İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun ile faaliyetleri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik:
İstanbul Medikal hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? İstanbul Medikal kimdir ve neler yapar?
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Ticaret A.Ş.,2002 yılında limited şirket ünvanı ile sağlık sektöründe faaliyet göstermeye başladı. Faaliyete başladığı günden bu yana da tam 17 yıldır yara alanında çalışmaktadır. Bayilikler ile başlayan ticari serüvenimiz daha sonra ithalat ve üretim ile devam etti. Modern yara bakım ürünleri kapsamında yaraya dair ne kadar detay varsa hepsi bünyemizde mevcuttur. Özellikle son yıllarda spesifik olarak Epidermolizis Büllosa hastalarının yaraları için öncelikli olarak çalışmaktayız.
İstanbul Medikal A.Ş’nin kurucusu olarak kendinizden bize bahsedebilir misiniz?
1979 yılında Yılmaz soyadı ile Bandırma’da doğdum. İlköğretim ve Liseyi bu güzel sahil şehrinde tamamladım. Daha sonrasında üniversite için bu şehirden ayrıldım. Sağlıkçı değilim. Aslında İstanbul’da bir hemşirelik okulunu kazanmıştım fakat farklı bir yolda ilerledim. O yol da beni dönüp dolaşıp yine sağlık sektörüne geri getirdi. Üniversitenin ardından bir ecza deposunda çalışmaya başlamamdan sonra sağlık sektörüne girdim daha sonra da kendi firmamı kurdum. Üniversite eğitimim sırasıyla şöyle ilerledi. İlk olarak Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldum, daha sonra ikinci üniversite olarak Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Ardından İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon eğitimimi tamamladım. Tüm eğitimlerimden kazanımlarımı da iş hayatımda aktif olarak kullanmaktayım. Sanayici bir iş insanının eşiyim. Paris ve Pera isimli iki güzel kızın da annesiyim. Ayrıca çok hevesli bir kadın girişimciyim ve yapmak istediklerimin sonu yok… Tüm hayallerimi somutlaştırıp hayata geçirmek istiyorum.
Kadın girişimci ve yönetici olarak kadınların işgücüne katılımı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kadın-erkek gibi bir ayrıma karşıyız. Ama yine de pozitif ayrımcılık yaparak kadınları destekliyoruz. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Özellikle bizim sektörde kadın dokunuşları büyük farklar yaratıyor. Kadın çalışanlarımızın varlığı hedef kitlemizle ilişkimizi olumlu yönde etkiliyor. Bizim de çalışanlarımızın büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadınların özeni başarımızı arttırıyor. Bizim işimizde hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti ön planda olduğu için ve özellikle son yıllarda hastalarımızın %70’i çocuk hastalar olduğu için kadın istihdamı özellikle annelik vasfımızdan dolayı her zaman olumlu yönde katkılar yaptı. Ailelerin karşısında aynı hisleri paylaşan aynı beklentileri olan kişilerin olması hedef kitleye güven verdi. Bizde her başarılı işin arkasında bir kadın var. Kalpten yapılan işler her zaman başarılı olur ve biz kadınlar işlerimizi kalpten yapıyoruz.
Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz?
Yara alanında uzmanlaşan ve branşlaşan firmamızın ürün gamı her geçen yıl genişlemiş, güncellenmiş ve geliştirilmiştir. Katılım gerçekleştirdiğimiz gerek yurtiçi, gerek yurtdışı ileri yara bakım teknikleri sempozyumları ve kongrelerinden kazanımlarımız ile “branş firma” konumlandırmamızı gerçekleştirmenin gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Akut veya kronik yaranın her tipine, yaranın her aşamasına uygun ürünlerimizle yara iyileşmesinde modern yara bakım teknikleri sunuyoruz. Grade 1,2,3,4 tip komplike yaralarda alternatif ve destek ürünlerimiz mevcuttur. Bugün İngiltere, İtalya, Portekiz, Hollanda, Almanya, Bulgaristan, Çin ve Güney Kore’den bu konu ile ilgili ithalatlar yapmaktayız. Ayrıca kendi tescilli markamız olan Parris markası ile de yaraya hitap eden çok sayıda ürünümüz 869 ile başlayan Türk barkodları ile 1 yıldır yarada çok güzel konumlandı.
