Bu yıl pandemi nedeniyle sanal ortamda gerçekleştirilen Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği 2020 Kongresi’nde immüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin torasik kanserlerin tedavisindeki olumlu etkisine yönelik güncel bilgiler kamuoyu ile paylaşıldı.
Dicle Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan’ın da katılımcıları arasında yer aldığı etkinlikte kemoterapi eşliğinde immüno-onkolojik kombinasyon tedavisi kullanımının küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının sağlıkla ilişkili yaşam kalitelerini sürdürmesine veya iyileşmesine katkı sağladığı ortaya konuldu.
Son 15 yılda gözlenen en çarpıcı sonuç olarak, kötü huylu akciğer zarı kanserine karşı immüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin olumlu etki göstermesi Dünya Akciğer Kanseri Kongresi 2020’de öne çıkan önemli bulgular arasında yer almıştı. Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği 2020 Kongresi’nde de bu çalışmanın klinik yansımaları Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan tarafından olumlu yönde değerlendirildi.
Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği’nin (European Society for Medical Oncology) geleneksel olarak düzenlediği kongre bu yıl 19-21 Eylül tarihleri arasında dijital ortamda gerçekleşti. Kongre kapsamında; gerçekleştirilen birçok değerli bilimsel çalışma dünyanın dört bir yanından birçok onkolog ve farklı branş hekimleri ile paylaşıldı.
Amerikan Klinik Onkoloji Derneği 2020 Kongresi’nde ilk yıl sonuçları açıklanan bir klinik çalışma metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde immüno-onkolojik kombinasyonların minimum 8,1 aylık takipte, yalnızca kemoterapi kullanımına kıyasla ölüm riskini yüzde 31 azalttığı ve tedavide de olumlu yanıtlar verdiği belirtilmişti. Kongrenin katılımcıları arasında yer alan Dicle Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının 1.basamak tedavilerine yönelik yayınlanan yeni sonuçların da heyecan verici olduğunu dile getirdi. Kaplan “bir klinik çalışma kapsamında hastalar tarafından bildirilen sonuç verilerine göre; iki kür kemoterapi ile İmmüno-onkolojik kombinasyon tedavisi gören hastaları, başlangıç düzeyine kıyasla sağlıkla ilişkili yaşam kalitelerini sürdürdüklerini veya iyileştirdiklerini ortaya koydu. Ayrıca kemoterapi ile immüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin birlikte kullanımının hastalarda sağlığın bozulma süresini geciktirerek, kemoterapiye kıyasla sağlıkla ilişkili yaşam kalitesinde bozulma riskini de azalttığını gördük. Daha önce yapılan klinik çalışmalara katkı yapan bu sonuçlar, iki kür kemoterapi eşliğinde immüno-onkolojik kombinasyon tedavisi kullanımının sağkalım süresini önemli ölçüde ve güvenilir biçimde arttırdığına dair elimizdeki bilgileri güçlendiriyor” dedi.
İmmüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin akciğer zarı kanserine olumlu etkisine dair güncel bilgiler de paylaşıldı
İmmüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde görülme sıklığı artan akciğer zarı kanserine olumlu etkisine dair bilimsel bulgular kongre katılımcıları tarafından büyük ilgi gördü. Çevresel faktörlerle doğrudan ilişkili olarak gelişen ve her yıl binlerce yaşam kaybına neden olan kötü huylu akciğer zarı kanseri için son 15 yıldır sağkalımı uzatabilen ve onaylanan sistemik bir tedavi seçeneği bulunamamıştı.
Dünya Akciğer Kanseri Kongresi 2020’de açıklanan akciğer zarı kanserinde immünoterapi tedavisi çalışmasını ve Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği 2020 Kongresindeki yansımalarını da yorumlayan Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan “Beş yıllık sağkalım oranı yüzde 10’un altında seyreden kötü huylu akciğer zarı kanserinin pek çok klinik tedaviye direnç gösterdiğini biliyoruz. Bu nedenle kongrede bu agresif kanser türünün tedavisine yönelik paylaşılan yeni sonuçlar tıp camiası açısından heyecan verici bir ilk niteliğindeydi. Kötü huylu akciğer zarı kanserinin tüm tiplerinde birinci basamak tedavi olarak uygulanan ikili bir immünoterapi kombinasyonunun kemoterapiye kıyasla üstün, kalıcı genel sağkalım yararı sağladığını gördük. İmmünoterapi kombinasyonu ile tedavi gören hastalarının yüzde 41’inin iki yıl sonunda hayatta olduğu gördük; bu oran kemoterapi tedavisi alan hastalarda ne yazık ki yüzde 27 ile sınırlı kaldı. Bu şekilde immüno-onkolojik kombinasyon tedavisinin torasik kanserlerde sağkalım beklentilerini değiştirme potansiyelini daha net biçimde görebildik” dedi.