“Toplum 5.0” terimi; İnsan odaklı bir toplum vizyonunu teknolojik gelişmelerle bütünleştirerek, bireylerin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen insanlık için insanlığın yararına teknolojinin kullanılması olarak nitelendirilebilir. Teknolojik gelişmelerin sağlık sahasında kullanılması da “dijital sağlık” kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. (BM) Birleşmiş Milletler’in, 17. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi içerinde yer alan önemli hedeflerinden bir tanesi de “İyi Sağlık ve Refah” hedefidir. Bu hedef doğrultusunda toplumların refaha ve sağlığa ulaşmasında dijital sağlığın etkisinin ne olacağı ve dijital sağlık araçlarının nelerden oluşacağı önem arzetmektedir. Yapay zeka (AI) alanında yaşanılan gelişmeler, bu dönüşümde kritik bir role sahip olup, bu dijital dönüşüm ile teşhis, tedavi planlaması ve hasta takibi gibi süreçleri optimize ederek sağlık hizmetlerinin kalitesini ve verimliliğini artırmak hedeflenmektedir.
Bu hedefler doğrultusunda Sağlıkta Dijital Dönüşümün gerçekleştirilmesinde bütün alanlarda olduğu üzere sağlık alanında da etki yaratan ve dönüşüme katkı sağlayan araçlar yer almaktadır. Bu araçların en önemlilerini; elektronik sağlık kayıtları, tele sağlık, mobil sağlık uygulamaları ve giyilebilir teknolojiler, Makine Öğrenimi ve Derin Öğrenme temelli Yapay zeka uygulamaları ile tanı ve teşhiste yardımcı olan yazılım ve dijital teknolojiler, 3D teknolojileri ile üretilen ve tedavi amaçlı kullanılan sağlık gereçleri, Dijital ikiz, Drone teknolojileri, Metaverse ve tıp eğitiminde kullanım alanları, Nesnelerin interneti gibi sağlık alanında da kullanılan dijital dönüşüm araçları oluşturmaktadır. Bu araçlar, hastaların sağlık durumlarını daha iyi yönetmelerine, sağlık hizmetlerine daha kolay erişmelerine ve sağlık verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarına olanak tanımaktadır.
Sağlık sektörünün dijital geleceği, teknolojinin gelişimi ile sağlık hizmetlerinin dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Dijital sağlık alanında gerçekleşen yenilikler, hasta bakımını dönüştürmekte beraber sağlık hizmetlerinin verimliliğini, erişilebilirliğini ve kalitesini de önemli ölçüde artırmaktadır. Yapay zeka, büyük veri analizi, tele-tıp ve mobil sağlık uygulamalarının sağlık hizmetlerine entegrasyonunu gibi dijital gelişmeler, bu teknolojilerin hasta sonuçları, tedavi süreçleri ve sağlık politikalarına olan etkilerini de önemli hale getirmektedir. Özellikle, yapay zekanın teşhis ve tedavi süreçlerindeki potansiyeli, büyük verinin epidemiyolojik araştırmalara katkısı ve mobil sağlık uygulamalarının hastalık yönetimini nasıl katkı sağladığı gibi hususların üzerinde durulmaktadır. Bunun yanı sıra, teknolojik ilerlemelerin sağlık hizmetlerindeki çalışanlar üzerindeki etkileri, iş yükü ve meslek içi eğitim ihtiyaçları açısından değerlendirilmesi de bütünlüğün bozulmaması açısından önemlidir. Dijital sağlık çözümlerinin hasta mahremiyeti ve veri güvenliği üzerindeki etkileri, etik ve yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilerek geliştirilen her çözümün etik temeller üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.
