10 Kasım 2025 / Pazartesi
Medikal News
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Hastane
  • Kongre
  • Medikal
  • Röportaj
  • İlaç
  • Atama
  • ESTETİK
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Hastane
  • Kongre
  • Medikal
  • Röportaj
  • İlaç
  • Atama
  • ESTETİK
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Medikal News
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

DMO ve KAMU YARARI…

Medikal News Yazan Medikal News
12 Eylül 2025
Kategori : Manşet
A A
DMO ve KAMU YARARI…

Mahmut CUMBUL

DMO ve KAMU YARARI…

Sektörün ve Kamu Yönetiminin süreci sağlıklı değerlendirmesi açısından en elzem olan gereklilik, Kamu menfaatini doğru tarif etmektir.

Devlet Malzeme Ofisi (DMO)’nin Tıbbi Cihaz Sektörü içindeki yerini yeniden değerlendirmek için yeterli zamanı geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Eğrisiyle doğrusu ile bir milat olan bu süreci, konuya taraf herkes açısından objektif bir biçimde değerlendirmek hem bugünü anlamak hem de geleceği görmek açısından sadece gerekli değil aynı zamanda bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, sadece tedarikçilere değil aynı zamanda Tıbbi Cihaz Tedarik sürecinin sağlıklı işleyişini temin etmek olan tüm ilgili Kamu Kurum ve yöneticilerine de aittir.

Sektörün ve Kamu Yönetiminin süreci sağlıklı değerlendirmesi açısından en elzem olan gereklilik, Kamu menfaatini doğru tarif etmektir. “Kamu”nun kim olduğu, kimleri kapsayıp kimleri dışarda bıraktığı, bu menfaatin ne olduğu, kim için menfaat olduğu, değişip değişmediği vs. konuları ülkemizde Hâlâ ve maalesef “körün fili tarif etmesi”ne benzer. Bu çerçevede, mesela herhangi bir firmanın yanlışlıkla verdiği çok düşük bir fiyat kamu menfaati olarak değerlendirilip iptal edilmez, apar topar o fiyattan tedarik yapılabilir…! Aynı nedenle, dövizin ani sıçramalarında eski fiyattan malzeme satın almak için arttırımlara gitmek kamu yararı olarak görülür. Savaş gibi bir afetten dolayı artan lojistik, hammadde, petrol fiyatları, dövizdeki ani ve büyük sıçramalar vs. ihalelerde, tedarikçiler için oluşan zararların ne olduğuna pek bakılmaksızın, mücbir sebep olarak sayılmaz. Bunlar basiretli bir tacirin alması gereken riskler olarak değerlendirilirken, satın almacı tarafların sahip olması gereken basiretlere ihale sözleşmelerinde rastlamak çok müstesnadır.

Kamu Yönetiminin nu davranışının altında (ve eskilerin deyimiyle ona mündemiç) başlıca iki neden yatar:

  1. Eğer bir uygulama, Kamu maliyesine (KISA VADEDE) bir menfaat sağlıyorsa, başka taraflarda yaratacağı olumsuzlukları hesaba katmak gerekmez; zaten buna ne teamüller ne de kanunlar, yönetmelikler cevaz vermez.
  2. Tedarikçilerin faaliyetleri kar ve münferit çıkarları hedeflediği için, eşyanın tabiatı gereği kamu çıkarlarıyla çelişmesi doğaldır.

Başlıca bu iki nedenle, Kamu Yönetimi’nin hafızasında, Tedarikçilerin çıkarları ile Kamu maliyesinin çıkarlarının genellikle çatışma halinde olduğu inkâr edilebilir bir gerçek değildir. Bu mülahazanın doğurduğu doğal sonucun, Tedarikçilerin “KAMU” içinde değerlendirilmesinde bir fikri, idari ve yasal güçlük olduğuna şaşırmamak gerekir.

Buradan, genelde ve Tedarikçi/ Kamu Yönetimi bağlamında, “kamu yararı”nın ne olduğu ve ne olması gerektiğine, aslında ne olmaması gerektiğine geçebiliriz.

-Kamu yararı ve zararı, sadece belirli bir kesim/kesimler için bir maliyet ve maliye konusu değildir; kamu, bu topraklarda yaşayan herkestir. Kamu yararı da, bu minvalde, sadece kısa vadede elde edilen istatistik konusu değildir.

