Yusuf KÜRKÇÜOĞLU
Yerli, yabancı tüm firmalar alacaklarını bekliyorlar. Konu dayanılmaz boyutlara ulaşınca yani bıçak kemiğe dayanınca sektör temsilcileri konu ile ilgili girişimlerde bulunmaya başladılar.
2017 yılı Kasım sayımızdaki köşemi okuyunca üzerinden geçen 1 yıl sonra da yazdığım konu ile ilgili bir şeyin değişmediğini gördüm. Bu sebeple bu sayıdaki köşeme geçen yılki yazımı taşımayı uygun buldum:
“Üniversite Hastanelerinde yıllar öncesinden başlayan ve medikal sektörü ciddi mali darboğaza sokan uzun ödeme vadelerine Kamu Hastaneleri de eklenince sektörün nefes alacak hali kalmadı artık. Üniversite hastanelerinde ödeme vadeleri 3 yılı bulurken Sağlık Bakanlığı hastanelerinde bu süre 250 güne yükseldi.
Neye göre 3 yıl ve neye göre 250 gün? Geç ödemeleri görünce insanın aklına “ödeme konusunda bir keyfiyet var” mı? sorusu akla geliyor. Sağlık konusu önemli bir konu. AK Parti’nin son 15 yıllık süreçte üzerinde durduğu en önemli konu.
İnsan sağlığına hizmet veren hastanelere yine insan sağlığına hizmet veren medikal firmalar malzeme veriyor. Bu malzemeler hayat kurtarıyor. Cana can katıyor. Ama hastanelere verdiği malzemenin parasını zamanında alamayan sektör firmaları adeta can çekişiyor. Firmaların birçoğu kapanırken birçoğu istihdam azaltıyor, küçülüyor. Ödeme konusunun keyfiyet dışına çıkması için bir yasal değişikliğin yapılması zaruri.
Yerli, yabancı tüm firmalar alacaklarını bekliyorlar. Konu dayanılmaz boyutlara ulaşınca yani bıçak kemiğe dayanınca sektör temsilcileri konu ile ilgili girişimlerde bulunmaya başladılar.
TÜMDEF, MASSİAD, ARTED, ORDER ve SADER’den oluşan Sağlık Platformu imzasıyla, geciken Üniversite Hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı hastanelerinden alacakları ile ilgili Aksiyon Planı / Aksiyon çalışmaları kapsamında bir açıklama yayınladı.
Hazırlanan açıklama metni; Sağlık Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi Başkanlığına gönderildi.
Sektörü ayağa kaldıran bu gecikmiş alacakların tutarı ne acaba diyebilirsiniz. Tamı tamına 7 milyar TL. 5 milyar TL’si üniversite hastanelerinin borcu, 2 milyar TL’si ise Sağlık Bakanlığı hastanelerinin borcu.
Bu kadar büyük bir alacağı bulunan sektör üretim kapasitesini artırabilir mi? Tabi ki artıramaz. Bu borç böyle artıp giderse Sağlık Bakanlığı’nın ve Hükümet’in tıbbi cihazda “milli üretim”e ağırlık verme çalışmalarının ayağı yere sağlam basamaz. Bu paranın ödenmesi sektöre can suyu olacaktır.
Bakın sektör, ilgili bakanlıklara gönderdiği açıklamada tam da bu konuya parmak basmış: “Bu ortamda ne yerelleştirme projelerine teklif hazırlayabiliyoruz veya ortak olarak yer alabiliyoruz, ne de yeni bir ürün imalatına geçebiliyoruz. Doğal olarak, sektörün duayen firmaları olarak kapımızı çalan Türkiye’de yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılara da ne diyeceğimizi bilemiyoruz.”
Bu cümleler çok önemli. Sayın Sağlık Bakanı’nın biran evvel sektör temsilcileriyle acil bir toplantı yapması elzem olmuştur. Zaten yayınlanan açıklamada ilgili bakanlıklardan acil görüşme talebinde bulunulmakta. Temennimiz görüşme taleplerinin vakit geçmeden sonuçlanması, sektörün gecikmiş ödemelerinin çözüme kavuşturulması…”
Evet yukarıda metin bir yıl öncesine ait. Çok cüzi ödemeler yapıldı ama soruna çare olunmadı. Halen 6 Milyar TL bir alacağı var sektörün. Gerçekten neyin değişip değişmediğine siz okurlarımız karar verin.
6-8 Aralık 2018 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenecek olan IV. Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi ve Fuarı’nda önemli ölçüde ödeme sorunu da masaya yatırılacaktır. Bu kongrede Medikal News standımıza sizleri bekleriz.
Bu sayıdaki kapak röportajımızı ağırlıklı olarak sağlık sektörüne, doktorlara hizmet veren Websem CEO&FOUNDER’u Recep Yanal ile gerçekleştirdik. Bir diğer röportajımızı ise; EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı Ufuk Eren ile yaptık. Hacettepe Üniversitesi Rektör Danışmanı, Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Politikası Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arbay Özden Çiftçi ile de Hacettepe Üniversitesi’ni konuştuk. Acendis Şirketler Grubu CEO’su Hasan Şahin ise yurt dışındaki çalışmalarını dergimize anlattı.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle
Esen kalın…