Burgeon Biyoteknoloji Kurucu Ortağı Levent Mete Özgürbüz ve Novuma’nın yaratıcısı Derya Özgürbüz:
“Startup’tan Global Oyunculuğa: Bilim, Vizyon ve Dönüşümün Hikayesi”
Türkiye’de doğan ama vizyonu dünyayı kapsayan bir marka: Burgeon Biyoteknoloji.
Kısa sürede estetik tıbbın en yenilikçi oyuncularından biri haline gelen şirket, bugün 50’den fazla ülkede hekimlerle, distribütörlerle ve bilim insanlarıyla buluşuyor.
Bu büyümenin merkezinde ise markanın DNA’sını şekillendiren iki isim var: Levent Mete Özgürbüz ve Derya Özgürbüz. Burgeon Biyoteknoloji Kurucu Ortağı Levent Mete Özgürbüz ve Novuma’nın yaratıcısı Derya Özgürbüz ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
Burgeon’un hikayesi nasıl başladı? Türkiye’den dünyaya uzanan bu yolculukta sizi motive eden şey neydi?
Burgeon’un hikâyesi bir hayalle başladı — Türkiye’den çıkıp dünya estetik sektöründe kendi teknolojisiyle yer alabilen bir marka yaratmak. Kuruluş aşamasında ne kolay bir yol vardı ne de Türkiye’de hazır bir model. Ama biz, güzelliğin yalnızca dışsal değil, aynı zamanda bilimsel bir denge olduğunu savunduk. Bu bakış açısı, Burgeon’un Ar-Ge felsefesinin temeli haline geldi. Novuma’yı geliştirirken tüm enerjimizi bilimin, inovasyonun ve insanın kesiştiği noktaya odakladık. Bugün geldiğimiz noktada Burgeon artık yalnızca bir marka değil; dünyanın dört bir yanında hekimlerin güvenle uyguladığı, hastaların doğal ve uzun ömürlü sonuçlarla memnuniyet duyduğu bir bilimsel sistemin adı.
Novuma kısa sürede uluslararası bir başarı hikayesine dönüştü. Bu ürünün ortaya çıkış süreci nasıldı?
Novuma’nın doğuşu, uzun soluklu bir bilimsel arayışın sonucu. Estetikte “doğallık” kavramını biyoteknolojik düzeyde yeniden tanımlamak istedik. Bunun için en güvenilir biyouyumlu içeriklerden biri olan Kalsiyum Hidroksiapatit (CaHA)’yı tercih ettik. Amacımız yalnızca bir dolgu üretmek değil, dokunun kendi kendini onarma ve yenileme gücünü aktive eden bir biyostimülatör teknoloji geliştirmekti. Bu vizyonla geliştirilen Novuma, kısa sürede hekimlerin ve hastaların ilgisini çekti. En saf CaHA içeriği, optimize partikül morfolojisi ve düşük ekstrüzyon kuvveti sayesinde, yalnızca estetik bir dolgu değil; uzun vadede cilt kalitesini artıran biyostimülatif bir çözüm sunuyor. Bugün Novuma, yalnızca Türkiye’nin değil, Avrupa ve Latin Amerika’nın da en hızlı büyüyen biyostimülatörlerinden biri.

Vivacy ile kurulan ortaklık bu globalleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu iş birliği nasıl doğdu?
Vivacy, uzun yıllardır hyalüronik asit (HA) bazlı ürünleriyle estetik tıpta referans noktası haline gelmiş köklü bir Fransız markası. Bizim CaHA tabanlı teknolojimiz ile onların HA konusundaki deneyimi arasında doğal bir sinerji vardı. Bu bilimsel ve stratejik iş birliği, iki markanın felsefelerini ve vizyonlarını birleştiren bir yapı haline geldi. Bizim “regeneratif estetik” yaklaşımımız, Vivacy’nin “scientific precision” bakış açısıyla birleşti. Sonuçta, Avrupa estetik pazarında hem bilimsel hem de stratejik olarak yankı uyandıran; global estetik topluluğunda “geleceğin biyostimülatörü” olarak anılan bir başarı hikayesi doğdu.
Burgeon’un hızlı büyümesini sadece ürün kalitesiyle değil, güçlü bir vizyonla da açıklıyorsunuz. Bu vizyonun merkezinde ne var?
Bizim için büyüme yalnızca satış rakamlarıyla ölçülmez. Bizi büyüten şey, bilimsel doğrularla ilerlerken insana dokunan bir marka olabilmek. Her yeni pazara açıldığımızda önceliğimiz güven ve eğitimdir. Ürünlerimizi kullanan her hekim, arkasında bir bilimsel referans, etik bir yaklaşım ve güçlü bir eğitim sistemi bulur. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz Burgeon e-Academy platformu, dünya genelinde hekimlerin bilgiye ve eğitime sürekli erişimini sağlıyor. Kısacası Burgeon’un global başarısının sırrı; laboratuvardan kliniğe uzanan her aşamada insanı merkeze koyması.
Sosyal sorumluluk alanında da dikkat çeken bir projeniz var: Renova Touch. Bu proje nasıl doğdu?
Renova Touch, bizim için yalnızca bir sosyal sorumluluk projesi değil — markamızın kalbini temsil eden bir girişim. Yüz felci ve sinir hasarı gibi nedenlerle yüz dengesini kaybetmiş kişilere destek olmayı amaçlıyor. Bu hastaların yaşadığı zorluklar yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da derin. Renova Touch ile onlara hem yeniden yüz dengesini kazandırıyor hem de kendilerine güvenle bakabilme gücü veriyoruz. Bu projede bilim ve empati bir araya geliyor. Nörorejeneratif yaklaşımlar ve biyostimülatif tedavi protokolleri ile desteklenen uygulamalar sayesinde hastalar hem fonksiyonel hem estetik açıdan güçleniyor. Çünkü bizim için güzellik sadece simetri değil; kendini yeniden bulabilme cesareti.
Burgeon kısa sürede uluslararası ödüller de kazandı. Bu başarılar sizin için ne ifade ediyor?
Bu ödüller bizim için yalnızca bir gurur vesilesi değil, aynı zamanda doğru yolda olduğumuzun göstergesi. Burgeon olarak, Amerika MarCom Awards’ta Gold Winner ve Communitas Awards’ta Excellence Winner ödüllerine layık görüldük. Jürilerin özellikle Renova Touch’ı, “bilimsel inovasyonu toplumsal sorumlulukla birleştiren örnek proje” olarak tanımlaması bizi son derece mutlu etti. Çünkü biz başından beri şuna inanıyoruz: Gerçek inovasyon, insanın hayatına dokunabildiğinde anlam kazanır.
Peki geleceğe baktığınızda Burgeon’u nerede görüyorsunuz?
Burgeon artık yalnızca bir marka değil; estetik biliminin geleceğini şekillendiren bir vizyon. Vivacy ile olan stratejik ortaklığımız sayesinde Avrupa’da konumumuzu güçlendirirken, Asya ve Latin Amerika’da da istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde daha fazla klinik araştırma, yeni nesil biyoteknolojik ürünler ve uluslararası eğitim programları ile bilimsel varlığımızı pekiştirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, estetikteki güzellik anlayışını yeniden tanımlamak — ancak bu kez yüzeyde değil, derinlikte.
**“Bilimle doğan, insanla anlam bulan bir hikâye…
Burgeon’un ilhamı tam da burada: Herkese kendi sihrini keşfetme cesareti vermek.
Reveal Your Magic.”