Toplum 5.0 ve Sağlığın Geleceği İlişkisi:
Toplumların değişimi ve dönüşümü son zamanlarda en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. Bunun sebebi, “dördüncü sanayi devrimi, pandemi, iklimsel değişiklik, çevresel problemler ile sürdürülebilirlik vb.” kavramların yaşamımızda oluşturduğu etkilerden kaynaklanmaktadır. Bilhassa dördüncü sanayi devriminin endüstride ve imalatta sağladığı potansiyel yararlar işletmelerle toplumların dönüşümünü mecburi hale getirmiştir. Ayrıca, dördüncü sanayi devrimi, sanayiyle üretim alanında verimliliğe odaklanır iken, “iklimsel değişiklikler, hastalıklar ya da ekolojik denge vb.” hususlarda yetersiz kaldığı aşikardır. Bu eksiklik “Toplum 5.0” ya da “Endüstri 5.0” vizyonu ile tamamlanmak istenmektedir. Toplum 5.0, Endüstri 4.0’la oluşan bilgi toplumlarından, daha sürdürülebilir bir yaklaşım olan “Süper Akıllı Toplumlar” a geçişini ortaya koymaya çalışan bir akımı temsil etmektedir.
Toplum 5.0 ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri:
Eylül 2015’te BM Kurulu, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle beraber “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi”ni de kabul etmiştir. İktisadi kalkınmayla sosyal problemlere çözümler getirmek isteyen, sürdürülebilir bir dünyaya doğru; tüm devletlerin bir arada çalıştığı geniş çerçeveli bir sistem oluşturmanın güç bir süreç olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Toplum 5.0, Japonya’nın büyüme stratejisidir ve hedefleri sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile aynı olduğundan Japonya’yla sınırlı değildir. Yaşlanan bir nüfus, doğum oranındaki düşüş, nüfustaki azalma ve yaşlanan altyapı vb. gibi durumlar sadece ülke olarak Japonya’nın karşı karşıya kaldığı güçlüklerle sınırlı değildir. Öteki birçok gelişmiş ve gelişmekte olan devletin de nihayetinde karşı karşıya kalacağı güçlüklerdir. Japonya söz konusu güçlükler ile karşılaşan ilk ülkelerdendir. Bu güçlüklerin Toplum 5.0 vasıtasıyla çözümlenmesi ve bu çözümlerin dünya ile paylaşılıp, dünya çapında benzer güçlüklerin çözümlenmesi ile hedeflerin başarılmasına katkı sunacağı için önemlidir.
Süper Akıllı Toplumlar:
Süper akıllı toplumlar “Japonya 5. Bilim ve Teknoloji Temel Planı”nda (2016), bunlara gereksinim hisseden bireylere gereken ürünlerle hizmetleri gerektiğinde “Çalış Duman / Toplum 5.0: İnsan Odaklı Dijital Dönüşüm 323” ve doğru miktarlarda sunan, çok farklı toplumsal gereksinimlere tam olarak yanıt verebilen, herkesin kolay bir biçimde nitelikli hizmetler alabileceği “yaş, cinsiyet, bölge ve dil” farklılıklarının üstesinden gelebileceği ve kuvvetli ve rahat bir biçimde yaşamını sürdürebileceği bir toplum şeklinde tanımlanmıştır. Bu belgede T5.0’ın en nihai amacında süper akıllı toplumlar olduğu ifade edilmiştir. Süper akıllı toplumların tarihi oluşumu Şekil 1’de aşağıda yer almaktadır.

Şekil 1. Tarihsel Süreçte Süper Akıllı Toplumlara Geçiş
Yapay zekayla robot teknolojilerinin günü gelince tamamıyla bireylerin yerini alabileceği korkusuna karşın, Toplum 5.0, bunun aksine, insan merkezli olan bir yaklaşımdır. Teknolojiyle inovasyonların toplumda oluşturduğu problemleri çözümlemeyi hedeflemektedir. İnsan merkezli bir dönüşüm olan süper akıllı toplumların ayırt edici temel özellikleri; bireylerin gereksinim hissettiği ürünlerle hizmetlere istediklerinde ve kaliteli olarak erişebildiği, yüksek kamu hizmetleri ve özel hizmetler alabilen, kültürel ve demografik farklılıklara karşın tüm insanların eşit biçimde olanaklara sahip olduğu, hayat kalitesiyle refahının fazla olduğu toplumlardır. Söz konusu toplumlarda “akıllı şehir, akıllı üretim, akıllı sağlık, akıllı eğitim, akıllı tedarik zinciri akıllı kamusal hizmetler, akıllı çevre ve afet yönetimi, akıllı enerji yönetimi vb.” uygulamalar vardır. Süper akıllı toplumlarda bireysel ve toplumsal sermaye, akıllı toplumdaki gelişmelerin merkezinde yer almaktadır ve amaç, bir arada çalışabilen ve farklı akıllı kent alt sistemleri arasında dinamik reel zamanlı etkileşimler kurabilen dijital altyapıyla bilgilere dayalı bir ekonomiyi tasarlamaktır.
