ŞEKER DEYİP GEÇMEYİN ‘TÜKETİRKEN TÜKENMEYİN!’: DAMARLARI TAHRİP EDİYOR, KALP KRİZİ VE ÖLÜMLERE NEDEN OLUYOR!
PROF. DR. GÜLİSTAN BAHAT – ÖZTÜRK: “KAS MİKTARINI KORUMAK İÇİN İLERİ YAŞ DA ZAYIF OLMAKTAN KAÇININ!”
DOÇ. DR. NADİR ALPAY: “BÖBREK HASTALIĞININ BİR BELİRTİSİ DE KAŞINTI! YAPILMASI GEREKEN; HİÇBİR HASTALIK OLMASA DAHİ YILDA 1 KEZ KAN VE İDRAR TAHLİLİ YAPTIRMAK”
TBV BAŞKANI TİMUR ERK: “ŞEKER TÜKETİMİ HER YAŞ İÇİN BAĞIMLILIK SEVİYESİNDE!”
Türk Böbrek Vakfı, 19-25 Eylül ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’nda Konunun Uzmanlarını Kasımpaşa Emekli Evi’nde Bir Araya Getirdi.
Türk Böbrek Vakfı tarafından geliştirilen ve hayata geçirilen 19-25 Eylül ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’, aşırı şeker tüketimi ve buna bağlı hastalıklara dikkat çekmek üzere bu yıl dördüncü kez ele alındı. Tüm dünyada farklı kurumlarca kutlanan ve sağlık anlamında büyük farkındalık yaratan bu özel gün için TBV, konunun uzmanlarını Kasımpaşa Emekli Evi’nde buluşturdu. Etkinlikte, TBV Başkanı Timur Erk, Beyoğlu Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Murat Aydın, İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı (Yaşlı Sağlığı ve Hastalıkları) Prof. Dr. Gülistan Bahat – Öztürk, TBV Danışma Meclisi Üyesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay, TBV Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın ve TBV destekçilerinden oyuncu ve spor psikoloğu Eylem Şenkal da hazır bulundu.

Etkinlikte söz alan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Sağlık Bakanlığımız tarafından ülke çapında kutlanacak belirli günler ve haftalar takvimine alınan ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’ için bir aradayız. Değerli akademisyenlerimiz Sayın Prof. Dr. Gülistan Bahat – Öztürk, bize erişkin ve yaşlı dönemlerdeki durumu anlatacak. Doç. Dr. Nadir Alpay ise konuyu böbrek sağlığımız açısından ele alacak. Üzülerek belirtmek isterim ki maalesef, şeker tüketimi artık her yaş için bağımlılık seviyesinde. Bu ürkütücü tablo günümüzde yaşam süresinin uzaması ve buna paralel ileri yaş nüfusumuzun artması ile baş edilmesi güç hastalıkları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle vakıf olarak her zaman vurguladığımız, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları her geçen gün daha da önemli oluyor. Erken yaşlarda edinilen sağlıklı alışkanlıklar, bireylerin orta ve ileri yaş dönemlerini daha dinç ve ayakta geçirmeleri adına en büyük yatırım oluyor” dedi.
“DEĞERLERİ KONTROL ALTINDA TUTMAK ALZHEİMER RİSKİNİ AZALTIYOR!”

İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı (Yaşlı Sağlığı ve Hastalıkları) Prof. Dr. Gülistan Bahat – Öztürk ise konuşmasında gençlikte obeziteden, iler yaş döneminde ise yetersiz beslenmeden uzak durulması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Gülistan Bahat -Öztürk; “Genç erişkinlik döneminde sağlıklı kiloyu korumak ve obeziteyi önlemek, uzun vadeli sağlık için çok önemli. Yetersiz beslenme riski ya da kilo kaybına yol açan bir kronik hastalık yoksa ideal beden kütle indeksi 18.5–25 kg/m² aralığındadır.
Bu dönemde kan basıncını, kan şekerini ve kan yağlarını kontrol altında tutmak, yalnızca kalp-damar hastalıkları riskini değil, aynı zamanda Alzheimer hastalığı riskini de azaltmaktadır.
“KAS MİKTARINI KORUMAK İÇİN ŞİŞMAN OLMAK ZAYIF OLMAYA GÖRE ÇOK DAHA İYİ”
Yaşlılık döneminde ise tablo farklıdır: Obezite yerine yetersiz beslenme (malnütrisyon) daha büyük bir tehlikedir. Araştırmalar, yaşlılarda en düşük ölüm oranlarının ve en iyi fonksiyonelliğin ‘hafif fazla kilolu’ sayılan beden kütle indeksi aralığında (kabaca 24-29 kg/m2) görüldüğünü gösteriyor. Bu nedenle yaşlı bireylerde kilo kaybı ve diyet kısıtlamaları zararlı olabilir. İleri yaş da kas miktarı son derece önemli, bu nedenle kas miktarını korumak için şişman olmak, zayıf olmaya göre çok daha iyi. Bunun önüne geçmek için özellikle diyabet ve yüksek tansiyon hastalarında, aşırı kısıtlamalı beslenme şekli gözden geçirilmeli ve egzersiz muhakkak hayatımızda olmalı. En az ölüm riski ve en az bağımlılık-sakatlanma riski fazla kilolu aralıkta. 65 yaş üstü böyle ama 70 yaş üstü özellikle böyle. Çok zayıf kimseler düşme ve benzeri sakatlanmalar ile zatürree, grip gibi bir hastalığı çok daha derin yaşarken, bunun aksine kilolu kimselerde bu süreç daha rahat işliyor. Yağ ve kas herhangi bir hastalık döneminde bizi koruyor.” dedi.
“ŞEKER; DAMAR SERTLİĞİ, KILCAL DAMARLARDA TIKANMA VE BÖBREKTE PROTEİN KAÇAĞINA NEDEN OLABİLİYOR”
‘Tüketirken Tükenmeyin!’ sloganı ile hayata geçirilen etkinlikte TBV Danışma Meclisi Üyesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay da konuyu, böbrek sağlığı açısından ele aldı. Doç. Dr. Alpay; “Dünya genelinde 20-79 yaş arasındaki yetişkin nüfusun yaklaşık %11.1 kadarı diyabetli. (International Diabetes Federation). Bu da yaklaşık 589 milyon yetişkin (20-79 yaş) demektir. Ülkemizdeki durum da TURDEP I ve II çalışmalarında %13-15 oranında diyabet hastası olduğunu gösteriyor. Fazla şeker tüketiminin vücutta hem insülin direnci hem organ yağlanmaları hem de böbreklere zararı oldukça fazla. Bunun yanında az şeker tüketimi de önemli. Beslenme piramidi denilen yapıda vücudun tüm besinleri uygun oranda alması gerekiyor. Şeker hastalarında mikrovasküler ve makrovasküler dediğimiz komplikasyonları çok iyi takip etmemiz gerekir. Şeker hastalarında özellikle böbrekle ilgili kısma değinecek olursak şekerin kendisi; damar sertliğine, böbrekte küçük kılcal damarlarda tıkanmaya ve aynı zamanda böbrekte protein kaçağına neden olabiliyor. Bu sebeple şeker hastalarının kalorilerine, ilaç kullanımına ve diyetine çok dikkat etmesi gerekiyor.
BÖBREK HASTALIĞININ BİR BELİRTİSİ DE KAŞINTI!

Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay böbrek hastalıkları bulguları ile ilgili; “Yüksek tansiyon, el, ayak, yüz ve gözlerde şişme ve ödem, iştahsızlık, bulantı ve kusma, kansızlık, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, kas – eklem ağrısı gibi bulgular ve sonrasında da idrarın kalitesinin değişmesi, miktarının azalması gibi bulgular bizlere böbrek hastalığı düşündüren durumlar olabiliyor. Bir de son dönemde kaşıntı bulgusunun eklediğini söyleyebiliriz.” dedi.
“YAPILMASI GEREKEN; HİÇBİR HASTALIK OLMASA DAHİ YILDA 1 KEZ KAN VE İDRAR TAHLİLİ YAPTIRMAK”
Böbrek hastalığı sinsi ilerliyor, gizli ve sinsi kalabiliyor ama bizim topluma genel önerimiz; yılda 1 defa, hiçbir hastalığı olmasa da aile hekimine gidilip tahlil yaptırılmasıdır. Üre ve kreatin denilen kan tahlilleri ile idrar tahlili yaptırmak bizim böbrek hastalığı açısından fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor. Bu durum, gizli bir böbrek hastalığı söz konusu ise bunu saptayarak iler tetkik yapmamıza imkân sağlıyor. Özetle yılda bir kez yapılacak bir kan ve idrar tahlili bize yardımcı olacaktır.
Toplantıda konuşan TBV Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın; “Sağlıklı yaşamda önemli olan besin çeşitliliğine özen göstermek. 4 besin grubumuz var; süt ve süt ürünleri, etler ve kuru baklagiller, sebzeler ve meyveler ile ekmek ve tahıl grubu. Bunları tabağımızda ve masamızda görebilirsek besin çeşitliliğini sağlamış oluruz. Özellikle ileri yaş da az öğünle beslenmemeye özen göstermeliyiz çünkü az öğün, metabolizmanın yavaşlamasına neden olur bu da daha hızlı yaşlanmaya yol açar.” dedi.