Mehmet Ali ÖZKAN yazdı
2016 yılı Türkiye için bir daha yaşanmaması gereken bir yıl olarak tarihe geçti. Türkiye iç savaşa itilmekten, işgal edilmekten milletimizin cesur davranış ve refleks göstermesiyle kurtuldu. Özellikle otuz kırk yıllık bir planla kamu kurumlarımızın tüm birimlerine sinsice yerleşmiş olan Türkiye düşmanı ülkelerin piyonları olan fetöcü vatan hainlerinin kendi halkına tankla, topla, uçakla saldırdıklarına şahit olduk.
Terör millet olarak çok canımızı yaktı. Hain terör ülkemizde ilk defa şekil değiştirerek yılbaşı gecesi Ortaköy’de bir gece kulübünde masum insanları katletti ve yaraladı. Ekonomik olarak büyümede son yıllarda ilk defa geriye gittik. Döviz kurları girdi maliyetlerini bir hayli arttırdı. İhracatımız büyük oranda azaldı. Ekonominin çarkları adeta durma noktasına geldi.
Türkiye için korkunç olumsuzlukların yoğun yaşandığı 2016 yılı sonunda tek tesellimiz Suriye’de iç savaşı bitirme konusunda Türkiye ve Rusya’nın girişimleriyle sağlanmış olan geçici barıştır. Kısaca Türkiye’yi iç savaşa itmek, işgal edilmesine zemin yaratmak isteyen bir darbe girişimi, terör olayları, ekonomik sıkıntılar top yekûn halkımızı çok yordu. Ruhen yorgun ve bıkkın halde 2017 yılına girdik. Doğal olarak ümitsiz yaşanmaz misalinden hareketle yeni yıldan büyük ümitler bekleyerek 2017 yılına girdik.
2016 yılında büyük badireleri yaşamış bir millet olarak 2017 yılından beklediklerimiz nasıl gerçekleşir? Gerçekleşme konusunda ışık var mı? Bunu yaşayarak göreceğiz. 2017 yılında beklentilerin gerçekleşmesi sadece iç dinamiklere bağlı değil. Amerika’da yapılan seçimlerin sürpriz şekilde gerçekleşmesiyle sonuçlanan başkanlık değişimi sonucunda yeni başkanın siyasi ve ekonomik olarak ortaya koyacağı politikalar çok önemli. Yeni başkanın Amerika-Rusya ilişiklilerine bakış şekli nasıl olacak? Yeni başkanın özellikle Ortadoğu politikasına bakışını görmemiz lazım.
Bu durum güney sınırlarımızdaki ülkelerde olan iç savaşlar, göç durumu, Türkiye’nin Ortadoğu politikası ve güney komşularımızla ilişkiler bakımından çok önemli. Bu gelişmeler ülkemizi terör olayları ve ekonomik gelişmeler bakımından çok yakından ilgilendirmekte. Suriye’de sağlanan geçici barışın kalıcı hale gelmesiyle Suriye’den gelen mültecilerin ülkelerine dönmesi sağlanabilir. Suriye’de iç barışın sağlanması ile oluşacak siyasi istikrar Türk ekonomisini olumlu anlamda etkiler. Suriye’nin yeniden imar edilmesinde Türk müteahhitler ilk sıralarda yer alacaktır. Başta harabe haline gelmiş olan Suriye’nin siyaseten istikralı hale gelmesi ve Irak’ta taşların yerine oturtulması ile oluşacak huzurun Türk ekonomisin iyileşmesi, ihracat rakamlarının artış göstermesi bakımından iyi bir ortam yaratacaktır. Komşularımızdaki olumsuzlukların sona ermesi her bakımdan ülkemizdeki huzurun sağlanmasında olumlu gelişmeleri berberinde getirecektir.
2017 yılında halkımızı meşgul edecek konuların başında yeni anayasa değişikliği olacak. Mecliste referanduma gidecek sayı alınabilecek mi? Referanduma giderse referandum sonucu ne olacak gibi siyasi tartışmalar ve belirsizlik ister istemez olumsuz anlamda ekonomiye yansıyacaktır. Referandum sürecinde siyasi partilerin propaganda çalışmalarına paralel olarak halkımız arasında bir kutuplaşma yaratacağı ve kamuoyunu meşgul edeceğini unutmamak lazım. Bu durum ekonominin canlanmasının önünde engel olarak öngörebildiğimiz bir süreçtir. Dileğim ülkemizin bekası için hangi sistem iyi olacaksa halkımızın nihai kararı bu şekilde tecelli etmesidir. Mevcut siyasi oluşum her kesim tarafından yıllarca dile getirilen mevcut anayasanın on iki eylül darbe anayasası olduğu, mutlaka değiştirilmesi gerektiği mutabakatı olmasına rağmen, geçen yasama döneminde dört siyasi parti tarafından oluşturulan ortak komisyonun dört yıl süreyle çalışması dahi bir sonuç vermedi.
Siyasi istikrarsızlık ortak istek dahi olsa ülke beklentilerine uygun bir ana yasayı dahi yapamadığını en iyi şekilde ortaya koymakta. Yeni anayasayı değerlendirirken siyasi istikrarsızlıklarla bu ülke yıllarca neleri kaybettiğini görebiliriz. Hiç değilse yeni anayasa ülkemizdeki siyasi istikrarın sürekli olmasına imkân tanıyacaktır. Yeni anayasa yasalaşır ve halk oylamasında evet oyu alırsa Türkiye’de Amerika da olduğu gibi iki siyasi oluşum meydana gelecek, kendini iyi hazırlayan, milletin gözüne bakarak konuşabilen, halka güven veren, çağa ve ülke geleceğine ait politikalar üretebilen siyasi parti iktidara gelecek, diğer oluşum muhalefet yapacaktır. Siyasette bölünmüşlük ortadan kalkacaktır. Ortak siyasi görüşe sahip olanlar tek partide bir araya gelecektir. Halkımız beğendiği lideri ve partisini iktidar yapacak, beğenmediği lideri ve siyasi partiyi iktidar yapamayacaktır. En iyi ve doğru kararı halkın hür iradesi verecektir.
2016 yılında millet olarak yaşadığımız olayların bir daha ülkemizde yaşanmamsını temenni ederken, yeni yılın ülkemiz, milletimiz ve dünya milletleri için barış ve huzur yılı olmasını diliyorum.