Parris markanıza geçmeden önce distribütörlüklerinizden konuşalım. Bu ürünler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bugüne kadar üretimlerimiz de ithalatlarımız da hep yara ürünleri üzerine olmuştur. Hem kamu hem özel hastane çalışmalarımızda gözlemlemiş olduğumuz ihtiyaçlar bağlamında ar-ge çalışmalarımızı gerçekleştirip, üretim öncelikli olmakla beraber sahanın talebine yönelik ileri yara bakıma destek olmak amacıyla firmamız bünyesine distribütörlükler de katmış bulunmaktayız. İthalatlarımızın başında İtalya’dan Eurosets firmasından ithal ettiğimiz Waterlily markası ile granülasyon sağlayıp hasta yatış süresini ve maliyeti düşürmek adına geliştirilmiş Negatif basınç ile yara tedavisi için cihazlar ve bu cihazlar ile kullanılan özel üretim sünger sarf malzemeleri gelmektedir. Yine Hollanda’dan Mediq Medeco firmasından akut yaralarda kullanılan ve tedaviye destek olan Klinion marka modern yara örtüleri ve nekroze doku debridman jellerini ithal etmekteyiz. Portekiz’den Bastos& Viegas firmasından yara, yanık gibi enfeksiyon değeri açısından kontaminasyona sebebiyet vermemesi amacıyla 3-7 günlük pansuman değişimlerine destek ve özellikle epidermolizis büllosa hastalarının yaralarında kullanılan yara örtülerini sabitlemek amacıyla bandajlar, risk önleme ürünleri ve inkontinans ürünleri, İngiltere’den Clinisupplies firmasından yine bu hastalar ve yara, yanık, atopic eczama hastaları için Clinifast marka bandajlar ve giysiler ithal etmekteyiz. İthalatlarımızın yanı sıra kendi markamıza ait üretim ürünlerimiz de yine yara alanına hizmet etmektedir.
Üretimini yaptığınız Parris markanız ile yara bakım konusunda son bir yılda oldukça iyi bir ilerleme kaydettiniz. Bu konu ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Aslında biz Parris markasını 2006 yılında oluşturduk. İlk olarak Parris markası ile venöz ülser yaralarının tedavisinde kullanılmak üzere Parris Çoklu Bandaj Setlerini ürettik. Daha sonra sırasıyla Parris İkili Bandaj, Parris Varis Çorapları, Parris Retractörler, Parris Vulvar Varis Giysisi ve Parris Tübüler Bandajlar üretildi. Şu anda ise bize en çok ivme kazandıran, büyüme stratejimizde önemli bir adım teşkil eden ürünlerimiz markamıza katıldı. Son bir yıldır gündemimizde olan Parris Silikon Yara Örtüleri, Parris Silikon Yara Temas Tabakaları, Parris Silikon Bantlardır. Bu ürünlerden biraz bahsetmem gerekirse; Parris silikon yara örtüleri, alerjik reaksiyona sebebiyet vermeyen silikon teknolojili ve üst katman poliüretan köpük ile üretilmiş yara bakıma destek ürünlerdir. Uygulamanın zor olduğu bölgelerde (uyluk, eklem, sakrum, topuk vb) ince yapısı nedeni ile vücuda çok kolay uyum sağlar. Yaranın ihtiyaç duyduğu nem dengesini sağlamakla beraber