- Ulusal Kan ve Kemik İliği Nakli Kongresi 4-6 Nisan tarihleri arasında Merit Cyrstal Cove Hotel KKTC’de düzenlendi. Kongreye katılan ve “KLL Tedavisinde Paradigma Değişimi ve İbrutinib” başlıklı bir konuşma yapan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan ile KLL (Kronik Lenfositer Lösemi) tedavisindeki yenilikler üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik:
KLL (Kronik Lenfositer Lösemi) nedir biraz bilgi verebilir misiniz?
Kronik Lenfositer Lösemi (KLL) vücudumuzun savunma hücreleri akyuvarların bir alt tipi olan lenfositlerden kaynaklanan kan ve kemik iliği kanseri türüdür. Lenfosit adı verilen tek bir hücre kanser hücresine dönüşüp, zamanla çoğalarak kemik iliğinde ve lenf düğümlerinde normal lenfositlerin yerini alırlar. Bu hücreler normal lenfositlerin aksine enfeksiyonla mücadele etme yeteneğini kaybetmişlerdir. En sık görülen kronik lösemi tipidir. KLL, daha çok 50 yaşın üzerindekilerde görülen ve sık rastlanan kan kanserlerindendir. Hastaların %15’i 50 yaşın altındadır. Batı ülkelerine has bir hastalık olmakla birlikte Türkiye’de 100.000’de 5 gibi bir görülme sıklığı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak nüfusun yaşlanmasıyla birlikte bu oran artıyor. Bu nedenle yaşlı nüfusu artan toplumlarda KLL görülme sıklığının artacağı öngörülmektedir. Türkiye dünyada en hızlı yaşlanan Çin’den sonra gelen bir ülke.
Hastalığın nedenleri ve risk faktörleri ile ilgili neler söylersiniz?
Kemik iliğinde bulunan tek bir hücrenin DNA’sında sonradan meydana gelen değişiklik nedeniyle lenfositler diğer hücrelere göre daha fazla çoğalır ve özellikle de daha uzun yaşarlar. Bu hücreler KLL hastalarındaki lösemi hücreleridir. Bu hücreler kemik illiğinde çoğalarak, periferik kanda ve çeşitli organlarda birikim yaparlar ve normal kan hücrelerinin üretimini bozarlar. Hastalığın neden ortaya çıktığı bilinmemektedir. KLL bulaşıcı bir hastalık olmayıp, kalıtsal geçiş göstermez. Ancak aynı ailede birden fazla KLL hastasının tanımlandığı olgu sunumları mevcuttur.
Hastalıkla ilgili belirti ve bulgular neler?
Hastalığın yüzde 40’ı başka bir sağlık sorunu nedeniyle yapılan kan sayımında ortaya çıkmaktadır. KLL’de hastanın kan sayımında beyaz kan hücre sayısı yüksek çıkmaktadır. Tekrarlayan enfeksiyon, zona denilen uçuğun vücutta çıkmasıyla görülen direncin düşmesi, boyun-koltuk altı-kasıkta çıkan lenf bezi büyümeleri, dalağın büyümesi sonucunda karın ağrısı, çabuk doyma, sol yanda ağrı ve kırmızı kan hücre seviyesinin düşmesine bağlı halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hali de hastalık açısından öne çıkan belirtilerdir.
Hastalığın tedavisi hakkında neler söylersiniz?
KLL tedavisinde son yıllarda çok ciddi gelişmeler yaşandı. 2020’ye geldiğimizde bu hastalıkta tam kür sağlayabilecek miyiz diye konuştuğumuz bir dönemdeyiz. Yıllar içerisinde KLL’li hücrelerin patofizyolojisi tanımlandı ve buna paralel olarak tedavisi de gelişti. Tedavide hedefe yönelik ajanların kullanıma girmesini tedavide çığır açan bir yenilik olduğunu söyleyebiliriz. Yeni kuşak tedavilerle kemoterapi içermeden hastalık yönetilebiliyor. Kemoterapi hücre öldürücü ilaç olarak tanımlanmakta. Eklenen yalnızca tam hedefe yönelik olmayan ama B hücrelerini hedefleyen bir antikordu. Ama hastaların bütün B hücreleri kanserli olmadığı için verilen antikor sağlıklı B hücrelerini de öldürüyordu. Şimdi yeni kuşak tedavilerle artık sağlıklı hücreler korunabiliyor. Artık yeni teknolojiyle birlikte kemoterapinin yerine geçerek bir yandan kanserli hücreleri yok eden diğer yandan ise sağlıklı hücreleri koruyan ilaç seçenekleri söz konusu. Yeni kuşak tedavilerle hiç kemoterapi içermeden hastalığın yönetilmesine imkân veriyor. Bu kanserle mücadelede önemli bir gelişme.
İbrutinib ile tedavi olan KLL hastalarının yaşamları daha mı uzuyor? Yaşam süresi üzerine etkisi nedir?
