Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları, Nöroyoğun Bakım ve Girişimsel Nöroloji Bilimsel Çalışma Grupları’nın ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası katılımlı “2. Türkiye İnme Akademisi”
14-16 Eylül 2018’de İstanbul’da gerçekleştirilecek. Ülkemiz inme nörologları ile birlikte çok değerli uluslararası uzmanların da katılacağı İkinci Türkiye İnme Akademisi’nde beyin damar hastalıklarındaki en son gelişmeler ele alınacak.
Organizasyon kapsamında düzenlenen basın toplantısına Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Türk Nöroloji Derneği Girişimsel Nöroloji Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Dergisi Editörü Prof. Dr. Özcan Özdemir, Türk Nöroloji Derneği Nörolojik Yoğun Bakım Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü ve Türk-Stroke Net Koordinatörü Prof. Dr. Ethem Murat Arsava konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, halkın giderek yaşlanması ile inme sıklığının ülkemizde giderek arttığını belirterek: “İnme tedavisinin ‘hemen’ ve ‘bölgesel’ bağlamda yapılması zarureti nedeniyle bu tedaviyi uygulayabilecek inme merkezlerin iyi bir planlama ile yurt sathına yayılması gerekiyor. Bu planlama Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulması beklenen inme tebliğinin çizeceği esaslara göre olacaktır. Ankara ve İstanbul gibi illerde başlanan pilot uygulamalar başarılı olacağımızı gösteriyor. Şimdi nörologlar olarak tebliğin yayınlanmasını ve ardından hemen işe koyulmayı bekliyoruz.” dedi.
Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, 2030 yılı için uluslararası hedefin inmeyi %10 azaltmak olduğunu söyleyerek şu açıklamalarda bulundu:
“Serebrovasküler hastalıkların en ciddi tablosunu oluşturan “inme” Dünya ve ülkemizde birinci öncelikli sağlık problemi olmaya devam etmektedir. İnmeye neden olan risk faktörlerinin artmaya devam etmesi ve globalleşmesi, yaşlı nüfusun giderek artması ile inme sıklığı da giderek artmaktadır.
European Stroke Ogranization (ESO) başta olmak üzere inme ile mücadele eden bütün inme organizasyonları ve nöroloji dernekleri inmenin tanınması, önlenmesi, inme merkezlerinde etkin akut tedavi ve inme sonrası rehabilitasyonun geliştirilmesi için hedefler oluşturmuşlardır. Bu hedefler Avrupa Konseyi ve Ülke Sağlık Bakanlıklarıyla paylaşılmaktadır. 2030 yılı için uluslararası hedef inmeyi %10 azaltmak (Türkiye’de yılda 40.000 kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini düşünürsek, 2030 yılında en az 4 bin kişinin hayatının kurtulması anlamına gelmektedir) ve inme hastalarının %90’ının inme ünitelerinde izlenmesini sağlamaktır. Biz de Türk Nöroloji Derneği olarak bu hedeflere ulaşmayı amaçlamış bulunuyoruz ve geçen yıl ilki yapılan ve inmeyi her yönüyle bilimsel ve stratejik olarak gözden geçiren Uluslararası katılımlı Türkiye İnme Akademisinin bu amaca ulaşmada çok önemli katkıları olacağına inanıyoruz. Ülke sathında inme tanı ve tedavi sistemini kurup uygulayan nörologlarımız bu toplantıdan sonra daha da donanımlı olarak hizmet vermeye devam edeceklerdir.
Akut iskemik inme tedavisinde nörotrombektominin etkinliğinin ilk kez 2014 yılında İstanbul’da yapılan Dünya inme kongresinde duyurulmuştur ve biz nörologlar geçen dört yılda ülkemizde hep birlikte çok şey başarmış durumdayız. Ülkemiz bu konuda Avrupa hedeflerine doğru hızla yol almaktadır. İstanbul’dan bütün dünyaya duyurulan ilk başarı haberi, İstanbul’da ülkemiz için özelleştirilmeye ve ülkemize adanmaya devam etmektedir. İnme proflaksisi, nörogörüntüleme, intravenöztromboliz, nörotrombektomi ve nöroyoğun bakım ana konuları oluşturacak ve inme ile ilgili bu multidisipliner yaklaşımlı toplantıda inmenin her yönü konuşulacaktır.
Çok sayıda değerli yerli ve yabancı inme gönüllüsü tecrübeli nörologları, bu yolda ilerlemeye adanmış genç nörologlarla buluşturacak olan Türkiye İnme Akademisi inmenin geleceğine güvenle bakmamızı sağlayacaktır.