kontaminasyona sebep olmaz. Bu durum yara iyileşmesinde önemli bir rol oynar. Ürünümüz poliüretan köpük sayesinde yüksek emme kapasitesine sahiptir. Ürünler, cerrahi yaralar, 2.derece yanıklar, bacak, bası ülserleri, cilt yırtılmaları ve özellikle Epidermolizis bülloza hastalarının yaralarında kullanıma uygundur. Parris silikon temas tabakaları ise şeffaf ve yumuşak silikon ile kaplanmış cilde tutunan por aralıkları sayesinde hastayı travmatize etmeden, sağlık mensubu çalışanının önerdiği krem, losyon gibi iyileştirici özelliği bulunan ve reçete edilebilen ürünleri uygulamaya imkân sağlamaktadır. İkincil örtü kullanımında olası örtü değiştirme esnasındaki travmayı önler. Maserasyon riskini en aza indirir. Ameliyat sonrası yaralarda, sıyrıklarda, kısmi yada geniş greftlerde ve yine özellikle epidermolizis büllosa hastalarının yaralarında kullanıma uygundur. Parris silikon bantımız ise epidermolizis büllosa hastalarının yara örtülerine yardımcı fiksasyon amacı ile kullanılır. Normal bantın kullanıldığı her durumda Parris silikon bant kullanılır. Diyaliz hastaları, pediatri ve yeni doğanlar, dermatoloji, ortopedik cerrahi, plastik cerrahi için silikon bantımız idealdir.
Ürünlerinizi hedef kitleye ulaştırmakta nasıl bir yol izliyorsunuz?
Şirket bünyemizde tüm Türkiye için Satış ve Tanıtımdan sorumlu bir ekibimiz bulunmaktadır. Her çalışanın kendisine tanımlı bölgeleri mevcuttur ve bu bölgelerde ilgili kliniklere, hastane yönetimine ve hekimlerimize ürünlerimizi en iyi şekilde anlatıp, markamızı en iyi şekilde temsil etmektedirler. Hastanelerde ilgili kliniklere ve hastane idarecilerine dönem dönem ürünlerimizin içeriği ile ilgili bilgi amaçlı toplu sunumlar da yapmaktayız. Birebir çalışmalarımızın yanısıra çalıştığımız alana hitap eden hem ulusal hem de uluslararası kongre ve fuarlara da katılım sağlamaktayız. Tüm bunları da etkili bir ekip çalışması ile yürütmekteyiz. Tüm ekip sonuç odaklı projeler üretiyoruz fakat detayları da gözardı etmiyoruz. Ekip çalışması çok kolay bir iş değildir. Çünkü insan olmanın getirdiği kişiselleştirmeler, endişeler, egolar, beklentiler bu bütünlüğü zaman zaman bozabilir. Fakat İstanbul Medikal bu konuda çok uyumlu ve fedakâr bir ekibe sahip. Her zaman olumsuz niteliklerin etkisini olumlu özelliklerle dengelemişlerdir. Çünkü çalışanlar arasında ego ön plana çıktığında finansal sonuçlar iyi olsa bile sürdürülebilir bir başarı yakalanamaz. Biz şirket olarak bu konuda çok şanslıyız. Sonuç odaklı çalışmanın yanı sıra düşünce odaklı da çalışıyoruz ve ekip itibarı da şirket itibarımız kadar değerlidir.
Yeni üretilen ürünleriniz ile Epidermolizis Bülloza konusuna değiniliyor. Epidermolizis Büllosa nedir? Ürünleriniz bu hastalara nasıl bir kolaylık sağlamaktadır?
