Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak ile tıbbı teknolojide yerlileşme ile Philips’in 2018 yılı çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik:
Teknoloji alanında yerlileşme ile ilgili düşünceleriniz neler?
Hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın gündeminde olan bir proje. Hükümetimizin de önümüzdeki 10 yıllık planlaması içinde en önemli gördüğü alanlardan bir tanesi sağlık alanındaki yatırımlar ve yerlileşme. Sadece teknolojik alanda değil ilaç ve sarf malzemeler üretim alanında da var bu yerlileşme. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılındaki gelişim alanlarından, yatırım alanlarından bir tanesi bu. Sağlık Bakanlığı geçmişten bu yana yoğun çalışmalar yürütüyor. Çok ciddi teşvik programları gündeme getirilmiş durumda. Bu konuda Sağlık Endüstrisi Yönlendirme Komitesi (SEYK) kuruldu. Bu komite uzun zamandır ciddi çalışmalar yapıyor. Paydaşlar, üretici firmalar, yerli firmalar, teknolojiyi üreten yabancı firmalar ve ilgili kamu kuruluşlarının katılımıyla son derece katılımcı bir modelle projenin nasıl geliştirileceği yönünde çaba sarf ediliyor. Sağlık Bakanlığı ve SEYK artık çalışmaların sonuna yaklaşıyor gibi. Tabi otoritenin vereceği kararla bu alandaki atacağı adımlar önemlidir. Bu sadece firmaların kendilerine ait bir karar olmaktan öte ortak bir karardır. İlgili yasal altyapının da bunu destekler şekilde düzenlenmesi gerekir. Philips olarak bu projenin içerisindeyiz. İlgi gösterdiğimiz, süreçlerin içinde görüşlerimizi ilettiğimiz bir projedir.
Alım garantisi bu yatırımın yapılmasında en büyük etken sanırım.
7 yıllık bir alım garantisi var. Bu da teşviklerden bir tanesi. Önemli olan bir cihazın Türkiye’de 7 yıl boyunca üretilip satılması değil. Katma değer üretecek bir teknolojinin, sürdürülebilir bir modelin ve ileride de ihraç edilebilir bir yetkinliğin Türkiye’ye getirilmesidir. İşi kompleks yapan budur.
2018 itibariyle Sağlık Market uygulaması hayata geçecek. Bu projenin medikal sektöre ne gibi etkileri olur.
Sağlık Market çok güzel bir proje. Ama zorlu bir proje. Henüz onun da yasal altyapısı konusunda belli problemler var. Yakından takip ediyoruz.
Evde bakım ile ilgili ne gibi çalışmalarınız var?
2018 yılında Türkiye’de yapmak istediğimiz en önemli projelerden bir tanesi evde bakım projesini hayata geçirmek. Türkiye’de evde bakıma muhtaç yaşlı ve kronik hastaların tedavisinde ve bakımlarında uluslararası standartlarda, teknolojinin de içinde olduğu yeni bir yaklaşım modelidir evde bakım projesi. İçinde Türkiye’de yerli üretimi barındıran, yüksek teknolojiyi barındıran ve hastaların doktora ulaşımlarını fiziki ulaşım yerine doktora ulaşılabilirliği cihazlar üzerinden sağlayan bir proje. Amacımız 2018’de bu projeyi hayata geçirmek. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.
‘Hayatı iyileştirmenin her zaman bir yolu vardır’ yaklaşımıyla inovasyon ve hizmetlerini sürdürüyorsunuz. Piyasaya sunacağınız yeni cihazlarınız var mı?
Son olarak yeni bir anjiyografi cihazı olan Azurion’u getirdik. Azurion bu alandaki en son teknoloji. Türkiye’de Adana Şehir Hastanesi’nde kuruldu. Azurion, laboratuvar verimliliğini optimize ederken doktorların hastalarına en iyi bakımı sunmalarını sağlıyor. Anjiyografi alanı Philips’in global olarak en iddialı olduğu alanlardan bir tanesi. Bu teknolojiyi Türkiye’de kullanılır hale getirmekten mutluluk duyuyoruz.
Kamu-Özel Sektör işbirliğiyle yapılan Şehir Hastaneleri Projelerinde Philips’in ne gibi çalışmaları var?
Bugüne kadar Mersin, Yozgat, Isparta ve Adana olmak üzere 4 şehir hastanesi açıldı. Açılan 4 şehir hastanesinde de Philips ürünleri var. Türkiye’nin hizmette olan en büyük hastanesi Adana Şehir Hastanesi. Bu hastane bütün ürün gruplarında Philips’i tercih etti. Açılan Şehir Hastaneleri’nde Philips en büyük oyuncu durumundadır. Bu ilgimiz ve yeni projeler devam ediyor. Her proje için yenilikçi ve yaratıcı çözümler üretiyoruz.
Tıbbı görüntüleme pazarı gittikçe büyüyor. Pazar dinamikleri hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Dediğiniz gibi görüntüleme pazarı büyüyor. Bu büyümenin içerisinde Şehir Hastanelerinin de rolü var. Sağlık alanındaki yatırımlar Türkiye’de oldukça yüksek oranlarda. Bu yatırımların arkasında OECD avantajlarına ulaşmak, kaliteyi artırmak, teknolojiyi Türkiye’ye getirmek yatıyor. Bu da pazarın büyümesini destekliyor. Kamu tarafı bu kadar yatırımı teşvik ederken özel hastaneler tarafı da yatırım planlarına devam ediyorlar. Türkiye 80 milyon insandan oluşan yaşlanan bir nüfusa sahip. Sağlık ihtiyaçları artarak devam ediyor. Büyüme tatminkâr bir büyüme. Önemli olan bu büyümenin sürdürülebilirliği. Philips son 1 yılda Pazar payını ikiye katlamış bir şirket. Hem kamu alanında hem de özel sektörde hızlı büyüyen ve pek çok önemli projeyi de hayata geçirmiş bir şirket. Philips pazarda sön dönemlerde hareketli şirketlerin başında gelmektedir.
Philips Türkiye olarak teknik servis hizmetlerine büyük önem veriyorsunuz. Bu alandaki çalışmalarınız neler?
2017’deki gösterdiğimiz performansı 2018’de de göstermek istiyoruz. Sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmak, büyümek adına, kaliteden, güvenirlilikten ve hizmetlerden ödün vermemek, servis kalitemizi yukarı çekmek öncelikli hedeflerimiz. Bir başka önemli nokta ise müşterilerimizin mutluluğuna verdiğimiz önem. Bugün Philips ile servis sözleşmesi imzalamış merkezlerin, hastanelerin Philips’in servisini mükemmel olarak değerlendirenlerin oranı yüzde 93. Hedefimiz bunu biraz daha yukarı çekmek ve hizmet verdiğimiz merkez sayısını artırmak.
Sosyal Sorumluluk Projeleriniz olacak mı?
Sağlık Sistemleri ve Kişisel Sağlık alanında ciddi olarak sosyal sorumluluk projelerine önem veriyoruz. Türkiye’de kalp sağlığını sahiplenmiş durumdayız. “Kalbinin Sesi” isimli projeyi hayata geçirdik. Akabinde “Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması”nı yaptık. 2018’de çok özel 2 sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışıyoruz. İlkini birinci çeyrekte, ikincisini ise ikinci çeyrekte açıklayacağız.