Hüseyin Güngör AYTAN yazdı…
İroni dolu bir başlıkla yazıma giriş yapmak istedim. Neden?!
Zira sektörde gözlemlediğim hal bu. Durum bu, ahval bu. Sağlık sektörü tüm paydaşları ile birlikte ülkenin sağlığını düzeltme, iyileştirme gayreti içerisinde iken bütün paydaşlarının topyekün sağlıksız olduğunu düşünüyorum.
Firmalar ve firma yetkilileri sağlıksız. Niçin?! Zira ürettiği veya ithal ettiği malzeme ile hizmetini sunmuş, ürününü teslim etmiş. Sonrasında yağmur duasına çıkan köylü gibi beklemeye başlamış. Hizmetinin karşılığı olan bedelin hesabına aktarılmasını. Stres dolu bir süreç bu… Ürününü kabul ettirme, kabul ettirdiği ürününü şartlara uygun halde teslim etme, teslim ettiği ürününün her türlü servis, lojistik hizmetini sağlama vs. stres yüklü bir sektörüz.
E stres efendi çağın vebası ise hali ile sektörümüzde pek sağlıklı sayılmaz. Zayıf bünyeli, düşük sermayeli küçük firmalar tabi ki bu sağlıksız ortam karşısında direnç gösteremeyip sizlere ömür oluyor. Bu sağlıksızlığa az biraz mukavemet gösterebilme kabiliyetinde olanlar da tir tir titriyor, ağır aksak, öksüre aksıra yaşam mücadelesi veriyor. Sağlık ekonomisini idame ettirenlerin bu sağlıksızlığa dur diyeceği, sağlık ekonomisini doğru ve ergonomik bir şekilde yürütüp, yönetebilmelerini bekliyor.
Yerlileşme, millileşme, yaramı deşme
Malumunuzdur, ancak ve ancak üreten toplumların söz sahibi olduğu bir çağda yaşıyoruz. E hali ile bunun farkında ve bilincinde olan siyasilerimizde “yerli ve milli” ürünün önemini ve bu ürünlere bakışlarını gayet açık dile getirmekteler. Lakin bu söylemin yanında sektör üreticilerimizin önünü de açmak gerekmektedir. Nasıl mı?! Hammadde alım KDV’leri ve satış KDV’lerinin denkleştirilmesi gerekmektedir. Arada oluşan % 10’luk fark küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Bu üretici firma için açık ara bir dezavantajdır.
Satılan malın bedelinin alınamaması veya geç alınması ayrı bir derttir üretici için, zira bu süreci yönetebilmek için öz sermaye veyahut krediye yönelmek durumunda kalmaktadırlar. Hal böyle olunca yeni ürünler, yeni pazarlar için Ar-Ge ve inovasyona ayırmaları gereken bütçeyi bu açığı kapatmaya kullanmaktadırlar. Verilen destek ve teşviklerin yanında bu % 10’luk farkında adalet mekanizmasında yeniden düzenlemeye ihtiyacı vardır.
Etkinlikler etkinliğimizi artırır
22-25 Mart tarihlerinde ülkemizin en büyük medikal-sağlık fuarına iştirak edeceğiz. 1995 senesinden beri her yıl bizzat katıldığım Expomed fuarının geldiği nokta mutluluk verici. Zamanın şartlarına kendini uydurarak her yıl çehresini değiştirerek farkındalığını göstermeyi başarıyor. Ve yurt dışı ziyaretçi sayısının her yıl artırıyor olması da ayrıca dikkat çekici ve önem arz ediyor. Hem üreten ülke olma niyetindeki ülkemiz hem de üreticilerimiz adına.
Bu anlamda fuar kendinizi sağlık profesyonellerine doğru anlatabilmeniz ve tanıtabilmeniz için bir fırsat. Ürettiğiniz yeni ürünlerin fuar ve basılı yayınlardaki tanıtımı büyük önem taşıyor. Röportaj-haber ve reklamlarınızla dergimizde yer alabilir tanıtımlarınızı yapabilirsiniz. Ekspomed fuarındaki standımızda sizleri ağırlamaktan onur duyacağız.
Sağlıklı bir sektör dileklerimle, kalınız sağlıcakla.