Epidermolizis Büllosa halk dilinde Kelebek hastalığı olarak da bilinen bizim de çoğunlukla EB olarak adlandırdığımız bu hastalık deride ve mukozada bül (içi su dolu kabarcıklar-yanıkta da görüldüğü gibi) gelişimi olan nadir bir hastalıktır. Genellikle büller bu bölgelerin maruz kaldığı bası yada çarpma gibi benzeri olayların yaşanması ile gelişir. Epidermolizis büllosa genetik bir hastalıktır, genetik bağ dokusu bozukluğudur. Bilinen 30’dan fazla varyatı ile EB tipine göre çok çeşitli şiddetlerde ortaya çıkar. 3 ana tip ise simplex (basit), distrofik (kusur bırakan), jonksiyonel (derinin bileşke yerinde) Bu hastalık bazen akraba evliliği ya da diğer nedenlere bağlı olarak görülür. Türkiye’de kesin bir istatistik bilgi olmamakla birlikte tahmini 2.000 hasta olduğu öngörülmektedir. Bizim kendi imkânlarımızla ulaştığımız ve varlığını bildiğimiz hasta sayısı 700 hastadır. Dünyada yılda yaklaşık 200 çocuk EB ile doğmaktadır. Cinsel ve etnik grup ayrımı yapmaz, kalıtsaldır fakat ebeveynler taşıyıcı olduklarını bilemeyebilirler. Bulaşıcı değildir. Henüz tedavisi olmamakla birlikte umut veren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Şimdiki tedavisi yara bakımı yapılarak yaralarının temiz tutulması ve yara içinde toz, krem, iplik vb yabancı maddelerden uzaklaştırılması, bandajlama ile de cilt enfeksiyondan ve sürtünmeden korunmalıdır.
Bizim ürünlerimiz ile bağlantısına değinecek olursak ürünlerimiz daha önce de belirttiğim gibi birçok alana hitap etmesinin yanısıra ar-ge çalışmalarımızda, ürün tasarım, geliştirme ve işlevsellikte özellikle Epidermolizis büllosa hastalarının yaraları düşünülmüş ve gözetilmiştir. Epidermolizis büllosa hastalarının yaralarının sürtünmeden, enfeksiyondan uzaklaştırılması ve kıyafetlerine yapışmasından korunması için bariyer görevi görecek yara örtülerine ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu yara örtüleri cilde kolayca tutunmalı ve çıkarılırken pansuman değişimi esnasında cilde yapışmayan, ağrı, acı ve travmaya neden olmayacak ürünler olmalıdır. Bizim Parris silikon yara örtülerimiz de bu noktada devreye giriyor. Ürünlerimiz hastaların konforunu arttıracak ince yapıda olup özel büyük boy çalışılmış ebatlar ile yaralarının tümünde kullanım kolaylığı sağlamaktadırlar. Ürünlerimiz cilde nazikçe tutunup, örtü değişiminde hastaya hafif temas sağlamaktadırlar. Parris silikon yara örtülerimizi de ithalatını yaptığımız bandaj ve giysi grubumuz desteklemektedir. Örtülerin sabitlenmesi ve dış etkilerden korunması amacı ile yeni yara açılmasını önlemek, hastayı korumak adına özel üretilmiş, dikişlerin dışarıda olduğu, ciltte tahrişe ve temasa izin vermeyen, esnek ve koton yapıda her yaş grubuna uygun çorap, eldiven, tayt ve body şeklinde koruyucu giysilerimizi de örtülerimizin yanısıra hastalarımıza sunmaktayız. Ayrıca çalışmasını başlatmış olduğumuz yeni ürün gamında 2020 yılında bu sabitleme için bandaj ve giysi grubu da artık bizim markamızın adını taşıyacak ve Parris yara örtülerinin yanısıra Parris tübüler bandajlar ve Parris giysiler de bu hastalığın hizmetinde olacaktır.
2019 yılı için büyüme hedefleriniz vardı. Neler yaptınız bu son bir yıl içerisinde ve ne gibi değişikliler oldu?
