Gürkan KÖROĞLU yazdı…
Bölünmüşlük bizi yorar, asıl ulaşmak istediğimiz seçenekte tamamıyla var olamayız ve enerjimizi tam olarak o alana aktaramayız.
Hayatımızın her döneminde seçenekler mevcuttur. Her zaman iki veya daha fazla seçenek arasında karar vermek zorunda kalırız. Önemli olan aslında kararsızlık anında kalmamak ve iyisiyle kötüsüyle karar vermektir. Klasik olan sözü hepimiz biliriz “En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.”
Fakat çoğumuz birkaç seçeneği hemen ve aynı anda istiyoruz veya istediğimizi sanıyoruz.
Aslında çoğu zaman birden fazla seçeneği seçiyor olmamız bizi hiç bir şey seçmemeye götürüyor.
Bölünüyoruz; ruhumuz, enerjimiz, düşüncelerimiz, planlarımız, vaktimiz ve düşüncelerimiz bölünüyor. Aslında bu durum ne istediğimizi tam olarak bilmediğimizden kaynaklanıyor. Biz tercih ettiğimiz şeyi sadece istediğimizi sanıyoruz ama tam anlamıyla istemiyoruz.
Tercih ettiğimiz şeyleri sadece bir özelliği yüzünden istiyoruz. Bizim bir duygumuzu, bir ihtiyacımızın belli bir bölümünü tatmin ettiği için istiyoruz aslında. O tercih çoğu zaman bizim tamamen tatmin etmiyor.
Aslında birden fazla şeyi aynı anda seçince neredeyse hiçbirini seçmiş olmuyoruz.
İstediğimiz her şeyi seçtiğimizde kendimizi mutlu hissederiz ama bir süre sonra o seçtiklerimizin çoğunun aslında bilinçli seçimler olmadığını görürüz, asıl istediğimiz onlar değildir. Bir süre sonra o gerçekten ne için net olarak seçtiğimiz bilmediğimiz seçenekleri bırakırız, onlar artık bize yük olur. Başta bize çok cazip gelseler bile gerçekten tam anlamıyla onu istemediğimiz ya da bölünmüşlükten gerekli odaklanmayı göstermediğimiz için bizim vaktimizi alırlar. Bundan daha kötüsü farkında olmadığımız ana seçeneğe odaklanmamızı engeller ve oraya harcadığımız enerjimizi sömürür.
Bölünmüşlük bizi yorar, asıl ulaşmak istediğimiz seçenekte tamamıyla var olamayız ve enerjimizi tam olarak o alana aktaramayız. Aklımız diğer seçeneklerde olunca asıl bizim için önemli olan tercihe odaklanamayız. Asıl yapmamız gereken bizim farkındalıkla seçmediğimiz ana tercihimiz olan konuya vermemiz gereken odaklanmanın tam sağlanması gerekmektedir.
Bölünmüşlük problemini yaşamamamız için yapmamız gereken aslında zor gibi görünse de oldukça basittir. Öncelikli olarak tüm seçeneklerimizi gözden geçirmek ve bu seçenekleri ne için istiyoruz, bize ne sağlayacak, bize sağladığı getiriler karşısında ne harcayacağız ve buna değecek mi? En önemlisi bizim asıl ana seçeneğimiz ne olacak?
Aslında burada aynı tür tek seçeneğimiz olmasından bahsetmiyoruz, hayatta aynı anda birçok seçeneğimiz olabilir. Fakat önemli olan farkındalıklı olarak bunların hangisi ana tercih olduğu hangilerinin yan tercihler olduğudur. Eğer bu farkındalığa sahip olursanız hangi tercihinize ne kadar odaklanacağınızı dengeleyebilirsiniz. Ana tercihinize daha fazla zaman ayırmanız gerekecek durumlar olacaktır, o zaman yan tercihlerinizdeki kaynakları (zaman, para, enerji vb.) kısarak ana tercihinize aktarabilirsiniz. Eğer yukarıda bahsettiğimiz gibi kişi seçeneklerini farkındalıklı olarak analiz etmedi ise, hangisine ne kadar kaynak ayıracağını, hangisinin kendisi için olmazsa olmaz olduğunu belirlemedi ise bölünmüşlük burada başlar.
İşte bu büyük problemin başlangıcıdır.
Seçeneklerinizi netleştirmek, onları önem sırasına koymak için mantık ve duygu dengesini sağlamak çok önem taşımakta. Artık biliyoruz ki çoğu kararımızı verirken duygularımız ve bilinçaltımız ön planda. Doğru karar verebilmek için duygularımızın farkında olabilmek bunun yanında da mantığımızı da eş zamanlı olarak kullanmak neyi ne kadar ve ne için istediğimiz sorusunun cevabını bulmamızda faydalı olacaktır.
Eğer seçeneklerimizi farkındalıklı olarak belirledi isek bölünmüşlük yaşamayacağız.
Ana tercihimiz ne onu bileceğiz ve ona göre seçenekler arasında denge sağlayacağız.
Gerektiği durumlarda bazı seçenekleri tamamen hayatımızdan seçenek olmaktan çıkaracağız.
Bilinçli olarak seçimlerinizi yapın ve seçimleriniz arkasında durup odaklanın.