TÜMDEF Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı:
“Tıbbi cihaz sektörü feragat ile istihdam, yatırım ve ihracatta son 5 yılda geldiği noktadan başa dönmeye zorlanıyor”
Tıbbi cihaz sektörü, kamu ve üniversite hastanelerindeki alacaklarını alamadıkları için zor durumda. 19 milyar TL’ye yaklaşan alacak sorunu halen çözüme kavuşturulamadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı 7 Ekim’de 81 il valiliği ve üniversite rektörlüklerine bir yazı göndererek feragatin nasıl yapılacağına açıklık getirmişti. Ancak gönderilen yazı kamu hastanelerini kapsamıyor. Kamu hastaneleri, alacaklı firmaları telefonla arayarak alacaklarından yüzde 25 feragat etmeleri yönünde ikna etmeye çalışıyor. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Dinçbaş imzasıyla, 81 il valiliğine ve hastanesi bulunan üniversite rektörlüklerine gönderilen yazıda; “2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı 31 Ağustos 2020 tarihine kadar kayıtlarda yer alan ilaç, tıbbi malzeme ve diğer alım bedelleri feragata konu olacak. Bunlardan ilaçlarda yüzde 18, malzeme ve diğer borçlar için ise yüzde 25 oranında indirim uygulanacak” deniyor.
Alacaklarından yüzde 25 feragate zorlanan sektördeki son durumu Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı ile konuştuk:
Tıbbi cihaz sektöründe sıkıntılar ne zaman başladı?
Sıkıntılarımız 2018 yılında başlamış ve bugüne kadar devam etmektedir. Kamu hastanelerinden 17 ay, üniversite hastanelerinden de 37 aya varan vadelerde toplam 19 milyar Liralık alacağını tahsil edemeyen sektörümüz artık faaliyetlerini sürdüremez hale gelmiştir. Ödemelerimizi alamıyor olmamıza rağmen hastalara ve topluma karşı sorumluluklarımızı yerine getirmekteyiz. Yine aynı süreçte, döviz kurunda, enflasyonda ve diğer tüm girdi maliyetlerindeki ciddi artışlar nedeni ile sektörümüzün üzerinde büyük bir baskı oluşmuştur. TÜMDEF ve bağlı STK’lar olarak elimizden gelen tüm gayreti göstererek sektörün ve üyelerimizin menfaatleri için çalışıyoruz. Üzerimize gelen tüm tepkileri göğüsleyerek hakkımızı sonuna kadar arayacağız.
Sektör bu kadar zor durumda iken bir de feragat isteniyor. Sektör feragati kabul etti mi?
Tıbbi cihaz sektörü Türkiye’deki sağlık sisteminin önemli bir paydaşıdır. COVID-19 pandemi sürecinde tanı ve tedavi aşamalarında oynadığı rolle, ülkemizin hızlı ve etkili müdahalelerinde bulunmasını sağlayan gizli kahramanlardan biri olmuştur. Türkiye’de Sağlık alanında büyük hamlelerin yapıldığı bu dönemde, güçlü bir tıbbi cihaz sektörüne ihtiyaç varken ve hali hazırda sağlık sistemi zorlu bir pandemi sürecinden geçerken, 2018- 2020 yıllarına ait alacaklarımız için yeni bir iskonto uygulanması planlamasının adil ve hakkaniyet ölçüsünde olmadığını düşünüyoruz. Sektördeki firmalarımızın mali durumları, alacaklarını tahsil ederken olası hiçbir iskontoyu kaldıracak durumda değildir. 2018 yılından bu yana olan alacaklarımızdan yüzde 25 feragat etmemiz istenmekte. Sektör, üniversite hastanelerindeki alacaklarından feragat etme zorunda bırakıldı. Bu alacaklar 3 yılı geçiyordu. Kamu hastanelerindeki feragat oranı ise yüzde 10’u geçmedi. Sektör feragat etmedi, etmeyeceğiz de. Edenler alacaklarının ilk taksitini aldı. Feragat etmeyenler paralarını ne zaman alacak bilinmiyor. Daha önce 2017 yılı alacakları da feragate konu olmuştu. Ancak o feragati kabul etmeyenler halen alacaklarını bekliyorlar. 2017 yılı alacakları tekrar feragate konu edilmiş. Oysa kamu 2017 alacaklarının ödenmeye başlanacağını açıklamıştı. O zaman geçmiş yıllara yönelik kademeli bir feragat uygulanmıştı. Yani şimdi olduğu gibi tüm yıllar için aynı oranda feragat istenmemişti. O feragatte bir daha böyle bir problemin yaşanmayacağına dair söz verilmişti. Bu söze rağmen üniversite hastaneleri yine ödeme yapmadılar ve bu noktaya geldik.
