Uzman. Dr. Sinan İBİŞ
Medikal Turizm Derneği Başkanı
Ülkemizin 2018 yılı için açıklanan istatistiki bilgilere göre; değişik büyüklüklerde ve içeriklerde olmak üzere 35.559 sağlık kuruluşumuz var. Bu sağlık kuruluşlarımızın 1.534 adedi ise yataklı sağlık kuruluşu statüsünde, 33.025 adedi ise ayaktan teşhis ve tedavilerin yapıldığı sağlık kuruluşlarımızdır. Yataklı sağlık kuruluşlarımızda toplam yatak kapasitemiz 231.913 adettir ve 1.000 kişi başına düşen yatak sayımız ise 2,83 olarak açıklanmaktadır.
Sağlık Envanterimiz…
Ülkemizdeki doktor sayısı ise 164.594 kişi, hemşire sayısı ise 198.465 kişi, diş hekimi sayısı ise 32.859 olarak açıklanmıştır. Türkiye’de tıp doktoru başına düşen kişi sayısı ise OECD ortalaması üzerindedir ve bu sayı 341,3 olarak açıklanmıştır. Türkiye’nin sağlık harcamaları 2018 yılı verilerine göre gayri safi milli hasılanın %4,4’ünü oluşturmaktadır. Türkiye’deki sağlık sunumu ile ilgili istatistiki değerler ve kapasite bilgileri İngiltere ile benzer olsa da, diğer gelişmiş ülkelere göre ülkemizin sağlık sunumuna ayırdığı gayri safi milli hasıla payı çok düşük değerdedir ve gelişmeye çok açıktır.
Sağlık Reformu…
Türkiye’de sağlık sunumundaki kapasite 2000 yılında yapılan sağlık reformu atılımları ile gelişmeye başlamıştır. OECD ülkelerinde sağlık kuruluşlarının devlet bünyesinden özel sektöre geçirilmesi önerilmiştir ve Türkiye’de bu öneriyi izlemiştir. Bu atılımlar ise ülkemizde özel sağlık hizmetlerinin gelişmesine, yaygınlaşmasına önayak olmuştur, hasta odaklı hizmetler yaygınlaştırılmıştır. Buna paralel olarak sağlık kuruluşlarının teknolojik alt yapıları güçlendirilerek dijitalleşmeye geçiş konularında son beş yılda önemli adımlar atılmaya başlanmıştır. Şuan yıllık sağlık harcamalarındaki gayri safi milli hasıla payı ise %5,4 seviyesine çıkarılmıştır.
OECD Ülkelerinde Sağlıkla İlgili Bilgiler…
OECD ülkelerinde 2017 yılında devletler sağlık için araştırma ve geliştirmeye 177 milyar USD para harcamıştır. 2050 yılında dünyada 2 milyar yaşlı insan olacağı dikkate alındığında sağlık yatırımlarının yaşlı sağlığı ve bakımı anlamında güçlendirilmesi gerekmektedir. 2030 yılında ise 14 milyar insan sağlık endüstrisinin tüm kollarında çalışacaktır. Yapılan araştırmalara göre hastaların %90’ı kesintisiz sağlık hizmeti için uzaktan tedavi seçeneğini ve sağlık desteğini kullanmak istemektedir. Sağlıkta teknolojinin ve bilgi kullanımının yaygınlaşması ile dünyada hasta başı veri üretiminin 1 GB altında olmadığı ifade edilmektedir. Türkiye’de özel sağlık sektörünün ise yıllık büyüme hızı %13 civarında seyretmektedir ve tüm hizmetler içerisinde sağlık hizmetlerinin harcama payının ise %25-27 civarında olduğu ifade edilmektedir. Ekonomistler göre yüksek gelire sahip insanların sağlık sektöründeki taleplerinin ve harcamalarının artış eğiliminde olduğu şeklindedir.
Türkiye’de Hastaneler…
Şuan Türkiye’de 571 adet özel hastane, 696 özel sağlık merkezi, 335 adet özel klinik ve 324 adet hemodiyaliz merkezi sağlık hizmeti vermektedir. 2018 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de 889 adet kamu hastanesi, 68 adet üniversite hastanesi 577 adet özel hastane olmak üzere 1.577 hastane sağlık hizmeti vermektedir. Türkiye’deki sağlık sunumuna hizmet standartları ve dijital hizmetleri gelişmiş 10 adet şehir hastanesi ilave olmuştur ve 2020 sonuna kadarda bu sayıya 8 şehir hastanesinin daha ilave olması beklenmektedir. Önümüzdeki haftalarda ise İstanbul Başakşehir, Tekirdağ ve Konya şehir hastaneleri olmak üzere 3 adet şehir hastanesi daha sağlık hizmetlerine ilave olacaktır.
