GÜRKAN KÖROĞLU yazdı…
Beynimizde ki sinir ağları rutine girdiğimiz zaman aynı sinir ağları yolunu takip eder. Değişime başladığımızda ise beyin hücrelerimiz yeni bağlantı yolları oluşturur.
Hepimiz hayatımızın çeşitli evrelerinde bir şeyleri, özellikle kendimizi değiştirmek istemişizdir.
Değişim aslında gerçekten tam olarak değişimi istediğimizde gerçekleşir. Çünkü değişim içeriden başlar. Dışarıdan bir güç sizi ya geçici olarak değiştirir ya da zayıf bir değişim yaratır. Bazen de dışarıdan gelen değişim sizi dağıtır, bozar. Sağlıklı bir değişim istiyorsanız içeriden ve güçlü olarak gerçekleşmesi gerekir.
Değiştirmek istediğiniz şeyi gerçekten istiyor musunuz? Bunu kendinize sorun.
Sorunun cevabında güçlü bir değişim cevabı alıyorsanız ne mutlu size ki değişimin en önemli adımını atmış oluyorsunuz.
Sonraki safha ise ilk adımı atmaktır. İlk adım harekete geçiren en önemli unsurdur.
İlk adımı atamazsanız değişim başlamaz. Sadece değişimi istemekle kalırsınız ve ilk adımı atmadığınız için bir süre sonra ne kadar istemiş olursanız olun değişimden vazgeçersiniz.
Küçük bir adım olsa da adım atmanız değişimin başlaması için önemli.
Değişim aslında şimdiye kadar yaptıklarınızdan farklı şeyler yapmak, farklı yollardan gitmek ile olur. Beynimizde ki sinir ağları rutine girdiğimiz zaman aynı sinir ağları yolunu takip eder. Değişime başladığımızda ise beyin hücrelerimiz yeni bağlantı yolları oluşturur. Beynimiz artık bu yeni yola alışır ve artık yavaş yavaş bu yeni yolu kullanmaya alışır.
Tabi ki değişim için attığımız bu ilk adımdan sonra beynimizin yeni sinir ağları oluşturması bu kadar kolay olmaz. Uzun süredir alışmış olduğunuz bir yoldan evinize giderken hiç gitmediğiniz bir başka yoldan gittiğinizi düşünün. Bir sonraki evinize gidişinizde alışkın olduğunuz yolda, yıllardır her gün geçtiğiniz yoldan gitmek size daha kolay ve güvenli gelecektir. Fakat değişim istiyorsanız ilk adımdan sonra o geçtiğiniz yolu tekrar tekrar geçmeye başlarsanız beyninizdeki nöronların o yol boyunca bağlantıları güçlenir.
Attığınız küçük ve sürekli adımlar değişiminizde önemli bir rol oynar.
Daha önceki yazımızda, alışkanlıkları oluşturmanın en önemli unsurlarında bir olarak
alışkanlığın kazanılması için küçük fakat sık tekrarların yapılmasının öneminden bahsetmiştik.
Değişimde benzer bir yolla gerçekleşir. Değişim için yapmak istediğimiz değişikliği az da olsa ama sürekli yapmamız gerekmektedir. Başarısız olan değişimlerdeki yapılan en büyük hata adımı büyük atmak yani şimdiye kadar yapmadığımız büyüklükte değişim hamlesine başlamaktır.
İlk adımı bizi rahatsız edecek büyüklükte attığımızda bu bizi daha başlangıçta rahatsız edecek ve değişim başlamadan bitecektir.
Değişim yolculuğunda karşımıza çıkacak bir başka engel ise inançlarımızdır. Daha doğrusu bizi sınırlayan, yıllardır bizimle olan inançlarımızdır. Yıllardır çevremizden, ailemizden veya toplumumuzdan bize dayatılan, öğretilen yanlış inançlarımız. Örneğin “çok para zararlıdır” inancı olan birinin çok para kazanmak için çıktığı değişim yolculuğunda büyük engel oluşturur. Kişi öncelikli değişime bu inancını kaldırarak başlamalıdır. Bu inançlarımızın çoğu beynimizin derinliklerine gizlenmiştir. Onların varlıklarının farkında değilizdir. Kontrolümüz dışında beynimizin alt tarafında çalışır, kararlarımızı ve düşüncelerimizi etkiler.
Değişimin gerçekleşmesi için öncelikli olarak bu inançlarımızın değişmesi gerekir fakat bundan önce de bu inançlarımızın farkında olmamız gerekmektedir.
Farkındalık seviyesine çıkardığımız bu inançlarımızı düşünüp değiştirdiğimizde bize olumlu ve olumsuz ne gibi sonuçlar doğuracağının listesini yapmak ve onlara bu açıdan bakıp değerlendirmek aslında mevcut inançlarımız ne kadar otomatik, analiz edilmeden meydana geldiklerini görmemizi sağlayacaktır. Bundan sonra eski inançlarımızın yerine bilinçli olarak seçtiğimiz yeni inançları koyduğumuzda değişimimiz başlayacaktır.
Değişimden korkmamamız gerekir. Zaman akıyor çevremizdeki her şey değişiyor. Biz değişmezsek zamanın gerisinde kalıyoruz. Özellikle günümüzde, dünyamızda etrafımızdaki değişim çok hızlı gerçekleşiyor. Biz de yok olmaz istemiyorsak bu değişime aynı hızda ayak uydurmak için adım atmalıyız. “Sen değiş, dünyan değişsin.”
