Genellikle erken tanı konulamayan bir hastalık olarak kabul edilen ve “sessiz katil” olarak anılan over kanserinin teşhisinde ROMA indeksi kullanılması, rasyonel bir yaklaşım sunması nedeniyle güçlü bir destek sağlıyor. Abbott, sunduğu HE4 testinin yanı sıra HE4 ve CA125’i aynı analiz cihazıyla test ederek, erken teşhis imkanı sunan ROMA indeks değerine ulaşmayı kolaylaştırıyor.
Ankara’daki Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi, beş yıl önce insan epididymis proteini 4’ün (HE4) over kanseri tanısındaki rolünü incelemeye başladı. Araştırma, erken tanı konulamayan ve “sessiz katil” olarak anılan bu hastalıkla mücadelede, HE4 ve ROMA (Over Malignitesi Risk Algoritması) indeksinin kullanılmasının önemini ortaya koydu. Abbott, sunduğu HE4 testinin yanı sıra HE4 ve CA125’i aynı analiz cihazıyla test ederek, erken teşhis imkanı sunan ROMA indeks değerine ulaşmayı kolaylaştırıyor.
Daha iyi tanı ve tedaviye doğru önemli bir adım
Çalışma kapsamında lokal popülasyonda “normal” HE4 aralığını doğrulamak için perimenopozal ve postmenopozal dönemdeki sağlıklı 120 kadında HE4 düzeyi ölçülerek Türk toplumuna özgü bir referans aralığı çalışması gerçekleştirildi. Bu araştırma projesini takiben, klinik araştırma ekibi, olası over malignitelerin ayırıcı tanısında ve tedavi takibinde CA125 ile birlikte HE4 belirtecini kullanmaya başladı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Z. Günnur Dikmen, HE4 ve ROMA indeksinin kullanılmasının, hekim ve cerrahların gözünde laboratuvarın test profilini geliştirdiğine işaret etti. Bu iki belirtecin klinik kararlara yardımcı olmanın yanı sıra gerçekten kritik durumdaki kanser olguları açısından da hastaneye değer kattığının altını çizen Prof. Dikmen, “Araştırmalarımız özellikle kanserin erken tanısı ve tedavisi üzerine yoğunlaşmış olup, bu kapsamda tanı ve tedavi takibinde kullanılabilecek yeni biyobelirteçler incelenmektedir. Ülkenin her köşesinden bize başvuran hastalar olması, araştırma projeleri için bize mükemmel bir materyal bankası sunuyor” dedi.
Daha net tanı imkanı
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Tuncer ise araştırma ile ilgili şu bilgileri verdi: “Genellikle hastalar, semptomlarla bize başvurduğunda hastalık ileri evreye geçmiş durumdadır. Hastaların dörtte üçüne 3. ve 4. evrelerde tanı konulurken, sağkalım oranları cerrahi ve kemoterapiye rağmen %30 ile %40 daha düşüktür. Bu yıla kadar fizik muayene, ardından pelvik ultrason ve CA125 dahil tümör belirteçlerinin ölçümü ile over kanseri tanısı konmaktaydı. Asemptomatik popülasyon taraması için elimizde mevcut bir test bulunmamaktadır. CA125 bazı büyük popülasyonlarda test edilmiş olsa da tanıda kullanılmak için çok spesifik değildir.”
HE4’ü over kanserinde biyobelirteç olarak ilk defa yaklaşık beş yıl önce incelemeye başladıklarını belirten Prof. Tuncer, “Benign jinekolojik hastalıklarda (endometriozis, myoma uteri, over kistleri), gebelikte ya da menstrüel siklusta artmadığını, bununla birlikte over kanserinde yükseldiğini gözlemledik. Malign over hastalıklarının tanısında, CA125 ve HE4 kombinasyonunun, bu belirteçlerin tek başına kullanılmasına oranla daha doğru sonuç verdiği kanıtlanmıştır” dedi.
HE4 ve ROMA indeksi kullanılmasının, tanı için daha rasyonel bir yaklaşım sunması sebebiyle olumlu bir gelişme olduğunu belirten Prof. Tuncer, böylece hatalı pozitif testler yüzünden yapılan gereksiz ameliyat oranında bir düşüş gözlemlediğini, erken tanı konamamış ve atlanmış olguyla daha az karşılaştıklarını ekledi.
Roma İndeksinin gücü
Over kanseri teşhisinde kullanılan Over Malignitesi Risk Algoritması (ROMA) indeksinde HE4, CA125 ve menopoz durumu bir arada inceleniyor ve malignite olasılığına denk gelen bir skora ulaşılıyor.
Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, ROMA indeksinin pelvik kitlelerin iyi huylu mu, yoksa kötü huylu mu olduğunu tespit etmek için operasyon öncesi bir yaklaşım olarak kullanıldığını söyleyen Prof. Tuncer, over kanseri olasılığı yüksek olan hastaların, en iyi cerrahi tedavi için hemen bir jinekolojik onkoloji uzmanına yönlendirilmesi gerekliliğinin altını çizdi.
HE4 ve CA125’i aynı analiz cihazında test edebilmesinin önemine değinen Prof. Dikmen, “HE4 ile ilgili olarak bizi en memnun eden durum, over kanseri ayırıcı tanısında çok güçlü bir belirteç olması. HE4 ve CA125’in her ikisinin birden yüksek olması jinekolojik maligniteye işaret ederken, CA125 yüksek iken HE4’ün düşük olması iyi huylu bir jinekolojik patolojiye işaret eder. Bu testlerin hiçbiri tarama ya da tek başına tanı testi olarak düşünülmemiş olsa da artık HE4 ve CA125’i aynı analiz cihazında test edebiliyor ve çok kolay bir şekilde etkin ROMA indeks değerine ulaşabiliyoruz” dedi.
Hastaların tanı ve takibinde olası en iyi test
HE4 ve ROMA indeksinin kullanılmasının, hekim ve cerrahların gözünde laboratuvarın değerini artırdığını belirten Prof. Dikmen, “Bu iki belirteç klinik kararlara yardımcı olmanın yanı sıra gerçekten kritik durumdaki kanser olguları açısından da laboratuvara değer katmaktadır” dedi.