Son yıllarda yakaladığımız sürdürülebilir büyüme trendini 2019 yılında da devam ettireceğimizi öngörüyorduk ve yanılmadık. Finansal açıdan koyduğumuz hedeflerin de oldukça üzerine çıktık. Amacımız hiçbir zaman kısa vadeli finansal başarı değildi. Fakat hem yoğun rekabet şartları hem de içerisinde bulunduğumuz ekonomik kaosa rağmen son bir yılda bu süreci çok iyi yürüttüğümüzü ve yönettiğimizi gördük. Bu bir yıl içerisinde mümkün olan en yüksek performansı göstererek işlerimizi tamamladık. Ürünümüzü Türkiye’de her noktaya ulaştırdık. Birçok hekimden uygunluklar ve olumlu görüşler aldık. Aynı zamanda hastalardan da olumlu dönüşler ve memnuniyet mektupları bizim için çok gurur verici oldu. Her 10 hastadan 7’si ürünümüzü kullanmak istedi. Bu bizim için bir yılda ulaşmayı düşünmediğimiz bir durumdu. Çok hızlı bir başarı kaydettik. Yeni ve bilinmeyen bir ürün olmasına rağmen %70 oranı tüm sektör için görmezden gelinemeyecek bir rakam. Biliyoruz ki bundan sonra daha orantılı olarak büyüyeceğiz ama en zoru başardık ve kısa sürede çok yol katettik. Bundan sonra geldiğimiz bu konuma sahip çıkıp kendimizi bir adım daha ileriye taşımak en öncelikli hedefimizdir. Ayrıca bu bir yıl içerisinde hem yurtiçi hem de yurtdışında ürünlerimiz için birçok klinik araştırma ve çalışma başlatıldı. Bu süreçleri de çok güzel geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Yılsonunda ürünlerimize ait akademik çalışmalardan ve makalelerden oluşan klasör sayımız da oldukça artacak. Kısaca bu yıl ürün geliştirme, tanıtım, satış ve pazarlama konusunda oldukça başarılı mesailer harcadık. Markamızı büyüttük, ürün portföyümüze yeni ebatlar ve yeni ürünler ekledik. Kendimize ve markamıza olan inancımız başlarda olduğundan daha da çok arttı. Geçen yıl da söylediğimiz ve söz verdiğimiz gibi bir Türk markasını ve Türk imajını hem iç hem dış pazarda yaranın tüm muhataplarına en iyi şekilde lanse edip, uluslararası markalarla ilk defa bir Türk markasını yara alanında rekabet ettirdik.
Fabrikanızdan ve Türkiye üretiminden bahseder misiniz bu süreçte bu anlamda neler oldu?
Hadımköy’de Akpınar sanayi bölgesinde başladığımız 4500 metrekarelik arsa üzerine 10600 metrekarelik yeni fabrika binası projemiz vardı. Fakat inşaatını geçen yıl içerisinde bulunduğumuz ekonomik belirsizlikten dolayı durdurmuştuk. Bu nedenle de üretimi Kore’deki fabrikada başlatmıştık. Oysa ki ürünlerimiz için en büyük hedefimiz her ne kadar Türk barkodu ve Türk markasını taşısalar da %100 yerli üretim olmasıydı. Bu projeyi bir an önce gerçekleştirmek istediğimizden bu süreçte inşaatı başlatma ve hızlandırma kararı aldık. 2020 yılında inşallah fabrika binamızı hayata geçireceğiz. Hemen ardından da üretimimizi Türkiye’ye taşıyacağız. Bu süreçte fabrikaya yakın olmak amacı ile Ofisimizi Bahçeşehir’deki yerimize taşıdık fakat Yenibosna ofisimizi de lokasyon olarak kapatmak istemedik ve malzeme depolamada kullanmaya devam etmekteyiz. Makina siparişlerimizi verdik, sözleşmelerimizi imzaladık. ISO 13485 ve 92/42/EEC tıbbi cihaz yönetmeliği çerçevesinde ürünlerimizin Türkiye’den belgelendirilmesi çalışmalarına da başlandı. Temiz oda, sterilizasyon validasyonları, Stabilite çalışmaları alt yapı görüşmelerini hızlandırdık.
Epidermolizis Büllosa konusunda malzemelerde ve tedariğinde bundan sonra yapmayı düşündüğünüz hedefleriniz nelerdir?
