Recep Akdağ, sağlığa son 11 yılda damgasını vuran kişi idi. Bu göreve 4 kez üst üste atanan ilk bakan oldu ve Refik Saydam’dan sonra en uzun süre görev yapan sağlık bakanı unvanını aldı. Ancak şu da başka bir gerçek ki sağlık sektörüne, sağlık çalışanlarına kendisini sevdiremedi. Tabip, eczacı odaları ile geçinemedi. Pek çok yenilik getirirken iletişim kısmını ihmal etti veya yönetemedi. Sektörde pek sevilmese de bu satırların yazarı kendisi ile hep iyi diyalog sahibiydi.
Sektörden sürekli gelen negatif mesajlar en sonunda kendisini koltuğundan etti. Sadece iletişim değil, son dönemde üst düzey görev verdiklerinin oluşturduğu hava da kötü idi. Fark etmiştir muhakkak ama en iyimser tahminle ya göz yumdu ya da umursamadı.
Daha sonra sektörle de rahatlıkla iletişim kurabilecek, özel hastane deneyimi olan Müezzinoğlu göreve geldi. Başlangıç aylarındaki açıklamaları il başkanlığı modunda da olsa Sağlık Bakanlığı’na adapte oldu. Bazı unsurları görevden uzaklaştırdı, içlerinde abi dediğim bazı kişileri de göreve taşıdı. Ama yine de Akdağ gölgesi hep üzerindeydi. Şimdi ilk defa yeni kurulan hükümette doğrudan atanmış oldu. Hayırlısı olsun.
Şimdi akıllara takılan soru, yeni bakanın neler yapacağı, neleri sürdüreceği ve neleri başlatacağıdır. Kişisel tahminlerimi sıralamak isterim.
Şehir hastaneleri olur mu olmaz mı derken bu dönemde açılmış olacak. Ama daha önceki dönemde mevcut şaibeleri de sürdürecek. Keşke daha şeffaf bir yapı olsaydı ama işin fıtratı demek ki böyle…
Üniversite hastanelerine göz koyma bu dönemde devam edeceğini sanıyorum. Marmara Üniversitesi önce hastanesini kaptırmıştı sonra Haydarpaşa Kampüsünü. Sırada Çapa ve Cerrahpaşa’nın olduğu duyumları geliyor. Araziler rantçıların iştahını kabartıyor…
Kurulan Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanlığı’nın altında yer alan 6 birimle hayata geçmesi sağlık alanındaki Ar-Ge açığını kapatabilir. Umarım yeni kadrolar için birimler değil gerçekten araştırmaya yönelik yapılar oluşur.
Yeni bakanı zorlayacak diğer etmen de sığınmacılara sunulan sağlık hizmetlerinin maliyeti ve personel ihtiyacı. Şaka değil şu an ülkemizde 2 milyon sığınmacı bulunuyor ve çok ciddi sağlık harcamalarını da beraberinde getiriyor.
Sağlık personelinin durumunun iyileştirilmesi ise seçimlere yakın oluşabilir. Nasıl olsa oylar alındı, 4 yıl daha sabredersiniz artık…
Evde sağlık hizmetleri devam eder, 112 sistemi de ülke de iyi gidiyor. Sıkıntı uyuşturucu da. Eskiden geçiş güzergahı denilerek göz yumulan uyuşturucu ticareti artık ülkemizi de kullanıcı konumuna soktu. Üniversite öğrencileri arasında sigara kullanır gibi kullanılır oldu. Çok dikkatli olmamız gerekiyor…
Yeni dönemde olası beklentilerden biri de devlet hastanelerinin kentsel dönüşüme alınması. Şehir merkezlerinde kalan hastaneler pek çok müteahhitin gözünü kamaştırıyor. Kişisel tahminim yenileştiriyoruz diye veya şehir hastaneleri yaptık diye bu arsaların yeni bir rant kapısına dönecek olmasıdır.
Sağlık yöneticilerine gelince çoğu yerini koruyacağını düşünüyor ama ben pek emin değilim. Yeni sağlık yönetimi mezunlarına ise bu dönemde yine pek kadro açılacağını sanmıyorum. Siz de dört yılın sonunda seçimi bekleyeceksiniz veya kendinizi geliştirip özel sektör de yer arayacaksınız.
Özel sektöre gelince, Akdağ dönemindeki ilaç şirketlerine olan fiyat baskısının bu dönemde geri alınacağını düşünüyorum. Hastanelere gelince küçük özel hastaneler kan kaybetmeye devam edecektir. Sistem büyükleri sever, büyüklerden geçinir… Sağlık bilişimine gelince, e-nabız’ın tabip odalarının itirazına rağmen yaygınlaşacağını düşünüyorum. Sağlık Turizmi ise biraz zorlanacak, malum artık sorunumuz olmayan ülke kalmadı gibi. Bu da sağlık turizmini negatif etkileyecektir. Sağlıklı beslenme konusu biraz Tarım Bakanlığı’na devredilse de yeni dönemde kamuoyu baskısının sağlık bakanlığını da harekete geçireceğini tahmin ediyorum.
Doktor ve hemşirelerin durumu ise böyle gelmiş böyle gider olacaktır. Performans devam eder. Sağlıkta şiddet haberleri de devam eder. Çünkü hekime, sağlık personeline saygı algısı tıpkı hakime, askere, polise olduğu gibi son on yılda kırıldı ve bu geri gelmeyecektir. Olay olduktan sonra birkaç demeç verilip yola devam yapılacaktır. Aile hekimliğinde bütçeler kısılacak, daha çok görev yüklenecektir. Hafta sonu nöbetlere devam…
Sağlık Bakanlığı’na bağlı gibi kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi sayesinde eğitim hastanelerinde Doç., Prof. olmayan kalmayacak. Herkes partili tanıdık bulmak için yarışacak.
Sonuç olarak, yeni bakana ve ekibine hayırlı olsun. Umarız hem halkımız hem de sağlık çalışanları için iyi bir dönem olur.