanında daha az maliyetli bakıma ve dijitalleşmeye yönelik trend artıyor.
Philips olarak inanıyoruz ki: Fark yaratarak, sağlık alanını geliştirerek ve dünya çapında bir erişim ve lokal inovasyonlarla toplumun sağlık alanındaki en büyük sorunlarına çözüm bulabiliriz. Lokal işbirlikleri ve inovatif tıbbi gereç çözümlerini bir araya getirerek olabildiğince fazla kişiye ulaşabilir ve böylelikle herkes için daha kaliteli bir hayat sağlayabiliriz. Ulaşılabilir ve bütünleşik bir sağlık sistemi hayatı kurtarır, daha sağlıklı toplumlar yaratır ve böylelikle gelişim için temeli oluşturur.
Uluslararası önemli projelerinizden bahseder misiniz?
Stocholm’de sağlık sektörünün karşılaştığı birçok sorun yer alıyor. Stockholm hızlı bir şekilde büyürken, sağlık konusunda duyulan ihtiyaçlar ile varolan kaynaklar arasındaki fark da artıyor. Bu sorunlara çözüm bulabilmek içinse Yeni Karolinska Üniversitesi endüstri ve akademi ile işbirliği yapmaya karar verdi. Yeni Karolinska Üniversitesi Hastanesi, hasta bakımını, klinik araştırmayı ve eğitim çalışmalarını bütünleştirerek hasta odaklı bir yaklaşımı benimsemeyi hedefliyor. Bu doğrultuda Philips Stockholm Country Council ve Yeni Karolinska Üniversite Hastanesi ile birlikte çalışarak, nüfusun sağlık maliyetlerini azaltacak, özel bakım çözümleri ve açık inovasyon sağlayacak çözümler yaratarak hastanenin geleceğini şekillendiriyoruz.
Philips’in inovasyon konusunda lider olduğunu çok net biliyoruz bizimle örnekler paylaşabilirmisiz?
Philips’in DNA’sında İnovasyon yer almaktadır. İlk patentimizi 1905 senesinde aldık.Kurulduğumuz günden bu yan inovasyona önem veriyoruz. Her sene satışımızın % 7,9’unu R&D çalışmalarına ayırıyoruz ve 76.000 patentimiz bulunuyor. Bu doğrultuda iş ortaklarımız ile beraber çalışıyoruz. Açık İnovasyon’a akademik ve endüstriyel işbirliklerimiz ile aktif olarak katılıyoruz. Ürünlerimiz, tasarım yarışmalarında her yıl 100’den fazla ödül kazanmaktadır. 2014 yılında Philips Foundation’ı kurarak Philips’in bilgi birikimini, inovasyon yeteneğini ve kaynaklarını kullanarak, toplumlarda değişim yaratmayı hedefliyoruz. Philips Foundation’in ilk işbirliği UNICEF ve Kızıl Haç’la olmuştur.
Türkiye çapında yaptığınız önemli sosyal sorumluluk projelerinizden de bahseder misiniz?
Küçük Kalpler Projesi ve Süt Saatim Projemiz var. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan 6 ila 10 yaş arası çocuklara kalp sağlığı taraması yapmak için 2015 Nisan ayında Küçük Kalpler projemize Gaziantep’te başladık. Proje Ortaklarımız; T.C. Kalkınma Bakanlığı GAP İdaresi ve Türk Kalp Vakfı. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon 800 bin kalp hastası bulunmakta ve kalp/ damar hastalıkları sebebiyle yılda 200 bin civarında ölüm yaşanmakta. Avrupa ülkeleri içinde, genç nüfusta kalp damar hastalığının en sık görüldüğü ülke Türkiye. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık % 40’ı çocuklardan oluşuyor. Doğumsal kalp hastalıkları çocukların yaşadığı önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Yılda ortalama 13.000 – 14.000 çocuk doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gelmekte olup tedavi şansını elde edemiyor ve bunun sonucunda yaşamını yitiriyor veya kronik kalp hastası olarak yaşamına devam ediyor. Küçük Kalpler projesi ile amacımız bu konuya dikkat çekerek, farkındalık yaratmak.
Süt Saatim ‘Çalışan anneler, anne sütü ile beslenen bebekler’: Philips Avent olarak, her bebeğin sağlıklı bir şekilde büyüme hakkı olduğuna inanıyoruz. Annelere bebeklerinin sağlıklı gelişmesi için her aşamada uygun çözümler sunmayı ve onların hayatlarına değer katmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz ‘Süt Saatim’ projesi ile şirketler nezdinde farkındalık yaratarak, süt sağma odalarını açmaları için onlara yardımcı olmak istiyoruz. Projemiz kapsamında, şirketlere hem süt sağma odalarının standartları konusunda danışmanlık vereceğiz hem de bu odalara ürün desteği (Avent Natural Elektronik Göğüs Pompası, 3’ü 1 arada Buharlı Sterilizatör, süt saklama kapları, süt saklama poşetleri, süt sağma odası kılavuzu ve emzirme kiti) sağlıyoruz.