Firmamız her durumda kamu yararını gözeten bir tutumla hareket etmiştir. Şimdi de EB tanılı hastaların yanında bir Türk markası ile bulunmaktadır. İlk günden bu yana her zaman gerek raporlarda gerek alımlarda tek bir markayı işaret eden söylemlerin karşısında durmuş ve tek marka fırsatçılığına hiçbir zaman izin vermemiştir. EB hastalığı için alıma çıkılan yara örtüleri tedavi edici malzemeler değildir. Daha önce de belirttiğim gibi hastaları enfeksiyondan ve travmadan korumak ve yeni yaraların oluşmasını önlemek amacıyla hastaların konforunu arttırıcı destek ürünlerdir. Ürünler sarf malzeme niteliğindedir. EB tedavisinde yüklü miktarda pahalı sargıların yaşam boyunca kullanılabileceği gözönüne alınarak alımlarda maliyet çok önem arzetmektedir. Maliyet, herhangi bir sağlık önerisinde dikkate alınması gereken bir faktörtür. Bu bilinç doğrultusunda Türk markamız ile bundan sonraki EB ürünleri alımlarında da firmamız kamu faydasını gözetecek ve uluslararası markaların karşısında bir Türk markası ile bulunarak kamu zararını önleyecektir. Bununla birlikte aynı zamanda firmamız her geçen gününü ürünlerimizi sürekli iyileştirme, ebatları geliştirme, en kapsamlı imajı oluşturma, rekabetçi, sonuç odaklı, günlük hayata uyumlu ve işlevsel ürünler dizayn etme çalışmalarını sürdürecektir. Aynı zamanda daha önce de bahsettiğim gibi bu yıl hastalar mevcut örtülerin yanında yeni ebatlara, bandaj ve kıyafetlere de Parris markası kapsamında ulaşacaklardır.
Şirketinize ait bir sosyal sorumluluk projeniz bulunmakta idi. Düşündüğünüz başka sosyal sorumluluk projeleriniz de var mı?
Biliyorsunuz özellikle son yıllarda Epidermolizis büllosa hastalarının yaraları bizim için öncelikli hale gelmişti. Hastaların çoğunun çocuk olması özellikle biz anneleri çok derinden etkilemiştir. Şirketteki tüm anne arkadaşlarımla bu duruma kayıtsız kalamadık. Şirket olarak bir proje düşünüyorsak bu kesinlikle EB’li çocuklar için olmalı diye düşündük ve geçen yılki projeyi hayata geçirmiştik. Yeni doğan ünitelerine dağıtılmak üzere Parris Eb Bebek Kitini oluşturmuştuk. Bu kit bir ilkyardım çantasıydı ve içerisinde Eb ile doğan bebeklerin ilk etapta ihtiyacını karşılayacak ürünler, hastalık hakkında bilgilendirme yazısı ve geçmiş olsun kartımız bulunmaktaydı. Kısacası bu kit aileleri bilgilendirici, rahatlatıcı ve destek amaçlı bir paket sunmaktadır. Bu projeyi sürdürüyoruz ve bize ulaşan her yeni doğana biz de bu kiti ulaştırıyoruz. Bu kit ile bu dönemde aileye destek olduğumuzu ve bu süreci birlikte iyileştirmek için var olduğumuzu belirtiyor ve gösteriyoruz. Zaten bu sıkıntılı ve sancılı dönem atlatıldıktan sonra ailenin içinde bulunduğu durumu kabullenme ve uyum süreci başlıyor. Aile artık nadir hastalığa sahip bir çocuğu olduğunu ve neler yapabileceğini gerçekçi bir biçimde düşünmeye ve çocuklarıyla daha etkili, verimli bir ilişki düzeyi oluşturmaya çalışıyor. Daha sonra prosedürler tamamlanır, gerekli raporları düzenleme girişiminde bulunulur. Tabi bu da aile bireylerinin olumlu yaklaşım ve iletişimiyle yakından ilgilidir. Bu kabulleniş de çocuğun tedavi sürecinde olumlu rol oynuyor.
