Hüseyin İNCEÖZ yazdı…
Palyatif bakım, yaşamı tehdit eden bir hastalıkla karşı karşıya kalan hasta ve yakınlarında, ağrının ve diğer semptomların yol açtığı fiziksel ve psikososyal sıkıntıların önlenerek, yaşam kalitesini geliştirmenin amaçlandığı bir yaklaşımdır. Nitekim, Dünya Sağlık Meclisi’nden geçirilen palyatif bakım hakkındaki son kararlarda özetlendiği üzere, Dünya Sağlık Örgütü, özellikle yaşamının son döneminde olan tüm hastaların kaliteli ve hafifletici bakıma erişimlerinin sağlanması gerektiğini kabul etmektedir.
Tarihten Günümüze Palyatif Bakım Yaklaşımı
Palyatif bakım uygulamaları ilk olarak 11.yy’da, uzun yolculuklar esnasında ölümcül hastalığa yakalanan insanların tedavi ve bakımını sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. İleri evredeki kanser hastalarının ağrı ve diğer semptomlarının giderilmesindeki yetersizliğin fark edilmesi ile, ilk modern palyatif tıp merkezi 1967’de Londra’da, ilk palyatif servisi ise, 1975 yılında Kanada Montreal’de Royal Victoria Hastanesi’nde kurulmuştur. Bugün Avrupa, Kanada ve İngiltere gibi gelişmiş sağlık sistemi olan ülkelerde, evde, bakım merkezlerinde ve hastanelerde olmak üzere yüzlerce palyatif bakım hizmet alanı bulunmaktadır. Ülkemizde ise palyatif bakım hizmetleri yüzyıllarca ihmal edilmiştir. Bunun en önemli gerekçesi olarak toplumumuzun aile yapısı gösterilmektedir. Yaşamının son dönemindeki hastaları veya aile büyüklerini hastanelere, bakım merkezine terk etme algısı dolayısıyla, sağlık alanında bu hizmetin planlamasında ve profesyonellerin yetiştirilmesinde yeteri kadar farkındalık oluşmamıştır.
Alzheimer ve Demans ile Palyatif Bakım
Tahminler, her yıl Alzheimer hastalığı ve diğer demans formlarından ölen 315.000’in üzerinde kişinin yaşamının sonunda palyatif bakıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu, muhtemelen yetersiz bir tahmindir. Zira bu sayı, diğer koşullardan ölen ve palyatif bakımdan fayda sağlayacak demanslı hastaları kapsamamaktadır. Ayrıca, demans ile yaşayan, henüz yaşamının sonuna gelmemiş, ancak yaşam süresince ağrı ve diğer belirtileri olanlar da bu sayıya dahil değildir. Özellikle daha az gelişmiş sağlık sistemi olan ülkelerdeki palyatif bakım savunucuları, Alzheimer problemi yaşayan insanlar için erken tanı hususundaki eksikliğin, tedavi ve bakıma erişimi engelleyen başlıca konulardan biri olduğunun farkındadır. Buna ek olarak, demans ile yaşayan birçok insanın palyatif bakımı için, uzun süreli bakım ve hemşirelik hizmeti veren kurumlardaki personelin, hastaneye yatma ve ağrı hafifletme konusunda bilgi ve becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Palyatif bakım için disiplinlerarası ekip
Palyatif bakım demans ile yaşayan insanların yaşam kalitesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda bakıcılar ve aile üyeleri için hayati destek sağlar. Bu, kişi merkezli bakım, bakımın sürekliliği, psikososyal ve manevi destek, semptomların optimal tedavisi ve konfor sağlanması, aile bakımı ve sağlık ekiplerinin katılımı ve eğitiminin sağlanması dahil olmak üzere kilit müdahalelere odaklanan bir yaklaşımla başarılabilir. Palyatif bakım yaklaşımı, disiplinler arası bir ekip çalışmasına dayanıyor ve ev, uzun süreli bakım merkezleri ve hastaneler gibi her alanda sağlanması ile toplumun yaşam kalitesini ileriye taşıyor.
Hastanelerin olmazsa olmazı Palyatif Bakım
Palyatif bakımın, yaşamı tehdit eden hastalıklarla hayatını sürdüren insanlar için, gereksiz ve agresif tedaviden kaçınılmasına yardımcı olduğu tespit edilmiş, ağrıları ve diğer şikayetleri nedeniyle devamlı acile taşınmaları sürecinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Yaşlanan toplumumuzda, geleceğin hastanelerinde en öncelikli birimlerden biri olması beklenen palyatif bakımı, bugünün sağlık kurumlarının olmazsa olmazı olarak da nitelendirebiliriz. Klinik planlama süreçlerinde, tüm kamu ve özel hastanelerin hassasiyetle üzerinde duruluyor.
Yaşam kalitesi ve maliyet kazanımları
Palyatif bakımın odağının, insanlar ve aileleri için yaşam kalitesinin sağlanması üzerine olmasının yanı sıra maliyetler açısından etkili bir yaklaşımdır. Palyatif bakım, kanser ve yaşamı tehdit eden diğer hastalıklar açısından, hastaların bakım masraflarını ne kadar azaltacağı ve yaşam kalitesini ne kadar artıracağı açıkça görülen bir süreçtir. Demanslı hastalar için ise, palyatif bakımın maliyet etkinliği üzerine ileri araştırmalar yapılması gerekliliği kaçınılmazdır.
Kişiye özgü bakım şart
Toplumlarımız yaşlandığında, yaşamının sonuna kadar olan süre boyunca doğru ve kişiye odaklı bakım sağlamak amacıyla, dünya çapında sağlık ve sosyal bakım hizmetlerini kurmamız kesinlikle temel bir gerekliliktir. Tedavinin mümkün olmadığı durumlarda bile her zaman yapılabilecek bir şey vardır. Hafifletici bakım yaklaşımı, demans ve diğer hayatı sınırlayan hastalıklarla yaşamak zorunda kalan veya yaşamının sonuna gelmekte olanlar için büyük önem taşımaktadır.