Küresel sağlığa katkı sağlamak ve sağlıkta lider ülkeler arasında yer alma hedefiyle gerçekleştirdiği başarılı sağlık reformları ile başta İslam dünyası olmak üzere diğer ülkelere rol model olmaya sürdüren Türkiye, üst düzey uluslararası sağlık organizasyonlarına da ev sahipliği yapmaya devam ediyor. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 5.Sağlık Bakanları Toplantısı 17-19 Kasım 2015 tarihleri arasında İstanbul Çırağan Sarayında T.C.Sağlık Bakanlığı evsahipliğinde düzenlendi. “Daha sağlıklı ümmet için köprüler kurmak” temasıyla düzenlenen toplantıya; İslam dünyasından 43 ülkenin Sağlık Bakan, Bakan Yardımcısı ve Müsteşar düzeyinde olmak üzere toplamda 500 davetli katıldı. Toplantıda; İslam Dünyasının 2014-2023 yıllarını kapsayan 10 Yıllık “Sağlık Stratejik Eylem Programı” tartışıldı ve bu kapsamda hayata geçirilecek faaliyetler karara bağlandı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın sağlık alanındaki faaliyetlerini şekillendiren ve yönlendiren Sağlık Yönlendirme Komitesi Başkanlığı, 5. Sağlık Bakanları Konferansı sonrasından başlayarak iki yıllığına Türkiye tarafından yürütülecek. Bu görev 2013 yılından itibaren Endonezya tarafından yürütülüyordu. Genel toplantılarda Sağlık Turizmi, Ülkelerarası Ticaret İşbirliği, Ulusal Aşı Politikaları, Kanserle Mücadele, Mültecilerin Durumu ve Acil Durum Eylem Planları hakkında görüşmeler yapılarak taslak kararlar kabul edildi. Konferansın son günü heyetler İstanbul‘daki sağlık kuruluşlarını da ziyaret ederek saha ziyaretleri yaptılar. Yine son gün öğleden sonra yapılan toplantıların ardından son deklarasyonlar yayınlandı.
Gündemi belirleyen olmak
Konferansta bir konuşma yapan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, İİT’nin küresel gündemin bütüncül bir parçası haline gelen sağlık politikalarının oluşturulmasında seyirci kalamayacağını belirterek, “Üye ülke sağlık bakanları olarak şuna kara vermeliyiz. İİT çatısı altında ortak sağlık gündemimiz mevcut gelişmelere göre kendiliğinden mi şekillenecek, yoksa İslam dünyasının sağlık öncelikleri doğrultusunda küresel sağlık gündemine yön veren aktörler arasında yer alıp gündemi biz mi belirleyeceğiz. Ülkem adına konuşmam gerekirse İslam dünyasına yakışan gündemi belirlenen değil, gündemi belirleyen olmaktır. Bu hedef için sekretarya bünyesinde sağlık birimine ihtiyaç olduğu görülmekte. Türkiye olarak buna destek vermeye hazırız” dedi. Suriye’de yaşanan trajediye de dikkat çeken Bakan Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Açıkça gözükmekte ki bu insanlık trajedisi kısa zamanda nihayete ermeyecektir. Yaralar ancak hep birlikte hareket halinde kısmen sarılabilecektir. Bugün İslam coğrafyası tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve çatışmayla anılır hale gelmiştir. Yaşadığımız trajediden daha ağır olan, tepkisizlik, suskunluk, ihtiyacı olan kardeşin yardımına koşmamaktır. Iraklı ve Suriye’li masum çocukların ellerini tutmamaktır. Türkiye olarak yardıma ihtiyacı olan hiçbir kardeş ülkenin derdine tepkisiz kalmadık. Hiçbir insani krize çıkar nazarı ile bakmıyoruz.” Bakan Müezzinoğlu bölgede yaşanan sorunların çözümsüz olmadığını savunarak, “Sorunlarımızı aşacak güce, tecrübeye, birikime sahibiz. İhtiyacımız olan birlikteliktir. İhtiyacımız olan istişare kültürünün gereklerini hakkıyla yerine getirebilmektir. İhtiyacımız olan kardeşlik hukukunun mesuliyetini taşımaktır. Gün birlik olmak, ortak payda etrafından birleşme günüdür. Bu birlik ve beraberliğin somut ortak faydalar üretebilmesi için İİT’nin önemli bir sorumluluk taşıdığını vurgulamak isterim” diye konuştu.