Toplum 5.0’dan Temel Beklentiler:
Bireyler, Toplum 5.0 inisiyatifindeki gelişmiş kabiliyetlere ulaşıp da tanıdıklarında önceki toplum yapılarıyla üstesinden gelinemeyecek farklı kısıtlılıklardan kurtulacaktır ve değişik hayat tarzlarıyla topluma katkıda bulunma fırsatlarına ve özgürlüklerine sahip olacaklardır. Bu çerçevede bu düşüncenin toplumu dönüştürür iken gerçekleştirmeyi vadettiği kitlesel geçişler aşağıdaki gibidir.
▪ Verime odaklanmaktan değer oluşturan topluma geçmek
▪ Tek tip toplumlardan bireysel kabiliyetlerden yararlanmaya geçmek
▪ Sosyal eşitsizliklerden fırsatlar toplumuna geçmek
▪ Endişeden sosyal huzura geçmek
▪ Ekolojik kısıtlamalardan doğayla uyum içerisinde bir topluma geçmek
Toplum 5.0’ın en kritik vaatleri şeklinde de isimlendirilebilecek geçişler tavsiye edilen radikal sosyal dönüşümde süratli ilerlemeyi sağlayacaktır. Bu vaatler, “Değer yaratma, çeşitlilik, ademi merkeziyetçilik, esneklik, sürdürülebilirlik ve çevresel uyum, yaşamın ve doğanın niteliklerini somutlaştıran olgular” şeklinde verilebilir.
Dünya nüfusu hızla artmakta ve bununla birlikte nüfusun yaşlanması, kronik hastalık prevalansını da tetiklemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri çerçevesinde, ülkemizde 65 yaş üzeri nüfusun 2030 senesinde %12,9’a, 2060 senesinde %22,6’ya yükseleceği ve 2080 senesinde ülke nüfusunun dörtte birine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Beklenen yaşam süresi zamanla yükseldiği için kronik hastalıklar, yaşlanmaya bağlı Alzheimer ve Demans gibi rahatsızlıklar da artmaktadır. Evde yalnız başına yaşayan yaşlı birey sayısı da artmaktadır. Dijitalleşmeyle birlikte yaşlı bakımında giyilebilir teknolojilerin ve robotların kullanılması hasta bakımı verenlerin yükünü azaltmaktadır. Sağlık alanında düzenlenen mobil uygulamalar ve inşa edilen akıllı evler, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini arttırmaktadır. Yaşlı bakımında kullanılan robotlar fiziksel hareketleri sürdürmeye yardımcı ya da psikolojik olarak destek amaçlı kullanılabilmektedir. Robotlar insanların uzun süre bağımsız yaşamalarına yardımcı olabilir ve ayrıca hastanede yatma, bakım evlerinde yaşama ihtiyacını ve maliyeti de azaltma potansiyeline sahiptir.
Nüfusun yaşlanmasıyla birlikte yüksek hızda artış gösteren kronik hastalıklarla mücadele etmenin yolu hastaları bulundukları ortamda kontrol altına alıp hayat kalitesini arttırmaktadır ve iş gücü kaybını azaltmaktır. Teknolojik evde bakım destekli tıbbi ekipmanlarla bu hizmetlerin sağlanabilir olması kronik hastalıklar yönetiminde önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Sağlıklı ve genç nüfus açısından durum değerlendirmesi yapıldığında ise, iyilik halini sürdürebilmek ve sağlıklarını korumak, için özel olarak geliştirilen bilişimle iletişim araçlarını ileride sıkça kullanacaklardır. Hastalıklarla ilgili “kolay kullanılır, taşınabilir tıbbi cihazlar, hastaların tıbbi verilerini” nerede oldukları önemli olmaksızın ölçmelerini ve tek tuşa basıp internet aracılığıyla doktorlara yollamalarına yardımcı olacaktır.
