Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti ile “Kanserden Koşarak Uzaklaş” Sosyal Sorumluluk Projesi’ni ve Liv Hospital’in faaliyetlerini konuştuk:
“Kanserden Koşarak Uzaklaş” Sosyal Sorumluluk Projesi’nde sizi motive eden neler vardı? Neden bu projeye GE Sağlık ile başladınız?
2013’te biz sağlık hizmetini sunmaya başladığımız günden itibaren 52 klinikte ruhsatlı olmamıza rağmen kanser tedavilerinin her çeşidi; cerrahisinden tanı hizmetlerine, tedavisine, radyoterapiye kadar, robotik cerrahiye kadar uzanan tüm spektrumda kanser bizim için çok önemliydi. Hastanenin tüm klinik şefleri, dahili ve cerrahi alanlar hep kanser odaklı ihtisaslaşmış hekimlerden oluştu. Bu nedenle 2013’te GE Sağlık’ın desteğiyle yapmış olduğumuz ücretsiz tarama programı “Biliyorum” Projesi ile 5 ana olguda tarama yapmıştık. 4 bin kişiyi taramıştık. Gerçekten bir özel hastane ile yapılması en yüksek tarama programlarından biri olmuştu. Çok iyi geri dönüş aldık. İlerleyen senelerde proje bazlı yaptık. 2017 yılında 5. Yılımızda tekrar edelim dedik. 4 ana olguda akciğer, kolon, meme ve serviks kanserlerini tarayalım dedik. Buna da bir hedef koyduk. Sosyal Sorumluk Projelerinde birlikte çalıştığımız STK’lar ve iş ortaklarımıza bu projeyi sunduk. Neden GE Sağlık ile başladık; Radyolojinin ağırlıklı olarak bütün bu tanıyı koyacak olan cihazlar GE Sağlık tarafındaydı. İlk partner olarak başvurduk. Sağolsun GE Sağlık kabul etti ve ortak bir çalışmayı duyurduk.
Proje kapsamında hangi alanlarda kaçar tarama hedeflendi? Bu alanları neden seçtiniz? Projeden ne gibi sonuçlar bekliyorsunuz?
Biz dünyada ve Türkiye’de görülen kanser olgularının yüzdelerini biliyoruz. Burada kendi taradığımız grupta da eğer paralel istatistikler olacaksa deniz yıldızı gibi birilerine faydalı olacağımızın farkındayız. İlk hedefimiz 1.500 kişiyi taramak. Bunları belli adetlerde kırdık. Çünkü akciğer kanseri ve kolon kanseri ile alakalı tarama tomografi ile oluyor. Mamografi ve serviks kanserini biraz daha geniş tuttuk. Dolayısıyla bundan beklentimiz çıkan patolojiler için insanlara faydalı olabilmek. Olay sadece bir tanı koyma meselesi değil. Bu taramanın en önemli özelliği çıkan radyolojik raporların muayene ile ilgili branş doktoru tarafından hastaya veriliyor olması. Yani taramanın muayene ile tamamlanıyor olması önemli. Taramalar Ulus Liv Hospital’de olacak.
“Kanserden Koşarak Uzaklaş” projesinden başka projeleriniz var mı?
Çok farklı konularda çalışmalarımız var. Biyonik göz, kök hücre gibi çalışmalarımız var. Kalp yaşını belirleyen çalışmamız var. “Kanserden Koşarak Uzaklaş” Projesi 4 ay içinde tamamlamayı hedeflediğimiz bir çalışma. Çalışmanın raporunu GE Sağlık ile de paylaşacağız.
Taramalarını yapacağınız olgularda kanser görülme sıklığı nedir ülkemizde?
Her olgunun kendi içinde ayrı istatistikleri var. Servisk ve meme kanserinde 8’de 1 deniyor. Akciğer ve kolon kanserinde daha farklı. En yüksek kanser olgusu akciğer ile başlıyor, meme ve servisk ile devam ediyor, üçüncü sırada kolon kanseri geliyor. Dolayısıyla bir dördüne de dokunmuş oluyoruz.
