Doğsan Tıbbi Malzeme Sanayi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Çağan Karal:
“Biz güzel bir aileyiz, hepimiz firmamızın sahibiyiz. Ne mutlu bize, ne mutlu Doğsan ailemize! Nice 55 senelere!”
Doğsan Tıbbi Malzeme Sanayi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Çağan Karal ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
Türkiye’de ve bölgede ameliyat ipliği üretiminin öncüsü olarak, ülke ve toplum için değer yaratma amacındaki Doğsan 55 yıldır bu sektörde. Nasıl bir evrim geçirdiniz? Bugüne kadar en kritik dönüm noktalarınız neler oldu?
Olmayanı üretme hayali ile başlayan bir serüven Doğsan’ın hikâyesi… Ciddi yoklukların yaşandığı bir dönemde ameliyatların olmazsa olmazı ameliyat ipliğini Türkiye’de üretme isteği ve o zamandan bu zamana kadar zorlu, keyifli, duygusal ve inatçı dönemler.
Ne güzel dediniz ülke ve toplum için değer yaratma isteği 1970’lerden beri, ta kuruluşumuzdan bu yana ana hedefimiz, isteğimiz, amacımız olmuş. Ve fakat biz üretelim, yerli üretici olarak gelişelim, hem yurt içinde hem de dünya pazarında büyüyelim, hem ülkemizin hem de firmamızın ismini duyuralım derken sizler sanırım pozitif ayrımcılık gördüğümüzü düşünüyor olabilirsiniz. Görünenle yaşadıklarımız arasındaki uçurumları bir bilseniz neden hâlâ Türkiye’de üretmek için direniyorsunuz diyebilirsiniz.
Karadeniz’in şarkılarına ve fıkralarına konu olan inatçılığımız yüzünden hâlâ direniyoruz. Romantik Don Kişotluğumuzun yanında direniş bizim kurum kültürümüz olmuş. Umudumuz hâlâ var ama Trabzon’da bize karşı olan tutum, son kuruşuna kadar Saruhan ailesinin parasıyla 1969’da alınan arazimizden çıkarılmak istenmemiz artık bizi fazlasıyla yordu ve yormaya, üzmeye devam ediyor.
Yeşile saygısı ile bilinen Doğsan fabrikası arazisinden 50 yıllık ağaçlar sökülerek 1.5 dönümlük ön bahçemiz karayollarının yol genişletme çalışması kapsamında 2018 yılında elimizden alındı. Ve maalesef halen Karadeniz’in tek, Türkiye’nin de sağlık ürünü üreten sayılı fabrikasından birinin kapısı yok, çünkü karayolu planından bir kapı bile bize fazla görüldü.
Bu haksız düzenleme ile yola 35 metre uzakta konumlandırılmış fabrika binamızın duvarı şimdi yoldan 5 metre kadar geriye çekilmiş oldu. 20 metre yükseklikteki duvarlara hapsedilen bir hapishane olarak, kapısı Karadeniz fıkralarını aratmayacak şekilde 200 metre ileriden U dönüşü yapılarak fabrika arazisine önden değil, kaçak gibi yandan girilen üretim tesisimizin şimdi de arka bahçesindeki yaklaşık 2.5-3 dönümlük arazisine 8 katlı inşaat izni verilerek yeni bir istimlak ile karşı karşıya bırakıldık.

“ÜLKEMİZİ SEVİYORUZ”
Biz, amacı dokunduğu hayatları iyileştirmek olan, tamamen iyi niyetli çıktığımız bu yolda ne kadar daha mücadele edebileceğiz bilmiyorum. Bu hassas, özel ürünü Trabzonumuzda, Trabzonlu kadınlarımızla üretmek istiyoruz. 55. senemizi gururla kutlarken, önümüzü görememek çok acı. Biz ülkemizi seviyoruz ve ülkemiz için üretmeye devam etmek istiyoruz. Siz ne sordunuz ben neler anlattım. Biraz doluyum kusura bakmayın.
Sorunuza geri dönersek, sanırım en kritik dönemimizi 2005-2006 yıllarında yaşadık. Tıbbi Cihaz Direktifi’nin devreye girmesiyle ilk göz ağrımız, Doğsan’ı Doğsan yapan katgüt üretimine 2005 yılında son verdik. Emilebilir süturlarımızı belgelendirip, seri üretime geçene kadar maddi yetersizlikten dolayı maalesef üretimde çalışan arkadaşlarımızın yarısından fazlasıyla yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Ne zamanki emilebilir ameliyat ipliklerimiz pazarda yer edinmeye başladı, üretimimiz hızlandı; işte o zaman hemen arkadaşlarımızı geri çağırdık ve tekrar üretime birlikte devam ettik. 55. yılımızı da hem fedakâr hem vefakâr çalışma arkadaşlarımızla birlikte kutluyoruz. Kritik dönemler her zaman olabilir, olacaktır da. Önemli olan bu süreçlerin üstesinden aile olarak kenetlenerek gelebilmek. Çok şükür ki, her zaman derim biz güzel bir aileyiz, hepimiz firmamızın sahibiyiz. Ne mutlu bize, ne mutlu Doğsan ailemize!
