24 Mart Dünya Tüberküloz Günü. Tüberküloz(verem), görülme sıklığı düşmesine rağmen hala dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklar arasında yer alıyor.
Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu adına açıklama yapan Uzm. Dr. Onur Fevzi Erer, Tüberkülozun Mycobacterium tuberculosis’in neden olduğu insandan insana hava yoluyla bulaşan, öncelikle akciğerlerde olmak üzere tüm organlarda görülebilen bulaşıcı bir hastalık olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
“Erken tanı konulması için verem hastalığı ve bulgularının bilinmesi çok önemlidir. 2-3 haftadan uzun süren öksürük, balgamda kan gelmesi, halsizlik, gece terlemesi, kilo kaybı ve verem hastası ile uzun süre temas öyküsü olan kişiler gecikmeden verem savaşı dispanseri veya göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Akciğer grafisi ve balgam incelemesi yapılarak hastalığın tanısı konabilmektedir. Yeni tanı konmuş bir verem hastası ilaçlarını altı ay boyunca düzenli bir şekilde kullanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; Verem hastalarının tedavilerinin başarıyla tamamlanması, bulaşmayı önleyeceğinden veremden korunmanın en etkin yöntemidir.”
VEREM HALA ÖLDÜRÜCÜ 10 HASTALIKTAN BİRİ
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıkladığı verilere göre, tüm dünyada 2015 yılında 10,4 milyon kişinin verem hastalığına yakalandığını ve bunların 1,8 milyonunun öldüğüne dikkat çeken Erer, “Verem, dünyada en çok ölüme neden olan 10 hastalıktan biri olmaya devam etmektedir. Tedavisi mümkün olan bir hastalık olmasına rağmen halen daha bu kadar yüksek ölüm oranı olması oldukça şaşırtıcıdır. Özellikle Asya ve Afrika’da tanı ve tedavi imkanlarının yetersizliği, hasta sayılarında ve ölümlerde artışa yol açmaktadır. Ölümlerin en önemli iki nedeni verem hastalığın HIV ile birlikte olması (AIDS hastalığı) ve verem basilin ilaçlara karşı dirençli olmasıdır” dedi.
VEREMSİZ BİR DÜNYA, VEREMSİZ BİR TÜRKİYE
Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Uzm. Dr. Onur Fevzi Erer, Türkiye’de yıllar içinde hasta sayılarının düşmekte olduğunu, 2005 yılındaki hasta sayısı 20.535 iken 2015 yılında 12.772 olduğunu belirtti. Erer, 2014 yılında tanı konulmuş hastaların %85,6’sının tedavisi başarı ile tamamlandığını belirterek şunları söyledi:
“İstikrarlı düşüş ve başarılı tedavi sonuçları verem savaşı dispanser çalışanlarının özverili çabaları ile gerçekleşmektedir. Veremsiz Bir Dünya ve Veremsiz Bir Türkiye hedefi için, hastaların düzenli tedavilerinin yanı sıra temaslı ve koruyucu tedavi hizmetlerine de ağırlık verilmesi önem kazanmaktadır. Türkiye’de 2015 yılında tanı konularak tedavi başlanan 12.772 hastanın 98.474 temaslısı kontrolden geçirilmiştir. 24.796 kişiye ilaçlı koruma tedavisi başlanmıştır. Verem hastalığının tedavisinde bir diğer önemli nokta, hastaların ve ailelerinin çok boyutlu olarak değerlendirilerek psikolojik ve ekonomik yardım sağlanması gerekliliğidir. Verem hastalığı zengin – fakir, genç – yaşlı ayırımı yapmaz. Bu nedenle hastaların sosyal statülerini kaybetmeden, ekonomik sıkıntı yaşamadan tedavilerini başarıyla tamamlaması sağlanmalıdır. Veremli hasta sayısı azalmasına rağmen “Veremsiz Bir Türkiye” hedefine ulaşabilmek için; yabancı uyruklu/göçmen hastalar, sosyal ve ekonomik zorluklar, sağlık sistemindeki değişiklikler, ilaca dirençli hastalar konusunda daha kat etmemiz gereken çok uzun bir yol mevcuttur. Bu nedenle verem savaşındaki politik kararlılığın korunarak daha da geliştirilmiş bir verem kontrolü programına ihtiyaç vardır. Türk Toraks Derneği olarak konunun takipçisi ve önemli bir paydaşı olacağımızı tüm kamuoyunun dikkatine sunarız.”