İSTAHED (İstanbul Aile Hekimliği Derneği) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Gülden Uzer Ekin, Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “4 Şubat Dünya Kanser Gününde aile hekimleri size faydalı olabilmek için sizin yardım ve farkındalığınıza ihtiyaç duyuyor.” dedi.
Kanserin kelime anlamının vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki veya dokudaki hücrelerin düzensiz ve kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalık grubu olduğunu belirten Ekin, “Kanser; insanlık tarihi kadar eskidir. Kanserle ilgili ilk yazılı belge M.Ö. 3000 Edwin Smith papirüsünde tanımlanmıştır. Bu papirüslerde; meme kanseri olan sekiz vaka tanımlanmakta ve tedavisinin olmadığı belirtilmektedir. M.Ö. 460-370’da ilk defa Hipokrat kanser için ‘karkinos’ ya da ‘karkinoma’, M.S. 130-200’de Galen, tümörleri tanımlamak için şişkinlik ‘onkos’ adını kullanmıştır.” diye bilgi verdi.
SİGARA 20 KATA KADAR RİSKİ ARTIRIYOR
Kanserin ülkemizde ve dünyada ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Ekin, şöyle devam etti:
“Küresel olarak yaklaşık her altı ölümden biri, ülkemizde ise her beş ölümden biri kanser nedeniyledir. 2015 yılı Türkiye istatistikleri değerlendirildiğinde erkeklerde görülme sıklığına göre: Akciğer, Prostat Kolorektal, Mesane ve Mide kanserleri kadınlarda ise sıklık sırası ile Meme, Tiroid, Kolorektal,. Uterus ve Akciğer kanserlerine rastlanmaktadır. Birçok kanser türü genel yaşam tarzı değişiklikleri ve tarama stratejileri ile önlenebilir. Önleme stratejileri, kanseri teşvik eden çevresel ve yaşam tarzı risk faktörlerini değiştirmeye odaklanır. Temel yaşam tarzı değişiklikleri kanser oranları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Güncel bilgiler doğrultusunda tavsiye edilen yaşam tarzı önerileri arasında tütünden kaçınmak, fiziksel olarak aktif olmak, obeziteden kaçınmak, sağlıklı bir diyet yemek, alkolü sınırlamak veya ortadan kaldırmak, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak, güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve uygun kanser taraması yaptırmaktır. Tütün kullanımı kanserin en önlenebilir nedenidir. Sigara, akciğer kanseri için en güçlü risk faktörüdür ve riski 10 ila 20 kat artırmaktadır. Sigara, löseminin yanı sıra ağız burun boşluğu, paranazal sinüsler, nazofarenks, gırtlak, yemek borusu, pankreas, karaciğer, mide, serviks, böbrek, kalın bağırsak ve mesane kanserleri için de etken faktördür. Uzun süredir tütün kullananlar için bile sigarayı bıraktıktan sonra her yaş için sağlık açısından faydalar görülebilir. Alkol alımı, hafif ila orta miktarlarda bile kolon, meme, özofagus ve orofarengeal kanser riskini artırır. Fiziksel aktivite birçok farklı kanser türü için azaltılmış bir riskle ilişkili olmakla birlikte, en kuvvetli veriler kolon ve meme kanseri riskinde azalmaya işaret etmektedir. Obezitenin birçok kanser türü riskini artırdığı ve kilo kaybının riski azalttığı bulunmuştur. Kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi kolorektal kanser açısından risk faktörüdür. Koyu yeşil, kırmızı ve turuncu, lif bakımından zengin baklagilleri içeren sebzelerin tüketimi, kepekli tahıllarla beslenmek, kırmızı ve işlenmiş etleri, şekerle tatlandırılmış içecekleri veya yüksek işlenmiş gıdaları ve rafine tahıl ürünlerini sınırlamak sağlıklı diyet önerileri içerisinde yer almaktadır. Akdeniz diyeti (yüksek meyve, sebze, fındık, baklagiller, kepekli ekmek, balık ve zeytinyağı kullanımı) kanser riskini %4 ila %12 oranında vejetaryen diyet ise vejetaryen olmayanlara göre kanser riskini %17 oranında azaltmaktadır.”
ÇEVRESEL FAKTÖRLER DE KANSERDE ARTIŞA NEDEN OLUYOR
Kanser görülme sıklığını arttıran ve potansiyel olarak değiştirilebilir veya önlenebilir çevresel etmenler arasında aşırı güneş ışığına veya yapay ultraviyole ışınlarına maruz kalma, hava kirliliği, kapalı ortamlarda radon gazı ve içme suyundan alınan arsenik bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Gülden Uzer Ekin, cilt kanserinin doğal ve yapay ultraviyole maruziyeti ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi.
Ekin açıklamasına şöyle devam etti:
“Dünya çapındaki tüm yeni kanserlerin yüzde 13’unun enfeksiyonlardan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Virüsler hücresel dönüşüm, hücre döngüsü kontrolünün bozulması, hücre turn over oranının artması ve bağışıklığın baskılanması yoluyla kanser riskini arttırmaktadır. Enfeksiyöz ajanlar ve kanser arasında birden fazla bağlantı kurulmuştur: İnsan papilloma virüsü (HPV); rahim ağzı (serviks) ve diğer anogenital kanserlerin yanı sıra baş ve boyun skuamöz hücreli kanserleri ilke ilişkilidir. Hepatit B virüsü (HBV) ve hepatit C virüsü (HCV) hepatoselüler karsinomla bağlantılıdır. T hücreli lenfotropik virüs tip 1 (HTLV-1) T hücreli lösemi sebep olmaktadır. Sırası ile HIV; Kaposi sarkomu ve Hodgkin dışı lenfoma ile Epstein-Barr virusü (EBV) Burkitt tipi lenfoma ile, Helicobacter pylori bakterisidem mide kanseri ile ilişkilidir. HPV ve Hepatit B için aşılama mümkündür. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar için genel koruyucu önlemlerin alınması da kanserden korunmada faydalı olacaktır. Tarama, kansere bağlı şikayet ve bulgular klinik olarak belirginleşmeden önce tespite veya tedavinin en sık etkili olduğu erken bir aşamada müdahaleye olanak sağlar. Ülkemizde Meme, kolorektal ve prostat kanserleri için; Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’lerde tarama yapılabilmektedir. Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir. Rahim ağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile yapılmaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGK) yapılmakta, 10 yılda bir kolonoskopi önerilmektedir. Koronavirus pandemisi ile birlikte sağlık kuruluşlarına virüs ile enfekte olma korkusu nedeniyle azalmıştır. Bu durum kanserlerin erken teşhisi önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Kanseri olan her kişide semptom olmayabilir ancak kanser ile bağlantılı olabilecek şikayetler açısından da dikkatli olunması hayat kurtarıcı olabilir. Aşağıdaki şekilde vücudun belirli bölgelerinde oluşabilecek şikayetler sıralanmıştır. Koruyucu önlemler, yaşam tarzı değişiklikleri ve tarama ile bir çok kanserin önlenebilir olduğunu, erken teşhis ve tedavisinin mümkün olduğunu lütfen unutmayın.”