TriaTech’in yeni STOCKART Üretim Tesisinin tasarım süreci, yalnızca bir bina inşa etmek değil; aynı zamanda şirketin değerlerini, üretim gücünü ve insan odaklı yaklaşımını yansıtan bir yaşam alanı yaratma yolculuğuydu. Bu önemli sürecin mimari tasarımını üstlenen mimarlar Yağız Ertükel ve Oya Arsay, proje sürecini, karşılaştıkları zorlukları ve ortaya çıkan eseri bizimle paylaştı.
Tasarımınızda şirketin kurumsal kimliğiyle nasıl bir uyum yakalamayı hedeflediniz?
Oya Arsay: TriaTech ve STOCKART’ın net ve doygun bir kurumsal kimliği var. Bu karakteri incelediğimde, yalın ve kaliteli bir görüntü sunmayı tercih ettiklerini gördüm. Bu doğrultuda, tasarım sürecimde onların çizgisine nasıl katkı sağlayabileceğimi, nerede ve ne ölçüde müdahalede bulunmam gerektiğini dikkatle değerlendirdim. Sonuç olarak, yolumu sade, net, yalın ve masif bir duruşla kaliteyi ön plana çıkaracak şekilde belirledim.
Kurumsal kimliğin sadece görünür olmasını değil, aynı zamanda mekâna entegre olduğunu hissettirecek bir tasarım yapmaya özen gösterdim. Renklerden malzeme seçimine, ışık kullanımından detaylara kadar her unsurda markanın kimliğini destekleyen bir bütünlük yaratmayı amaçladım. Markanın değerleri, kültürü ve hedef kitlesiyle kurmak istediği bağı dikkate alarak, sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda markanın iç sesi gibi olması gereken bir tasarım ortaya koymaya önem verdim.

Sosyal alanlar ile üretim alanları arasında nasıl bir denge kurmayı hedeflediniz?
Yağız Ertükel: Sosyal alanları konumlandırırken, çalışma alanlarına kolay erişilebilir olmasına özen gösterirken; aynı zamanda üretim süreçlerinden kaynaklanan gürültü ve tozun bu alanlara yansımaması için kısa mesafeli, kontrollü geçiş koridorları tasarladık.
Sosyal alanlar ve üretim alanları tasarımında hangi hedefleri önceliklendirdiniz?
Oya Arsay: Öncelikle tasarımın TriaTech ile STOCKART’ı yansıtmasını ve kurumsal çizgilerinde kalmasını hedefledim. Her kurumun kendine özgü bir tarzı ve karakteri vardır; benim önceliğim, kendi tarzımdan önce markanın tarzını doğru şekilde yansıtabilmekti. Bu doğrultuda, logoyu ve mevcut üretim tesisindeki seçimleri inceledim. Net ve kararlı bir duruş var; bu yalınlık, gereksiz eklemelerle kolayca zayıflayabilirdi. Bu nedenle, sade ve net şıklığı masif malzemelerle, temel renkler kullanarak, asil ve güçlü bir duruşla ifade ettim.
Sosyal alanlarda çalışanların özenle planlanmış, samimi ve açık bir ortamda zaman geçirmelerini sağlamak; işverenin profesyonel duruşunu her noktada hissettirmek önemliydi. Bu alanlarda, insan ilişkilerini destekleyen sıcak ve samimi detaylara yer verdim; bu süreçte işverenin istekleri ve yönlendirmeleri belirleyici oldu. Üretim alanlarında ise, verimliliği artıran, gözü yormayan fakat özenle tasarlanmış çözümler önceliğim oldu.