Bu yıl da yine bir proje hazırlığı içerisindeyiz fakat 2020’de hayata geçirebileceğiz çünkü fabrikamızda gerçekleşebilecek bir proje bu. Yine Eb hastaları ve ailelerini ilgilendiren bir proje. Bu alandan dışarıya çıkamıyorum çünkü bu nadir hastalıkla tanıştığımdan beri dünyaya daha önce hiç bakmadığım bir açıdan bakıyorum. Benim için birçok şey eşzamanlı olarak anlam kazandı. Bu insanların yaşamlarını, konforlarını ve geleceğini etkilediğimizi anlamamı sağladı. Her geçen gün daha güzel yöntemler buluyorum ama yine de daha çok uğraşmam gerekiyor. Bu hastalara ve ailelere güzel şeyler yapmak istiyorum. Bunca kavga ve bunca acının yaşandığı dünyamızda çevremize karşı duyarlılık ve empati kurma, acıyı paylaşma bizi biz yapan en değerli yanımızı yansıtıyor. Elinde bir güç varken hiçbir şey yapmamak ömrü boşa harcamaktır. Önemli olan geçirdiğimiz yıllar değil o yılları değerli kılan başarılardır. Sürekli koşturmayla geçen günlerimizin sonunda kendi iç huzurumuz ve çevremiz için birşey yapmış olmak çok hoş bir duyguyu beraberinde getiriyor. 2020’de fabrika binamızda özel istekler ve kişiye özel üretim için bir tasarım odası planlıyoruz. Bu odamızı tüm hasta yakınlarımız kullanabilecek. İhtiyaçları olan dizaynları, ebatları, malzeme incelik ve kalınlıklarını, kıvrımlı hatları belirleyip ekibimize kendileri için numune hazırlatabilecekler. Ekibimiz sürekli iyileştirme hedefimize katkı sağlamak amacı ile geri bildirimleri sürekli raporlayacak ve analiz edecekler. Onlar fikirlerini söyleyecekler ve biz de yapacağız. Aynı zamanda hastalar ve hasta yakınları için ürünlerin hangi şartlarda üretildiklerini ve hangi aşamalardan geçtiğini göstermek için de şeffaf bir politika sergileyeceğiz ve belirli günlerde fabrika gezisi düzenleyeceğiz. Daha önceden belirlenmiş 10’ar kişilik gruplar halinde yapacağız bu gezileri ve kendilerini fabrika ortamına uygun hale getirerek misafir edeceğiz.
Markanızla aranızda çok güçlü bir duygusal bağ kurmuşsunuz. Markanız ile ilgili son olarak ne söylemek istersiniz?
Duygusallık da mantık kadar önemlidir. Markamıza tüm şirket olarak çok bağlıyız. Biliyorsunuz ki marka bir söz verme işidir. Biz insan odaklı çalışıyoruz. Mahcup olmamak için çok çabalıyoruz. Sürekli harika fikirler yaratıyoruz hepsi çok heyecan verici fakat hepsi eşzamanlı olamıyor. Büyük değişimleri gerçekleştirmek için mevcut işlerimizi ertelememiz gerekiyor. Gerekli altyapıya ve gerekli zamana ulaştığımızda bunların hepsi sırasıyla hayata geçecek fikirler ve markamızı daha da ileriye götürecekler. İyi şeyler yapmak o kadar değerli ki bunları yapmaya çalışırken üretilen hiçbir fikir saçmalık olamaz. Türk markamız adını gururla taşıyacak kadar özgüven sahibi ve markamızdaki Türk algısını dünyanın dört bir tarafına ve her ülkeye hep aynı mesaj ile götürecek. Her zaman söylediğimiz gibi başta Türkiye’de olmak üzere uluslararası her platformda uluslararası yara bakım ürünleri markalarının karşısında güçlü bir Türk firması ve Türk markası olarak bulunacağız.