Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) tarafından düzenlenen 15. Türk Alman Jinekoloji Kongresi, yaklaşık 1.500 uzmanın katılımıyla; 4 bilimsel kurs ve 6 uydu sempozyumunu da içerecek şekilde başarıyla gerçekleştirildi.
Türkiye’nin en köklü jinekoloji kurumlarından biri olan Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) tarafından organize edilen 15. Türk Alman Jinekoloji Kongresi, Antalya’da gerçekleştirildi. Rixos Sungate Hotel’de düzenlenen ve 5 gün süren kongreye, yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 1500 jinekolog katılım sağladı.
Jinekoloji, Perinatoloji ve Maternal Fetal Tıp, Jinekolojik Onkoloji, Endoskopi ve Robotik Cerrahi, İnfertilite, Üreme Endokrinolojisi, Menopoz ve Osteoporoz, Ürojinekoloji-Kozmetik Jinekoloji ve Endometriozis gibi alanların kapsamlı şekilde ele alındığı kongre, ulusal ve uluslararası uzman konuşmacıların katılımıyla zenginleşti. Kongre kapsamında ayrıca; Obstetrik Ultrasonografi, Ürojinekoloji-Kozmetik Jinekoloji, İnfertilite ve Ovulasyon İndüksiyonu, VNotes gibi konularda bilimsel kurslar düzenlendi. Katılımcı jinekologlar tarafından yoğun ilgi gören kongre, bilimsel içerik ve organizasyon kalitesiyle öne çıktı.
Düzenlenen basın toplantısı ise, TAJEV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cihat Ünlü, Prof. Dr. Yusuf Üstün ve Prof. Dr. Ceana Nezhat gibi alanında öncü uzmanların katılımıyla gerçekleştirildi.
Basın toplantısında TAJEV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cihat Ünlü, kongrenin düzenlenme amaçlarına değinerek; bilimsel gelişmeleri paylaşmak, mesleki dayanışmayı artırmak ve genç hekimlere güncel bilgiler sunmak amacıyla bu önemli organizasyonu gerçekleştirdiklerini ifade ederek şunları söyledi: “Türk Alman Jinekoloji Vakfı’nın kurucusu ve başkanı olarak, siz değerli basın mensuplarını kongremizde ağırlamaktan dolayı çok mutlu olduğumuzu bildirmek isterim. Yanı başımda oturan değerli hocamız Prof. Dr. Yusuf Üstün, vakfımızın genel sekreteridir. Diğer yanımda oturan Prof. Dr. Ceana Nezhat, Atlanta’daki en önemli “Endrometriozis Klinik Merkezi” direktörüdür. Değerli meslektaşlarıma sözü vermeden önce, kongre ve vakfımızla ilgili birkaç önemli detay paylaşmak isterim. Türk Alman Jinekoloji Kongresi, 30 yıldır düzenleniyor. Bir ülkede 30 yıldır aynı organizasyonu sürdürebilmek, çok kolay değil! Bu sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için geçerlidir. Her seferinde aynı heves ve azimle kongremizi düzenlemeye devam ediyoruz. Kongreye 13 ülkeden 1500’ e yakın katılımcı katıldı. Çok değerli hocalarımızın konuşmacı olarak görev aldığı ve aynı zamanda günümüzde jinekoloji alanında çok dikkat edilmesi gereken konulara değinilerek hazırladığımız oturumları gerçekleştirdik. Kongremizde, kadın sağlığını ilgilendiren; Polikistik Over Sendromu, Endometriozis, Gebelikte Aşılama, Gebelikte Vitamin Takviyeleri ve Beslenme, Tedavilerde Yapay Zeka’dan Yararlanma ve Ergenlik Çağındaki Kızlarda Jinekolojik Rahatsızlıkların Önlenmesi gibi çok önemli konulara yer verdik. Dört ayrı salonda aynı anda gerçekleşen oturumlar ile birlikte 6 adet uydu sempozyumu da gerçekleştirdik. Bu kongredeki amaçlarımızdan en önemlisi; genç doktorları bilinçlendirmek ve eğitmektir. Sözlerimi noktalarken bir konuda farkındalık yaratmak isterim, ülkemizde doğurganlık hızı süratle düşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2001 yılında bir kadının yaşamı boyunca dünyaya getirdiği ortalama çocuk sayısı 2.38 iken, bu sayı 2023 yılında 1.51’ e düştü. Çok ciddi bir gerileme var. Bu sebeple, jinekoloji alanında uzmanlar olarak kadınlarımızın doğurganlığını korumamız gerekiyor”.
