Ülkemiz ileri teknoloji sağlık ürünleri konusunda geç kalmış olabilir fakat asıl olan bugünden sonra gelecek nesiller adına neler yapacağımız veya nasıl yapacağımız konusu olmalıdır.
Küresel iş birlikleri, globalleşeme derken son yıllarda dünyanın geldiği durumu özetlemek gerekirse gelişmiş ülkelerin sağlık ve yeni teknolojileri kendine saklayarak koruyucu bir politika izlemesi olarak karşımıza çıkmıştır.
Medya, iletişim, dijital alanlarda her türlü yayılmacı tavır alan dünya çapında şirketler iş, sağlık, savunma gibi alanlara gelince patent, akreditasyon gibi birçok unsuru sahaya sürmekten çekinmemektedirler. Tabi bilgiye ve bilime sahip olan kim ise kural koyucu da o oluyor maalesef.
Yerli sağlık endüstrisini geliştirmek
Ülkemiz ileri teknoloji sağlık ürünleri konusunda geç kalmış olabilir fakat asıl olan bugünden sonra gelecek nesiller adına neler yapacağımız veya nasıl yapacağımız konusu olmalıdır. Bu konuda atılan adımlar var elbet, ortaya konulan irade yeni değil. Sanırım Pandemi farkındalığı artırarak süreci hızlandırdı diyebilirim. Kamu otoritesi ile yaptığımız görüşmelerde bu farkındalığa sahip olunduğunu bilmekteyim. Yerli sağlık endüstrisini geliştirmek için birçok adım atılmakta. Sektörümüzde son yıllarda atılan adımlar ile tüketici konumundan üreticiye dönüştürülüp, ülkenin hatta gönül coğrafyasının ihtiyacına çözüm bulacak hale getirilmek istenmekte.
Yapısal değişikliklere ihtiyaç var
Fakat iradenin ortaya konulması yeterli değil, yapısal bazı değişikliklere ihtiyaç var. Kişisel kanaatim dönüşüm iradesinde problem yok ama dönüşüm yönetimi konusunda çok eksiğimiz olduğu gerçeği. Bu konuda kamu kesinlikle danışmanlık almalı çünkü değişim ve dönüşümü kurumlara indirgendiğinde maalesef başarı sağlanmamakta olduğunu görmekteyiz.
Kurumlarımız sağlık endüstrisinin geliştirmek için müthiş bir vizyona sahip bunda en ufak bir şüphem yok. Tüm yetkili birimler bu konuda fikir birliği yapmış durumda. İşin zor olan kısmı hem mevcutta sektör oyuncularını kırmadan, dökmeden işleyiş devam ederken dönüşümün yönetilerek gelecek nesillere bir miras bırakmak olmalı.
Sağlık Endüstrileri Başkanlığı
Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile Sağlık Endüstrileri Başkanlığı Kurumu’na ben bu gözle bakıyorum. Dinamik bir sektör olan medikal endüstri şirketleri, sivil toplum örgütleri ile beraber bu vizyon muhakkak yakalanacak. Tek yapılması gereken yüksek iş birliği ve değişimin iyi yönetilmesi olmalı.
Bildiğim kadarı ile yapılanma süreçleri son hızla devam ediyor ve yılsonuna kadar kurumun temelleri ortaya çıkacaktır. Sağlık endüstrisi multidisipliner ve girift bir yapıya sahiptir. Yeni yapılanmada sektörün özel durumları göz önüne alınarak hareket edilmeli diye düşünüyorum. Eğer doğru adımlar atılırsa Maliye Bakanlığı uhdesinde oluşturulan yol haritası, paydaş kurumların ortak görüşleri ve sektörün desteği doğrultusunda ülke adına çok önemli bir kurum ortaya çıkacak elbet.
Yerli aşının olması bir ülkeye neler kazandırır?
Sorunun cevabı oldukça basit tek cümle ile cevap vermem gerekirse “BAĞIMSIZLIK”. Kazandırır diye bilirim başkaca çok şey söylemeye gerek yok ezelden beri hür yaşamış ve ebediyete kadar hür yaşayacak bir millet için ilaçta, aşıda, medikal cihazda kendi kendine yeten bir sanayiye sahip olması ülkesine bağımsızlık, mazlum toplumlara umut kazandırır.
Bugün yarın yerli aşımız uygulanmaya başlanacak. Yatırımcılara hatırlatmak babında, girişimci bakış açısı ile konuyu değerlendirmek gerekirse aşı geliştiren ülkelerin sanayisinde, bu ekosistemi destekleyici veya geliştirici daha başka hangi endüstri alanları gelişir konusuna yakından bakmak gerekir diye düşünüyorum.