Türkiye’nin en büyük sağlık sektör buluşması olan Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği’nin (OHSAD) her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve bu yıl 12.si gerçekleşen ‘Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları’ başarıyla gerçekleştirildi. ‘Sağlıkta Dijitalleşme ve Yeni Dönem Sağlık Politikaları’ temasıyla düzenlenen Kurultayın ilk gününde Ortak Akıl Toplantısı ile sağlık sektörünün beklenti ve sorunları masaya yatırılırken, açılış konuşmalarında özel sektörü ve kamuyu temsil eden isimler kürsüye çıktı.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖR BİR ARADA
Kamu ve özel sektörü bir araya getiren toplantıya; Sağlık Bakan Yardımcıları Şuayip Birinci, Prof. Dr. Sabahattin Aydın, SGK Başkanı Cevdet Ceylan, GSS Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyeleri Dr. Sema Ramazanoğlu, Zülfüye Füsun Kümet ile kamu ve özel sağlık kuruluşları temsilcileri katıldı.
ALNIMIZIN AKIYLA ATLATTIK
Kurultay açılış konuşmaları kapsamında kürsüye çıkan Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahatin Aydın, pandemi sürecinde sağlık sektörünün geçirdiği sürece ilişkin değerlendirmede bulunarak, pandemiyle tüm dünyada sağlık sistemlerinin büyük bir sınava maruz kaldığını kaydetti. Türkiye sağlık sektörünün bu süreçten alnının akıyla çıktığını da belirten Aydın, ‘Gelecekte sağlık sistemleri daha regüle edilecek ve otoritenin kurallarına daha da tabii olacaktır diye düşünüyorum. Pandemi döneminde bir şey daha farkettik. Bilimsel bilginin ne kadar tartışılır olduğunu gördük.’ diye konuştu.
DÜNYANIN EN KAPSAMLI TEMİNAT PAKETİ
Sosyal Güvenlik Kurumu Cevdet Ceylan da konuşma yapan isimler arasında yer aldı. Ceylan, pandemi döneminde Türk sağlık sisteminin ne kadar güçlü olduğunu kanıtladığını belirterek, bu başarıda özel sektör sağlık hizmet sunucularının da büyük payı olduğunu kaydetti. Ceylan, SGK’nın bir genelge ile yayınladığı teminat paketine ilişkin de konuştu. Bu paketin dünyanın en kapsamlı teminat paketi olduğunu belirten Ceylan özetle şunları kaydetti: ‘2010 yılında sağlık hizmetlerine başvuru 270 milyonlardayken geçtiğimiz yıl 450 milyon başvuruya yaklaşmış. Özel sağlık hizmet sunucularına yaptığımız ödeme 14,5 milyar TL. Sağlık hizmetleri ile ilgili düzenlemeler yaparken elbette vatandaşın sağlığını önceleyerek, elimizdeki bütçe imkanlarını en doğru şekilde kullanmayı hedefliyoruz. Akılcı ve önleyici sağlık hizmeti sunmak bizim öncelikli görevimiz. Bir düzenleme yaparken bütün ihtiyaç analizlerini yapıyoruz. Sizlerin de katkılarıyla değişikliklerimizi hayata geçiriyoruz. SUT fiyatlarından bahsedildi. Bunun düzenli olarak artırılması gerektiği herkesin kabul ettiği bir gerçek. 26,27 milyarlık bir artış yapmış olduk son yapılan birkaç SUT düzenlemesiyle. Diyaloğa istişareye hep hazırız. Özel sağlık hizmet sunucuları bizim için vazgeçilmez. Onlardan vazgeçmemiz mümkün değil. Bu alanı daha iyi hale getirmemiz hepimizin görevi.
RİSKLERİ FIRSATLARA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ
Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu üyesi Dr. Sema Ramazaoğlu da Kurultayda önemli değerlendirmelerde bulundu. Dr. Ramazanoğlu, ‘Bundan sonraki süreçte dijitalleşen dünyada hastanelerimizin mimarileri değişecek, dönüşecek. Küresel riskler, pandemi, ekonomik krizler, savaşlar bütün bunlar lokal fırsatlara dönüşebilir. Yakın coğrafyamızda bir savaş yaşanıyor. Bütün bu küresel tehditlerden lokal fırsatlar yakalamalıyız. Bu fırsatları yakalayanlar fark yaratacaklardır. Sağlıkta yeni yol arama yeni çözümler oluşturma konusunda Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu olarak çok yoğun çalışıyoruz. Büyük istişarelerle sektörün her temsilciyle, yaptığımız yürüttüğümüz çalışmaları raporlaştırarak Cumhurbaşkanımıza sunuyoruz. Bakanlıklarımız oralardan yeni icra uygulamaları çıkarıyorlar. Verimli ve olumlu yeni ufuklar yeni yollar açılacağına bütün kalbimle inanıyorum.’ değerlendirmesinde bulundu.
BÜYÜK BİR SINAVDAYIZ
Kurultayın ev sahibi olarak açılış konuşmasını gerçekleştiren Özel Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat, konuşmasında özel hastanelerin yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti. Bahat, sağlıkta insan kaynağının çok zor yetiştiğini belirterek, bu anlamda büyük bir sınav içinde bulunulduğunu ve bu kaynağın korunması için kamu ve özel sektör olarak herkese görevler düştüğünü belirtti. Özel hastanelerin bugüne kadar nakit akışını dengelediği ancak sektör olarak bu dengelemede artık zorlandıklarını da kaydeden OHSAD Başkanı Bahat özetle şunları kaydetti: Nakit akışımızı dengeleyemiyoruz ve batıyoruz. Nakit akışımızı bugüne kadar dengeledik ama şimdi o kadar büyük risk altında ki… Bizim siyasetten liderlik beklentimiz var. 10 yıl önce eski defterler karıştırılıp cezalar yiyeceksek devam etmemiz çok zor. 15 yıldır parsiyel anlaşma dediğimiz bir anlaşma biçimi var. Bu kaldırılırsa hekimleri 3 bin 4 bin daha muayenehaneye zorlayacaksınız ve bir sürü oyuncu sahneden çekilecek. Bunu yapmanın zamanı değil. Seçime çok az zaman kalmış. Bu doğruysa bile bunu seçimden sonra geniş geniş tartışırız.
SUT İÇİN ‘AMASIZ VE FAKATSIZ’ TEŞEKKÜRLER
Dr. Bahat kurultayda siyasete sorular sorulması gerektiğini belirterek, ‘Bu toplantıda siyasete sorular sormamız lazım. Bir tıp fakültesi kendi hastanesinin sahibi olmak zorunda mı? Şehir hastaneleri bu kadar güzel hizmet sunarken üniversite hastaneleri binasızlıktan imkansızlıktan inlemeli mi? Kamu hastanelerini Sağlık Bakanlığı mı işletmeli yoksa Sağlık Bakanlığı mı denetlemeli? İşleten denetlerse sağlıklı olur mu?’ diye konuştu. Geleceğin dijitalleşme üzerine inşa edileceğini de belirten Dr.Bahat, ‘Yeni bir gelecek var dijitalleşme geleceği. Dünya çok başka bir yere gidiyor. Artık basit analizler, görüntülemeler için hastalar hastanelere gitmeyecek. Türkiye dijitalleşmede dünyanın öncü ülkelerinden birisi. Dünyanın ilk iki ülkesinden biri. Dijitalleşmeden kazanılacak itibar, para ve bir sürü diğer kaynağa sahip olacağız.’ diye konuştu.
