Hüseyin SARPKAYA yazdı…
Çin’in Vuhan kentinde başlayan salgın tüm dünyada görünmesi ile beraber ülkemizde de görünmeye başlandı. Her ülke kendi önlemini almaya çalışsa da tüm ülkeler sanki bir zaman tünelindeymiş gibi görünen ilk vaka sayısının akabinde aynı istatistik gerçekleri yaşıyorlar.
Bu durumda ilk vakanın diğer yakın ülkelerde görünmesi ile ülkemizde görünmesi arasında yaklaşık 20 gün olduğu söylenebilir.
Normal olarak tüm gözler Sağlık Bakanlığı’na ve sağlık hizmeti sunumundaki gerekli olan tıbbi malzemeye çevrildi. Süreç içerisinde tüm dünyada özellikle bazı ürünlerin arzı ile ilgili akıl tutulması yaşanmakta. Çalınan maskeler, el konulan alkol nakliyeleri yazılı ve görsel basında duyuruluyor. Salgını yöneten iradelerin karar verme konusunda bıçak sırtında olduğu malum. Hem halkı paniğe sevk etmemek, hem de gerekli önlemleri almak zorundalar.
Peki bu sürecin yönetiminde tıbbi cihaz ve medikal malzeme tam olarak salgının neresinde? Üç ana başlıkta konuyu özetlemek isterim.
Nitelikli Sarf Malzeme İhtiyacı
Şuan için acil ihtiyaç olan ürünleri kamu, üreticiler ile ortak platformlarda anlaşarak üretim bandını kendine kaydırdı. Fakat nitelikli sarf sadece üç, dört kalemden oluşmamaktadır. Diğer ihtiyaçları göz ardı etmeden medikal ürün guruplarının piyasaya arzının devamı sağlanmalı. Firmalara ait geçmiş ödemeler yapılmalı ki firmalar ayakta kalsın. Ayrıca kamu, uluslararası dağıtım kabiliyeti olan medikal firmaların tecrübesinden faydalanmalı. Medikal firma dışında üretim yapan sağlıksız koşullar denetlenmeli. Çürük elmalar ile iyi elmalar ayıklanarak medikal firmaların dün olduğu gibi yarında işlerinin başında olacağı garantisi verilmeli.
Medikal Malzemenin Finansmanında Yaşanacak Muhtemel Zorluklar
Sağlık hizmet sunucuları sağlık turizmi ve mobiletinin azalması ile gelir kaybı yaşamaktadır ve maalesef ilk öteleme kalemi medikal firmaların alacakları olmaktadır. Bu dönemin geçici bir süreç olduğunun farkındayız fakat yüksek maliyetlere katlanan medikal firmalar bunun üzerine kamudan ve özelden tahsilat yapamaz ise bu süreçte işlerini kaybederler. Sonucunda sektör gelecekte ürün bulamayacak duruma gelir hepimizin aynı gemide olduğu unutulmamalı.
Yüksek Teknoloji Teşhis Ve Tedavi Edici Ürünler
Test kitleri çok konuşuluyor ama hastanelerin tüm laboratuvar işlerinde çok ciddi düşüş var bu alanda %90 dışa bağımlıyız. Acil bir şekilde laboratuvar cihazları ve reaktif konusunda çalışma yapılmalı. Ayrıca tıbbı cihazları çalışır durumda tutmak için yedek parça bakım onarım ve kalibrasyon konusunda tedarik zincirini kesmememiz, bu alanda çalışan firmalar ve yetkin personel ile kriz yönetimi konusunda bilgi alış verişinde bulunulmalı.
Solunum mekaniğinin oldukça karışık ve yüksek teknolojik standartlara sahip olduğunu söylemek isterim. Ventilatör cihazı üretimi için her türlü destek verilse de oldukça zaman alan bir süreç olacaktır. Üstelik diğer ülkelerin kısıtlamaları sonucunda tüm parçalarını ülkemizde üretmek kısa sürede mümkün gözükmemektedir. Öneri olarak şuan kullanılan cihazın tüm fonksiyonları yerine ihtiyacımız olan amaca yönelik benzerini yapmaya çalışmak daha doğru olacaktır. Bu alanda yapılacak AR-GE çalışmalarına katkı vermek isteyen bilim adamları davet edilmeli, gerekirse muadil olacak pratik bir cihazın tasarlanmasında açık kaynak olarak tüm dünya ile beraber hareket edilmeli.
Sonuç olarak bir atasözü der ki ‘kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz’ Ülke olarak bu günleri geçireceğiz inşallah ve yaşadığımız zorluklardan ders alarak sonrasında yeni bir dünya düzeninde daha çok çalışıp daha çok üreteceğiz.