Hastalar hastalıklarının geç mi farkında oluyorlar, erken mi?
Geç farkında olma artık azalıyor. Bilinçlendirme kampanyaları artıyor. İmkanları olan insanlar tarama konusunda daha hassa oluyorlar. Geçmiş yıllara göre çok daha iyiyiz. Devlet de Aile Sağlığı Merkezlerinde bunu desteklemekte. Mamografi yaptıramamak gibi birşey yok ülkemizde. Görevimiz bu tür kampanyalarla farkındalığı artırmak.
Kanserde erken teşhis çok önemli. Hastanenizde kullandığınız görüntüleme teknolojisi ne derece önemli? GE Sağlık ile çalışmayı seçmenizdeki motivasyon faktörleri nelerdir?
En önemli faktörler hekimlerin bunu destekliyor olması ve görüntü hassasiyetinin çok yüksek olması. GE’nin desteğini her zaman en üst düzeyde aldık. Cihazların hiç arızaya girmeden hep işler halde olması gerekiyor. Bu konuda partner şirketin burayı hep yaşar halde tutabilecek teknik kadroya sahip olması gerekiyordu. O yüzden bu bizim için önemli bir destek. Şu an GE’nin dünya çapında yaptığı geliştirmeler ve inovasyonlarla bunların bize ulaştığını, upgrate edilen farklı modalitelere ulaşacağımızı da biliyoruz. O liderliği biz sürdürmek niyetindeyiz. Çünkü her ne kadar hekimin iyi olması önemli ise de hekimin önüne giden datanın iyi çekilmiş, iyi diagnose edilmiş ve raporlanmış olması gerekiyor.
Bu kadar gelişmiş bir portföyün tek bir sağlayıcıdan sağlanmasının faydaları neler?
Neticede teknik olarak parça tutmak, bakımını daha sürekli yapmak, iyi bir partner olmak bizim için önemli. Meslek hayatım boyunca Ge Sağlık ile değişik sağlık kuruluşlarında da çalıştım. GE’nin özellikle son dönemdeki teknik destek konusundaki artan becerisini de görüyoruz. Bu bizim için çok önemli, gelecek yatırım planlarımız için de hayati.”
Bize biraz da kurumunuzdan biraz bahsedebilir misiniz? Kaç yıldır hizmet vermektesiniz; hangi uzmanlık alanlarına yoğunlaşıyorsunuz?
Liv Hospital MLPCARE dediğimiz hastane zincirin bir parçası. MLPCARE şu anda 29 hastanesi ile Türkiye’nin en büyük sağlık zinciri. 30.cu hastanemiz de bu yılın sonunda Pendik’te hizmete girecek. İlk olarak 2013 yılı Ocak ayında İstanbul Ulus’ta kapılarını açan hastanemizde tüm branşlarda hekimlerimiz üst ihtisaslarına göre hizmet sunuyorlar. 2014 yılı Kasım ayında Liv Hospital Ankara’yı, birkaç ay önce Samsun Liv’i açtık. Gürcistan’da Tiflis’te bir kanser merkezi işletiyoruz. Bunun yurt dışı modellerini de artırmaya çalışıyoruz şu anda. Ayrıca, Medical Park’lar içerisinde “Liv Consept” adını verdiğimiz bazı kendi uzantılarımız olan merkezler var. Liv’de kurduğumuz işletmecilik kültürünü oraya taşıdık. Sağlık turizmi ülkemiz için çok önemli. Şu anda ulus liv Hospital da ki 4 hastamızdan 3’ü yabancı. Özellikle Balkan Ülkeleri ve Avrasya coğrafyasından geliyorlar. Bunun ciroya yansıması yüzde 25-30 oranında. Her yılsonu tıbbi faaliyet raporu yayınlayan, paylaşan tek hastaneyiz. Özel sağlık sektörü hızla ilerliyor. Şu anda 700 civarı özel hastane var. Süratle artan özel hastaneler arasında ayrışmamış, yaptığımız