Antalya’da gerçekleşen 13. OHSAD Kongresi’nin 8. oturumu olan, “Tıbbı Cihaz ve Malzeme Sektörü” oturumu Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı Metin Demir’in moderatörlüğünde gerçekleşti.
Oturumda; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Tıbbi Cihaz Kayıt ve Koordinasyon Daire Başkanı Ömer Faruk Kuru, Tıbbi Cihaz Onaylanmış Kuruluş ve Klinik Araştırmalar Dairesi Başkanı Fatih Topuz, Medipol Sağlık Grubu Satın Alma Koordinatörü Dr. İsmail Hızlı ve MLP Care Sağlık Grubu Tedarik Zinciri Direktörü Dr. Mustafa Işık’ın sunumlarıyla “Tıbbi Cihaz ve Malzeme Sektörü” konuşuldu.
“TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ BÜYÜK BİR DEVİNİM İÇİNDE”
“MDR-IVDR Geçiş Süreçleri” konusunda bir konuşma yapan Fatih Topuz, son yüzyılda tıbbi cihaz sektörünün inanılmaz bir değişim ve gelişim yaşadığını söyledi. Topuz, bu gelişimin hastalar için umut ışığı anlamına geldiğini belirtti. Klinik cihazların hasta hayatına etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak örnekler veren Topuz, pandeminin tıbbi cihazların ve sağlık sektörünün tüm taraflarının işbirliği içinde çalışmasının önemini yeniden ortaya çıkardığını söyledi. MDR (Yeni Tıbbi Cihaz Yönetmeliği) ile tıbbi cihaz regülasyonlarının ilaçtaki sürece yaklaştığını anlatan Topuz, “Ülkemizde 25 bin firma tıbbi cihaz tedarik sürecinde aktif rol oynuyor. Bunun 2118’i üretici, 2216’si ithalatçı. 9792 adet te satış merkezi bulunuyor. Şu ana kadar yerli firmalar 13 belge, ithalatçı firmalar ise 1094 MDR belgesi almış durumda. MDR belgelendirmesi ile tıbbi cihaz fiyatlarında artış da yaşanması bekleniyor. MDR gereklerini yerine getirmeyen firmaların ihracat oranlarında azalmalar, MDR geçişlerini tamamlayan firmaların ihracatlarında ise artış görülebilir” dedi. Küresel tıbbi cihaz pazarına ilişkin bilgiler de sunan Topuz, Türkiye’nin tıbbi cihaz sektöründe yıllık 4.3 milyar dolarlık hacme sahip olduğunu, bunun 2.9 milyar dolarının ithalat olduğunu kaydetti. Tıbbi cihaz sektörünün geleceğine ilişkin bilgilendirmede de bulunan Topuz, tıbbi cihaz sektörünün hızlı bir devinim içinde olduğunu ve patent sayılarına da bu devinimin yansıdığını, önümüzdeki yıllarda çok sayıda inovatif ürünün pazara sunulacağını kaydetti.
ÜTS İLE TIBBİ CİHAZ TAKİBİ
TİTCK Tıbbi Cihaz Kayıt ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Ömer Faruk Kuru da, sunumunda, tıbbi cihaz üretiminde kayıt ve veri yönetimi konusunda bilgilendirmede bulundu. Kuru, güvensiz tıbbi cihazların erken tespitinde Ürün Takip Sistemi (ÜTS)’nin etkinliği ve geri bildirim konusunda işlevselliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Tıbbi ürünlerin takibinin bu sistem üzerinden gerçekleştirilebildiğini söyleyen Kuru, ürünün güvenliği konusunda gerekli testlerin yapılabildiğini, gerekirse ürünün eksik ya da güvenli olup olmadığının laboratuvar ortamında test edilebildiğini kaydetti. ÜTS’de stok takibi konusunda da geri bildirimler üzerinden inceleme yapılabildiğini söyleyen Ömer Faruk Kuru, özellikle deprem döneminde ÜTS’nin Tekil Takip konusunda etkinliğini gördüklerini sözlerine ekledi.
ABD VE JAPONYA SAĞLIK ENDÜSTRİSİNDE ÖNCÜ, TÜRKİYE’NİN İSE POTANSİYELİ BÜYÜK
MLP Care Sağlık Grubu Tedarik Zinciri Direktörü, Dr. Mustafa Işık ise konuşmasına başlamadan önce tıbbi ürünlerin tarihçesine ilişkin video sunum gerçekleştirdi Işık, tıbbi cihazların geçirdiği evrimin ardından bugün yapay zekadan bahsedildiğini, ‘Doktorların yerini yapay zekanın alacağı’ tartışmalarından gündeme geldiğini kaydetti. ChatGPT’ye “tıbbi cihaz sektörünün nereye gideceği” sorusunu yönelttiğini açıklayan Işık, yapay zeka programının tıbbi cihaz sektörünün geleceğine ilişkin verdiği esprili yanıtları paylaştı. Sağlık endüstrisinin büyük bir sektör olduğunu rakamsal verilerle paylaşarak açıklayan Mustafa Işık, dünya pazarının ABD ve Japonya öncülüğünde devam ettiğini, yüzde birlik dilime sahip olmasına rağmen Türkiye’nin bu alanda ciddi potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Giyilebilir sağlık teknolojilerinin önem kazandığını ifade eden Işık, katma değeri yüksek yatırımların ülkemizde ön plana çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.
“ÖZEL HASTANELER ÖDÜLLENDİRİLSİN”
Medipol Sağlık Grubu Satın Alma Koordinatörü Dr. İsmail Hızlı da “Değer Bazlı Tedarik Zinciri ve Satınalma Yaklaşımları” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dr. Hızlı, tıbbi ürün satın alma ve tedarik zincirinde sürecin nasıl işlediği ve nasıl işlemesi gerektiğini örneklerle sıraladı. Tedarik fonksiyonunun evrimine ilişkin bilgiler veren Dr. Hızlı, yerli üretim yapan firmaların kamuya yüzde 15 daha yüksek fiyatla satış yapma imkânı olduğunu söyleyerek, buna ek olarak yerli malını kullanan hastanelere yönelik de ödüllendirme adımı atılabileceğini kaydetti. Hastanelerin satın alma ve tedarik zinciri fonksiyonunun çok hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. İsmail Hızlı, satın alma departmanlarının şirketlerin stratejilerinin beynini oluşturduğunu düşündüğünü kaydederek, hastanelerde satın alma görevine getirilen kişilerin gerekirse sınava tabii tutulabileceği önerisinde bulundu.
“2024 TEDARİKÇİLER İÇİN ZOR BİR YIL OLACAK”
Dr. İsmail Hızlı şunları söyledi: “Üretim yapan paydaşlarımızı desteklememiz gerekiyor. Hastanelerimize ürün alırken referanslı tedarikçilere, teslim sürelerine uyulmasına dikkat ediyoruz. Bir ürünün fiyatına odaklanarak yapılan ticaretin rantabl olmadığını düşünüyorum. Katma değer, stratejik önem, toplam maliyet ve kâr katkısı alımlarımızı belirleyen unsurların başında gelmektedir.” Hastane cirolarının yüzde 18 ila 24’ünün malzeme yönetimine harcandığını kaydeden Hızlı, “2024 tedarikçiler için zor bir yıl olacak. Yerli üreticiler dış pazara açılmalı ve devlet tarafından desteklenmelidir. Değer bazlı bir satınalma yapmamız lazım. Fiyat odaklı satın almalar olmamalı. Değer bazlı ürünler maliyetleri de düşürüyor” şeklinde konuştu.