Tele-Sağlık ve Giyilebilir Sağlık Teknolojileri:
Tele-sağlık kavramının anlamı sağlıkla ilgili faaliyetlerin ve datanın elektronik ortamda tele iletişim ile yayılmasıdır. Teknolojiyle paralel olarak ilerlemektedir. 2010’lu yıllardan itibaren “kalp ritmi, uyku kol bantları, dijital tansiyon cihazları, ateş ölçer vb.” cihazların teknoloji ile entegre bir şekilde çalışmasının sağlanması ile tele sağlık daha kullanılabilir bir hale gelmeye başlamış ve günümüzde çok daha geniş uygulamalarla karşımıza çıkmaktadır. Tele sağlığın en büyük artısı hasta ve hekimleri mesafeden bağımsız olarak dijital platformda buluşturmasıdır. COVID-19 salgınında bu tip teknolojilerin önemi daha da belirginleşmiş ve bu alan yönelik yatırımların artmaya başlamasını sağlamıştır.
Sanal sağlık hizmetinin standart bir hizmet haline gelebilmesi için hangi klinik hizmetlerin sanal olarak sunulacağı, bu alanların ihtiyaçlarının nasıl bir teknoloji ile karşılanacağı gibi soruların cevabının netleşmesi gerekmektedir. Sanal-visit, E-visit, E-konsültasyon gibi tele sağlık hizmeti modellemelerinin giyilebilir sağlık teknolojileri ile bütünleştirilmesi ile birlikte sunulan sağlık hizmetinin kapsamı genişlemekte ve tedaviye yönelik tüm önşartların oluşması daha da kolaylaştırılmaktadır. Bugün “giyilebilir teknolojiler, hasta izleme ve iyileştirilmiş sağlık sonuçları” elde etmek üzere kullanılmıştır. Kullanıcıların “kişisel verileri, giyilebilir cihazın içine yerleştirilmiş güçlü mikroçipler ve akıllı sensörler” vasıtasıyla izlenebilmekte ve ölçülebilmektedir. “Akıllı iç kıyafetleri, bileklikler” önceden sporcularda, dağcılarda, pilotlarda işe yarar iken çağımızda hastaların izlenmesinde de kullanılmaya başlanmıştır. Giyilebilir sağlık teknolojileri, sadece sağlık okuryazarlığıyla sağlık seviyelerini iyileştirmekle kalmayarak, her geçen gün ülkelerin büyük bir sorunu haline gelmeye başlayan sağlık hizmetleri maliyetlerini düşürmek üzere de önemli bir potansiyeli vardır. Giyilebilir araçlar, bir hastanın kan basıncından oksijen satürasyonuna dek her şeyi takip edebilir ve hekimlere hastalarını uzaktan izlemeleri için benzersiz yollar sunabilmektedir.
Giyilebilir teknolojilerin, sağlığınız hakkında önemli bilgiler sağlaması için hayatınızın temel alanlarını izlediği ve toplanan verilerin bulutta güvenli bir şekilde yüklenebileceği bir gelecek düşünülmektedir. Bir muayene için doktorun ofisine girmek yerine, video üzerinden giyilebilir teknoloji sayesinde muayene edilebilirsiniz. Daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunuz durumlarda, ziyaretleriniz hastane personelinin önemli üyeleri arasında sorunsuz bir şekilde akan tıbbi kayıtlar tarafından koordine edilecek ve sizin için bir sonraki adımı hazırlayan ilgili bilgiler size gösterilecektir. Cerrahınız, daha geniş hasta popülasyonunun yanında sonuçlarınıza bakabilir veya en uygun tedavi planını belirlemek için dünyanın dört bir yanındaki uzmanlarda iletişim halinde olmanızı sağlayabilir.
Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenmesi (ML)
Sağlık hizmetlerinde, rahatsızlıkların tanılanması, tedavinin neticelerinin öngörülmesi ile karar verme proseslerinin yanında tedavi metotlarından bilhassa robotik cerrahi sahasında Yapay Zeka (YZ) uygulamalarından faydalanılmaktadır. Sağlıkla ilgili hizmetlerde söz konusu olan problemlerden “artan maliyetler, bekleme sürelerinin uzunluğu, yanlış teşhis ve tedavi uygulamaları, sağlık hizmetleri kalitesinin azalması vb.” konular bütün dünyanın daha tam olarak çözümleyemediği ve üstünde çalıştığı hususların başında gelmektedir. Bunun içindir ki, devletlerin sağlıkla ilgili politikaların özünde “düşük maliyetli, kaliteli ve ulaşılabilir” sağlık hizmetleri gelmektedir. Bu tip problemlerin üstesinden gelebilmek için YZ’nın sağlıkla ilgili hizmetler sahasında tercih edilmesi gün geçtikçe önemini arttırarak bir gereklilik durumuna gelmektedir.