iyi tıbbi sonuçlara ve niş işlere bağlıydı. Biz fiyat rekabetinden çok, farklı tedavi alanlarına da elleyen bir kurum olduk. Özellikle bizim itici güçlerimiz son 4,5 yılda kök hücre tedavileri oldu. Onun dışında robotik cerrahi ve minimal inzavif cerrahi uygulamaları oldu. Kanser tedavileri ile ilgili her konuya el basmış vaziyetteyiz. Kanser cerrahisi dışında nöroşirurji ile alakalı her çalışma bizim için çok önemli. Liv Hospital olarak misafirlerimize kaliteli sağlık hizmeti üretirken, bir yandan da bilimsel çalışma ve araştırmalara imza atıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışında itibarlı bir takım üniversite ve araştırma hastaneleri ile önemli işbirliklerine imza atıyoruz. Bu da daha özellikli bir tedavi yaklaşımını ve klinikler içinde özel birimler kurmayı gerektirdi. Odağımızda misafirlerimizi 360 derece kucaklayan kişiye özel tanı ve tedavi yaklaşımı yer alıyor. Örneğin genel cerrahi bölümümüz proktoloji, kolorektal, meme, tiroid, damar, karaciğer, pankreas cerrahisi ve obezite cerrahisi olarak ayrı ayrı planlanmıştır. Bunun yanı sıra GMP standartlarında hastane içindeki ilk “Kök Hücre Laboratuvarı ve Rejeneratif Tıp” hizmetlerini hayata geçirdik. Göz, Obezite Cerrahisi, Kardiyoloji, Beyin ve Sinir cerrahisi, gibi branşlarda ayrıcalıklı tanı, tedavi ve cerrahi hizmetleri sunuyoruz. Ülkemizde ilk defa hizmete giren diz protezlerinde kullanılan robot Makoplasty, diz protezi sonrası hastaya çok yüksek bir konfor ve hayata hızla geri dönüş imkanı sağlıyor. Ayrıca ortopedi de omurga cerrahisinde kullandığımız omurga robotu ile skolyoz, bel kırığı gibi büyük ameliyatların küçük kesilerle ve en az hata ile yapılması mümkün olabiliyor. Ayrıca özellikli ameliyatlar ve kanser cerrahisinde maksimum hasta konforunu hedefleyerek gerçekleştirdiğimiz başarılı robotik cerrahi uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Hastanemizde farklı disiplinlerden hekimlerin bir araya gelerek düzenli olarak Zorlu Vaka Konseyi ve Tümör Konseyi oluşturarak, kişiye özel tedavi yöntemleri belirleniyor. Özellikle kanser cerrahisinde, robotla tedavi yapabilen tecrübeli cerrahlarımız bulunuyor. Mide, özofagus, sindirim sistemleri, rektal kanserler, rahim, over ve prostat kanserleri ile obezite cerrahisinde robotla tedavi imkanı hastaya çok daha hızlı bir şeklide günlük hayata geri dönüşünü sağlıyor.
3 dalda önemli bir belge aldınız biraz bundan bahseder misiniz?
ABD’de bağımsız, uluslararası bir denetim firması olan SRC (Surgical Review Corporation: Cerrahi İnceleme Kurumu)’den, Kolorektal cerrahi, Metabolik/Bariatrik cerrahi ve Robotik Cerrahi alanlarında akreditasyon belgelerimizi aldık. Türkiye’de bu belgeleri kurumsal olarak alan tek kurumuz halen. Herkes birşeyler yaptığınızı söylüyor ama bunu belgeleyip eğer binli vakalar üzerinden ortaya koyduğunuz zaman uluslararası alanda başka bir şey ifade ediyor. Bu bize yurt dışından hasta gelmesi konusunda yardımcı faktörlerden biri oldu.