EMEK, ÖZEN VE ADANMIŞLIK
Ameliyatların olmazsa olmazı ameliyat ipliği üretimi çok hassasiyet gerektiriyor. Bize biraz üretim altyapınızdan bahseder misiniz?
Trabzon fabrikamızda ameliyat ipliği üretimi ve kalite kontrolü için gerekli olan son teknoloji makine parkuruna sahibiz. Yolumuz uzun diyor, makine ve teknoloji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Üretim hattımızın en kritik süreçlerinden biri iplik ile iğnenin birleştirilmesi. Akla ilk olarak robotik sistemlerin bu işi yaptığı gelebilir. Elbette yüksek teknolojiden azami ölçüde faydalanıyoruz, ancak üretimimizdeki insan emeğinin rolü yadsınamaz. Cerrahi başarı için bu derece hassas bir ürünün üretiminde, işlerini büyük bir titizlikle yapan kadın çalışma arkadaşlarımız, iğne-iplik birleşimini mikroskoplar altında özenle gerçekleştiriyorlar. Her bir birleştirme işlemi, cerrahi performansı doğrudan etkileyecek kadar kritik öneme sahip.
Ürettiğimiz ürün, Tıbbi Cihaz Direktifi / Regülasyonu’na göre en yüksek risk grubunda yer alıyor. ISO 13485 kalite yönetim sistemimizi aktif şekilde yönetiyor ve uyguluyoruz. Bu süreçleri yöneten, uzun yıllarını sütur üretimine adamış nitelikli bir ekibimiz var.
Üretimden pazarlamaya, satış sonrası gözetim faaliyetlerine kadar her aşamada, işini severek ve özveriyle yapan her biri birbirinden kıymetli ekip arkadaşlarımızla sektörde fark yarattığımıza inanıyoruz. İnsan sağlığı için atılan her düğümde büyük emek, özen ve adanmışlık var. Cerrahların ellerine ulaşan her bir ürün, bu titiz süreçlerin ve kolektif emeğin bir sonucudur.
“YERLİ ÜRETİCİ OLARAK KENDİMİZİ YALNIZ HİSSEDİYORUZ”
Türkiye’nin ilk, Dünya’nın 7. Ameliyat ipliği fabrikası Doğsan cerrahi iplikte ithalat bağımlılığını kıran bir firma oldu. Yerli üretimin önemi büyük. Yerli üretimin teşviki için sizce atılması gereken en kritik adımlar neler?
Sağlık sektörü savunma sanayii kadar stratejik bir sektör. Bunu pandemi döneminde bizzat gördük. Bunu sitem olarak kabul edebilirsiniz, maalesef biz yerli üreticilerin hak ettiği desteği ve sevgiyi görmediğini düşünüyoruz. Yabancı menşeli ürünlerin pazara kolayca girebilmesi, yerli üretimin gelişimini zorlaştırıyor. Küresel rekabet ortamında, ülkemizde üretilmeyen ürünlerin ithal edilmesi elbette gerekli. Ancak yerli üretimi olan ürünlerde, mevcut üreticilerin büyümesini destekleyecek politikaların uygulanması gerektiğine inanıyoruz.
Şunu açıkça söyleyelim; yerli üreticiler için şartlar hiç kolay değil. Yerli ürünlere alım garantisi verilmesi, yerli malına tanınan fiyat avantajının artırılması, devlet teşviklerinin miktar olarak yükseltilmesi ve en önemlisi bu desteklerin “iş bitince” değil, proje başlarken ödenmesi oldukça önem taşıyor. Bunlar olmadan rekabet etmek gerçekten zorlu bir mücadeleye dönüşüyor.
Kalite konusunda önemli bir şeyin altını çizmek isterim; İthal ürünlerin tamamının kaliteli olduğu varsayımı doğru değildir. DMO’nun Sağlık Market uygulamasıyla temin edilen, özellikle Uzak Doğu, Hindistan menşeli bazı ürünlerde yaşanan kalite sorunları, hasta sağlığını riske atıyor ve uzun vadede devletimize ek maliyetler getiriyor.
“En ekonomik teklif” prensibi, maalesef “en ucuz ürün” anlayışına dönüşüyor. Bu durum komplikasyonları artırıyor, anestezi ve hastane yatış sürelerini uzatıyor, hem vatandaşlarımızın sağlığını tehdit ediyor hem de kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına neden oluyor.
