Gürkan KÖROĞLU yazdı…
Günümüzde çoğu yaş gurubu ayrım olmaksızın vaktinin büyük bölümünü sosyal medyada geçirmekte. Artık sosyal medyanın sosyal medya artık alışveriş alanı dahi olarak kullanılmakta. Çoğumuz gece yatarken sosyal medya ile uyuyup sabah kalktığımızda ilk mobil cihazımızdan sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyoruz. Çoğumuz için hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Hatta bazılarımızda bu hastalık ve bağımlılık seviyesinde olup tedavi ihtiyacı bile duymaktayız. Son dönemde salgın sebebiyle sosyal mesafenin artması ve kişiler arasındaki fiziksel iletişimin azalması ile sosyal medya kullanımı artış göstermiştir.
Peki neden?
Neden artık daha fazla vaktimizi daha fazla orada geçirir olduk? Orada ne arıyoruz ve ne buluyoruz? Bizi orada ne tatmin ediyor? Hangi ihtiyacımızı orada gideriyoruz?
Yapılan araştırmalarda sosyal medya kullanımı boş zamanı değerlendirmek, yeni arkadaşlar edinmek, arkadaşlar ile iletişimde kalmak, fotoğraf ya da video paylaşmak, haberleri takip etmek, eğlenmek, fikirlerini paylaşmak, tanıdıklarımın hayatını takip etmek gibi birçok farklı sebebi olduğunu göstermektedir.
Biz bugün sosyal medyanın kullanımı konusundaki psikolojik açıdan inceleyerek daha çok duygusal tatmini üzerine yazacağız.
Sosyal medyanın her yaştaki yaygınlığı ile, bireysel kullanıcılar olarak bize ne yaptığına daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Sosyal medyanın sağladığı sonsuz iletişim ve bağlantı akışı, düşünme ve bilgiyi alma şeklimizi değiştiriyor. İnsanlar şu anda aynı anda zihinsel sağlıklarına fayda ve zarar verebilecek sosyal medya alışkanlıkları geliştiriyorlar.
Nörolojik açıdan bakıldığında, sosyal medya beynimizin işleyişinde çok farklı şekillerde etkiler. Sosyal medyadaki paylaşımlarımıza olumlu ilgi beynimizin birçok bölümünü etkiler.
Sosyal medyadaki beğeniler beynimizdeki ödülle ilgili beyin dolaşımında aktivasyona neden olur. Beynimizde bulunan VTA (Ventral Tegmental Area) denilen bölge bizim bedenimizdeki ödül sistemini belirlemekte sorumlu bölgelerden biridir. Sosyal medya kullanıcıları olumlu geri bildirim aldıklarında kısmen VTA tarafından dopamin reseptörlerini ateşler.
Yapılan MRI incelemelerinde de benzer sonuçları bulunmuştur. Araştırmacılar instagram’a göz atan ergen bireyleri incelediklerinde birçok beğeni içiren fotoğrafları görüntülemenin, ödül işleme, sosyal biliş, taklit ve dikkatle ilişkili sinirsel bölgelerde daha fazla etkinlik olduğunu bulmuşlardır.
Sosyal medyanın beynin bu ödül sistemine bu kadar bağlı olması yine bu bölgeyle bağlantısı bilinen alkol ve kumar bağımlılığıyla paralellik göstermektedir. Yani sosyal medya ile aşırı ödül sistemine bağımlı olduğumuzu fark ederek bu bağımlılığı yönetmemiz sağlığımız açısından önem arz etmektedir.
Neden gönderim paylaşımlarına ihtiyaç duyuyoruz?
Neden sosyal medyada paylaşımlara ihtiyaç duyduğumuza psikologlar Abraham Moslow’un insan ihtiyaçları hiyerarşisi açısından da incelemişler ve şu sonuçlara ulaşmışlardır.
1.Fizyolojik ihtiyaçlar: Kişiler bazen arkadaşlarının ve ailelerinin sağlığı veya iyiliği için bazı paylaşımları yayınlamayı seçtiklerini görmüşlerdir.
2.Güvenlik: Zihinsel, fiziksel, finansal ve güvenlik için bazı paylaşımlar yaptıkları gözlenmiştir.
- Sevgi/Aidiyet: Kişiler belli bir gruba ait olmak veya o grup tarafından kabul görmek için paylaşım yapıyorlar.
- Saygı: Kişiler beyinlerinin ödül odaklı bölümlerini bastırmak isterler, bu da neden insanların düzenli olarak “ben merkezli “içerik gönderdiklerini açıklar.
- Kendini gerçekleştirme: Belki de bu bölüm en çok sosyal medya paylaşımına hizmet eden bölümdür. İnsanlar bir şey başardıklarında, bir okul bitirdiklerinde, yeni bir iş bulduklarında gibi benzer konuları paylaşmak isterler.
Yapılan başka bir araştırma da çocukların ve ergenlik gelişiminde sosyal medyada kendilerini, duygularını özgürce göstererek kişilik gelişimlerini oluşturdukları görülmektedir. Bu yaş grubundaki bireylerin sosyal medyadan aldıkları olumlu geri bildirimlerin benlik saygıları ile bağlantılı olduğu görülmüştür.
Sosyal medyanın doğası iletişim üzerine odaklandığı için, gönderimlerin paylaşılmasının birinci motivasyonu başkaları ile bağlantı kurmak için psikolojik bir noktadan gelmesi mantıklıdır. Ancak sosyal medyadaki bu sürekli kabullenme ve teşhir arayışı, bazıları için ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Sosyal medyanın aşırı kullanımının olumsuz bir diğer psikolojik etkisi ise bireylerin o ortamda sanal olan ve içi boş olan beğenileri alarak asıl hayatta ulaşmaları gereken ciddi ve içi dolu başarılardan uzaklaşmalarıdır. Özellikle bu ergen ve gençlerde ciddi bir soru teşkil etmektedir. Sosyal medyadaki, oyunlardaki başarıları ve beğenileri gerçek bir başarı olarak görüp bu sanal ilizyonla gerçeklik algılarını yitirmekteler. Böylece bir anlamda sahte beğeni ve başarılar ile sanal ortamda tatmin edilen bireyler gerçek hayatta başarılı olmaya ihtiyaç duymadıkları ilizyonuna kapılmaktalar fakat sonrasında gerçek hayatta sahip olamadıkları başarılar sebebiyle mutsuz olmakta hatta depresyona girmektedirler.
Sosyal medyayı kullanalım fakat bu sanal ortamın ilizyonuna kapılmadan gerçek hedef ve üretkenliğe ulaşmamız dileğiyle.