KLL hastalarında tedaviye dirençli bir hasta gurubu var. Yeni tedavi seçenekleri özellikle bu hastalar için umut verici gelişmeler ihtiva ediyor. Genetik olarak bozukluğu olan bu hastalara elimizdeki tek seçenek olan kemoterapiyi de uygulayamıyorduk, çünkü bir işe yaramıyordu. Bu hastalar, kemoterapiye direnç bile göstermiyordu. Bu hastalar, baştan itibaren hiçbir şey yapamayacağımızı bildiğimiz bir grubu oluşturuyordu. Ancak yeni jenerasyon olan İbrutinib etken maddeli ağızdan alınabilen ilaç, bu hastalar için tedavi seçeneği olmaya başladı. Tedaviye yanıt vermeyen bu hastalar, KLL içinde ilk tanıda yüzde 20 ve tekrarlayan dönemlerde ise yüzde 30’u oluşturuyor. Yapılan araştırmalar, bu ilacı kullanılarak tedaviye başlanılan hastalarda, yaşam süresinin ve kalitesinin arttığını ortaya koydu. Tedaviye ilişkin bilimsel çalışmalara 2011’de başlandı. Sonuçların bilimsel makale olarak Blood Dergisi’nde yayımlandı. Uluslararası yürütülen klinik araştırma, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İtalya ve Avusturya gibi 20’ten fazla ülkede gerçekleştirildi. Araştırma sonucuna göre, tedaviye cevap vermeyen genetik bozukluğu bulunan KLL hastalarında beklenen ortalama yaşam süresi yaklaşık 3 kat arttı. Bu tedaviyle birlikte hastalarda ortalama 9 ay olan yaşam süresi 26 aya yükseldi. Ayrıca, erken dönemde ilaca başlandığında ise bu oranların çok daha yükseldiğini görmekteyiz. Söz konusu yeni jenerasyon ilaç tedavisi diğer KLL hastaları için de önem taşımakta. KLL hastalarında tedavide tek seçenek kemoterapi ve yaşı 50’nin altında olan kişilere ise kemik iliği nakli yapılırken, şimdi hem sağlam hücreleri koruyarak tümörü yok eden hem de tedavi şansı bulunmayan hasta grubunda önemli bir sağ kalım süresi sağlayan İbrutinib etken maddeli ilaç tedavisi çok önemlidir. Doğru hastada hekimin seçmesi ile hastanın hak ettiği tedavi seçeneğinin belirlenmesiyle bu ilaçlar kullanılabilir. Hekimlerin yönlendirmesiyle hastalarımız bu tedavi seçeneğine erişebilme mutluluğunu yaşayabilir. Usta ellerde, doğru tedavi seçeneklerinin kullanılmasıyla başarı elde edilmekte. Gelecek onkoloji hastalarında umut veriyor diyebilirim…
İlaç Türkiye’de geri ödeme kapsamında mı?
İbrutinib etken maddeli ilaç artık Türkiye’de de geri ödeme kapsamında. Bu ilaç şu anda KLL tanısı alan tüm hastalar için düşünülmeli, ancak gerekli incelemeler yapılarak seçilecek hasta grubu hekim tarafından belirlenmeli. Şu anda daralmış bir hasta popülasyonunda kullanılmakta. Avrupa’da ise daha geniş bir popülasyonda kullanılmakta şu anda. Bu ilaçlar ödenen fiyata karşılık olarak hak edilenin elde edildiği tedavi seçenekleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu tedavi avantaj sağlıyor. Hastane yatağını kullanmadan tedavi oluyorsunuz. O yataktan yararlanmak isteyen hastalara da katkı sunmuş oluyorsunuz. Hastaneleri ve Kemoterapi ünitelerini daha verimli kullanmış oluyorsunuz. İlacın ülkemizde geri ödeme kapsamına alınması büyük bir kazanç. Hastaların hayatını değiştirecek bir seçeneğin ülkemize gelmiş olması önemli.
İbrutinib’in FDA tarafından KLL’de çığır açan tedavi olarak tanımlanmasının altında yatan en önemli sebep nedir sizce?
Kendi sınıfının ilki bir ilaç. En önemli sebep bugüne kadar hiç etki gösteremediğimiz KLL hasta grubunda hem yaşam süresi hem hastalıksız sağ kalım açısından eski tedavi seçeneklerinden katlarca fark gösteren bir başarı göstermiş olmasıdır. Ve bunu da sağlarken ağızdan evde alınan bir tedavi olarak karşımıza çıkmış olması.
İlaç ülkemizde ne zamandan beri kullanılmakta?
Ülkemizde ilk 2012 yılından itibaren çalışmalara dahil olduk. Hastalarımız klinik çalışma koşullarında kullandı. Ama geçen senenin sonu itibariyle tüm popülasyonunuzda seçilmiş KLL hasta gurubunda geri ödeme almıştır.
İlacı kullanan hastalarda nasıl bir gelişme gözlendi?
Uluslararası verilerle birebir aynı özellikler taşıyor. Aynı kaliteyi gösteriyor. Bu konuda geçen sene ulusal kongrede Türk İbrutinib deneyimini topladık. Ve uluslararası literatüre kazandırdık. Uluslararası literatür ile birebir aynı şekilde örtüşmeler gösteriyor. Tüm popülasyonda da uluslararası sonuçlarda elde edilen verilerle aynı başarıyı ortaya koyuyor. Yaşam kalitesini artıran bir tedavi seçeneği var artık elimizde. Hastalara tedavi döneminde ilaca erişimlerini artırmak hedefindeyiz. Bir hematoloğu güçlü kılan, bilgisini kullanıp hastaları iyileştirmek. İlacın ülkemize gelişinden hematologlar olarak çok mutluyuz. Bugün duyduğumuz başarı mutluluğu gelecekte hastalığı yok etmede başarımız olacak.