AYLİN ALTUNTAŞ
AA Executive Consulting Kurucusu
info@aaexecutiveconsulting.com
‘Yoksa dile kolaydır her şey. Doğruyu söylemek kolay, yapması zordur. Özlü sözleri bir araya getirmek kolay, manalarını idrak etmek zordur. Yaşıyorum demek kolay, yaşamak zordur. Seviyorum, yürüyorum, haklıyım, güçlüyüm demek kolay; gerçekten sevmek, yürümek, haklı ve güçlü olmak zordur. Akla gelen şeylerin dudaklardan dökülmesi kolaydır; ancak, ağızdan çıkanları icra etmek, işte bu zordur.’ Kaderini Sev, Neitzsche.
Kaderime yapay zeka çıktı. Sevebilir miyim?
Dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu, odaklanma sorunları derken sosyal medya ve yapay zekanın hayatımızı kolaylaştırmadaki rolü için ödediğimiz bedele yaratıcılığa ket vurma sorunu eklendi. Yeni nesil çalışanlar yapay zekayı e-posta yazmak, bütçe yapmak ve hatta ne giyecekleri, ne yiyeceklerine karar vermek için kullanıyor. İş ve özel hayatında karar verme sorunu çeken kişilerin yapay zekadan yardım almaları her geçen gün artıyor. Sorun şu ki, yapay zekaya bağımlı olan gençlerde, başarı hissi azalıyor. Çünkü esasında günlük hayatta karar verme sürecinde yaşanan zorlukların üstesinden gelmek, insanın zihinsel gelişimde önemli bir rol oynuyor. Başarma hissiyle tetiklenen dopamin ve seratonin hormonları çalışmadığında ise, kişilerde boşluk hissi oluşuyor ve uzun vadede bireylerin kendine güveni azalıp, kişisel mutluluğu etkileniyor. Yapay zeka şirketleri insanların duygusal ihtiyaçlarını tespit edip, kullanmada ustalar. Sosyal medyadaki ‘like’ butonuna ilaveten, günlük sorulara çözümler sunan uygulamaların soru ve cevapları aşırı övgü ve yersiz tebriklerle bitirmeleri ‘yapay başarı hissi’ uyandırıyor ve gençleri o uygulamayı kullanmaya bağımlı hale getiriyor.
Kısır döngü şu: Yapay zeka uygulamalarında kullanılan içerikler, insan beyninin yaratıcılıkla ürettiği bilgilerin derlenip, ustaca sunulması ile oluşmakta. Yaratıcılığı ve üretkenliği gün gün bitiren yapay zekanın ileri tarihte insan beynini sıfırlayıp, dünyayı bir makina çöplüğüne çevirmesi uzak bir ihtimal değil…
Derken Start-up (Girişim Şirketi: Bir Pazar ihtiyacını giderme amacı taşıyan yenilikçi bir ürün, süreç ve servis sunan, genel olarak yeni kurulmuş ve hızlı büyüme gösteren bir müessese) Başarı Oranları İstatistiği Raporunu Okudum: Son bilgilere göre, start-up’ların %90’ı başarısız oluyor. Son 5 yıldaki bu eğilimin, 2025 ve sonrası için de farklı olacağı umulmuyor.
Start-Up Başarı İstatistiği
- İlk yılda başarısızlık oranı %10
- İlk iki yılda başarısızlık oranı %20
- İlk beş yılda başarısızlık oranı %45
- İlk on yılda başarısızlık oranı %65
- İlk 15 yılda başarısızlık oranı %75
Teknoloji yatırımlarında, ilk 3 yılda start-up başarısızlık oranı %85.
Belki de yapay zekanın dünyayı ele geçirmesi konusundaki kaygım çok da anlamlı değil.
Dünyanın gidişatı hakkındaki naçizane sorgulamam henüz sonuca ulaşmazken,
beynime kontr-atak Dr. Amen’den geldi. Diyor ki ‘şanslıyım’ demek beyin kimyalarında değişikliğe yol açıyor ve olumsuz önyargılardan kurtulmaya yardımcı oluyor. Ayağı fazlaca yere basanlar için önerim bir de böyle denemeleri…
Referanslar:
1.’Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu’, Neitzsche, Taner Şanlıoğlu, Destek Yayınları.
2.Parmy Olson, Bloomberg Opinion.
3.Startup Failure Rate Statistics, 2025 by Josh Howarth, explodingtopics.com