Hüseyin SARPKAYA yazdı…
Oluşan küresel fırsatların değerlendirmesi için sadece firmaların değil kamunun da üzerine oldukça ağır yük düşmekte.
Tıbbi cihaz sektörü bildiğiniz gibi ürünlerin multidisipliner bir üretim prosesi ile birçok sanayi ürünün beraber kullanılması sonucunda, sağlık profesyonellerinin tecrübesi ile insan sağlığına uygun hale getirilmesinden oluşur. Endüstrinin bu özelliğinden dolayı tıbbi cihaz aslında birçok sektörü etkileme kapasitesine sahiptir.
Tek doğru yeterli olmayacak
Çok uzun yıllardır sağlık hizmet sunumunun önemli paydaşı ve sağlık alanında gelişmişliğin göstergesi olan tıbbi cihaz sektörü, tüm dünyada olduğu gibi pandemi ile beraber oldukça önem kazanmış bulunmakta. Bu süreçte sektörün önemine vakıf olan, özellikle gelişmiş ülkeler tıbbi tedarik zincirlerinin bozulmasıyla yerel çözümler geliştirip alternatif tedarik süreçleri arayışı içerisine girdiklerini görmekteyiz.
Değişen paradigma sonucu birçok alanda olduğu gibi medikal ürünlerin arz ve talep konusunda dengelenme sürecine girmiş bulunmaktayız. Öne çıkan başlıkları sıralamak gerekirse doğru ürün, doğru süre, doğru adet, doğru üretici son olarak bu başlıkların sonucunda oluşan doğru fiyat piyasaya arzı belirleyecek. Üretim prosesleri yeniden kurgulanacak ve sadece tek doğru artık yeterli olmayacaktır.
“Kendi hikayemizi yazmalıyız”
Tıbbi cihaz tedarik zincirini teşhis, tedavi ve koruyucu başlıklarında bir bütün olarak değerlendirmek gerekirse dünyanın gözü açıldı diyebilirim. Nasıl gıda konusunda ülkelerin kendi kendine yete bilmesi olmazsa olmaz ise, medikal endüstride keza aynen öyle. Pandemi döneminde gördük ki sadece bir ülkede üretim yaptırıp ihtiyaçları oradan ucuza satın almak artık ülkeler için çok riskli bir durum haline geldiğini hep beraber gördük. İşte bu farkındalığın artması ile beraber yakın gelecekte tıbbi cihaz üretim, satış, tedarik ve tasarım süreçlerinde yeni bir dengelenme dönemi yaşayacağımız çok net gözükmekte.
Tam da bu noktada açılan yeni fırsat penceresinden ne derece faydalanacağımıza, tıbbi cihaz endüstri olarak nasıl pozitif ayrışacağımızın hesabını yapmamız, hangi başlığı kendimize lokomotif alarak yola devam edeceğimize karar vermemiz ve kendi hikâyemizi yazmamız gerekiyor.
Küresel fırsatlar
Değinmek istediğim bu güne kadar Kamunun tedarik stratejisinde satın almanın fonksiyonu hep ön planda olduğu. Fakat satın alma faaliyetinin maliyeti hep göz ardı edildiği gerçeği idi. Her şeyden evvel bir endüstrinin dünyada söz sahibi olabilmesi için kendi ülkesinde hatırı sayılır pozisyonda olması gerekmektedir. Demek istediğim oluşan küresel fırsatların değerlendirmesi için sadece firmaların değil kamunun da üzerine oldukça ağır yük düşmekte.
Malum sektör olarak tahsilat krizi yaşamaktayız, her platformda dile getirip çözümün bir parçası olmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Kamu alacakları
Kamu alacakları uzun zamandır çözüm bekleyen bir konu. Bir yandan geçmiş ödemeler sorunu masanın üzerinde iken yepyeni bir satın alma strateji ile DMO üzerinden tıbbi cihazların satın alımına başlandı. Hatta son çıkan kanun ile DMO alım garantisi ile ürün tedarik yetkisi verildi. Kamunun attığı bu adımın içerdiği fırsat ve tehditler bir başka yazımda detaylı bir şekilde bahsetmek isterim.
Temennim odur ki değişen paradigma farkına vararak tıbbi cihaz endüstrisinde denge parametrelerini değerlendirmeye alan, bilinçli bir yapıyla hem satıcıyı, hem alıcıyı, hem de kullanıcıyı koruyan kamunun kaynaklarını efektif şekilde değerlendiren bir yapıya dönüşür.