Yerli üretimin teşviki için en kritik adım, kalite odaklı ve yerli üreticiyi koruyan bir satın alma politikası oluşturulması diyebiliriz. Sağlık ürünlerinde kendi kendine yeterliliğin, ülkemiz için stratejik bir hedef olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz Doğsan olarak, bu hedefe ulaşmak için üzerimize düşeni yapmaya ve yerli üretimin gücünü ortaya koymaya devam edeceğiz.

“2.500’DEN FAZLA REFERANS KODUNDA ÜRETİM YAPABİLİYORUZ”
Bu kadar farklı cerrahi ihtiyaca nasıl cevap veriyorsunuz? Ürün geliştirme faaliyetlerinizden ve ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz?
Bizim temel işimiz ameliyat ipliği ve en sevdiğimiz de ürün geliştirmek, cerrahın ve cerrahinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek yenilikçi ürünler üretmek. Ürün gamımızda her cerrahi branşa yönelik ameliyat ipliği ve iğnesi var. 2.500’den fazla referans koduyla emilebilir ve emilmeyen sütur, düğümsüz yara kapama cihazları, geçici pace telleri ve kanama durdurucular üretiyoruz. Son senelerde farklı branşlardan cerrahlarla iş birliği içinde geliştirdiğimiz bazı özel ürünlerimiz:
Yüz germe operasyonlarına özel S-net emilmeyen sütur ve çift açılı iğneli emilebilir sütur: PTFE greft ve damar anastomozları, ve korda tamiri için PTFE sütur, ortopedik ve sinir cerrahisi için çift iğneli tendon süturları, proktoloji için emilebilir sütur, pediatrik kalp damar cerrahisi için PTFE pledgetli polipropilen sütur, damar cerrahisi için kanama kontrolu sağlayan Slimfit polipropilen süturlar, kulak rekonstrüksiyonu için Microtia sütur, obezite cerrahisi ve karın germe ameliyatları için emilebilir düğümsüz yara kapama cihazları. Cerrahinin her alanına özel çözümler üretmeye ve Türkiye’yi bu alanda Dünya’da söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.
“BİZİM İÇİN HER CERRAHİ BRANŞ AYRI ÖNEM TAŞIYOR”
Cerrahi derneklerle olan eğitim faaliyetlerinizden biraz bahseder misiniz? Kongre katılımlarınızda en çok ne ön plana çıkıyor?
Her cerrahi branş bizim için çok kıymetli. Cerrahi derneklerimizle olan eğitim işbirliklerimiz de ayrı önem taşıyor. Sosyal medyadan takip edenlerin bileceği gibi derneklerle birlikte yoğun kurslar düzenliyoruz. Geçen ay Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Kongresi’nde geniş katılımlı, oldukça profesyonel bir kurs gerçekleştirdik. Katılımcılar 4 gün boyunca uzman eğitmenler eşliğinde bağırsak anastomozunu bizzat uygulama fırsatı buldular.
Bu tür eğitim faaliyetlerinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Gücümüz yettiğince ve dernekler istediği sürece bilimsel faaliyetlerin içinde olmaya devam etmek istiyoruz. Eğitimlerimiz sadece kongrelerle sınırlı değil, tüm yıl boyunca çeşitli kurslar düzenliyoruz. Vasküler cerrahide damar anastomoz, laparoskopik üroloji (böbrek ve prostat), kadın doğumda epizyotomi, mikrocerrahi, kalp damar cerrahisinde kalp kapağı onarımı, proktolojide dikiş atma, temel sütur eğitimi gibi birçok alanda eğitimler veriyoruz. Ayrıca diş hekimlerine ve veteriner hekimlerine yönelik özel dikiş eğitimleri ile laparoskopide dikiş atma kursları da düzenliyoruz.
Rekonstrüktif Mikrocerrahi Derneği’nin Temel Mikrocerrahi hands-on kurslarına 15 yıldır sponsorluk yapıyoruz. 2010 yılından bu yana da Türk Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin düzenlediği Uzman Araştırma Yarışması’nda Klinik ve Deneysel kategorilerinde Doğsan Bilim Ödülü’nü veriyoruz.
Son iki yıldır hem hastalara hem de uzmanlara yönelik iki YouTube programı hazırlıyoruz. “Çağan Karal ile 15 Dakika” ve “Doğsan Dikiş Okulu” programlarımızda, alanında uzman cerrahlarımızla hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerini detaylıca ele alıyoruz. Çok kıymetli bir arşiv oluşuyor. Ekim’den itibaren yayında olacak yeni bölümlerimizi kaçırmamanızı öneririz. Vizyonumuz ve temel amacımız yalnızca ürün satmakla sınırlı değil; aynı zamanda içinde bulunduğumuz ekosisteme aktif olarak katkıda bulunmayı da kapsıyor.