Dr. Bahat özetle şunları kaydetti: Sağlık Turizmini her zaman özel sektör yapacak, buradaki ana oyuncu özel sektör olacak. Ama bu planlama mantığıyla asla bugünün ötesine geçemez. Sağlıklı büyüme anahtarı sektöre verilmezse asimetrik büyümenin sektöre faydası olmaz. Bir insana ‘işletmeni, branşını, birimini büyütemezsin’ denmesini doğru bulmuyorum. 2018’den bu yana 400’e yakın hastanenin sadece bir başhekim kadrosu almış olmalarını çok üzücü, yıpratıcı buluyorum. Malpraktis yasasıyla ilgili Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na teşekkür ederiz. Ama biz tüketici mahkemelerinde yargılanıyoruz. Hasta tüketiciyse eğer bizden kusursuz sorumluluk beklenmemesi gerekir. En azından bu gibi davalarda hekimlerin ticaret mahkemesinde yargılanması lazım. Hekimlerin yurtdışını tercih etmelerinde Malpraktis davalarının ana sebeplerden biri olduğunu bilmemiz lazım.
KOCA BİR ALKIŞI HAKEDİYOR
SUT’ta yapılan düzenlemenin ‘ama’sız ve ‘fakat’sız olarak büyük bir alkışı hak ettiğini de belirten Dr. Bahat, ‘SUT’ta yapılan düzenleme koca bir alkışı hak ediyor, amasız olarak alkışı hak ediyor. Öyle bir memleket olduk ki teşekkür yayınladığımız için, özür dilemek zorunda kalacaktık. Niye teşekkür etmeyelim, bir daha kapılarını çalacağız, güncelleme isteyeceğiz. Nasıl bir insandan böyle bir durumda teşekkür etmemesi beklenir. Sonsuz teşekkür ediyorum.’ diye konuştu.
ENFLASYON ORANINDA DÜZENLEME TALEBİ
Özel Hastaneler Platformu Başkanı Mehmet Altuğ da kurultay konuşmacılarından biri olarak kürsüde yerini aldı. Altuğ, SUT artışının enflasyon oranında düzenlenmesini istediklerini belirterek, ‘Sağlık sektöründe de her gün birçok kalemde maliyetlerimiz artıyor. Doğalgazda, elektrikte fiyatlar nasıl güncelleniyorsa SUT fiyatlarının da güncellenmesi gerekiyordu. Son birkaç keredir yapılan bu artışlar bu sebeple bizim için çok önemli.’ Dedi.
ORTAK AKIL TOPLANTISI SUNUMU
Konuşmaların ardından Kurultayın ilk gününde gerçekleştirilen Ortak Akıl Toplantısı’nın raporu katılımcılarla paylaşıldı. İki ayrı bölüm olarak sunumu yapılan raporda, dijitalleşmenin sağlık sektöründe sağlayacağı yararlar ve yaratacağı açmazlar için, ‘Hizmete erişim kolaylığı sağlayacak ve düşük maliyetli olacak, tedavi sonrası hasta takibi ve tekrarlayan hizmetlerin azaltılması için iyi bir fırsat verimlilik için dijitalleşme iyi bir fırsat, vatandaşı ve sağlık profesyonellerini tedavi ve takip ihtiyaçlarında uyaran sistemlerin gelişmesine imkan sağlayacak, sağlığın geleceği holistik (bütüncül) olarak dijitalleşmeden geçiyor, sağlık Hizmet sunum süreçlerinin optimizasyonu için dijitalleşme ciddi bir fırsat, kronik hastalık yönetiminde etkinlik ve verimlilik sağlanması, konvansiyonel tıp uygulamaları ile yetişmiş insan kaynağı dijital sağlık uygulama yapmaya sıcak bakmıyor.’ maddeleri sıralandı.
Kurultayın açılış oturumunun sona ermesi ile OHSAD Kurultayı sponsor firmalarının stand alanı açılışı yapıldı.
OTURUM SUNUMLARIYLA SAĞLIK SEKTÖRÜ
Kurultay çerçevesinde geliştirdikleri sağlık ürünleri pazarlayan firmaların stand açılışlarının da gerçekleştirildiği Kurultayda, çağrılı konuşmacı Beyin Cerrahı, Dünya ve Avrupa Bilim-Sanat Akademisi Üyesi Prof. Dr. Türker Kılıç sağlıkta son dönem bilimsel gelişmelerine yönelik kapsamlı bir sunum yaptı. Sunumun ardından Çapa Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Avşar ile Rasyotek Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Pak konuşmalarını gerçekleştirdiler.
Kurultayın ilk bölümünün tamamlanmasıyla 3 gün sürecek oturumların ilki ‘Sağlıkta Dijitalleşme ve Uzaktan Sağlık Hizmeti Sunumu’ konulu ilk oturum Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’nin moderatörlüğünde başladı.
SAĞLIK ALTYAPIMIZ BUNA UYGUN
Oturumu yöneten Bakan Yardımcısı Birinci, dijitalleşme için Türkiye sağlık altyapısının çok uygun olduğunu söyleyerek sözü oturum konuşmacılarına bıraktı. Eczacıbaşı İlaç Sanayii CEO’su Dr. Emin Fadıllıoğlu ilk konuşmacı olarak, Türkiye’nin sağlıkta dijitalleşme alanında inanılmaz yol katettiğini belirterek, ‘Dünyada bu kadar dijital yetkinliği yüksek başka devlet var mı bilmiyorum. Bundan da çok gurur duyuyorum. Her birimiz bu ekosistemde bir görev alıyoruz. Bu ekosistem içinde ne kadar rekabetçi bir ortam yaratırsak o kadar çok global bir oyuncu hale geliriz. Biz de çorbada tuzumuz bulunmasını çok istiyoruz.’ dedi. Güven Future Genel Müdürü Tolga Tuncer de önemli değerlendirmelerde bulundu. Tuncer ‘Büyük bilişim devlerinin Türkiye’nin yerli start-uplarına adeta saldıracakları bir dönemin geleceğini öngördüğünü belirterek, ‘Yerli ve milli çıktılar sağlayabilirsek global ölçekte unicorn yaratmak için bu durum bir fırsat yaratacaktır.’ diye konuştu.
DÜNYANIN EN DİRENÇLİ SAĞLIK ORDUSU
Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları Genel Müdürü Dr. Erhan Bulutçu ise konuşmasında Türkiye’nin dünyanın en dirençli sağlık ordusuna sahip olduğunu belirterek, ‘Tükenmişliği diğer dünya ülkelerine göre çok az olan bir sağlık ordumuz var. Doktorlar karar mekanizmalarıyla yapay zekanın sonuçlarıyla sağlıkta hem bireysel hem de toplumsal olarak görevlerini yaratıcılıklarıyla çok daha fazla yerine getirecekler. 90’lı yıllarda datanın sahibi hekimlerdi. 2000’de bir takım oyununa evrildi durum ve hemşireler yönetici rolüne soyunmaya başladılar. Data analistleri de geleceğin en önemli insan kaynağı olacak. Sağlık sektörü için insan kaynağı kadar büyük önemde olan şey data… Hastaneler, ayakta kalabilmek için yeni gelişimlere ve yeni iş birliklerine mecburlar.’ diye konuştu.
