Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Sağlık Zirvesi – PPP Health Summit, Elmadağ Hukuk ve PPP Expert’in ev sahipliğinde Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (Başbakanlık Yatırım Ajansı) himayelerinde Hilton İstanbul Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi. Sağlık Bakanlığı’nın geniş bir heyetle yer aldığı zirve, Başbakanlık Yatırım Ajansı ülke danışmanları, mevcut hastane proje konsorsiyumlarında yer alan yüklenici firmaların ve finansal kurumların üst düzey yetkilileri, medikal ekipman tedarikçileri ve operasyonel çözüm ile hukuki ve mali konulardaki danışmanlara ev sahipliği yaptı. Zirve’nin açılışına; Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Müsteşar Prof. Dr. Eyüp Gümüş, Müsteşar Yardımcısı Şuayip Birinci, Sağlık Bakanlığı PPP Birimi Genel Müdürü Dr. Fuat Kantarcı, Bakan Danışmanı Metin Genç, Philips Sağlık Genel Müdürü Esen Tümer, T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı ve THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, PPP Experts Genel Müdürü Sadak Choudhury ile çok sayıda davetli katıldı. Zirvenin ilk konuşmacısı LIMAK Gayrimenkul CEO’su Erk Özbelge, “Sağlık Bakanlığı’nın bu yatırımı bana heyecan veriyor” dedi. Zirvenin organizatörlerinden; Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları PPP Hukuk Müşaviri ve Elmadağ Hukuk’un Kurucu Ortağı Avukat Dr. Ramazan Arıtürk da konuşmasında, Sağlık Bakanlığı uzmanlarıyla birlikte, Kamu Özel İşbirliği’ne yönelik nitelikli bir hukuki altyapı oluşturmak için 2 yıl boyunca dünyadaki tüm önemli uygulamaları ayrıntılı olarak incelediklerini, on binlerce sayfa hukuki metin, akademik çalışma ve sözleşmeleri gözden geçirdiklerini vurgulayarak, “6 bin saatlik çalışmayla, 25 bin sayfa civarında Türkçe ve İngilizce sözleşme tasarısı hazırladık. Dünyadaki uygulamaların olumlu ve olumsuz yanları dikkate alarak sadece Sağlık Bakanlığı’nda değil; eğitimden güvenliğe bu tür KÖİ projeleri için en kapsamlı ve nitelikli hukuki altyapıyı ülkemize kazandırdık” dedi. Açılış konuşmasının ardından söz alan Sağlık Bakanı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş ise Sağlık alanındaki PPP reformlarının oluşumlarının değerlendirilmesi, idarenin özel sektörü nasıl desteklediği ve projelerin tüm yaşam döngüsü boyunca oluşturacağı risklerin nasıl minimize edileceği konusunda değerlendirme ve bilgileri paylaştı. Gümüş, “Türkiye’nin 2023 yılına kadar yaklaşık 700 milyar ABD Dolar’lık bir altyapı ihtiyacı var ve bunun 200 milyar ABD Dolar’lık kısmının PPP- Kamu-Özel Ortaklığı veya PFI- Yap-İşlet- Devret metoduyla gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. Bakanlık olarak tüm süreçlerde alanında uzman olan kişilerle çalışarak ön görülen projelerde çok önemli mesafeler aldık. Şu anda finansal kapanışı tamamlanmış 4 projeyle birlikte toplam 17 projenin sözleşmesi imzalanmış olup; projelerin inşası hızla devam etmektedir” dedi.
Başbakanlık Yatırım Ajansı ve Dünya Yatırım Ajansları Birliği Başkanı İlker Aycı da, Zirve açılış konuşmasında, her ne kadar Türkiye içerisinde geçmişi çok eskiye dayanan yap-işlet-devret modelleri bulunsa da, Kamu-Özel İşbirliği projelerinin birçok açıdan bu bilinen projelerden farklılık arz ettiğine işaret etti. Aycı, sağlık sektöründeki KÖİ projeleri konusunda şu bilgileri verdi; gelişen dünya sistemlerinde artan özel sektör rolünün ülkemize de yansıdığını ifade eden Aycı sözlerine şöyle devam etti; “Kamu Özel İşbirliği modeli ile hayata geçirilmesi planlanan şehir hastaneleri ile 50 bin yatak kapasitesine ulaşılması hedeflenmektedir. İlk etapta yaklaşık 9 milyar ABD Doları yatırımla 16 ayrı projede 24 bin yatak kapasitesinin hayata geçirilmesi hedeflenmiş olup bu projeler arasında yer alan Ankara Bilkent, Mersin ve Adana Entegre Sağlık Kampuslarının finansal kapanışı gerçekleşmiştir. Mevcut projelere ek olarak 22 şehir hastanesi yatırımı daha planlanmış olup bu projelerin ön yeterlilik ihale süreçleri başlatılmıştır. Öte yandan her biri yaklaşık 500 milyon ABD Doları’nın üzerindeki bu projelerin finansmanı ise 20 yıl gibi uzun vadelerle birçok dev banka ve finansal kuruluşun işbirliği ile gerçekleştirilmektedir.” Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu zirvenin açılışında yaptığı konuşmada; Türkiye’nin, özellikle kamu-özel sektör işbirliğiyle yürütülen projelerle, sağlıkta dönüşümde farklı bir vizyonu yakalamak üzere girdiği yolda sıkıntıları, zorlukları göğüslediğini belirtti. Alt yapısının olmaması nedeniyle, yasal düzenlemelerin yapıldığını ancak en büyük zorluğun mantalitede yaşandığını ifade eden Müezzinoğlu, kişilerin, yöneticilerin, sivil dinamiklerin bu projelere mantalite açısından olumsuz bir bakışı olduğunu ama siyasi iradenin, yönetim iradesinin bütün zorlukların üstesinden geldiğini aktardı. Bu süreçte iki kurumsal yapıyı oluşturduklarını da anlatan Müezzinoğlu, bunlardan birincisinin yasal düzenlemelerini gerçekleştirdikleri Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı olduğunu ve kurumsal atama süreçlerinin başladığını belirtti. Biyoteknolojiyi önemsediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, “Türkiye artık sağlık alanında da biyoteknoloji ürünlerini üretebilen, alt yapısını kurabilen, Kanser Enstitüsü ve Akreditasyon Enstitüsü ile standardı da geliştirebilen bir anlayışla, bir farklı ayağı burada da güçlendirebilecek yapıda” dedi.