Feragat etmenin sektöre zararları neler?
Bu uygulama, ülkemizde mevcut istihdama zarar verir, yeni yatırımların yapılmasını imkânsız kılacağı gibi sağlık hizmetinin sunumunda da aksamalara yol açar. Ar-Ge çalışmaları şu anda aksamaktadır. Yerli ve milli üretime ağırlık verilecek denilen bir ortamda üretici sattığı ürünün parasını alamazken nasıl üretim yapsın? Feragat yapılması halinde yerli firmalar büyük ölçüde batacak. Finansmanı sağlam olan yabancı firmalar ise kısa süre içinde Türkiye’den çekilecekler. Biz halen Pakistan, Hindistan gibi ülkelere ürün satmaya çalışırken, bu dediklerim gerçekleşirse artık onlardan ürün almaya başlarız. Faiz yükü altında ezilen sektöre acilen ödemeleri yapılmalıdır. Şimdiye kadar sektör; KGF destekleri, vergi ve kredi ötelemeleriyle güç bela ayakta kalabildi. Döviz artışı ve enflasyon verileri ortada. Zaten sabit fiyatlar verilmiş. Bu feragati sektör kaldıramaz. Firmalarımızın bu zor süreçte ayakta kalarak üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirebilmeleri için vadesi geçen alacaklarının feragat olmaksızın biran önce ödenmesi hususunda yetkililerden ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan acilen destek bekliyoruz. Her geçen gün sektörün zararına olmaktadır. Bizler Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun farkındayız. Bu yüzden feragat yerine 5-6 taksitle ödeme planı sunulabilir.
Bürokrasinin tavrı nasıl bu aşamada?
Sağlık Bakanlığı bu sorunlarımızla ilgili olarak sektörümüze pek yardımcı olmadı. Çünkü görüşmeleri biz sadece Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile yaptık. Sağlık bakanlığında bu süreçte beklediğimiz desteği bulamadık. Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri de yardımcı olmadı bize. Sektörümüz Sağlık Hizmetlerinin etkin, kesintisiz ve başarılı bir şekilde sürdürülmesi için üstüne düşen her türlü fedakârlığı yapmaktadır. Sektörümüzün; Kurum ve Kuruluşlarla yapmış olduğu sözleşmelere uygun hareket etmesine karşın, alımı yapan idareler bu sözleşmelere uymamakta, almış olduğu tıbbi cihaz ve malzemelerin bedelini süresi içerisinde ödememektedir. Bugün sektörün Üniversitelerden 37 aydır alamadığı 8 milyar, Kamu Hastanelerinden 17 aydır alamadığı 11 milyar olmak üzere, toplam 19 milyar alacağı birikmiştir. Bu durum sektörümüz mensuplarını banka kredileri ile yaşamak zorunda bırakmış ve birçok mensubumuzun şirketinin yaşaması ve sürdürülebilirliği zora girmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ne yapmalı bu süreçte?