SAĞLIK KURULUŞLARININ FİNANSMAN SORUNLARI KONUŞULDU
Kurultay’ın ilk gün gerçekleşen ikinci oturumunda ise, ‘Sağlık Sisteminin ve Kuruluşlarının Finansman Sorunları’ masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın’ın yaptığı oturumda ilk sözü Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk aldı. Öztürk konuşmasında, GSS bütçesinin 240 Milyar TL’ye ulaştığını ve bu bütçenin yüzde 40’ının ilaç ödemelerine gittiğini söyledi. Bu kapsamda yeni bir modeli
gündemlerine aldıklarını belirten Öztürk, ‘Tedavi ve ilaç kısmında belli tasarruflar oluşturmamız ve belli ödeme yöntemleri oluşturmamız lazım ki güzel uygulamaları finanse edebilelim. Önemli projelerimiz de şu an masada. Bunlardan ilk proje kalite odaklı finansman modeli. Bu projede verilerimizi MEDULA’dan alıyoruz. Bir de ulusal kayıt sistemimiz var. İlaçların ve tıbbi diğer bilgilerin izlenip toplanması amaçlarımızın başlıcalarından biri. İlaçlar için Maliyet-Etkinlik Analizinin Uygulanması ve Ulusal Maliyet Etkinlik Eşiği Belirlenmesi projemiz de ilaç kullanım oranında dengeyi değiştirmek. Ödeme için yeni bir model uygulanması gerekiyor bu anlamda. Kalite ayarlı yaşam yılının ölçülmesi ve eşik değerlerin belirlenmesi gibi noktalarda çalışmalar yürüteceğiz.’ diye konuştu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI SINAVA TABİİ TUTULSUN
Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç ise yaptığı konuşmada, sağlıkta uygulanması gerekli önerilere ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Genç, sağlık okur yazarlığının artırılması, klinik rehberlerin yaygınlaştıılması-uyumun geliştirilmesi, kaliteli hizmet sonuçlarının ödüllendirilmesi, sağlık personelinin belirli aralıklarla yeniden sınavlara tabii tutulması, sağlık insan kaynakları analizlerinin yapılması önerisinde bulundu. Genç, sağlıkta maliyetlerin azaltılması için de önerilerini sıralayarak, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi gerektiğini, giderlerin daha iyi analiz edilmesi, sağlık turizminin desteklenmesi, hekimlerin daha esnek saatlerde çalışması gerektiğini belirterek, tedarik zinciri çerçevesinde yerlileşmenin de önemli olduğunu belirtti. Sağlık sektörünün en büyük umudunun Sağlık Turizmi olduğunu da belirten Genç, özel sağlık hizmet sunucularının desteklenmesi gerektiğini belirtti.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
İkinci oturum konuşmacılarından Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Simten Malhan da konuşmasında, pandeminin sağlık sektörünün ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti. Pandeminin halk üzerindeki olumsuz etkilerinden de bahseden Malhan, pandemi ile birlikte 53 milyon major depresyon vakası olduğunu kaydetti. Covid 19’un sağlık kuruluşları üzerinde yükler yarattığını da belirten Malhan, dijitalleşmenin getireceği en büyük riske karşı siber güvenlik daha fazla yatırımı da zorunlu hale getireceğini belirtti. Sürdürülebilir bir sağlık sistemi için sistemin tüm paydaşlarının üzerine önemli görevler düştüğünü de belirten Malhan, sağlığa yönelik sigorta sisteminden toplumun sağlıklı olma bilincini geliştirmek için hastayı ve hekimi özendirmeye kadar pek çok noktada adımlar atılması gerektiğini belirtti.
NAKİT AKIŞINI DOĞRU YÖNETMELİYİZ
MLP Care Sağlık Grubu CEO’su Burcu Öztürk de konuşmasında sağlık sektörünün finansal anlamda yönetilmesinin zor olduğunu belirterek, özel sağlık sektörünün nakit akış yönetiminde daha doğru adımlar atmasının önemli olduğunu belirtti.
Türkiye’nin en büyük sağlık sektör buluşması olan Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği’nin (OHSAD) her yıl geleneksel olarak düzenlediği, bu yıl 12.si gerçekleşen ‘Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları’nın ikinci gününde 4 ayrı oturumla ‘Sağlık Bakanlığı Mevzuat Uygulamaları’, ‘Sağlıkta Yeni Trendler ve Öngörüler’, ‘Holistik Sağlık Hizmeti’ ve ‘Medyada Sağlık’ konuları masaya yatırıldı.
SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI MASADA
Her biri kendi alanının en yetkin isimleri olarak oturumlarda konuşmacı olarak yer alan isimler sağlık sektörünün beklenti ve sorunlarını tartışmaya açtı. ‘Sağlık Bakanlığı Mevzuat Uygulamaları’ temasıyla Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin’in moderatörlüğünde gerçekleşen üçüncü oturumda ilk sunumu Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü (SGHM) Özel Hastaneler Dairesi Başkanı Ahmet Aydınlı yaptı. Aydınlı Basamaklandırma Yönetmeliği ve Uzaktan Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’ne ilişkin bilgiler verdi.
ÖZEL HASTANELERİN TALEPLERİ
Daha sonra söz alan OHSAD Temsilcisi Sedat Şimşek, özel sağlık hizmet sunucularının taleplerini sıraladı. Şimşek, sektörün sıkıntılarıyla ilgili zaman zaman sektörü rahatlatacak küçük de olsa bazı adımlar atıldığını belirterek, özel sağlık sektörünün büyümesi için önerilerini sıraladı. Özel sağlık hizmetlerinde kaliteyi daha üst noktalara taşımak için Sağlık Bakanlığı’nın desteğine ihtiyaç duyduklarının altını çizen Şimşek, atılabilecek adımları ve talepleri şöyle sıraladı: Hekimlere nöbet kadrosu açılması, ruhsat birleşmelerinde iller arası planlamanın kaldırılması, özel hastanelerin birbirlerine yatak devrine izin verilmesi, Sağlık Bakanlığı ile kadro becayişinin yeniden yürürlüğe girmesi, emekli olmuş ancak 60 yaşını doldurmamış doktorlara da kadro dışı çalışma izni verilmesi, geçici olarak ruhsatı askıya alınan hastanelerin pandemi koşulları da göz önüne alınarak ek süre verilmesi, yatak artış taleplerinin şeffaf öngörülebilir kriterlere bağlanması, BİMER, CİMER gibi şikayet sahalarına gelen şikayetlerin filtreden geçerek işleme konulması, cezaların yıkıcı değil caydırıcı olması…
EN BÜYÜK KATKI ÖZEL HASTANELERDEN
Talepler üzerine söz alan oturum moderatörü SHGM Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin, Sağlık Bakanlığı’nın tesislerinin nitelikli ve konforlu hale gelmesinde en büyük katkıyı özel sektörün verdiğini belirterek; ‘Haklarını yiyemeyiz, özel sektör bize çok ciddi katkılar sağladı. Pandemi döneminde en gelişmiş ülkelerde bile yer bulamayıp sedyelerde yatan hastaları Türkiye’de görmedik. Buradan özverili şekilde çalışan tüm sağlık çalışanlarına teşekkürü borç biliyorum.’ diye konuştu.