32 şehir hastanesinin projesi hazır
Müezzinoğlu, şehir hastanelerini güçlendirecek başka bir yapının da Sağlık Bilimleri Üniversitesi olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Sağlık Bakanlığı’nın üniversite hastaneleri dinamiklerine dönüşecek. Buralarda da eğitim, araştırma, tıp alanında bilimsel gelişmeler ve uygulamalarla Türkiye iddialı bir noktaya gelmiş olacak. Bütün bu projeksiyonlarımızı 2023’e kurgularken, temelinde buradaki yatırımcıları ilgilendiren bana göre vazgeçilmez bir kelime var, o da güven. Esas dayandığımız hadise, güvendir. Güven duygusu ne kadar güçlüyse, bütün bu projelerin başarıyla yürümesi de o kadar güçlüdür, o kadar da kazanımlıdır. Sağlık Bakanlığı olarak bunu parasal kazanım olarak görmüyoruz. Yatırımcılar tabii ki bunun finansal boyutunu hesaplayacaklardır. Sağlık Bakanlığı olarak hedefimiz; tıp alanında Türkiye’nin sağlık hizmeti sunumunu, 78 milyon ülke insanına standardı daha yüksek noktada sunabilmek, yine yakın coğrafyamızda Türkiye’yi merkez yapabilmek” değerlendirmesinde bulundu. Müezzinoğlu, 32 şehir hastanesinin projesinin hazır olduğunu belirterek, 17 tanesinin ihalesini yaptıklarını geri kalan 16 şehir hastanesinin inşaat süreçlerinin büyük oranda başladığını söyledi. Şanlıurfa, Denizli, Kütahya, Samsun ve Tekirdağ’da şehir hastanesi yapmak için Yüksek Planlama Kurulu’ndan (YPK) onay aldıklarını ve ihale sürecini başlattıklarını ifade eden Müezzinoğlu, Eskişehir’in de ihale sürecini tamamladıklarını, sözleşme aşamasına geldiklerini söyledi.
2023’te hedef 230 bin yatak kapasitesi
Yatak kapasitesindeki hedefe ilişkin soru üzerine Müezzinoğlu, şu cevabı verdi: “Sağlık Bakanlığı olarak bizim 2018 ve 2023 hedefimiz var. 2018 hedefimizde, yataklarımızın yüzde 95’ini nitelikli hale dönüştüreceğiz ve 10 bin kişiye düşen yatak sayısını 28’lere çıkaracağız. 2023’te de 10 bin kişiye düşen yatak sayısını 30’lara çıkarmayı ve tamamen yüzde 100 nitelikli yatağa dönüştürmeyi hedefliyoruz. 2018’e geldiğimizde 200 bin yatak kapasitesi olan bir Türkiye, 2023’te de 230 bin yatak kapasitesi olan bir Türkiye hedefliyoruz.” Müezzinoğlu, şehir hastanelerinin kamuya devrinin 25 yıl sonra gerçekleşeceğine işaret ederek, “Bunları özel sektör yapacak ama hekimleri, hemşireleri, bütün çalışanları Sağlık Bakanlığı’nın kadroları olacak. Hizmeti biz vereceğiz. Tıbbi donanımı, teknolojiyi ve altyapıyı onlar sağlayacak. Bunu sağladıkları için onlar kira alacak. Biz de vatandaşımıza bugün nasıl herhangi bir devlet hastanesinde hizmet veriyorsak orada da hizmet vereceğiz” diye konuştu. PPP Expert Genel Müdürü Sadak Choudhury ise birçok uluslararası banka ve yatırım fonuyla görüştüklerini belirterek, hukuki çerçevesi ve sözleşme yapısı dolayısıyla Türkiye’deki KÖİ projelerine yüksek bir ilgi olduğunu dile getirdi. Mega şehir hastanesi projelerinden dördünün finansal kapanışının yapılmış olmasının diğer projeler için yatırımcı iştahını artırdığını ifade eden Choudhury, “Bu projelerin uluslararası yatırımcılar için fırsatlar sunduğunu” söyledi. Sadak Choudhury, İngiltere hükümetinin de bazı ülkeleri yatırım konusunda öncelediğini, Türkiye’nin de burada en üst sırada olduğunu sözlerine ekledi.