İlk baskısı Aralık 2024’de Elma Yayınevi’nden çıkan Mustafa Üzümcü’nün “Zor İşlerin Adamı” adlı kitabında gerçek bir başarı hikâyesi anlatılıyor.
Nisan 2025’de vefatından yaklaşık 4 ay önce kitabı yayınlanan merhum Mustafa Üzümcü, otobiyografisini yazdığı kitabında hayatının en başından itibaren yaşadığı başarı, başarısızlık ve tüm zorlukları akıcı bir üslupla anlatmış. Üzümcü, hayatını ele aldığı kitabında bir hayalden gerçeğe dönüşen sıra dışı yolculuğunu ele almış.
Merhum Mustafa Üzümcü’nün “Zor İşlerin Adamı” isimli kitabını Tıbbi Cihaz Yönetişim Zirvesi’nde firmanın İş Geliştirme Yöneticisi Ahmet Canbolat hediye etti bana. İstanbul’a döner dönmez bir çırpıda okudum kitabı. Okuduktan sonra, gençlerin örnek alacakları bir şahsiyet olan Mustafa Üzümcü’nün kitabı hakkında bir şeyler yazmak istedim.
***
Fertekli Mustafa’nın hayalleri
Mustafa Üzümcü kitabında, Fertekli bir çocuğun küçük dünyasına ait büyük hayalleri, bu hayalleri gerçekleştirmek için verdiği mücadeleyi, sonunda geldiği noktayı yazmaktaki en büyük amacının günümüz gençlerine, genç iş insanlarına bir ışık tutabilmek olduğunu ifade ediyor.
1969 yılında küçük bir atölyede çıktığı bu yolculukta öncelikle ailesi, dostları, müşterileri ve çalışanları sayesinde giderek büyüdüğünü, çoğaldığını anlatmış Mustafa Üzümcü kitabında. İlk günkü heyecanını hiç kaybetmeden, ürettikleri ile sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada insan sağlığına katkı sağlama hedefinden ayrılmayan Mustafa Üzümcü, 55 yıl süresince değişimin hep bir adım önünde olmak ilkesiyle çalışmış. Hayatı boyunca istediği tüm cihazları üreten Mustafa Üzümcü’nün üretmek isteyip de üretemediği tek cihaz Narkoz cihazı. Onun üretimini de çocukları ve torunları yapar inşallah. Mustafa Üzümcü kitabında 2025 yılında hayata geçecek olan 3. Fabrikanın da müjdesini veriyor.
***
Küçük çocuğun hayalleri gerçekleşti
Mustafa Üzümcü kitabında şöyle diyor:
Allah beni hep iyi insanlarla karşılaştırdı, benim istediklerimden çok daha fazlasını verdi. Fertek’te, ıslanmış çoraplarının içindeki buz kesmiş ayaklarına aldırmadan kuzuların peşinden koşturan ve Ankara’nın Kayabaşı semtinde bomboş evdeki yer yatağında geleceğinden kaygı duyarak tek başına uyumak zorunda kalan o küçük çocuğun hayallerini gerçekleştirdi. Biriktirdiğim anılar, biriktirdiğim dostlar ve hayatıma dair her şey için şükürler olsun diyorum.
Umarım benim yaşadıklarım, iş hayatımdaki mücadelem ve bu mücadelenin sonunda geldiğim nokta, benim gibi yokluktan başlayan ve başarıya kavuşmak isteyen gençlere, yeni iş hayatına atılan, atılmayı düşünen geleceğin iş insanlarına bir örnek olur, umut verir. Hiç aklınızdan çıkarmayın; siz iyiyseniz yaptığınız iş de iyi olur, siz işinizi severseniz işiniz de sizi sever.

Çocuklarına nasihat…
4 çocuk ve toplam 12 torunum ve hayat arkadaşım Melek Hanım’la birlikte koskoca bir aile olduk.
Çocuklarım çalışma hayatına atıldıktan sonra onlara verdiğim en önemli nasihat; her zaman doğru, namuslu ve şerefli olmalarıydı.
Yapılan için çok kaliteli olmasını, “Böyle gidiversin, böyle oluversin” demeyi asla yapmamalarını,
Fahiş fiyatla satış yapılmasına asla razı olmadığımı,
Herkesin hakkını almasını ama asla hakkından fazlasını olmamasını öğütledim hep.
Küçük bir atölyeden 30 bin metrekarelik fabrikaya…
Küçük bir atölyeden çıktığı yolculuğunda bugün Üzümcü Tıbbi Cihaz ve Medikal Gaz Sist. San. ve Tic. A.Ş. ismiyle 50 yılı aşkın süredir ameliyathane ekipmanları ve medikal gaz sistemleri üretiliyor. İlk günkü heyecanıyla değişimin bir adım önünde olmayı ilke edinen ve bu vizyon doğrultusunda sadece Türkiye’de değil tüm dünyada insan sağlığına katkı sağlamayı amaç edinen Üzümcü, 30 bin metrekarelik Gölbaşı’ndaki fabrikasında sağlık teknolojilerinde en son yenilikleri ve trendleri araştırarak, sektördeki en ileri çözümleri geliştirmek için çalışıyor.