KAMUYU KORUMA REFLEKSİ
Prof. Tekin, özel sektörün taleplerinin çok anlaşılır olduğunu ancak kamuyu koruma refleksiyle bazı kararların alınmak zorunda olduğunu kaydetti. Tekin, kamu olarak Türkiye’nin her yerinde vatandaşlara nitelikli sağlık hizmeti sunmak zorunda olduklarını da belirterek, ‘Kamunun karşı tarafı hiçbir zaman engelleme refleksi yok, kendini koruma refleksi var. Bazı engelleri koymak zorundayız. Son dönemde hekimlerin yurtdışına gitmesi gündemde. Kamu olarak hekimlerimizin çalışma şartlarını düzenlemek konusunda elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Malpraktis davaları ve sağlık çalışanlarına şiddet konuları çok önemliydi. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının maaşları konusu elbette çok önemli, onları mutlaka düzenlemek lazım ama malpraktis davaları ve sağlıkta şiddet konusu ekonomiyle kıyaslanmak istense, kıyas kabul etmez. Bu konuda yasa Meclis’ten geçerse özel sektör de aynı şartlardan yararlanacak.’ dedi.
YOĞUN ÇALIŞMAMIZ VAR
Prof. Tekin, sağlık çalışanlarının maaşlarında düzenleme yapılması konusunda yoğun çalışma yürüttüklerini belirterek, ‘Umarım o da olumlu sonuçlanır. Bizim sağlık çalışanlarımız ne kadar kızsa da çok vicdanlılar. Ne kadar kızsalar da vatandaşa en iyi hizmeti vermeye devam ettiler. Kadro devri konusunda yüzde 10 talebini yapabiliriz, bunu kendi aramızda da konuşuyoruz. Onun için bir adım atacağımızı söyleyebilirim. Nöbet kadrosu verilmesi konusu zor görünüyor, ama yine de çalışalım. Emekli olan hekimlere özel hastanelerde çalışma izni verirsek bu emekli olan hekim sayısını artırabilir. Buna çok sıcak bakılabileceğine inanmıyorum.’ ifadelerini kullandı.
4-5 YIL HEKİM YANGINI VAR
Oturumun soru cevap kısmında OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat söz aldı. Dr. Bahat, hekime olan aşırı talebin beklenen bir durum olduğunu belirterek, sektörün taleplerine ilişkin önerilerde bulundu. Dr. Bahat, sorunların çok hızlı çözülmesi gerektiğini belirterek, ‘3.basamağı büyüme anahtarı olarak gördüğünüzü anlıyorum. Kovid sürecinde birbirimize destek olduk, bu süreçte verilen geçici müsaadelerin gerçekten geçiçi olduğu görülürse artık kimseyi yanınızda bulamazsınız. Artık o yatakların tescil edilmesini bekliyoruz. Pandemi sürecinde hekime ulaşamayan, ameliyat olamayan insanların sağlıkta aşırı talep artışı yaratmasını bekliyorduk. Hastanelerin hunharca birbirlerinden sağlık personeli çekmeye çalışma sebepleri de bu. Çok fazla hekim sayısına gelecekte çok ihtiyaç olmayabilir ama 4-5 sene yangın var.’ diye konuştu.
HEDEFSİZ BIRAKMAYIN
Dr. Bahat, özel sağlık hizmet sunucularının hedefsiz bırakılmaması gerektiğini de belirterek ‘Özel hastanelerdeki uzman sayısı 16 bin. Bu zaten 12-13 bindi. Bir artış yok. Baskı muayenehane sayısını artırmış ve 8 bine ulaşmış. Yurtdışına giden hekim sayısı 3 – 4 bin. Bunu siyasete anlatalım, çok fazla tartışalım ama çok hızlı çözelim.’ diye konuştu.
SAĞLIKTA YENİ TRENDLER
Kurultayın 4. oturumu ‘Sağlıkta Yeni Trendler ve Öngörüler’ temasıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü OHSAD Başkan Yardımcısı Dr. Ömer Güzel’in yaptığı oturumda önce Kurultay sponsorlarından PUSULA’nın sponsor sunumu gerçekleştirildi. Kürsüye çıkan Pusula Yazılım Genel Müdürü Fatih Çiftçi, yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgiler paylaştı. Çiftçi, ‘Biz aslında oyunun sadece küçük paydaşıyız. Biz sadece sizin vizyonunuza ilişkin çözüm üreten küçük bir paydaşız. Nasıl ilerleyeceğimizi siz belirliyorsunuz aslında’ diye konuştu.
SEKTÖRE DEVLER GİRDİ, POZİSYON ALIN
Daha sonra kürsüye konuşmacı olarak çıkan Güven Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Banu Küçükel değerlendirmelerinde, iletişimde teknoloji devlerinin yarışları ve yapay zekada gelinen noktaya ilişkin bilgiler verdi. Bir seneden az bir sene içinde sağlık sektörüne dev firmaların girdiğini belirten Küçükel, ‘Multimilyar dolarlar harcayarak gelen devlerin de içinde olduğu bir sistemde ortalama sağlık hizmet sunucuları sıkışmış durumda.’ dedi. Hastanın erişebildiği noktaların çok iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Küçükel; maliyetin de göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti. Hastane tanımını değiştirmenin zamanının geldiğini söyleyen Küçükel, ‘Hastaneleri şifahanelere dönüştürmemiz lazım. Evdeki hastane konuşuluyor artık. Yaşlı bakım çok büyük bir sektör olacak. İlaç firmaları kişiye bağlı ilaçlar geliştirecek. Edilgen bir hasta portföyü yarınlarda yok.’ diye konuştu.
VERİ SÜPER AKIŞKAN OLMALI
Küçükel’in ardından söz alan Abbott Merkez Diagnostik Divizyonu Türkiye, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Lübnan, KKTC Bölgesi Genel Müdürü Yelda Ulu Colin yaptığı konuşmada, sağlığın ucuzlaması, yeni teknolojilerin çıkması için verinin süper akışkan ve sürdürülebilir olması gerektiğini belirtti. GE Healthcare Türkiye, İran ve Orta Asya Genel Müdürü Mustafa Yıldırım ise, sağlık harcamalarında maliyetlerin sürekli arttığını kaydetti. Yıldırım, ‘Beklediğimiz artık post efektif, maliyeti azaltıcı çözümler. Yüksek gelir grububun sağlığa erişimi fazla ve gelir düştükçe sağlığa erişim de azalıyor. OECD verilerine göre hastalığı önlemek için ödenen bedel yüzde 3 ve biz hastalığı önlemek için değil tedavi etmek için para ödüyoruz.’ ifadelerini kullandı.
310 BİN DOKTORA İHTİYACIMIZ VAR
Tez Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cenk Tezcan ise konuşmasında, Türkiye’nin OECD ortalamasını yakalayabilmesi için 310 bin doktora ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Türkiye’de doktora gitme sıklığının bir yıl içinde 400 binin üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Türkiye’deki sağlık sistemi için yeni düşünce kalıplarına, yeni iş modellerine, yenilikçi çözümlere ihtiyaç bulunduğunu belirten Dr. Tezcan, gelecekte sağlık elemanı açığının artacağını, maliyetlerin de 8 trilyondan 11 trilyona ulaşacağını öngördüğünü kaydetti.