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Naim Han da, teşkilatın, dünyada sağlık alanında bölgesel ortaklıkları kurma, geliştirme, acil durum ve sıkıntılarda bunları hayata geçirme konusunda öncülük yapabildiğini söyledi. Han, İİT’nin önemli ülkelerinden Türkiye’nin her zaman yapılan çalışmalara katkıda bulunduğunu belirtti. İİT’nin Stratejik Sağlık Eylem Programı’nın, 2013 yılında Cakarta’da kabul edildiğini, Endonezya’nın hazırlık sürecinde çok önemli katkılarının olduğunu dile getiren Han, konferansın çok önemli bir dönemde gerçekleştiğini anlattı. Uluslararası camianın 2015 sonrası “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” üzerinde anlaştığını hatırlatan Han, bu konunun sosyo-ekonomik kalkınma için çok önemli olduğunu vurguladı.
Muhammed Naim Han, “Bu konu, hepimiz için öncelik teşkil etmektedir. Sağlık, her zaman için İİT içerisinde öncelikli olmuştur. İİT’nin Sağlık Eylem Programı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin hayata geçirilmesi açısından da önem taşımaktadır” dedi. İİT Genel Sekreter Yardımcısı Han, şöyle devam etti: “Genel sekreterliğimiz ve İslam Kalkınma Bankası’nın ortak girişimiyle finansal kaynaklarımızı etkilenen ülkelere sunduk. Özel Ebola Fonu’nu 10 milyon dolarlık katkıyla başlattık. Suudi Arabistan‘dan, daha sonra 35 milyon dolarlık bir katkı geldi. Diğer uluslararası ülkeler ve kuruluşlar da katkı yaptı. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda İİT, dünyada sağlık alanında bölgesel ortaklıkları kurma, bunları daha da geliştirme, acil durum ve sıkıntılarda bunları hayata geçirme konusunda öncülük yapabilmektedir.” Suudi Arabistan Sağlık Bakanı Halid bin Abdulaziz el Faleh ise sağlık ile ilgili araştırma ve geliştirme alanında iş birliği yapmaları gerektiğini söyledi. Müslüman doktor ve bilim insanlarının yeterli bilgi ve birikime sahip olduğunu, dünyada nereye giderlerse gitsinler en önemli yerlerde çalışma fırsatı bulduklarını ifade eden Faleh, bilgi, beceri ve kabiliyetin olduğunu, bunları kullanarak halklarının çektiği sıkıntılara çözüm bulma konusunda çalışmaları gerektiğini vurguladı.
“Ortak faydamız için bir araya gelmeliyiz”
Endonezya Sağlık Bakanı Nila Farid Moeloek de sosyo-ekonomik kalkınmanın dünya için çok önemli olduğunu belirtti. Dünya ülkelerinde devam eden sağlığın geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için birçok kaynağın mobilize edildiğini ifade eden Moeloek, ülkelerin, taahhütlerini yenileyerek sağlık alanına ciddi yatırım yaptığını anlattı. Buna rağmen birçok ülkede sağlık sektörünün üzerinde çok ciddi sorunların olduğuna değinen Moeloek, ülkeler için kalkınmanın en önemli unsurlarından birisinin sağlık olduğunu söyledi. Küresel anlamda fakirlik ve yoksulluğun sona erdirilmesi için çalışmalarını henüz tamamlamadıklarını, gelecek yıllarda da özellikle HIV, sıtma, tüberküloz ve temiz içme suyu gibi bazı sorunların üstesinden gelmeye çalışacaklarını anlatan Moeloek, İİT’nin bu yılki raporuna göre, anne ve çocuk ölümlerinde ciddi azalmalar olduğunu dile getirdi. Moeloek, İİT üyesi ülkelerin bir araya gelerek çeşitli sorunların üstesinden gelebileceğini belirterek, “Ortak faydamız için bir araya gelmemiz ve artık aşı üretiminde rekabet edebilmemiz gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün özellikle aşı üretimindeki çeşitli kılavuzlarını daha sıkı şekilde takip etmeliyiz” diye konuştu.