7244 Sayılı Kanunla ödemelerin plan çerçevesinde gerçekleştirilmesi yönünde yapılan kanuni düzenleme ile Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetki zaman kaybetmeksizin hayata geçirilmeli ve hiçbir şekilde feragat istenilmeksizin sektör alacaklarının acilen ödenmesi ve AB Geç Ödemeler Direktifinin uyumlaştırılarak uygulanmasının temin edilmesi gerekmektedir.
Sağlık kurumlarının tıbbi cihaz ve malzeme ihtiyaçları şu anda DMO tarafından “Sağlık Market Uygulaması” ile karşılanmakta. Bu durumun sektöre olumsuz etkileri var mı?
İhale ile alınması gereken 68 bin kalem ürün var. Hâlen bunlar 81 ilde her hastane ayrı ayrı ihale yaparak alımı yapıyorlar. Ancak DMO bu kalemlerin hepsi için nasıl ihale açıp alım yapabilecek. Şu ana kadar sadece 137 kalem ürün için alım yapabildi. Gelişim için etkin ve güçlü rekabet ortamına ihtiyaç vardır. Bu etkileşimin olmadığı ortamlarda İnovasyon, Ar-Ge ve güçlü iş birliktelikleri oluşturmak mümkün değildir. Tek merkezden yapılacak alımlar rekabeti önleyebilir, küçük ölçekli “KOBİ’ler” üreticileri yok edebilir ve dinamik olmayan bir sektörün oluşmasına sebep olabilir. Dolayısıyla eşitlik ve kamu menfaatinin tesis olunmasına engel olabilir. Tüm alımların DMO aracılığı ile yapılması yerine, serbest piyasa koşullarının güçlendirilmesi çok daha doğru tercih olacaktır. DMO kararının uygulanmasında ise, deneyimleyerek bölümler halinde, tercihen sarf malzemelerinden başlanarak, eksik ve yanlışların ve/veya düzeltilmesi gereken hususların tespit edilmesi ve kademeli olarak geçişin planlanması isabetli ve yerinde olacaktır.
Ülkemizde MR’dan eldivene, stentten kalp kapakçığına, diyalizden ortopedi malzemesine, ameliyat lambasından kateter’e kadar çok geniş bir alanı kapsayan tıbbi cihaz sektörüne hak ettiği değer veriliyor mu?
Sektörümüzle ilgili algısal sorunlar giderilmiş değil. Sağlıkta oldukça geniş bir alana hizmet veren sektörümüzün sadece bazı sarf ve koruyucu malzemelerden ibaret bir anlayışla değerlendirilmeye devam edilmesi bizleri üzüyor. Teknik ve finansal zorluklara rağmen her türlü hizmeti üretmekte ve sağlık hizmet kalitesi ve gelişimini yukarı taşımak noktasında ciddi gayret sarf etmektedir. Bu kadar geniş alana üst düzey hizmet vermekte olan Tıbbi Cihaz Endüstrisinin sadece küçük bir bölümü olan maske, dezenfektan ve koruyucu elbise üzerinden değerlendirilmesinin hakkaniyetli bir değerlendirme olmadığını ifade etmek isteriz. Sektörümüzdeki finansal sorunlar, sektörümüzün sürdürülebilirliğini tehdit eder hale gelmiştir. Son zamanlardaki teşvik ve desteklerin, sektörümüzde yıllardır faaliyet gösteren meslektaşlarımızdan çok salt proje ile geçimini sağlayan ticarileşmeden uzak şirketlere kullandırılması ancak kamu kaynaklarının mevcut şirketlerin sürdürülebilirliğine katkı sunmaktan uzak oluşu sektörümüze hizmet veren meslektaşlarımızda demotive etmektedir. Gelinen noktada sağlık platformu olarak her zaman olduğu gibi bundan sonrada devletimizle uyum içerisinde uzlaşmacı ve çözümleyici olacağımızı kamu yetkililerinin de bu bağlamda sektörü değerlendirmesini ve sektörümüzün ileriye dönük olarak yatırımlarını ve gelişmesini sürdürebilmesi için destekte bulunmaları kaçınılmaz bir hal almıştır.