“Türkiye’de inme merkezleri ve girişimsel nörologların sayısı hızla artıyor”
Türk Nöroloji Derneği Girişimsel Nöroloji Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Özcan Özdemir, 2018 yılı içinde toplam 20 merkezde, 28 girişimsel vasküler nörolog tarafından Türkiye’nin değişik yerlerinde kateter yolu ile pıhtı alma işleminin yapıldığına dikkat çekti:
“Beynin ana damar tıkanıklığına bağlı inmelerde genellikle bulgular oluştuktan sonra ilk 6 saat içinde anjiyo yoluyla beyin damarındaki pıhtının değişik cihazlarla alınması sonucu normalde başkasına bağımlı olabilecek hastaların %50-60’ı kendi yaşamlarını bağımsız olarak yaşayabilmektedir. Bu gelişme ile son zamanlarda tıp literatüründe rastlanabilecek en dramatik iyileşme elde edilmiştir. Kateter yolu ile müdahale ülkemizde nörologlar tarafından belli bir eğitim sonrasında yapılmaktadır. 2018 yılı içinde toplam 20 merkezde, 28 girişimsel vasküler nörolog Türkiye’nin değişik yerlerinde kateter yolu ile pıhtı alma işlemini yapmaktadır. Amacımız bu sayıyı ciddi bir eğitim stratejisi ile arttırmaktır.”
“İnme geçirdiğimi nasıl anlarım? İnme şüphesi varsa ne yapmalıyım? İnme tedavisinde karşılan problemler ve çözümleri”
İnmenin engellenmesi, tanısının konması ve tedavi edilmesi bakımından strateji geliştirmenin çok zor bir hastalık olduğunu belirten Türk Nöroloji Derneği Nörolojik Yoğun Bakım Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Ethem Murat Arsava tanı ve tedavi konusunda bilgiler verdi:
“İnme hastalığının zorluklarının altında da iki önemli neden ön plana çıkıyor; sık görülen bir hastalık olduğu gerçeği ve tanıdan tedaviye giden süreçte sürekli olarak zamana karşı yarış içerisinde olduğunuz bir hastalık olması. Diğer bir ifade ile tanı-tedavi anlamında yapacağınız planlamada tüm ülke genelini kapsayacak bir strateji gütmeniz ve bu strateji bünyesindeki hedeflere hızlı bir şekilde ulaşmanız gerekiyor.
Artık çok iyi biliyoruz ki inme belirtilerini erken tanırsak hastaların makûs talihini değiştirebiliyoruz. Erken tanı bize erken müdahale imkânı veriyor; inme başladıktan sonraki ilk 4,5 saat içerisinde tıkanan damarı açabilecek ilaç tedavisi verebiliyoruz. İlk 6 saat içerisinde gelen, hatta bazen daha da geç zaman dilimlerinde bizlere ulaşan belirli hastalara anjiyografi yöntemi ile damar açıcı uygulamalar yapabiliyoruz. Hasta erken dönemde bu bahsedilen tedavileri uygulayabilen inme merkezlerine ulaşırsa inme ile ilişkili komplikasyonları daha rahat engelleyebiliyoruz, tekrardan oluşabilecek inmelerin önüne daha kolay geçebiliyoruz ve hastalarımızı daha az sakatlık derecesi ile taburcu edebiliyoruz.
Bu hedeflere ulaşmak ne yazık ki konuşulduğu kadar kolay olmuyor. Sürecin her basamağında eğitim, bilgilendirme ve organizasyon gerekiyor. Öncelikle sağlık çalışanı olsun olmasın herkesin bu konu hakkında belli bir düzeyde bilgisi olması gerekli. Ani gelişen yüzde eğilme, konuşmada bozulma, kol veya bacakta kuvvetsizlik akla hemen inmeyi getirmeli. İnmeyi düşündüren bu bulgular ortaya çıktığında hastanın kendisi, ailesi veya arkadaşları, etrafta kim varsa vakit kaybeden 112’yi aramalı. Hasta 112 tarafından sahada doğru bir şekilde değerlendirilip, acil inme tedavilerini uygulayan inme merkezlerine yönlendirilmeli. Acil serviste bu tip bir hastada vakit kaybetmeksizin nöroloji doktoru haberdar edilmeli, gerekli muayeneler, laboratuar testleri, görüntüleme tetkikleri saniye kaybetmeksizin yapılmalı. Tedavi sonrası hastalar nörolojik yoğun bakım ünitelerinde takip edilmeli, rehabilitasyon erken dönemde başlanmalı, yatış süreci sonrası hasta ilaçlarını doğru ve düzenli kullanmalı. Bu kısaca bahsettiğim onlarca basamakta ister istemez ortaya çıkan hatalar ve gecikmeler tüm süreci sekteye uğratıyor ve tüm emekler boşa gidebiliyor. Bu durumda da hasta ve yakınları için çok zor günler başlıyor.
Tüm bu nedenlerle inme birçok paydaşın elini taşın altına koymasını gerektiren bir sorun. Türk Nöroloji Derneği önderliğinde nörologlar bu konuda canla başla çalışıyorlar. Bu bilimsel toplantıda olduğu gibi bir yandan bilgilerini güncelliyorlar, diğer yandan da tüm ortamlarda gerekli eğitimleri veriyorlar. Son birkaç yılda çok yol kat ettik ama halen daha yapılacak çok işimiz var.