Bebek ölüm oranları
İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik, Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya da konferansta yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri içinde sağlık hizmetlerine ulaşım oranı çok düşük iken bebek ölüm oranları çok yüksek. İslam ülkelerinde 5 yaşına kadar geçen süreçte 15 çocuktan biri vefat ederken, bu konuda dünya ortalaması 22’de bir çocuk” dedi. Kulaklıkaya, konferansın ana amacının İslam dünyasındaki sağlık sorunlarının çözümü konusunda iş birliği yapılması olduğunu ifade ederek, konferans sonucunda ortaya çıkacak eylem planının katılımcı ülkelerin ortak çabasıyla hayata geçirileceğini söyledi. Kulaklıkaya, SESRIC’in gelişmekte olan ülkelerle İslam ülkelerinin entegre edilmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedefi içinde sağlık konularının öne çıkması için projeler ürettiğini dile getirerek, İslam dünyasının her alanda iş birliği yapabilmesi amacıyla mekanizmalar geliştirdiğini kaydetti. SESRIC’in konferansa özel hazırladığı rapora dikkati çeken Kulaklıkaya, şöyle konuştu: “İslam ülkeleri içinde en çok karşılaşılan sağlık sorunlarının başında aşılama konusundaki yetersizlik geliyor. Sağlık hizmetlerine ulaşım oranı çok düşük iken bebek ölüm oranları çok yüksek. Raporda ‘İslam ülkelerinde sağlık harcamaları, eğitilmiş insan sayısı, hasta başına düşen yatak sayısı ne durumda?’ gibi sorulara cevap aradık. Örneğin, 1990’da İslam ülkelerinde yılda,4,5 milyon çocuk ölümü olurken, 2013’te bu rakam 2,9 milyona düştü. Bu başarı aşılamadaki artış ve bazı bulaşıcı hastalıkların önüne geçilmesi ve sağlık hizmetlerine daha çok yatırım yapılması ile açıklanabilir. Hamileliği sırasında dünyada 48 kadından bir kadın ölürken, İslam ülkelerinde 34 kadından bir kadın hayatını kaybediyor. İslam ülkelerinin sağlıkla ilgili milli gelirden aldığı pay yüzde 4,4. Bu oran dünyada yüzde 10 civarında. Yani İslam ülkeleri olarak sağlık alanında çok ciddi yol almamız gerekiyor. Şu da var ki, İslam ülkeleri kavramı çok homojen olmadığı için düşük olanlar bu konuda iyi olan ülkelerin ortalamalarını düşürüyor. İslam ülkelerinde görev alan sağlık personeli sayısına bakıldığında 10 bin kişiye 25 personel düşüyor. Dünyada ise 10 bin kişiye 46 personel hizmet veriyor. 57 İslam ülkesi içinde 27’sinin sağlık karnesi çok kötü.”