HOLİSTİK SAĞLIK KONUŞULDU
Beşinci oturum Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur moderatörlüğünde gerçekleşti. Prof. Sur, ‘Halk Sağlığı Anlayışında Holistik Yaklaşım’a ilişkin bilgiler verdi. Çevresel Sağlık Riskleri üzerinden halk sağlığına yönelik bir sunum da gerçekleştiren Prof. Sur, halk sağlığı açısından tarımda pestisit kullanımından su ve hava kirliliğine kadar pek çok noktada derin ve kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Sur halk sağlığı açısından holistik yaklaşımın çok ama çok önemli olduğunun altını çizerek konuşmasını tamamladı.
HOLİSTİK TIBBA FELSEFİ YAKLAŞIM
MLP Care Süreç Yönetimi Direktörü Dr. Taner Özcan 5. oturumun ilk konuşmacısı olarak kürsüye çıktı. Holistik tıbba kavramsal ve felsefi olarak yaklaşılmasının önemli olduğunu belirten Özcan, sağlığa ilişkin 3 temel yaklaşım bulunduğunu ve tarihsel süreç içinde her birinin farklı dönemlerde öne çıktığını kaydederek, ‘Holistik adı altında bunun içine giren birçok tıbbi uygulama, yaşam koçu, lider kişiler aracılığıyla yapılan uygulamalar var. Bu uygulamaların holistik tıptan kesin çizgilerle ayrılması gerekli ve ehil olmayan kişilerce yapılması engellenmeli.’ dedi.
SAĞLIKTA ŞİDDETTE SİSTEM SORUMLU
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Bostan oturum konuşmacısı olarak söz aldı. Prof. Bostan hasta psikolojisine değinerek, ‘Hasta ilgi ve şefkat istiyor. Teselliye ihtiyaç duyuyor ve tedavi olurken kendisine dost arıyor.’ dedi. Hekimlerin davranış stillerini nelerin etkilediğine yönelik bir çalışma da yürüttüklerini söyleyen Prof. Bostan hastanın durumu ve çalıştığı kurumdan aile ve sosyal çevresine kadar pek çok etkili faktör olduğunu belirtti. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddette sistemin sorumlu olduğunu da vurgulayan Prof. Bostan, ‘ Sağlık sisteminin 3 sorunu var. Yoğunluk, yorgunluk ve yobazlık… Yobazlık doğrudan kişiyle alakalı. Ama üçünü de çözmek lazım.’ diye konuştu.
HASTALIKTA NEDENSELLİĞE ODAKLANILMALI
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Topuzoğlu ise konuşmasında, sağlığı yönetmek için kişinin bebekliğinden yaşlılığına kadar bütüncül bir yaklaşım içinde bulunmanın önemli olduğunun altını çizdi. Prof. Topuzoğlu, şu anki sağlık sisteminin hasta olduktan sonra hastayı tedavi etmeye yönelik olduğunu belirterek, tedavide yüksek teknolojiyi arayarak sistemi dengeye getirmenin imkansız olduğunu söyledi. Topuzoğlu, ‘Tedavi boyutuna odaklanıldığında sistemin sürdürülebilir olmadığı dünyada da kabul edildi. Hastalıkta nedenselliğe müdahale eden sistem başarılı olacaktır.’ diye konuştu.
HASTA BAKIMI TANIMI EVRİMLEŞİYOR
Planetree Direktör Yardımcısı İlkay Baylam da oturum konuşmacısı olarak Kurultay’da yer aldı. Holistik Sağlık Hizmeti’nde hasta ve hasta yakını odaklı yaklaşımlar olduğunu belirten Baylam, hasta odaklı bakım tanımının hastaların kaygıları doğrultusunda evrimleşmeye devam ettiğini belirterek, bakımda kalite ve bakıma erişim konusunun önemli olduğunu kaydetti.
MEDYADA SAĞLIK KONUŞULDU
Kurultayın 2.gün son oturumunda “Medyada Sağlık” masaya yatırıldı. Hürriyet Gazetesi Yazarı Noyan Doğan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda önemli bilgiler paylaşıldı. Doğan, medyada sağlığa ilişkin önemli haberler yaptıklarını belirterek, sözü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş’e bıraktı. Güneş konuşmasında, pandemi sürecinde medyanın sağlık haberciliği açısından en güçsüz dönemini yaşadığını belirterek, sağlık habercilerinin sayısının yeterli olması durumunda vatandaş açısından pandemi sürecinin daha kolay geçebileceğine inandığını kaydetti. Sağlık haberciliğinin gelişim sürecine ilişkin bilgiler de paylaşan Güneş, medyada yaşanan sorunlar ve gazetecilerin haberlerle ilgili yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
‘DOKTOR GOOGLE’ FENOMENİ VAR:
‘Medyada Sağlık’ oturumunun konuşmacılarından Reklamcı A. Selim Tuncer de ‘Medyada Yer Alan Sağlık Haberlerinin Güvenilirliği ve İletişim Temelli Bir Çözüm Önerisi’ konusuna ilişkin sunum gerçekleştirdi. Medyatik kişiler, kritik hastalıklar, tıbbi anomaliler gibi konuların haber konuları olduğunu kaydeden Tuncer, sansasyonel ve yanıltıcı haberlere ilişkin bilgiler de paylaştı. Tuncer, konvansiyonel medyada yer alan sağlık haberlerinde uzman görüşüne başvurma oranının 1/4’ü geçmediğinin altını çizerek, ‘Günümüzde doktor Google fenomeni var. Bu büyük bir tehlike.’ diye konuştu.
SOSYAL MEDYADA SAĞLIK
Ankara Reklamcılar Derneği Başkanı Bora Hızal da sunum yaptığı ‘Medyada Sağlık’ oturumunda ‘Sosyal Medyada Sağlık’ temasına ilişkin konuştu. Sağlığa ilişkin içerik üreticilerinin mevcut mevzuatlarla ilgili sıkıntı yaşadıklarını belirtten Hızal, verimliliği nerede yakalayabileceklerine ilişkin kendilerince çıkış yolunu yine bir mevzuatta bulduklarını kaydetti. Temel satış vaadinin en net olduğu sektörün sağlık sektörü olduğunu kaydeden Hızal, sağlık ve iletişimin en temel metaforunun dönüşüm olduğunu belirterek, ‘Hastalıktan sağlığa dönüşüm, başarılı bir ameliyat sonrası endişenin mutluluğa dönüşmesi, siberkondriadan farkındalığa dönüşüm ve hastadan müşteriye dönüşümü, ‘dönüşüm’e ilişkin önemli örnekler olarak sundu.
YENİLİKÇİ BİR STRATEJİ ŞART
Ana oturumlar sürerken tematik oturumlarda da ‘Tedarik Zinciri Yönetiminde Yeni Trendler ve Dijitalleşme’ konu başlığı tartışıldı. OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Arslan moderatörlüğünde gerçekleşen tematik oturumda ilk konuşmacı olarak Medipol Sağlık Grubu Satınalma Direktörü İsmail Hızlı kürsüye çıktı. Hızlı, OHSAD Kurultayında tüm oturumlarında gelirler konuşulurken satın almacılar olarak kendilerinin giderleri azaltmayı konuştuklarını belirterek, ‘ Satın alma yöneticilerinin yenilikci bir strateji geliştirmeleri gerekir. Artık değer bazlı satın alma yönetimi yapıyoruz. Maliyete odaklandığımız kadar ürünün hastane içerisinde düzgün yönetimine odaklanmamız lazım. Üretici firmaların da bizlere kulak vermesi gerekir. Maliyeti yükselten kalite değil, kalitesizliğin kendisidir. Bizim uçtan uca satın alma anlayışını çalıştığımız hastanelerde kurmamız gerekli. Sadece güven odaklı iş yürütmek doğru değil.’ diye konuştu.
