- Ulusal Cerrahi Kongresi ve 15. Cerrahi Hemşireliği Kongresi 13-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşti. Kurslar ile başlayan yoğun katılımın olduğu kurslarda, bilimsel program hedeflerinde de olduğu gibi mezuniyet sonrası eğitime yönelik teorik ve pratik bilgiler paylaşıldı. 2 bin 300’e yakın katılımcının yer aldığı kongrede, 9’u yabancı olmak üzere 347 konuşmacı ve oturum başkanıyla toplam 5 salonda 111 oturum gerçekleştirildi. Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, 20. Ulusal Cerrahi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Tamer Akça ve 15. Cerrahi Hemşireliği Kongresi Başkanı Prof. Dr. Meryem Yavuz Van Giersbergen’in açılış konuşmalarından sonra, 20. Ulusal Cerrahi Kongresi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ali İlker Filiz, bilimsel programın hazırlanış hikâyesini, düzenleme kurulunun çalışmalarını ve kongre programında yer alan bilimsel ve sosyal programla ilgili bilgileri sundu. Kongreye yabancı konuşmacılar da katıldı. Florian Fitzal, Mark Kissin, Karl Miller, Michael Douek, Barney Harrison, Marjut Leidenius, Anders Bergenfelz, Hauke Lang ve Eren Berber akademik bilginin, yeniliklerin ve teoriğin birleşmesinden oluşan paylaşımlarda bulundu. Kongre çerçevesinde, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Uzunköy, Ulusal Yeterlilik Yönetim Kurulu (Türkiye Cerrahi Bordu) üyeliğine seçildi.
- Kongre ile ilgili bilgi veren Kongre Başkanı Prof. Dr. Tamer Akça şunları söyledi: “Tıp, teknolojinin gelişmesine paralel olarak gelişiyor. Bu nedenle de özelde cerrahlar genelde bütün hekimler teknolojiyi yakından takip etmek zorundalar. Üretilen yeni cerrahi aletler ameliyatların hem daha güvenli hem de daha hızlı yapılmasını sağlamakta. Örneğin laparoskopi yani açılan küçük deliklerden vücudun içine sokulan çeşitli aletlerle yapılan ameliyatlar, bir yandan çok daha iyi görüş alanı sağlayarak en ince ve küçük dokuların rahatlıkla fark edilmesini kolaylaştırıyor ve komplikasyonları azaltıyor, bir yandan da olabildiğince az doku hasarı sağlayarak iyileşmeyi hızlandırıyor. Bu da hastanın günlük hayatına konforlu bir şekilde daha çabuk dönmesini sağlayarak iş gücü kaybını azaltıyor. Çeyrek yüzyıl önce emekleme döneminde olan bu yöntem bugün başta safra kesesi ameliyatları olmak üzere birçok ameliyatta altın standart olarak yerini almış durumda. Aynı şekilde damar mühürleme cihazları ile çok daha kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde kanama kontrolü yapılmakta. Rutin kullanıma girmeye başlayan sinir monitörü gibi elektronik cihazlarla cerrahlar guatr ameliyatlarında çok kritik öneme sahip olan ses tellerini hareket ettiren siniri daha rahat bir şekilde fark edip, güvenli ameliyat yapabiliyorlar. Günümüzde yaygınlaşmaya başlayan robotik cerrahi aletler de bu gelişmenin son ürünleri diyebiliriz. Bunların yanı sıra PET ve benzeri görüntüleme yöntemleri de bazı hastalıkların çok daha önceden belirlenerek erkenden tedbir almayı kolaylaştırıyor. Nanoteknoloji ise sadece cerrahide değil bütün tıp uygulamalarında geleceğin teknolojisini oluşturma gayretinde. Dolayısıyla teknolojinin cerrahiye verdiği destek sayesinde tarama, teşhis ve tedavi yöntemlerinde önemli gelişmeler olmakta. Yine güncel bir konu olan organ nakli ile ilgili gelişmeler de önemli gündem maddelerinden. Biz de 20. Ulusal Cerrahi Kongresi’nde hem popüler yeni cerrahi aletlere yönelik hem de diğer gelişmelere yönelik birçok konuyu gündeme getirerek farkındalık oluşturmayı amaçladık. Bu aletleri kullanan cerrahlar meslektaşlarına deneyimlerini aktarma fırsatı buldular.”