Hüseyin SARPKAYA yazdı…
Satın alma faaliyetlerini merkezileştirmenin çok kolay olmadığının sanırım yetkililer de farkındadır.
Yaşadığımız pandemi sürecinin etkilerini sektör olarak derinden hissetmekteyiz. Bu süreçte tedarik ve hizmet süreçlerini çalışır durumda tutabilmek hem de finansal problemlerimizi çözüp şirketlerimizin faaliyetini sürdürebilmek gibi iki ana misyona sahibiz.
Her ne kadar sağlık alanında ihtiyaç artsa da oldukça azalan yurt dışı hastası, acil olmayan vakaların ertelenmemesi, çeşitli kısıtlamalar sonucu sektör şu an için en az %40 küçülmüş durumda. Artan kur sonucu yaşanan maliyet cabası.
Tedarik zinciri açısından yılsonuna kadar herhangi bir yatırım veya ciro artışı gözükmüyor. Sektör açısından bu şu demek, sağlık hizmet sunucuları depolarında hâlâ ihtiyaç duyacağı malzeme var ve yakın dönemde acil ihtiyaçlar hariç satın alma yapmayacak. Bu durumun kamu hastaneleri içinde geçerli olduğunu düşünüyorum.
Bilinen şeyleri tekrar etmek istemiyorum.
Bu yazımda satın alma süreçlerinde değişikliği biraz incelemek istedim. Malum Sağlık Market ve DMO süreçleri. Sektör temsilcilerinin üzerinde konuştuğu ve önümüzdeki günlerde konuşacağımız kamunun satın alma modeli güncelimize girmiş bulunmakta.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Sağlık Bakanlığı ile beraber, medikal ve ilaç alımlarında doğru satın alma ve bütçe ile yönetecekleri sistemi olan DMO Sağlık Market uygulamasını devreye aldılar. Bu konuda tüm yetkililer ve Sektör temsilcileri ile oldukça fazla toplantı da düzenlendi. Özellikle ödeme vadesi doksan gün olması ve bu konuda kesin disipline sahip olmalarının takdire şayan olduğunu söylemek isterim.
Peki diğer ürünlerden çok mu farklı bu medikal ürünler diye düşünen varsa birkaç örnek ile konuyu açıklamak isterim. Öncelikle diğer ürünler gibi çok alındığında ucuzlayan materyaller değildir. Hatta çok almak istesen bile üretici global pazar dengesini düşünerek bu ürünü sana vermek istemez.
- Hali hazırda medikal firmalar bu sistemi iyi bilir tahmini kulanım miktarı ile üretim sıraya koydurarak daha almadığı malı ön sipariş ile yarı mamul olarak ürettirir.
- Her cihaza ait ekipman, yedek parça, kullanılan sarf kendine münhasır olabilir. A cihazının sarfı B cihazına uymayabilir ve hastanelerimizde çok çeşitli marka modelde cihaz bulunmaktadır.
- Bir vaka için ona özel tıbbi malzeme ihtiyacı doğabilir ve neticede idare hasta başı ihale açmak zorunda kalır.
- Bazen de hekim ameliyat esnasında set içerisinde ihtiyacı olan bir tek ürünü kullanır. Firma bu setleri sürekli tamamlar. İdare acil ihtiyaçlar için genel ihale kapsamı dışında daha önce eksik alınan malzemeleri ara alımlar ile alarak hizmet devamlılığı sağlar.
- Medikal teknoloji ve tedavi protokolleri daima değişir ve her değişim yeni bir yatırım gerektirir.
Burada saydığım maddeler dışında saymadığım onlarca detay varken satın alma faaliyetlerini merkezileştirmenin çok kolay olmadığının sanırım yetkililer de farkındadır. Üniversite yıllarımda hastanede staj yaparken bölüm şefimin bana söylediği bir söz vardı: ‘Satın alma ucuz fiyat ile ürün alma işi değil, kaliteli ürünü gerekli miktarda ve zamanında satın alarak yıl içindeki bütçeni yönetebilme işidir’. Sanırım demek istediği yılsonuna yakın ürün almaya paran kalmaz ise yıl içerisinde bir ürünü ucuza almana kimse bakmaz.
Mutlak doğruyu beraber bulacağız elbet, yapmamız gereken yumuşak geçiş sonucu hibrit bir model kurmak olmalı diye düşünüyorum.
Yukarda saydığımız maddeler bizim rutin işlerimiz hatta hayat tarzımız. Bu tecrübeye daha fazla kulak verilmeli. İnanın hiçbir bilgisayar yazılımı veya öğretilmiş zeka hastane tozunu yutmuş hekimin dilinden anlayan kongre ve fuarlar ile sektörü takip eden medikal meslek mensubunun yaptığı işi daha iyi yapamaz.