SAĞLIK SEKTÖRÜ DİJİTALLEŞMEYE YENİ BAŞLADI
Hızlı’nın ardından kürsüye MLP Care Sağlık Grubu Satın Alma Direktörü Dr. Mustafa Işık çıktı. Işık, sektörlerin dijitalleşme yarışının devam ettiğini belirterek, sağlık zinciri ve tedarik zincirinin dijitalleşmeye yeni başladığını kaydetti. Işık, bu sürecin özellikle pandemiden sonra hızlandığını belirterek, ‘Artık tüm sektörlerin kullandığı veri analizi bizim de en öncelikli işimiz. Nesnelerin internetini konuşuyoruz. Her yerden, herkesle, her zaman, her nesne ile bağlantı… Nesnelerin internetini en yoğun kullanan sektör sağlık sektörü. Hastanede tüm ekipmanların birbiri ile entegre ve birbirini okuyor olması önemli.’ diye konuştu.
RİSK YÖNETİMİ ÖNEMLİ
Çapa Medikal CEO’su Doğan Tatari de yaptığı konuşmada, tedarik zinciri yönetiminin en önemli unsurunun hasta ameliyata girdiğinde ya da yoğun bakıma geldiğinde kullanılacak malzemenin var olmasını sağlamak olduğunu belirtti. Satın almacıların hangi malzemenin ne işe yaradığını ve ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bilmesinin önemli olduğunun da altını çizen Tatari, ‘Satın almada kategori yönetimi, faturamala yetkinliği, risk yönetimi, harcamaların konsolidasyonu önem arz ediyor.’ dedi.
SAĞLIK TURİZMİ KONUŞULDU
Sağlık Turizmi ile İlgili Kamu Politikaları, Sonuçları ve Geleceği konulu tematik oturumun moderatörlüğünü OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cengiz Gül yaparken, oturum konuşmacılarından Memorial Sağlık Grubu Pazarlama Direktörü Kerem Topuz, ‘Sağlık turizmine esas lisans ve dünyada örnekleri görüldüğü gibi, serbest bölge gibi uygulamalar sektörün önünü açacaktır. Bize yeni pazarlar ve yeni kanallar oluşturmak için destek gerekiyor.’ derken, USHAŞ Genel Müdürü Murat Mercan, ‘Biz ortak aklı önemsiyoruz, kamu özel istişaresi ile adım atmak istiyoruz.’ dedi. Konuşmacılardan Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, sağlık turizminde en kritik şeylerden birinin pazarlama olduğunu belirterek, ‘Doğru ülkeye doğru hizmeti vermek önemli. Akreditasyon vazgeçilmez, bunların hepsi için de lobi faaliyeti lazım.’ dedi.
DEVLET TEŞVİKLERİ MASAYA YATIRILDI
Ana oturumların yanısıra tematik oturumlar kapsamında “Devlet Teşviklerinde Yeni Değişiklikler ve HİB Uygulaması” tematik oturumu da gerçekleşti. OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Hüseyin Çelik moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda ilk sözü Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar aldı. Kaçar’ın ardından HİB Genel Sekreteri Fatih Özer sunumunu gerçekleştirdi.
WORKSHOP VE EĞİTİM DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
WORKSHOP çalışmaları kapsamında Pusula firması tarafından Özel Hastanelerde Dijital Dönüşüm Başarı Hikayeleri workshop çalışması gerçekleştirildi. Çalışmaya, Memorial Sağlık Grubu Bilgi Sistemleri Uygulama Yönetim Şefi Ceyhun Balcıoğlu, Medipol Sağlık Grubu Bilgi Teknolojileri Operasyon Müdürü Osman Örengül ve Medicalpark Sağlık Grubu İş Analizi ve Performans Yönetimi Direktör Yardımcısı Esra Alkurt katıldı.
DEVLET TEŞVİKLERİ TURQUALITY VERİMLİLİK EĞİTİMİ YAPILDI
Kurultay kapsamında bugün ayrıca Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Emre Öztelli ve Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar’ın katılımıyla ve Acıbadem Sağlık Grubu Devlet Teşvikleri Direktör Yardımcısı İdris Sarıaydın’ın eğitimci olarak yer aldığı Özel Sağlık Kuruluşlarında Devlet Teşvikleri TURQUALİTY ve Verimlilik eğitimi düzenlendi.
12. OHSAD Kurultayı Son Gün Oturumları Tamamlandı
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği’nin (OHSAD) her yıl geleneksel olarak düzenlediği, bu yıl 12.si gerçekleşen ‘Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları tamamlandı. Kurultay’ın son gününde 4 ayrı oturumla ‘Alternatif Geri Ödeme Modeli-Kalite Odaklı Finansman Projesi’, ‘’Sağlık İnsan Kaynaklarında Yeni Politikalar’, ‘Değer Temelli Sağlık Hizmetleri ve Geri Ödeme Modelleri’ ve ‘Malpraktis, Defansif Tıp Uygulamaları, Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ konuları masaya yatırıldı.
KALİTE ODAKLI FİNANSMAN MODELİ
Bu kapsamda son Kurultay gününün ilk oturumu olan ‘Alternatif Geri Ödeme Modeli-Kalite Odaklı Finansman Projesi’ Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk’ün moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumun ilk konuşmacısı olarak söz alan GSSGM İzleme, Risk ve Kalite Yönetimi Daire Başkanı Eczacı Erdoğan Çayır, Kalite Odaklı Finansman Projesi’ne ilişkin bilgiler vererek proje ile kalite ve verimliliğini esas alan bir geri ödeme modeli hedeflediklerini söyledi. Çayır, Sağlık Olguları Klinik Gösterge Kartları ile ilgili de bilgiler paylaşarak diz protezi ameliyatı olan hastalar üzerinden kalite parametreleri ve elde edilen verilere ilişkin bilgi verdi.
GERİ BİLDİRİM YAPIYORUZ
Klinik Kalite Projesinin başlatıldığı diz protezi ameliyat göstergelerinin incelendiğini ve kalite parametrelerinin dışında işlem yapan doktorlara ve hastanelere uyarı mektupları gönderilerek MEDULA üzerinden bilgilendirme yapıldığını da söyleyen Çayır, tesislerden buna ilişkin geri dönüş alamadıklarını belirtti. 2020’den bu yana bazı uzmanlıklarda ve aile hekimlerinin yaptığı işlemlerde ortalama üzerinde işlem yapan, reçete yazan hekimlere e-devlet ve MEDULA üzerinden bilgilendirme yapıldığını kaydetti. Kalp pilleri ve kalça protezleri gibi alanlara da çalışılacağını ve bu alanlarda da kalite parametreleri belirleyeceklerini söyleyen Çayır, ‘Bunların hepsine birden bire başlayıp kotarmak güç, zamanla kalite parametreleri belirleyeceğimiz uzmanlıklar ve alanlar artacaktır.’ dedi.
