Ülkemizin sağlık hizmet kalitesini ve marka algısını tüm paydaşlar ile beraber büyüteceğiz. Güçlü alanlarımızı bulup o alanlara yatırım yapacağız.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile beraber yapılan birleştirmeler ve özel yatırımlar sonucu sağlık hizmetlerinde özel sektörün payı %30’lara çıkmış; sağlık hizmet sunucularının hem fiziki hem de teknolojik anlamda büyümesine sebebiyet vermiştir. Özellikle hastanelerimizin gelişmesi, kapasitelerinin büyümesi ve nitelikli tıp hizmetinin verilmesi ile tedavi teşhis alanlarında çeşitlik artmıştır. Ülke içinden ve ülke dışından hastalar tedavi edilecekleri yerleri ihtiyaçları ölçüsünde seçmek durumunda kalmıştır. Diğer sektörlerde yaşadığımız rekabet ortamı sağlık hizmet sunucularının da gündemine girmiş ve günümüzde yaşanan rekabetten nasibini almıştır. Tam bu noktada hekim odaklı kurulan yapılar içlerinde birçok sağlık personeli barındıran üst markalara dönüşmüştür. Bünyesinde hatırı sayılır marka hekimimizin olması, üst yapılara ayrıca bir prestij kazandırmıştır.
SAĞLIK HİZMET SUNUCULARI MARKA OLMAK İÇİN NE YAPMALI
Uzun yıllar hizmet devamlılığı mı?, belgelenmiş kaliteli hizmet mi? veya ciddi bütçeler ile oluşturulmuş PR ve sosyal medya çalışmaları mı? Tabi her sektör açısından farklılık gösterse de özellikle sağlık alanında bu basamakların her biri zirveye ulaşmamız için gerekli görülmekte. Fakat ‘bu çok zor, biz işimizi yapalım ama marka olmayalım’ dersek onun da bir çözümü var. Yıllardır ülkemizde tekstil sektörü dünyaca bilinen markalara fason üretim yaptılar, yapmaktalar. Üstelik ihracat açısından çok başarılı çalışmalar yaptıkları aşikâr. Kendi alanımıza dönmek gerekirse sağlık ekosisteminde marka çıkartmak oldukça zor gözükse de aslında birkaç iş birliği ile çok hızlı yol kat etmemiz mümkün diye düşünüyorum.
SAĞLIKTA GLOBAL MARKA ÇIKARTMAK
Sağlık hizmeti gibi multidisipliner ve çok fonksiyonlu işlemlerde markalaşmak için ülkenin ekosistemini ve bilinirliğini sağlamanız gerekir. Nasıl ‘yazılım’ denince akla Hindistan geliyorsa, sağlık hizmet sunumu denildiğinde de mutlaka ‘Türk Tıbbı’ Türkiye algısının zihinlerde oluşması gerekir. Özelikle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yeni kurulan uluslararası sağlık anonim şirketinin, Türkiye sağlık bilinirliğine katkı sağlayacağını umut ediyorum. Kuruluş amacına göre yurt dışında, Uluslararası sağlık hizmetleri alanında, ülkemizde sunulan hizmetlerin tanıtım faaliyetini üstlenen USHAŞ, Ülkemizin sağlık hizmetleri bilinirliğinin geliştirilmesine ilişkin yurt dışı talepleri karşılamak, projeler yapmak ve uygulamak olarak ifade edilmiştir.
Bu çalışmayı yaparken ferdi uğraşların yanı sıra özel sektör kendi arasında gerekli birliktelikler kurup ülkemizin sağlık hizmet marka bilinirliğini artırmalıdır. Tabi sağlık hizmetleri sadece algı yönlendirmesi ile olmayacağından, eğitim kalitesi ve teknolojik yatırımları eş güdümlü bir şekilde tamamlamalı. Girişimcilerimiz ise sağlık hizmet sunumunun her alanıyla uğraşıp çırak olacağına birkaç alanda ustalaşmayı öğrenmelidir.
Gerek devlet gerekse özel işletmeler mutlaka senaryonun bir parçası gibi hareket etmeli. Yerelde ve uluslararası arenada mutlaka öne çıkardığımız tedavi protokolleri ile genel ülke algısıyla beraber kendi markamızı büyütmeliyiz.
GERÇEKTEN SAĞLIK ALANINDA GLOBAL BİR MARKA NASIL OLUNUR?
Yakın çalıştığım bir diş hekimi dostum Ahmet Selvi Bey’in arkadaşlarıyla kurduğu, yurt içinde 8 klinik, yurt dışında 3 klinik ve irtibat ofisleri bulunan diş hastaneler gurubunun çalışma stratejisi düşük kâr, yüksek kalite anlayışıyla bugünlere takdire şayan bir şekilde işlerini taşıdı. Kendileri ile yaptığım sohbetlerde kaliteyi hep birinci faktör olarak aldığını ve hitap ettiği kitleyi hep bu şekilde memnun ettiğini ifade etmiştir. Kendisine, ‘hastalar markanıza mı yoksa klinikte çalışan doktorlarınıza mı gelmekte?’ diye sorduğumda ‘hastalarımız bizim bünyemizde en iyi hekimin çalışacağını, yapılan her tedavinin kontrol altında olduğunu, kullanılan her ürünün bizim kalite standartlarımıza uygun olarak seçildiğini bilir. Biz yurt içinde ve yurt dışında her ay tedavi ettiğimiz hastalarımızı mutlaka arayıp tedavileri konusunda geri dönüş alıyoruz’ demişti. Sanırım marka olmak tam anlamıyla böyle bir şey ve marka olmayı başarmış tüm firmaların birinci önceliği insan.
Sonuç olarak ülkemizin sağlık hizmet kalitesini ve marka algısını tüm paydaşlar ile beraber büyüteceğiz. Güçlü alanlarımızı bulup o alanlara yatırım yapacağız. Sağlıkta kaliteli hizmetin herkesin ve her kesimin hakkı olduğunu bilip, yüksek ahlak ve ileri teknoloji ile her işlemin, her tedavinin arkasında duracağız ve yaptığımız iyi güzel işleri mutlaka duyuracağız.