Tıp, diğer alanlara göre teknolojideki gelişmeler ile desteklenmekte ve bütünleşmektedir. YZ asrımızın en kritik teknolojilerindendir. Tıbbi kararlarda mühendisliğin yapay zeka tekniklerini kullanmak suretiyle, karar verenlere kritik karar anlarında yardım edecek matematiksel yaklaşımlar teşkil etmektedir. Hasta geçmişleri, radyolojik görüntü dataları ve sağlıkla ilgili çeşitli türden verinin olağanüstü boyutlarda yapılandırılabilmesi yapay zeka için sağlık sektörünü muhteşem imkanlar ve fırsatlar taşıyan bir sektör haline getirmektedir. Hekimlerin daha doğru tanı ve teşhis koyabilmesi, hastalıkların yayılma süratini tahmin edebilecek ve tedavi proseslerini kişiselleştirebilecek olanakların çalışılması gibi imkanların ortaya çıktığı bir teknolojik inovasyondan bahsedilebilir. Yapay zeka ve makine öğrenmesi sayesinde, klinik tedavi yollarının hekimlerin kullanımına sunulması yanında halk sağlığı açısından değerlendirdiğimizde nüfusun karşılaşabileceği sağlık risklerinin tıbbi geçmiş verileri ile analiz edilerek ortaya çıkarılması ve önlem alınması bu teknolojinin en önemli artılarındandır. Makine öğrenmesi, geldiğimiz noktada verilerle tanı ve teşhislerde oldukça yararlı imkanlar sunmakta ama bütünüyle otomatize edilmiş tanı ve teşhis yöntemleri için önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmalar sağlık sektörüne ışık tutacaktır.
Yapay zeka ve robot teknolojisi oldukça önemli bir yere sahip ve sahip olmaya da devam edecektir. Her fayda, bazı riskleri ve endişeleri de beraberinde getirmektedir. İnsan aklının ulaşabildiği sentez noktasına ulaşmak, akıllı bir varlık ortaya çıkarmak şu an için mümkün gözükmese de sınırların zorlanacağı kesin. Günümüze dek yapay zeka sahasındaki gelişmeler, sonunda birçok insanın tam olarak aklından geçirdiği üzere gerçek manada bir akıllı varlık ortaya çıkarmamıştır. Fakat bu, yakında son derece akıllı daha iyi oluşumlar tasarlanmayacağı anlamına da gelmemektedir. Yapay zeka aslında tıbbın geleceğidir. Hekimlerin birebir yerini tutan bir fonksiyondan ziyade tamamlayıcı bir öge olarak çağdaş tıp ile bütünleştirmek gerektiği şeklindeki fikirler her zaman önplanda tutulmaktadır. Çünkü hekim hasta ilişkilerinin tedavi değerinin, akıllı makinelerin yerine geçemeyeceği aşikardır. Gelecek vizyonunun, bilgisayarlar ile birlikte çalışan ekipler olacağı, makinelerin bireylere yardım edecek biçimde geliştirilmesi temin edilecek ve yapay zeka teknolojisinin sağlık sahasında sağladığı bütün yararlardan en üst seviyede yararlanılmaya gayret edilecektir.
Dijitalleşme Sonucu Sağlıkta Önplana Çıkacak Meslekler:
Yapay Zekâ Uzmanı: Sağlık verilerini analiz etmek, algoritmalar geliştirmek ve yapay zekâ sistemlerini sağlık hizmetlerine entegre etmek için çalışabilirler. Yapay zekâ uzmanları, hastalık teşhisinde, tedavi planlamasında ve büyük veri analitiğinde önemli bir rol oynayabilir.