Sağlıkta Dijitalleşme…
Tüm dünya ülkelerinin hedefleri arasında olduğu gibi Türkiye’de de sağlık hizmeti sunumunda dijitalleşmeye yönelim söz konusudur ve uygulanmaya çalışılan dijitalleşme stratejileri ile dijitalleşmiş sağlık hizmetlerinin sertifikasyonlarının yapılması ise giderek yaygınlaşmaktadır. Şuan Türkiye’de kamu ve özel sektörün birlikte hizmet vereceği 13 bin 211’i ileri düzeyde olmak üzere, toplam 25 bin 466 erişkin yoğun bakım kapasitesi ve çocuk yoğun bakım kapasitesi ile birlikte toplam yoğun bakım yatağı sayısının 42.000 civarında olduğu açıklanmıştır.
Türkiye’de Yaşlanma…
2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi olan 65 yaş ve üzeri nüfusumuz son 5 yılda yüzde 21,9 artış göstererek, 2019’da 7 milyon 550 bin 727 kişiye yükselmiştir. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2014 yılında yüzde 8, 2018 yılında %8.8 iken, geçen yıl bu oran %9.1’e çıkmıştır. Yaşlı nüfusun 2019 yılında yüzde 44,2’sini erkekler, yüzde 55,8’ini kadınlar oluşturmuştur. Nüfus tahminlerine göre; 2019 yılı için dünya nüfusunun 7 milyar 604 milyon 656 bin 633 kişi, yaşlı nüfusun ise 703 milyon 711 bin 487 kişi olduğu öngörülmüştür. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun yüzde 9,3’ünü yaşlı nüfus oluşturmuştur. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk 3 ülke sırasıyla; yüzde 34,1 ile Monako, yüzde 28,8 ile Japonya ve yüzde 22,7 ile Almanya olmuştur. Türkiye, 167 ülke arasında 66’ncı sırada yer almıştır.
Yaşlı Bakımı…
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde hızla artan yaşlı bakımı hizmeti taleplerinin Türkiye’de de önemli bir talep konusu haline geleceği görülmektedir. Türkiye’nin dünyanın en hızlı yaşlanan ülkeler arasında olması ve hızla artan yaşlı nüfusu dikkate alındığında; Türkiye’nin bu talepleri karşılayacak, kaliteli bakım ve sağlık hizmeti alt yapısı, yaygın insan kaynağı ve hizmet sağlayıcılara ivedilikle yatırım yapmak durumunda olduğu görülmektedir.
Huzur Evleri…
Huzurevi ve yaşlı bakım evi kapasitemiz değerlendirildiğinde; Türkiye’de kamu ve özelde barınma kapasiteleri toplamı 25.309 kişi olan ve bu kapasitenin 20.711 kişilik kısmının kullanıldığı toplam 303 adet huzurevi bulunuyor. Aile Bakanlığı bünyesinde 112 huzurevi var ve kapasiteleri toplamı 12.717 kişidir. Diğer Bakanlıklara bağlı 2 adet huzurevi bulunmaktadır ve bu huzurevlerinin 566 kişilik kapasitesi tamamen doludur. Yardım kuruluşları, dernekler ve belediyeler bünyesinde ise toplam 58 adet huzurevi bulunmaktadır, bu huzurevlerinin toplam kapasitesi ise 5.489 kişidir ve bu kapasitelerin 3.842 kişilik kısmı şuan doludur. Özel teşebbüslerin ise huzurevi sayısı 131‘dir, bu huzurevlerinin kapasitesi 6.537 kişidir ve bu kapasitenin de şuan 4.610 kişilik kısmı doludur. Büyük şehirlerde huzurevleri genellikle tamamen doludur, sadece özel huzurevlerinde yer bulunabilmektedir, ancak küçük şehirlerde ise huzurevlerinde kalma imkânı bulunmaktadır. Türkiye’de özel huzurevlerinden hizmet alımlarının yaygınlaştırılması özellikle büyük şehirlerdeki taleplerin karşılanabilmesinde büyük bir ihtiyaç olarak gözükmektedir.