Endometriozis (çikolata kisti) rahatsızlığıyla ilgili ciddi farkındalık çalışmalarında bulunan, aynı zamanda bu konu kapsamında yapay zeka destekli ve ücretsiz test geliştiren Prof. Dr. Ceana Nezhat; “Öncelikle, böyle başarılı ve güzel bir organizasyonun bir parçası olduğum için çok mutluyum. Aynı zamanda, kongrede çok güzel konu başlıkları vardı ve kendi adıma diyebilirim ki; katılımın yoğun olduğu bir süreç geçirdik. Dünya genelinde bilinen EndoMarch’ın (Endometriozis ve Adenomyozis Derneği) kurucusuyum. AGCHES (American and Global Society for Endometriosis) adıyla bir topluluğumuz var. Ne yazık ki, dünya genelinde Endometriozis’in (çikolata kisti) varlığı biraz hafife alınıyor. 2009 yılında bu oluşumu kurarken amacımız; dünya genelinde endometriozis farkındalığını oluşturmaktı ve bunu başardığımıza inanıyorum. Daha bundan bir ay önce Atlanta’da çok fazla uzmanın katılım sağladığı, büyük bir kongre düzenledik. Dünyada her on kadından birinde çikolata kisti görülebiliyor. Kısırlık teşhisi konulan hastaların % 50’sinde çikolata kisti saptanabiliyor. Bu konuda doğru bir tanı koyabilmemiz için derinlemesine incelememiz gerekiyor. Tükürük testi, menstrual kan testi gibi testler geliştirildi; fakat teşhis için çok etkili olduklarını söyleyemeyeceğim. Tabii artık her konuda yapay zekayı kullanır hale geldik. “Endometriozis Danışmanı” isimli bir yapay zeka testi geliştirdim. Her kadın ücretsiz olarak telefonuna indirip kullanabilir. Uygulamada bazı sorularla karşılaşıyorsunuz, o soruları cevapladığınız zaman bir analiz sonucu çıkararak risk oranınızı buluyor. İki ayrı kısmı var; biri kısırlık, diğeri de pelvik ağrı değerlendirmesi yapıyor. Bu testin %95 üzerinde doğruluk payı vardır. Bu konuda erken tanı çok önemli çünkü eğer erken teşhis edilmezse böbrek, akciğer ve bağırsak gibi organlarda ciddi hasarlara yol açabiliyor” dedi.
Prof. Dr. Yusuf Üstün ise; kadın hayatının üçte birini kapsayan menapoz sürecinde; ateş basması ve geceleri terleme gibi şikayetlerle karşılaşıldığını belirtti. Bu semptomlar doğal karşılansa bile, özellikle Alzehimer ve Kardiyovasküler sistem hastalıklarıyla ilişkilendirildiğinden söz etti. Bu konuda gerekli tetkikler yapıldıktan sonra, hormon destek tedavilerinden korkmamamız gerektiğinin de altını çizdi. Aynı zamanda, kadınlardaki anormal adet kanamalarına da değindi. Kadınların yaş gruplarına göre doğru tedaviye yönlendirilmeleri gerektiğini belirtti. Anormal olarak adlandırılan aşırı adet kanamaları, kadınların sosyal ve iş hayatlarını kötü etkiliyor; bu yüzden demir takviyesi gerektiğini dile getirdi. Günümüzde bir diğer sorunun, anne ölümlerinin dünya genelinde artması olduğunu, anne ölümlerinin ilk sırada gelen nedeninin de, kalp ve damar rahatsızlıkları olduğunu ifade etti. Bu konuya paralel olarak sözlerine eklediği bir diğer detay da, epilepsi ve pıhtılaşmayı önleyici ilaç kullanan gebelerin, ilaçlarını bırakırken bir doktora danışmalarının gerekliliği oldu. Sözlerini noktalarken; ülkemizde fazlaca karşılaşılan aşı reddine de değindi. Gebelikte uygulanması gereken aşılar olduğunun ve bunların; Tdap (tetanoz-difteri-boğmaca aşısı), İnfluenza aşısı ve RSV aşısı olduğunu söyledi. Dünya RSV aşısını gebelikte kullanırken, daha ülkemizde bununla ilgili çalışmaların yeni başladığını da sözlerine ekledi. Bu aşılar sayesinde, annede oluşan antikorların bebeğe geçişi sağlanması hedeflenerek, bebek doğduğunda boğmaca, influenza gibi ciddi hastalıklara karşı bağışıklık kazanacağını vurguladı.