-Kamu yararı, istatistiki avantajların Kamu yani Toplumun NİTELİKSEL yararları ile örtüştüğü yerdedir. En ucuz ürünleri veya ürünleri en ucuza almanız, yani bu rakamsal avantaj, uzun vadede daha uzun vadede ve daha geniş kapsamda bu niteliksel yararlar ile örtüşmüyorsa, hatta bu amaçla çelişiyorsa buna “kamu yararı” mı diyeceğiz yoksa “kamu zararı” mı?

-Mesela dünyanın en ucuz tedarikçilerine sahip ama, OECD içinde GSMH-milli gelir- içinde sağlığa ve sağlık harcamalarına en az pay vermiş bir ülke olabilirsiniz. Hatta dünyanın en ucuz tıbbi malzemelerini veya genelde en ucuza tedarik eden bir ülke olmanız nedeniyle de, sağlığa ayrılan bütçe bakımından Dünya sıralamalarında çok iyi durumda olmayabilirsiniz.

-Mesela Monopson (tek veya az sayıda satın alıcı) konumu ve en ucuza tedarik etme hedefiyle, orta ve uzun vadede, sadece en güçlülerin ayakta kalabileceği ve sonuçta rekabeti azaltabilecek bir uygulama, küçük/orta ölçekli firmaların ortadan kalkması, bunun işsizlik ve iflaslara yol açması ile birlikte, kısa vadede sağlanan tasarrufların, kamusal çıkarlarla örtüştüğü söylenebilir mi?

Bu uzun girişten sonra DMO’nun hayatımızdaki yerini daha net ortaya koyabiliriz sanırım.

DMO, en önemli amaçlarından biri olarak, “ölçek ekonomi”sinden istifade ile tek tek hastanelerin satın almasına esas fiyatlarda büyük bir tasarruf sağlamayı hedeflemişti. Geçen zaman içinde bu amaca büyük oranda ulaşıldığı söylenmektedir.

İktisadi bir doğru olarak Monopol – tek / az sayıda satıcı- bir piyasa ne kadar sakıncalı ise, sağlıklı bir rekabeti, uzun vadeli kamusal çıkarları, kalite ve sürdürülebilirliği hedeflemeyen Monopson- tek/az sayıda satın alıcı- bir piyasanın da, bahse konu merkez bir kamu kuruluşu olsa da en az o kadar sakıncalı olduğunu söylemeliyiz. Kısa dönemde, büyük ölçekli ve politik/ kurumsal avantajlarının desteğiyle tasarruf anlamında başarılı olduğunu söyleyebileceğimiz DMO uygulamasının, bugün geldiği noktada, yukarıda sözü edilen Kamu/Toplumun niteliksel çıkarlarına yaptığı katkıyı hesaplayamayız elbette… Ama yol üzerinde şahit olduklarımızın bu amaca uygun olup olmadığını değerlendirebiliriz.

-DMO, ölçeğinden yararlanarak, en ucuzu satın alma genel politikası ile beraber, kaliteyi önceleyen ve/veya fiyatı ile bu alanda rekabet edemeyecek birçok markanın devre dışı kalması sonucunda, genelde en ucuzların rekabet alanı haline gelmiştir. Bu rekabet biçimi, fiyatlar genel seviyesini, tedarikçilerin faaliyetlerini sürdürebilmelerine imkân tanımayacak bir kârsızlık, verimsizlik noktasına çekmiş, firmalar artan giderlerini, kalmayan veya yetersiz kar marjları ile karşılayamayacak duruma gelmişlerdir.

-Fiyatların daha fazla düşmesinin imkânsız olduğu nokta, ne mali olarak ne de pratik olarak sürdürülebilir bir durum olmayıp, süreç içinde teklif verilen kalemlerin ve teklif veren firmaların azalma tehdit ve potansiyeline sahiptir.

-Bir sonraki aşamanın, rekabetin azalıp, bu kısır döngüden daha yüksek ama daha az firmayla, geride iflas eden ve işsiz kalan firma ve insanlar bırakarak, sağlıksız bir tedarik yapısı olmasından endişe duymalıyız.

-DMO dışında satışın gerçekleştiği alanlarda, en ucuz fiyat dışında da çözümler bulunmakta ve buralarda (özel hastane, kamu ara alımları ve diğer ihaleler) fiyat seviyesi yanında “değer bazlı satın alma” benzeri uygulamalar, hastane ve kullanıcı tercihleri de rol oynamaktadır. Dolayısıyla kabaca bir ikili yapı oluşmuştur. Bu durumun sakıncası DMO’nun ucuz ve kalitesiz ürün temin eden bir kurum pozisyonuna ve tuzağına düşmesidir. Bu durum çözümsüz ve kaçınılmaz değildir, olmamalıdır.

