Türkiye’nin tasarlamış olduğu VLP aşısı ile ilgili potansiyeli başka aşılarda kullanmak için şu an bir fırsat olduğuna dikkat çeken TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, insanlığın gelecekte karşılaşacağı tehditlere ve salgınlara hazırlıklı olmak üzere stratejik politikaların şimdiden konuşuluyor olması gerektiğini söyledi.
27. TÜSAP Toplantısı, kamu, akademisyenler, STK ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile Marmara Üniversitesi Mehmet Genç Külliyesi’nde “İlaç ve Eczacılık” ana başlığında düzenlendi. “İlaç ve Aşıda AR-GE, Yerelleşme ve Teşvik Uygulamaları” teması ile yapılan toplantı, T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı ve TÜSAP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, Cumhurbaşkanlığı Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Başkan Vekili ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Cumhurbaşkanlığı Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Osman Coşkun, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurul Üyesi Dr. Ümmü Gülşen Öztürk, TİTCK Başkan Yardımcısı Dr. Asım Hocaoğu, TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan ve İKMİB İlaç Komitesi Başkanı Ahmet Altuğ Oğuz olmak üzere 63 üst düzey sağlık profesyonelinin katılımı ile gerçekleşti.
Marmara Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıda, üniversite adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Çelen bir konuşma yaptı. TÜSAP’ın sektöre kattığı vizyonu ilgiyle takip ettiklerinden bahseden Çelen, 27’nci toplantının üniversitelerinde yapılıyor olmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi.
Prof. Dr. Sabahattin Aydın konuşmasında; ilaç ve aşıda AR-GE, yerelleşme ve teşvik uygulamaları konularının ekosistemin tüm paydaşları için hayli önemli olduğuna ve konuya eğilmek gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de klinik araştırmaların yaygınlaşması gerektiğinden de bahseden Aydın, halkın “kobay mı olacağız” şeklinde yaklaşımından dolayı bu alanda yıllarca vakit kaybedildiğini belirterek pandemi döneminde toplumun klinik araştırmayı benimsemesinin pandeminin fırsatlarından biri olduğunu söyledi.
Toplantıda söz alan ve TÜSEB’in proje destek programları hakkında bilgi veren TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Ar-Ge’nin bir kültür olduğunu ve pandemi sürecinin bu kültürün yerleşmesine katkı sağladığını söyledi. Pandemi döneminde aşı geliştirilirken sektörün, araştırmacıların ve kamunun el birliği ile süreçte yer aldığını sözlerine ekleyen Akdoğan, bu sıkıntılı dönemde yerli vetilatör ve tanı kitinin ticarileşmesi, yaygınlaşması ve birçok ülkeye bağış ve ihraç yolu ile gönderilmesinin yerleşen bu kültür içinde bir model olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Hasan Mandal’ın ana konuşmacı ve Medipol Üniversitesi GETTAM Müdürü ve Öğretim Üyesi Dr. Mahmut Tokaç’ın moderatör olarak yer aldığı27. TÜSAP Vizyon Toplantısı, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD) ile Abbott, Atabay, Eczacıbaşı, Gilead, Janssen ve Roche firmalarının katkıları ile düzenlendi.
Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Başkan Vekili, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal:
Üniversite öğrencilerinin araştırma ve sanayiye yönelik projelerinde, aşı ve ilaç dahil toplam 4.507 heyecan verici yeni projeyi destekliyoruz.
27. TÜSAP Toplantısı’nda TÜBİTAK’ın gelecek vizyonundan bahseden Prof. Dr. Hasan Mandal, aşı ve ilaç geliştirme süreçlerinde sanayi ve akademi ile “birlikte geliştirme ve birlikte başarma” hedefi ile yola devam ettiklerini söyledi. 2021 yılı Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Küresel Risk Raporu’nda yer alan önümüzdeki 10 yılda en yüksek etkiye ve en yüksek olasılığa sahip risklerden bahseden Prof. Mandal; bu riskleri çevresel riskler, siber güvenlik açıkları, salgın hastalıklar ve toplumsal uyum, borç krizi ve küresel büyümede durgunluk olarak sıraladı.
Küresel risklerin karmaşıklığı içinde çok disiplinli araştırmalarda fen, mühendislik, sağlık ve yaşam bilimleri ile sosyal ve beşeri bilimlerin ortak katkılarının şart olduğunu söyleyen Prof. Mandal, yenilikçi aşı teknolojisinde farklı sağlık ihtiyaçlarını karşılama potansiyeli yüksek VLP odaklı virüs benzeri parçacık için bilgisayar destekli aşı tasarım çalışmalarından bahsetti.
Yerli ilaç ve aşı konusunda stratejik araştırma programlarında üniversite ve sanayi ile birlikte çalışıldığını sözlerine ekleyen Prof. Mandal, ürün geliştirme süreçlerinde insan kaynaklarına önem verdiklerini vurgulayarak, üniversite öğrencilerinin araştırma ve sanayiye yönelik projelerinde aşı ve ilaç dahil toplam 4.507 heyecan verici yeni projenin desteklendiğini ifade etti.
Birlikte geliştirme yaklaşımını içeren COVID-19 Türkiye Platformu’nun aynı zamanda yerli aşı ve ilaç ekosisteminin ihtiyaçlarını temsil ettiğini kaydeden Mandal; insan kaynağının teşvik edilmesi, üretim altyapılarının üniversite-sanayi-kamu iş birliği ile güçlendirilmesi, süreçlerin arasındaki geçişlerin optimize edilmesi, aşı ve ilaç için stratejik öneme sahip politikaların birlikte tasarlanması gibi daha etkileşimli ve şeffaf süreçlerin gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin tasarlamış olduğu VLP aşı teknolojisi de dahil, yenilikçi aşı teknolojilerinin farklı hastalıklara ve salgınlara yönelik uygulama potansiyelinin oldukça yüksek olduğuna temas eden Prof. Mandal, “VLP aşısı ile ilgili ekosistem olarak baktığımız zaman ‘biz bu aşıyı niçin kullanım aşamasına getiremedik’ şeklinde bir öz değerlendirme de yapmaya çalışıyoruz. TÜBİTAK, hocalarımız ya da Sağlık Bakanlığı tarafı olsun kendi aramızda pozitif bir değerlendirme yaptığımız zaman VLP ya da başka aşılar olsun burada bir potansiyel varsa ve iyi bir platformsa bunu başka aşılarda kullanmak için şu an önümüzdeki engel kendimiz oluyoruz. ‘Bu süreç bitti’ değil de esasında ‘Yeni bir süreç başladı’ noktasının gündemde olması önemli. Yaptığımız tüm çalışmalar, sadece pandemi döneminde değil kültürel yaklaşımda bir fırsat olarak görülmeli. Gelecekteki tehditlere ve salgınlara hazırlıklı olmak açısından politikalarımızı şimdiden konuşuyor olmalıyız. Bunun için var olan yetkinliklerin ve alt yapıların bir arada tutulması önemli bir bileşen. Bu dönem, bizim rekabetin öncesinde yapabileceğimiz bir alan olduğunu gösteriyor. Bunu sürdürülebilirliğe dönüştürmemiz gerekiyor.” diye konuştu.