VERİLER YOL GÖSTERİCİ
GSSGM Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Zehra Eryılmaz da, kalite parametreleri üzerinden yürütülen projenin önemine değindi. Alternatif Geri Ödeme Modeli’ne ilişkin değerlendirmede de bulunan Eryılmaz, sağlıkta ortak çözümler için kamu ve özel sektör işbirliğine duyulan ihtiyacın altını çizerek, ‘Veriler her birimiz için yol gösterici olmaya devam ediyor’ diye konuştu.
SPONSOR SUNUMU GERÇEKLEŞTİ
Kurultay’ın 8. Oturumu Kurultay Altın sponsorlarından olan BİZMED’in sponsor sunumuyla başladı. BİZMED Genel Müdürü Deniz Yılmaz, ‘Maliyet Muhasebesi-YBBYS Modülleri’ konulu bir sunum yaparak, özel sağlık sunucularında maliyet politikalarını anlattı. Branşlarda kar ve zarar verilerini paylaşan Yılmaz, özel hastanelerin gider kalemlerine ilişkin de bilgiler verdi.
SAĞLIKTA İNSAN KAYNAKLARI
Sponsor sunumunun ardından 8. oturum ‘Sağlık İnsan Kaynaklarında Yeni Politikalar’ teması ve İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu moderatörlüğünde gerçekleşti. Prof Memişoğlu, İstanbul’da sağlık hizmet sunumuna ilişkin bilgiler vererek İstanbul’daki hastane ve diğer sağlık kuruluş sayılarının verilerini paylaştı. Prof. Memişoğlu ayrıca sağlıkta yapay zeka yerine yapay akıl ifadesinin kullanılması önerisinde bulundu.
GELECEĞİN SAĞLIK PERSONELİ MODELİ
Memişoğlu daha sonra sözü oturumun ilk konuşmacısı olan Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Hayran’a bıraktı. Hayran, bir sunum gerçekleştirerek, yeni tür sağlık insan gücünün önümüzdeki yıllarda ne olacağı üzerine bilgiler vererek bu insan gücünün ‘hightech’ ve ‘hightouch’ becerileri harmanlamış kişiler olacağını söyledi. Bunun veri temelli, analitik düşünebilen ama insan odaklı davranan sağlık personeli olduğu anlamına geldiğini belirten Prof. Hayran pandeminin Türk sağlık sektörüne önemli şeyler hatırlattığını da belirterek, ‘Pandemi bize sağlık hizmetlerinin sunumu, sağlık insan gücünün yapısı konularında yetersizlik ve dengesizlikleri hatırlatarak uyarıda bulundu. Pandemi bize tıp eğitimlerinin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösterdi’ diye konuştu. Yeni iş modellerinin hızlı şekilde ortaya çıktığını da belirten Prof. Hayran,‘Bu durum yeni tip sağlık personeli ihtiyacını da ortaya çıkardı’ dedi.
YOKSULLUK EN BÜYÜK HALK SAĞLIĞI SORUNU
OHSAD Genel Sekreteri Dr. Uğur Baran ise konuşmasına dijitalleşmeden bahsederken yoksulluğun görmezden gelinmemesi gerektiğini belirterek ‘Bu tam bir paradoks, yoksulluk en büyük halk sağlığı problemi olmayadevam ediyor’ diyerek başladı. Kovid dönemiyle beraber çok büyük bir yorgunluk yaşadıklarını ancak son dönemde örselendiklerini belirtenBaran, ‘Teşekkür beklemiyoruz ama teşekkürü de hakediyoruz’ dedi. Bazı sağlık meslek kontenjanlarında açık bulunduğunu belirten Baran, hem staj sorunlarının hem de sağlık çalışanlarının doğru pozisyonlarda istihdam edilmesinin önemine değindi. Baran, Türkiye’nin veri analizi konusunda acil olarak personele ihtiyacı olduğunu da belirtti.
SAĞLIK PERSONELİ VERİLERİ PAYLAŞILDI
SHGM Sağlık İnsan Gücü Planlaması Daire Başkanı Dr. Mustafa Kosdak ise konuşmasında Türkiye’nin bebek ölüm hızı, anne ölüm sayısı, yaşam süresi gibi konularda OECD ortalaması üzerinden hazırlanan verileri açıkladı. Son 20 yıla ilişkin sağlık verilerinde kıyaslamaya giden Kosdak, doktor, hemşire ve hastaneye müracaat sayısına ilişkin de bilgiler paylaşarak, şu anda 102 bin tıp fakültesi öğrencisinin eğitim gördüğünü belirtti.
DEĞER TEMELLİ SAĞLIK HİZMETLERİ KONUŞULDU
‘Değer Temelli Sağlık Hizmeti ve Geri Ödeme Modelleri’ temalı 9. oturum ise, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Özsarı’nın moderatörlüğünde gerçekleşti. Özsarı, Değer Temelli Sağlık Hizmeti ve Geri Ödeme Modelinin ne anlam ifade ettiğini Kurultay katılımcılarından duymak istediğini belirtirken, gelen yorum ve sorularda değer temelli sağlık hizmetinin hayata geçmesinde özel hastanelerin entegrasyon problemi yaşayıp yaşamayacakları endişesi taşıdıkları yorumları yapıldı.
ATILIM ZOR AMA MÜMKÜN
Oturumun ilk konuşmacısı Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Öztürk oldu. Öztürk, sağlık sektörünün bundan sonra son 15-20 yıldır yaptığı atılımı tekrar yapmasının zor ancak mümkün olduğunu söyleyerek, sürdürülebilir bir sağlık sisteminde değer bazlı tedariğin uygulanabilmesi için sistemi oluşturan tüm paydaşlara görevler düştüğünü kaydetti.
SAĞLIK HİZMETLERİNDE DEĞER TEMELLİ YÖNETİM
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehveş Tarım konuşmasında ‘Sağlık Hizmetlerinde Değer Temelli Yönetim’ sunumuna yer verdi. Tarım, sunumunu yaptığı modele göre, bir sağlık kurumunun hastası için değer oluşturamaması durumunda başarılı sayılamayacağını belirterek, yine aynı modele göre, iyi işleyen bir sağlık sisteminde hastalar için değer üretilmesinin temel misyonlardan biri olduğunu kaydetti. Değere dayalı sağlık hizmetlerinde temel bir unsurun kalite ölçütlerini oluşturduğunu da söyleyen Prof. Tarım, bu modelin değer temelli sağlık sistemine ancak doktorlar öncülüğünde geçilebileceğini de belirtti.
YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK İSTİYORUZ
GSSGM Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Zehra Eryılmaz da kürsüye gelerek söz aldı. Eryılmaz, sağlıkta kanıta dayalı hasta özelinde bir modele geçmek istediklerini belirterek, ‘Uzun yıllardır bir geri ödeme modeli arayışı vardı.’ dedi. Geçmişte bir proje yapıldığını ancak çalışmalar sırasında sistemin yabancı menşeli olduğu için kendi içinde bir sürü sorun yaşandığını söyleyen Eryılmaz, bu sebeple kamuda bir projeye başlanılınca ‘bitirilebilecek mi’ endişesi yaşandığını söyledi. ‘Bizim kalite odaklı modelimizin yerli olması sayesinde, veri takip sistemlerimizde bütün projelerimiz ete kemiğe bürünebiliyor.’ diye konuşan Eryılmaz, ‘Biz sadece sigorta mantığıyla çalışalım herkesin faturasını biz ödeyelim istemiyoruz. Hastanın yaşam kalitesi ve ondan sonraki süreci iyileştirelim istiyoruz.’ dedi.
