Hüseyin SARPKAYA
Son yazımda bahsettiğim üzere 12 yıllık Sağlıkta Dönüşüm Programı, Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın açıklamaları doğrultusunda yeni bir boyut kazandı aslında. Önce biz son 12 yılda ne kazandık ona kısaca bir bakalım.
Sağlıkta Dönüşüm Programı başladığı yıllarda yaklaşık 40 milyon SSK’lı vatandaş devlet hastanelerinden hizmet alamıyordu. Yıllık muayene sayısı 60 milyon, bir SSK’lının yıllık sağlık kuruluşuna başvuru sayısı sadece 1,5 idi. Ülke genelinde SSK’lıların muayene olabilmek için ulaşabileceği yalnızca 8 bin doktor bulunmaktaydı ve yalnızca 2.500’ünün muayene odası vardı. Hekim başına günlük ortalama 100 hasta düşmekteydi. Sonuçta devletin SSK’lı vatandaşlarına ayaktan verilen sağlık hizmetleri için bütün bir yılda sunduğu sadece 8 dakikası vardı. Vatandaşın yazılan reçetesini alabilmesi için 148 hastane eczanesi mevcuttu.
İlaç kuyrukları
Vatandaş ilaç kuyruklarında hastane kuyruklarında beklemeye mecbur idi. Az sayıda işçi, hekimin reçete ettiği ilaçların aynısına ulaşabiliyordu. Bugün ise nitelikli hizmetleri özel hastanede olmak üzere tüm vatandaşlarımız sağlık güvencesi kapsamına alınarak, kamu hastaneler birliklerinin oluşmasına ayrıca “Aile Hekimliği, ilaç takip, ulusal bilgi bankası koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere çağdaş dünyada yaygın olarak kullanılan birçok uygulama Türkiye’de hayata geçirildi.
Yabancı hekim
Peki önümüzdeki 10 yıl bizi neler bekliyor? Sağlık hizmetlerinde kalite bakımından bu derece dünya standartlarının üzerine çıkmışken bizler nasıl hizmet kalitesini sürdürülebilir hale getireceğiz. Öncelikle birkaç temel problemi çözmemiz gerekmekte ithalata bağımlılık maalesef ki sektör % 80’lere yakın ithalata dayanmakta. Üretim destekleri alım garantileri ile ilgili gibi birçok palyatif çözüm uygulanmakta. Fakat kullanıcı ile üreticiyi aynı düzlemde buluşturmadan maalesef iş çok zor. Örnek ortada savunma sanayi nasıl Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile beraber proje üretebiliyorsa tıp fakültelerimiz sağlık sanayi ile beraber üretim bandına katılmalı, kendi ürettiği ürünleri ürünü gene kendi kullanmalı. Diğer husus hekim ve sağlık personel sayısı bu noktada sanırım önümüzdeki 5 yılda sorun ortadan kalkacak gibi. Özellikle dünyada yabancı hekim çalıştırmayan tek ülke olmaktan çıktığımız için çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim.
Sektördeki enerji kaybı
Tespitleri artırmak mümkün hatta bu sorunların cevabı için birçok sektöreler dernek cevap aramakta, ayrıca politika yapıcılar da açıkçası mesailerini bu konu üzerinde artırmış durumda. Takdir edersiniz ki suyu 70 derecelere getirmek için harcanan enerji 70 dereceden 100 dereceye getirmekten daha kolaydır çünkü enerji kaybı mutlaktır. Evet sektörde bir enerji kaybı gözükmektedir, İster hizmet sunucu olsun ister servis sağlayıcı olsun daha çok çalışmak zorunda olduğunun farkındadır. Bizler bu günlere ne kadar zor şartlardan gelindiğinin farkındayız, hepimiz firma sahibi hastane sahibi hatta sağlık personeli olmadan önce bu şanlı devletin birer ferdiyiz hepimiz bu millete çok şey borçluyuz.