-DMO, elbette finansal ve organizasyonel bakımdan birçok soruna da kolaylık getirmiştir. Ödemelerde istikrar, güvenli ve sürekli tedarik süreci, hızlı çözümler DMO’nun sektöre kazandırdığı yararlardan bazılarıdır. Ancak DMO satın alma süreçlerinin yarar ve avantajlarının, sürdürülebilir, sağlıklı bir rekabete hizmet eden, piyasanın sağlıklı işleyişine destek veren, orta/uzun vadeli niteliksel hedeflere uyumunun sağlandığı bir hüviyet hem Kamu maliyesi hem de toplumsal faydalar açısından hayatidir. DMO ölçeğini, tecrübesini, örgütünü, kısa vadeli çıkarların orta/uzun vadeli hedeflerle uyumu konusunda daha çok kullandığında sağladığı “kamu yararı” çok daha büyük olacaktır.

Tıbbi Cihaz Sektörü, yukarıda sayılan endişe ve çekincelerini birçok defa ve son olarak da Antalya’da gerçekleştirilen Tıbbi Cihaz Yönetişim Zirvesi’nde dile getirmiş; önerilerde bulunmuştur.

Bunlardan bir tanesi “değer bazlı satın alma”dır. Sektör bu konuyu yıllardır dile getirmektedir. Ancak konunun hayata geçirilmesi için son derece ciddi bir örgütsel, fiziksel, idari, yasal hazırlık gereklidir. Değerin ne olduğu, kriterlerin ne olduğu konularında tam bir mutabakat, nasıl ölçüldüğü, bu ölçümleri yapacak kadro ve fiziki koşulların olup olmadığı, pratikte işleyişin nasıl olacağı, işleyişin yasal süreçlere nasıl adapte edileceği vs. hepsi çok önemlidir. Sektör, sağlanacak gelişmelerden emin olduğunda üzerine düşeni yapmaya hazırdır.

Yıkıcı ve sadece fiyata dayalı rekabeti engellemenin ve sağlıklı bir tedarik sürecini temin etmenin bir diğer ve/veya ilave yolu bütün ihale miktarını en ucuz markadan değil, en ucuz mesela üç firmadan belirli marjlar dahilinde satın almaktır. Fiyat farklılıkları belirli sınırlar içinde olmak, daha ucuz olandan daha fazla satın almak esasına dayalı olacak olan bir uygulamanın rekabete ve sağlıklı bir piyasaya hizmet edeceğini düşünmememiz için bir sebep varsa bunu hep beraber değerlendirebiliriz. Ama önce var olan gidişin rekabete ve tedarik sürecinin sağlıklı işleyişine zarar verebileceği konusunda bütün paydaşların hem fikir olmasıdır. Kamu yararı konusunun bu kapsamda yeniden değerlendirilmesi şart görünüyor.

En Son Haberler

İLKO İLAÇ MİGREN TEDAVİSİNE ENDİKE YENİ ÜRÜN LANSMANINI GERÇEKLEŞTİRDİ

İLKO İLAÇ MİGREN TEDAVİSİNE ENDİKE YENİ ÜRÜN LANSMANINI GERÇEKLEŞTİRDİ

10 Kasım 2025
Özel Hastaneler sorunlarını Bakan Memişoğlu’na anlattı

Özel Hastaneler sorunlarını Bakan Memişoğlu’na anlattı

9 Kasım 2025
SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU’NDAN ATABAY İLAÇ’A ZİYARET

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU’NDAN ATABAY İLAÇ’A ZİYARET

8 Kasım 2025
İLAÇ SEKTÖRÜ CPHI FUARI’NDA BİR ARAYA GELDİ

İLAÇ SEKTÖRÜ CPHI FUARI’NDA BİR ARAYA GELDİ

8 Kasım 2025
Medikal News

Medikal News İletişim Adresi

Barbaros Hayrettin Paşa Mah. 1993 Sk. Papatya Residence 2. No: 35. A Blok. Kat: 6 Daire; 109
ESENYURT/İSTANBUL
Tel: 0212- 853 63 05 Fax: 0212- 853 63 15

© 2021 Tekprosis Bilgisayar - Tekprosis Professional Partner

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • #1 (başlık yok)
  • İLAÇ
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
  • LABORATUVAR
  • MEDİKAL
  • AKTÜEL
  • HASTANE
  • KONGRE
  • RÖPORTAJ

© 2021 Tekprosis Bilgisayar - Tekprosis Professional Partner