Yapay Zeka Sağlık Danışmanları: Yapay zeka teknolojilerini sağlık hizmetlerine entegre etme konusunda uzmanlaşmış bireylerdir. Bu profesyoneller, algoritmaların ve yapay zeka sistemlerinin etik ve etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak için sağlık kuruluşlarına danışmanlık yaparlar.
Epigenetik ve Genomik Danışman: Genetik bilgilerin sağlık hizmetlerine entegrasyonu konusunda uzmanlaşmış bireylerdir. Bireylerin genetik bilgilerini analiz ederek genetik hastalıklara yatkınlık, genetik test sonuçlarının yorumlanması ve hastalık risklerinin belirlenmesinde ve tedavi seçenekleri konusunda danışmanlık da önemli bir rol oynarlar.
Tele-Sağlık Uzmanı: Uzaktan sağlık hizmetleri sunma konusunda uzmanlaşmış sağlık profesyonelleridir. Hastaların uzaktan tıbbi görüşmeler yapmalarını ve uzaktan sağlık hizmetlerine erişimlerini yönetmelerini sağlayabilirler. Bu uzmanlar, telekonferans teknolojileri, uzaktan izleme cihazları ve tele-tıp sistemleri üzerinde çalışabilirler. Tele-sağlık uzmanları, video konferans, mobil uygulamalar ve diğer dijital araçlar aracılığıyla hastalara uzaktan danışmanlık ve tedavi hizmetleri sunarlar.
Sanal Hastane Yöneticisi: Hastaları tele-tıp temelli yaklaşımlarla yönetebilirler. Robotik Cerrahi Uzmanı:Robotik sistemleri kullanarak cerrahi prosedürleri gerçekleştirebilir ve hastaların daha hızlı iyileşmesini sağlarlar. Robotik cerrahi uzmanları, robot operasyon sistemlerini yönetmek, prosedürleri planlamak ve gerçekleştirmek için eğitim alabilirler.
Büyük Veri Analisti: Sağlık verilerini toplamak, analiz etmek ve çıkarılacak bilgileri raporlamak için çalışabilirler. Bu analistler, hastalık eğilimlerini belirlemek, tedavi sonuçlarını değerlendirmek ve sağlık politikalarının geliştirilmesine katkıda bulunmak için veri analizi yapabilirler. Büyük veri analitiği ve yapay zeka tekniklerini kullanarak, hastalıkların teşhis ve tedavisinde yenilikler geliştiren uzmanlardır. Sağlık veri bilimcileri, hasta verilerini analiz ederek tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunurlar.
Biyomedikal Mühendis: Tıbbi cihazlar ve ekipmanların tasarımı, geliştirilmesi ve sürdürülmesi üzerinde çalışabilirler. Gelişen teknolojilerle birlikte, yapay organlar, protezler, biyosensörler ve tıbbi görüntüleme cihazları gibi yenilikçi çözümler geliştirebilirler.
Sentetik Organ Tasarımcısı: Tıp araştırmacıları organ nakli için canlı dokular oluşturmaya çalışmaktadır. Dental implant, işitme cihazı ve protez için kullanılan 3D boyutlu baskı teknolojileri zamanla canlı doku ve taşınabilir organların tasarımında da kullanılabilir.
Dijital Terapi Geliştiricileri: Mobil uygulamalar, giyilebilir teknolojiler ve sanal gerçeklik araçları kullanarak, hastaların tedavi süreçlerini destekleyen dijital terapiler geliştiren uzmanlardır. Bu meslek grubu, kronik hastalıkların yönetiminden ruh sağlığına kadar geniş bir yelpazede hizmet vermektedir.
Robotik Cerrahi Uzmanları: Robotik sistemlerin cerrahi işlemlerde kullanımı konusunda eğitim almış cerrahlar ve teknisyenlerdir. Bu alandaki uzmanlar, robotik cerrahi sistemlerinin operasyonunu ve bakımını yönetirler ve cerrahi işlemleri daha az invaziv hale getirirler.
Sağlıkta Siber Güvenlik Uzmanları: Sağlık sektöründe artan dijitalleşme ile birlikte, hasta verilerinin korunması ve siber saldırılara karşı güvenliğin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu alandaki uzmanlar, sağlık kuruluşlarının siber güvenlik stratejilerini geliştirir ve uygularlar.