“İslam ülkelerinin en güvenilir veri bankasıyız”
Kulaklıkaya, tüm bu sebeplerden dolayı İİT ülkelerinin sağlık alanında çalışmalarına ağırlık vermesi ve sağlık hizmetlerini hızla çoğalan nüfuslarına ulaştırmaları için gerekli adımları atmaları gerektiğini belirtti. Kulaklıkaya, SESRIC olarak İslam ülkelerindeki, bağımlılık konusuyla da ilgili araştırmalar yaptıklarının altını çizerek, özellikle tütün bağımlılığı konusunda İslam ülkelerinin dünya ortalamasının çok üstünde olduğunu tespit ettiklerini vurguladı. SESRIC ve Dünya Nüfus Örgütü’nün İslam ülkelerinde sağlıklı üreme ile alakalı bir çalışma yapacaklarını belirten Kulaklıkaya, “İlgilendiğimiz alanların başında yenidoğan konusu geliyor. Zira bazı hastalıklar var ki sadece yeni doğanlara has. Eğer bu konuda sadece toplum değil sağlık personeli de yeterince bilinçlendirilmezse yenidoğan ölümleri çok yüksek seyretmeye devam eder. Bu konuda farkındalığı artırmak ve sağlık personelini eğitmeye yönelik çalışmalarımız var. İslam ülkeleri içinde sadece devletlerle çalışmıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını da bu alanda seferber etmeye çaba gösteriyoruz. Gönüllü doktorları bir araya getiren bir birlik kurduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kapanış törenine katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çırağan Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı 5. Sağlık Bakanları Konferansı’na kapanış oturumuna katıldı. Konferansa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İİT Genel Sekreteri İyad Medeni, İİT Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Naim Han, Suudi Arabistan Sağlık Bakanı Halid bin Abdulaziz el Faleh, Endonezya Sağlık Bakanı Nila Farid Moeloek, KKTC Sağlık Bakanı Salih İzbul, Sudan Sağlık Bakanı İdris Abu Garda ve Senegal Sağlık Bakanı Awa Marie Coll Seck, Yemen Sağlık Bakanı Nasser Mohsen Nasser Baoom, Somali Sağlık Bakanı Hawa Hassan Mohamed olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam ülkeleri arasındaki en kapsamlı ve etkin işbirliği İslam İşbirliği Teşkilatının sorumlulukları her geçen gün artıyor. Dünyada giderek derinleşen terörizm ve mülteci sorunlarının merkezinde Müslüman toplumlar ve İslam dünyası yer alıyor. Diğer ülkelerde terörizme ve mülteci krizine yol açtığı sorunlara karşı artan tepkiler, topyekün İslam dünyasına tüm Müslümanlara yönelmeye başladı. Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan insani dramlar devam ederken içinde birde Müslümanlara yönelik nefret saldırıları ırkçı tutumların yükselişiyle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz Pazar ve Pazartesi günü Antalya’da yapılan G-20 Liderler Zirvesi’nde bu konuyu ayrıntılı olarak ele alma imkanı bulduk. Zirvede temsil edilen Müslüman nüfusun liderlerinin aşırıcılığa karşı aldığı ortak karalarlar, ortak mücadele konusunda görüş birliği içerisinde olduk. İslam İşbirliği Teşkilatı içinde temsil edilen tüm ülkelere bu noktada çok önemli görevler düşüyor” dedi.
Firmalar stant açtı
Diğer yandan konferans süresince düzenlenen sağlık fuarı ve saha ziyaretleri ile yerli sağlık sektörünün gelmiş olduğu son nokta üye ülkelerle paylaşıldı. Açılan fuar ile ilgili görüşlerini aldığımız SEİS Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Mumay şunları söyledi: “T.C.Sağlık Bakanlığı’nın toplantı süresince sektörümüze bilabedel tahsis ettiği 3.kattaki fuaye alanında birçok üretici tıbbi cihaz firmamız ve sektörü temsilen SEİS de standlarını açmıştır. Açılışın ardından T.C.Sağlık Bakanı Dr.Mehmet Müezzinoğlu, İİT Genel Sekreteri İyad Medeni ve beraberindeki bir çok ülkenin Sağlık Bakanları ile birlikte standlarımızı ziyaret etti. Ziyaretler sırasında konusuna vakıf tüm firma temsilcilerimiz tarafından konuklara (İngilizce ve Arapça olarak) üretimleri hakkında detaylı bilgiler verildi. Ziyaretler sırasında SEİS standını da ziyaret eden heyete Türkiye Sağlık Endüstrisi hakkında gerekli bilgilendirmeler yapıldı. Konferans süresince heyetler arası toplantılar ve çok önemli paneller düzenlendi. Toplantının kapanışı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan teşrif ederek firmalarımız ve SEİS stand alanına da çok kısa bir ziyarette bulundu.”