Ülkemiz 15 Temmuz’da çok şükür ki büyük bir badireyi atlattı. Milletimiz tüm dünyaya birlik ve beraberliğin nasıl olacağını, söz konusu vatan olunca canını hiçe sayan fedakâr insanlarımızın neler başaracağını göstermiş oldu. İlk defa ülkemiz her 10-15 yılda bir demokrasisine bir bıçak gibi saplanan darbe rezilliğinden kurtularak millet iradesi üzerinde başka hiçbir irade tanımayacağını gösterdi. Tabi henüz her şey yeni başladı, Bu topraklarda yaşanan tarih bize göstermektedir ki haksızlığa, zulme direnen her toplum muhakkak muvaffak olmuştur.
Ekonomik ve teknolojik bağımsızlık
Şimdi sıra ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızın kazanmanın sırası gelmiştir, Sağlık teknolojisinde dışa bağımlı hiçbir ülke asla tam bağımsız olamaz. Bu yabancı menşeili ürünleri kullanmayalım demek değildir, tabi kî yabancı teknolojileri kullanacağız. Fakat sağlık teknolojilerinde tüketerek değil üreterek büyüyerek uluslararası arenada artık söz sahibi olmalıyız.
Güney Kore örneği
Peki bu kalkınma nasıl sağlanacak? Önümüzde aslında bir Güney Kore örneği bulunmakta; Güney Kore’nin pek uzak olmayan tarihine bakacak olursak, ekonomik ve teknoloji olarak kısa sürede inanılmaz derecede büyük bir değişimin içine girdiklerini söyleyebilirim. 1910-1945 yıllarında Japonya’nın işgali altında olan Kore, ancak ikinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle, bağımsızlığına kavuşur. 1950-1953 yılları arasında, Kore’nin geleceğini tayin edecek, ülkemizin de yakından yaşadığı Kore Savaşı yaşanır. Bu savaş sonucunda Kore, Güney Kore ve Kuzey Kore olarak iki farklı ülke olarak bölünür.
Amacım tarih detaylarını vermemek değil asıl amaç, Güney Kore’nin zor dönemlerinin ne olduğunu hatırlatmaktır. Tarihte olan bu iki önemli savaş zaten çok iyi durumda olmayan Güney Kore’nin ekonomisini çok kötü şartlarda etkiler. Tarımdan başka hiçbir geliri olmayan Güney Kore’nin şuan mili geliri ülkemizin tam 2 katıdır.
Sağlık teknolojisine odaklanmalı
Bu başarı hikâyesindeki, en büyük etken siyasi istikrar sonucu getirilen teknolojik teşvikler, sektörel odaklanmış 3 ve 5 yıllık kalkınma planları, eğitim alanındaki yatırımları sayabiliriz. Bu başarı hikâyesinden örnek alarak, Sağlık teknolojilerine odaklanarak 3 yıllık ve 5 yıllık kalkınma planlarımızı stratejik hedeflerimizi ortaya çıkarmalıyız. Bunun için üniversiteler ve özel kuruluşlar bünyesinde ‘sağlık politikaları stratejik araştırma merkezlerinin’ kurulması ve bu kuruların önümüzdeki 20 yıl içerisindeki sağlık alanındaki gelişmeler konusunda kamu özel tüm paydaşları için fikirsel çalışmalar yapması gerekmektedir.
Elimizde imkan var
Şu bilinmelidir ki sağlık teknolojileri hem uzay araştırmalarının hem de silah sanayinin temelini oluşturmaktadır. Bu minvalde ilk adımı atmak için elimizde büyük bir imkân var bu kaynak kamu özek ortaklıkları ile yapılmış şehir hastaneleridir. Bu hastanelerin kendine has bir finansman modeli olduğundan yapılacak yatırımda muhakkak farklı olacaktır. Bu farklılık mevcuttaki yabancı üreticiyi daha fazla ülkede yatırım yapmaya sevk edecek gerek tecrübe –bilgisini gerek teknolojisini ülke içine getirmeye yani ürününü yerlileştirmeye zorlayacaktır.