Dijital Sağlık Yöneticileri: Sağlık kuruluşlarının dijital dönüşüm süreçlerini yöneten ve dijital sağlık hizmetlerinin entegrasyonunu sağlayan yöneticilerdir. Bu rol, teknoloji ve sağlık hizmetleri arasında köprü kurmayı amaçlar.
Toplum 5.0. Bakış Açısı Dengeyi Sağlayabilecek mi?
Sağlıklı yaşam ve yaşam kalitesi konusunda bilinç ve beklenti düzeyi hızla artan insanoğlunun arayışları teknoloji ile birleşerek yeni açılımları da beraberinde getirmektedir. Sağlıkla ilgili hizmetlere erişme gereksiniminin artması ve bilimsel ilerleme, yenilik, kişilerin hayatlarını daha iyi hale getirmek üzere pek çok fırsat sunmaktadır. Söz konusu fırsatlara sahip olmanın yolu da sağlık sahasında inovatif bir perspektife sahip olmaktan geçmektedir. Tıbbi alanda inovasyon, maliyetleri azaltmak için bir mecburiyet şeklinde görülmektedir.
Sağlık kurumlarının yalnızca yeni ürünlerle hizmetler sunmakla kalmayarak yeni dijital sektörleri de şekillendirmede etkin bir rol alması gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Özellikle katı yasal düzenlemelerin bulunduğu devlet regülasyonlarının çok etkin olduğu bir sektör olan sağlık sektöründe tanımlanması gereken birçok kuralın olduğu bir gerçektir. Sağlık kurumlarının dijital hedeflerine ulaşabilmesine yönelik olarak, oyunun yeni kaidelerinin biçimlendirilmesi hususunda lider olması gerekmektedir. Sağlık hizmetini sunan kamu ve özel hastanesinden, sigorta şirketine, sağlık teknolojisi üreten sağlık endüstrisinden AR-GE teknolojisine destek sağlayacak üniversitelere kadar tüm sağlık kuruluşlarının bu değişime birlikte ayak uydurması dijital inovasyonun vazgeçilmez şartıdır. Bu saç ayaklarından biri ya da birilerinde eksikliklerin olması her zaman bir adım geri de kalınmasına ve teknolojik gelişimle daha geç tanışılmasına neden olacaktır. Her şeyden önemlisi de kural koruyucu olan otoritenin tüm süreçlerde kapsayıcı ve destekleyici rolünü esirgememesi gerekmektedir. Dikkate alınması gereken, teknolojiyi adapte eder iken altyapının doğru kurulması, gereksinim hissedilen teknolojilere yatırımda bulunulması ve teknolojiyi kullanacak çalışana kuvvetli ve devamlı eğitimlerin verilmesidir. Değişmemin alışkanlıklarımızla hayat şeklimizde farklılık istediğini unutmamak gerekir.
Bu beklenti artışı ve devrim niteliğindeki teknolojilik yenilikler Toplum 5.0 kavramını da beraberinde getirmiştir. Bir denge unsuru olabilecek olan Toplum 5.0; iktisadi kalkınmayı dengelemek, sosyal eşitlikle sosyal problemlerin çözümlenmesini temin etmek hedefinin yanında Endüstri 4.0’la beraber yaygınlık kazanan dijital dönüşümün merkezine bireyi de alması gerektiğini iddia eden bir modeldir. Yaşlanmakta olan nüfusla ilgili önlemlerin alınması, afetlerin en iyi biçimde yönetilmesi, doğanın korunması, büyük veriyle yurttaşlarn yaşamlarının kolaylaştırılması, fiziki dünyanın sanal dünyaya taşınması vb. hedefleri bulunan Toplum 5.0, günümüzde toplumların gündemine yerleşen ve incelenen konular arasındadır. Toplum 5.0 “süper akıllı toplum” şeklinde ifade edilmekte ve sağlık alanında ‘Akıllı Sağlık’ veya ‘Yeni Sağlık Takımı’ olarak adlandırılmaktadır. Sağlık 4.0 ve Toplum 5.0 birbirini tamamlayan kavramlardır. Sağlık 4.0, sağlık sektöründe dijital dönüşümü hedeflerken, Toplum 5.0 ise teknolojinin toplum düzeyinde yaşam kalitesini artırmasını amaçlamaktadır.