SON OTURUMDA MALPRAKTİS DAVALARI TARTIŞILDI
Kurultay’ın son oturumu olan 10. oturum OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İlkşan Urlu moderatörlüğünde gerçekleşti. Urlu, sağlık ve basın sektöründe Malpraktis davalarının sürekli gündemde tutulduğunu söyleyerek hekime yönelik şiddet konusunun da oturumda tartışılması gerektiğini kaydetti.
TÜM SAĞLIK HİZMETLERİ KAMU HİZMETİDİR
Daha sonra oturumun ilk konuşmacısı olarak söz alan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Üyesi Ali Selman Erkuş konuşmasına pandemi dönemindeki mücadelelerinden dolayı sağlık çalışanlarına teşekkür ederek başladı. Kamu hastaneleri ya da özel hastanelere verilen hizmetlerin tamamının kamu hizmeti olduğu gerekçesiyle aynı hukuki uygulamalara tabii olmaları gerektiği görüşünü paylaşan Erkuş, ‘Sağlık hizmetlerinde hatalı tıbbi uygulamalar yönünden hastane ve hekimler açısından farklı uygulamalar var. Kamu hastanelerinde tam yargı yoluyla vatandaşın gördüğü zararın giderilmesi ilkesi dikkate alınırken özel sektör çalışanlarında adli yargı devrede. Kamu ya da özel hastane ayrımı yapılmaksızın hepsinin kamu hizmeti olduğu gerçeği üzerinden tek adli yoldan davaların görülmesi gerektiğini düşünüyorum’ diye konuştu.
ADLİ TIP KURUMU’NUN RAPORLARI YETERLİ
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Başkanı Ahmet Er ise konuşmasında, Adli Tıp Kurumu’nun en büyük paydaşları olduğunu belirterek, ‘Tıbbi hatada, kusurun, zararın tespitinde en büyük paydaşımız Adli Tıp Kurumu. Bize bu anlamda zarar kusur ve illiyet bağında Adli Tıp Kurumu’nun raporları yeterlidir. Üniversiteler ya da eğitim hastanelerinden de görüşler alıyoruz. Bazı branşlarda hekim hatalarıyla ilgili bilirkişiler içinde konuyla ilgilenecek branş doktoru bulamadıklarını da söyleyen Er, ‘Komplikasyon olarak adli tıptan gelen raporların çoğu enjeksiyon hatalarıyla ilgili. Tıbbi kusur ile komplikasyon arasında fark var, komplikasyonda cezai sorumluluk yok ama tıbbi kusurda yargı yolu açık’ diye konuştu.
ASIL AMAÇ HASTANIN ŞİFA BULMASI
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi Serap Kaygusuz, hekim hataları ve ihmalleri sebebiyle ölümle sonuçlanan vakıaları yorumlayarak, hukukta yer alan, tıbbi teknik standardı, hekim özensizliği, hekim ihmali, bilinçli taksir konularında bilgilendirmede bulundu. Kaygusuz, hastanede gerçekleşen işlemlerde hastanın şifa bulmasının amaç olduğunu belirterek, ufak bir hatada uzman hekimin ihmali sebebiyle yaşanan ölümlerin inceledikleri davalar arasında yer aldığını kaydetti. Herhangi bir tıbbi müdahalede hekimin neticeyi tahmin etmesine rağmen ‘ne de olsa bir şey olmaz’ bakışıyla tıbbi müdahaleye devam etmesinin bilinçli taksiri doğurduğunu da belirten Kaygusuz, hukuktaki nedensellik ilişkisine ilişkin değerlendirme ve bilgilendirmede de bulundu.
HEKİMLERİN GÖREVİ BÜYÜK ÖZEN GÖSTERMEK
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök de sunumunda, bazı sistemlerde değişiklik yapılmadan malpraktis davaların engellenemeyeceğini söyleyerek, ‘Aydınlatılmış onamda gelinen nokta hastaların lehine değil’ diye konuştu. Hekimlerin görevinin hastalarına karşı tüm özeni göstererek en iyi sonucu elde etmeye çalışmak olduğunu söyleyen Kök, tıpta bilinmesi gerekli öncüllerden de bahsederek standardizasyon, endikasyon, konsültasyon, aydınlatılmış onam, sağlık okuryazarlığı, hayatın tıpsallaşması başlıklarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
SGK UYGULAMALARI VE MEDULA
Ana oturumlar sırasında düzenlenen tematik oturumlar da büyük ilgi gördü. Bu kapsamda OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdal Serin moderatörlüğünde SGK-MEDULA Uygulamaları, E-Nabız, Teletıp, ÜTS Entegrasyonları ve Değişiklikler konulu bir oturum gerçekleştirildi. Uygulamalara ilişkin bilgilendirmelerin yapıldığı ve karşılaşılan sorunların aktarıldığı oturuma, SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Sağlık Yazılımları Daire Başkanı N.Özlem Ergün, SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Medula Yazılım Koordinatörü, Emre Kendircioğlu, Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Veri Yönetimi Daire Başkanı Dr. Özgür Sezer ile Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Veri Yönetimi E-Nabız Kıdemli Test Uzmanı Nezih Çetinkaya katıldı.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TIP UYGULAMALARI
Bir sonraki tematik oturumda ise ‘Kişiselleştirilmiş Tıp Uygulamaları ve Türk Sağlık Sistemi Buna Ne kadar Hazır?’ konusu tartışmaya açıldı. Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Özbek’in moderatörlüğünde düzenlenen oturumda Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Damla Arısan konuşma gerçekleştirdi. Prof. Arısan konuşmasında, ‘Bugünün kişisel tıp yaklaşımı yarının çözümü olabilir mi?’ sorusuna yanıt ararken, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sevde Altıntaş da kişiselliştirilmiş sağlık uygulamaları konusunda Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesindeki çalışmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Ender Altıok ise, Hücresel ve Genetik Tıbbi Ürün Uygulamaları başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINDA ANLAŞMALI KURUMLAR VE ÖSS EĞİTİMİ
Tematik oturumların yanı sıra, önemli eğitimler de gerçekleştirildi. Bu kapsamda Özel Sağlık Kuruluşlarında Anlaşmalı Kurumlar ve ÖSS konusunda katılımcılara, MLP Care Sağlık Grubu Anlaşmalı Kurumlar Direktörü Özlem Aydın Sucu tarafından eğitim verildi.
HEMŞİRELİKTE ORGANİZASYON YÖNETİM
Kurultayın son oturumu ise Özel Sağlık Kuruluşlarında Hemşirelikte Organizasyon Yönetimi konusunda verildi. Eğitim Emsey Hastanesi Sağlık Bakım ve Hasta Hizmetleri Koordinatörü Aytün Leymun tarafından verildi.
Kurultayın tamamlanmasının ardından Dernek Başkanımız Dr. Reşat Bahat, tüm konuşmacı ve katılımcılara, başta ana sponsorlar Çapa Medikal ve Rasyotek olmak üzere sponsor firmalara, Kurultay organizasyon firması DEKON Kongre ekibine, Dernek çalışanlarına ve kurultaya katkı veren herkese teşekkür etti. Kurultay katılımcıları arasından çekiliş yapılarak çeşitli hediyelerin takdim edilmesinin ardından kurultay oturumları sonra erdi.