***
Ailesi’nin ağzından Mustafa Üzümcü
Melek Üzümcü (Eşi)
Mustafa Bey; çalışkan gözü kara insandır, işten kaçmaz. Bütün dünyası işi ve ailesidir onun. İşine o kadar düşkündür ki bazen hafta sonları bana “Hadi seni gezmeye götüreyim” der ve beni alıp fabrikaya götürür. Tabii ben o kadar alıştım ki onun bu haline, gülerek fabrikayı gezerim. Çok da titizdir, yaptığı işi beğenmezse üşenmez gerekirse yıkar, bozar tekrar yapar. Bu yüzden ona defalarca “Sen zor işlerin adamısın, her işin zorunu seçiyorsun” demişimdir. Gerçekten de o, “Zor İşlerin Adamı”dır.
Lütfiye Eliş (Kızı)
Babam işten dönerken her zaman elinde dolu bir kese kağıdıyla gelirdi. Ya meyve ya da bazen bir kutu tatlı getirirdi. “Şekerpare kızım” diye severdi bizi. Son zamanlardaki ziyaretlerimde, “Anamın adı, ağzımın tadı kızım, hoş geldin” diyerek karşılıyordu beni. Annem kişiliğimi babama benzetir, ben de bu benzetmede haklı olduğunu düşünüyorum. Doğru, dürüst olmayı, karar verdiğim bir iş için mücadele etmeyi, vazgeçmemeyi, çok çalışmayı ve sabretmeyi ondan öğrendiğime inanıyorum.
Ayşe Beşer (Kızı)
Babam tatlı dilli, çalışkan herkes ile iyi iletişim kurabilen sıcakkanlı, dürüst, sonuç odaklı, aceleci, ağzından çıkan lafın arkasında duran bir insandır. Her başarılı erkeğin arkasında olan kişiyi de unutmamak gerekir. İsmi ile müsemma annem var tabi ki. Şanslı çocuklardık, mutlu huzurlu bir aile içinde hiç şımartılmadan sevgi ile büyüdük.
Aliye Üzümcü Türkyılmaz (Kızı)
Babamın işi gereği yoğun bir çalışma hayatı olmasına rağmen hepimizle ilgilenirdi. “En son babalar duyar” derler ya, bizim evde babamdan gizli saklı bir şey olmazdı. Bunda annemin rolü çok büyüktü. Anne, babamıza derin bir saygı duyar, dozunda korkardık. Ama her şeyimizi de onlarla paylaşırdık. Babam akşam yemeklerinde, aile toplantılarında başından geçen ilginç olayları, çocukluğundan, çalışma hayatından ibretlik, güzel anılarını paylaşırdı bizimle. Bu sayede yüzünü görmediğim, tanışma şerefine nail olamadığım çok değerli insanları tanıdım.
Murat Üzümcü (Oğlu)
Çocukluk dönemimde babamın aşırıya kaçmayan istikrarlı çalışma temposu olduğunu, ev ve işe dengeli zaman ayırdığını fark etmiştim. “Mermeri delen suyun şiddeti değil, kararlılığıdır.” Babam, sabırlı ve kararlı bir insandı. İnsan ilişkileri hem müşterilerine hem de çalışanları açısından oldukça güçlüydü. Bu kitap; babamın hayaliydi, gerçekleşmesini görmek çok özel bir duygu. Babam, dengeli iş ve özel yaşamı ile girişimci ve lider ruhu ile özel bir insan.
Taha Beşer (Torunu)
Dedem, her zaman ilişkilerini sağlam temeller üzerine kurar; insanlara saygı duyan, ahlaklı ve disiplinli bir iş insanı olarak herkesin takdirini kazanmış biridir. Diğer kuzenlerim gibi ben de dedem tarafından tatillerde dükkana götürülürdüm. Onun arkasında yürüyüp müşterilerle olan ilişkilerini izlemek, nasıl profesyonel ve samimi bir tavırla herkesi etkilediğini görmek biz çocuklar için büyüleyici bir deneyimdi. Dedem; sadece çalışmayı değil, emeğin gerçek anlamını da küçük yaşta anlamamızı sağladı. Bize her zaman helal para kazanmamızı, ürünümüzün arkasında durmamızı, hızlı değil, ayaklarımız yere basarak işleri büyütmemizi öğütledi. Yaptığı işi mükemmel bir şekilde yapmaya çalışan, disiplinli ve çok çalışkan biri olarak bize hayat boyu örnek alacağımız düsturlar bıraktı.
Mekanın cennet olsun Mustafa Amca…