Üretim alanlarının tasarımında hem çalışan konforunu hem de operasyonel verimliliği nasıl göz önünde bulundurdunuz?
Oya Arsay: Üretim alanlarını tasarlarken akıllı ve bütüncül bir kurgu oluşturmak temel önceliğim oldu. Mekânın yerleşiminden aydınlatmaya, malzeme seçiminden hava akışına kadar her detayı, hem iş akışına uygun hem de kullanıcı dostu olacak şekilde planladım. Yanlış aydınlatma çalışanı yorar, düzensiz hava akışı ise motivasyonu düşürür; bu nedenle çalışma sürekliliğini koruyacak ve yorgunluğu artırmayacak çözümler üzerinde titizlikle çalıştım. Doğru ışık rengi, ergonomik geçişler ve ses dengesi gibi unsurların, hem üretkenliği artırması hem de çalışan motivasyonunu desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Bu yaklaşım doğrultusunda, üretim alanını yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda insan merkezli bir ortam olarak tasarladım.
Yeni üretim tesisinde sürdürülebilirlik adına hangi mimari kararları aldınız?
Yağız Ertükel: Malzeme seçiminde, doğal kaynakları tüketmeden üretilmiş ve doğada çözünebilen çevre dostu ürünleri tercih ettik. Ayrıca, enerji verimliliği yüksek aydınlatma ve iklimlendirme sistemleri kullanarak sürdürülebilirliği her aşamada ön planda tuttuk.
Üretim faaliyetlerinin kesintisiz devam ettiği bir şirketin yeni tesisine geçiş sürecinde ve eski yerin boşaltılması aşamasında karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Bu süreci nasıl başarıyla yönettiniz?
Yağız Ertükel: Yeni tesisin, üretim ve ofis alanlarının altyapısını önceden tamamlayarak, taşınma operasyonunu bir hafta sonu boyunca kesintisiz şekilde, gündüzlü-geceli bir çalışma planıyla gerçekleştirdik. Herhangi bir üretim kesintisi yaşanmadan yeni binada faaliyetlere devam edebildik. Zorlu bir süreçti; ancak TriaTech yönetimiyle birlikte yapılan detaylı planlamayı eksiksiz uygulayarak bu süreci sorunsuz bir şekilde tamamlamayı başardık.
Bu projeyi tek kelimeyle özetlemeniz gerekse, hangi kelimeyi seçerdiniz ve neden?
Yağız Ertükel: Sürdürülebilirlik. Çünkü hız, kalite ve maliyet dengesini gözetirken, projenin sürdürülebilir olmasını ön planda tutarak hedeflenen kalite standartlarında, planlanandan daha kısa sürede ve optimum bütçeyle tamamladık.
Oya Arsay: Denge. TriaTech ve STOCKART’ın tarzı zaten kendi içinde dengeli bir yapıya sahip. Bu projede de estetik ile işlevsellik, çalışan konforu ile operasyonel ihtiyaçlar, kurumsal kimlik ile insan dokunuşu arasında gerçek bir denge kurulması hedeflendi. Bu nedenle proje, hem planlı hem de ruhu olan bir denge haliyle başarıyla tamamlandı.
Yönetim Kurulu Üyesi ve Teknoloji Direktörü Hakan Seber Aya’dan Bakış

“STOCKART yolculuğumuz 2015 yılında, İzmir Sarnıç’taki kompakt ama etkili bir üretim alanında başladı. Kısa süre içinde üretim alanımızı iki katına çıkardık ve 2018’de Ar-Ge Merkezi olarak tescillendik.
Bu süreçte pazarımızı, müşteri ağımızı ve proje sayımızı her yıl istikrarlı bir şekilde büyütürken, ürün portföyümüze yeni çözümler eklemeye devam ettik. İlk yıllarda mevcut tesisimizde üretim kapasitemizi sınırlarımızı zorlayarak birim bazında yaklaşık iki katına çıkarmayı başardık. Ancak artan talep ve yeni pazarlarla birlikte, bu kapasiteyi sürdürülebilir şekilde büyütmek kaçınılmaz hale geldi.
Bu hedefle hayata geçirdiğimiz yeni üretim tesisimiz, mevcut kapasitemizi ilk aşamada yaklaşık beş katına, rezerv alanlarımızın devreye alınmasıyla ise on katına kadar çıkarabilecek potansiyele sahip. Üretim süreçlerimizi ‘Yalın Üretim’ prensipleriyle yeniden tasarlayarak, hem esnek hem de verimli bir yapı kurduk. Bu yeni tesisle birlikte üretim gücümüzü en kısa sürede maksimum kapasiteye ulaştıracağımıza ve büyüme yolculuğumuzu hız kesmeden sürdüreceğimize inancım tamdır.”
TriaTech Yönetim Kurulu Başkanı Bahar Sunman’dan Sürece Dair Mesaj

“STOCKART sistemlerinin üretildiği TriaTech’in bu yeni üretim tesisi, yalnızca fiziksel bir taşınmadan ibaret değil; aynı zamanda daha verimli, daha sürdürülebilir ve daha güçlü bir üretim düzenine geçişimizin en somut adımlarından biri. Üretim süreçlerinin kesintisiz devam etmesi bizim için her zaman öncelikliydi ve bu süreci büyük bir titizlikle planladık. Yeni tesisimizin her detayında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza, tedarikçilerimize, iş ortaklarımıza, distribütörlerimize ve tüm paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Bu başarıda büyük pay sahibi olan mimarlarımız Yağız Ertükel ve Oya Arsay’a da ayrıca minnettarım. TriaTech olarak ‘Birlikte Büyüyoruz’ ve bu yolculuğu birlikte daha da ileriye taşıyacağımıza yürekten inanıyorum.”


