Obezitenin cerrahi tedavisi konusunda uzmanlık tezi hazırlayan ve bu konuda Cleveland Clinic’te çalışmalara katılan yaklaşık 10 yıldır aktif olarak obezite tedavisi ve cerrahisi uygulayan, Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli ile obezitenin tedavisi, obezite cerrahisi geçiren bir hastanın cerrahi işlem sonrası beslenme alışkanlıkları ve yeni hayatına uyumu, obezite tedavisi, cerrahi tedavi ve diyetisyen desteğinin bir arada olması gerekliliği üzerine konuştuk.
Obezite nedir bilgi verir misiniz?
Obezite tüm dünyada önemli bir sağlık problemi olup endokrin, metabolik ve davranışsal değişimlerle karekterize, multifaktöriyel bir hastalıktır ve prevelansı giderek artmaktadır. Morbid obezite, yaşam süresini azalttığı gibi kalitesini de düşürmektedir. Obezite, basit şekilde, sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal ve aşırı yağ birikmesi ya da diğer bir deyişle yetişkin kadınlarda vücut ağırlığının ortalama %30’dan, erkeklerde ise % 25’ten fazla yağ olmasıdır. Obezite ve yandaş hastalıklara bağlı mortalite ve morbidite oranları sigara ve alkol kullanımına bağlı olandan daha fazladır.
Obezite cerrahisi nedir?
Obezite ve diyabetin yani; metabolik sendromun tedavisinde cerrahi yöntemlerin bu kadar öne çıkacağını yakın zamana kadar ön göremiyorduk. Günümüzde tıp teknolojisinin gelişmesi sayesinde minimal invaziv dediğimiz, hastanın yaşayacağı cerrahi travmayı minimize etmeyi amaçlayan yöntemlerin yaygınlaşmasıyla; metabolik cerrahi de daha sık ve güvenli uygulanır hale geldi. Obezitenin Cerrahi tedavisi 1960’lardan bu yana uygulanmakta ancak yapılan cerrahi prosedürlerin eksikleri, şişman hastaya yapılan açık cerrahi işlemler, uzun süren hastane yatışları, mobilizasyonun gecikmesi, obezite cerrahisinin yeterince yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel idi.
Bariatrik cerrahi yöntemler gün geçtikçe artıyor mu?
Laparoskopik Cerrahi sayesinde Bariatrik Cerrahi yöntemler daha güvenle uygulanmaya başlandı. Bu cerrahi yönetmelerin tıbbi ve görsel iyi sonuçları son 5 yılda daha hızlı bir uygulama alanı buldu. Metabolik cerrahi uygulamaları henüz Türkiye’de resmi bir sertifikasyon programı olmasa da bu alanda çalışma yapmak isteyen her cerrah uygulamalı temel eğitim sonrasında bu cerrahiyi yapmamalıdır. Çünkü henüz obezite cerrahisi genel cerrahi ihtisası içinde rutin ve yeterli eğitim verilen bir alan değildir. Cerrahların kendini eğitebileceği basit bir prosedür olmaktan uzak sofistike teknoloji kullanımı ve cerrahi deneyim gerektiren bir alandır. Obezite cerrahisinin olumlu sonuçları hasta ve hekim için mutluluk verici olduğu gibi, oluşacak komplikasyonlar da bir o kadar mutsuzluk kaynağı olmakta hatta bu cerrahiyi terk etmeye varan sonuçlar da doğurabilmektedir. Olumsuz sonuçlar da basında rağbet gördüğü için Bariatrik Cerrahinin mevcut riskleri olduğundan daha fazlaymış gibi algılanmaktadır. Bu durum bizi daha dikkatli, daha mükemmel ve daha az komplikasyonla çalışmaya zorlamaktadır.
Obezite cerrahisi ile ilgili deneyimlerinizi biraz paylaşır mısınız?
Yaklaşık 10 yıldır obezite cerrahisi uygulamaları yapmaktayız. Bu noktada edindiğimiz deneyimlerimizi paylaşacak olursak; Tedavi seçenekleri arasında yer alan cerrahi, doğru hastaya doğru yöntem uygulandığı zaman başarılı sonuçlar alınmasını sağlar. Obezite önlenebilir ve engellenebilir bir rahatsızlık olup pek çok farklı yöntem ile tedavi edilebilir. Uygun hastaya, uygun cerrahi prosedürlerin seçildiği ve doğru teknik uygulamalarının yapıldığını varsaydığımızda; sorun çözümlenmiş gibi görünse de, her şey burada başlıyor. Genellikle hastalar ameliyat sonrası komplikasyon risklerinin yüksek olduğu ilk iki hafta daha yakın izlenmekte sonrasında “3 beyazdan uzak durulmalı tarzında” üstünkörü önerilerle hastaya veda edilmektedir. İlk aylarda ameliyat olmanın her türlü bedelini ödeyen kararlı hasta ve uygun cerrahi uygulanmış intestinal sistem etkin bir kilo kaybı sağlamıyor. Ancak sonraki dönemde ameliyat listesine her gün yeni hastalar eklenen hekimler yavaş yavaş eski hastalarını unutmaktadır. Hekimlerin her alanda olduğu gibi ekip çalışması konusundaki isteksizlik ve deneyimsizliklerde eklenince Bariatrik Cerrahi deneyimi olan diyetisyen yardımı alınmadığından ve hastalarla yeterli iletişim sağlanmadığından; küçülmüş olan mide yavaş yavaş aşırı ve tatlı yeme tacizlerine dayanamayıp 12. ay sonrasında bu savaşı kaybetmekte ve geriye kilo alma dönemi başlamaktadır.
Diyetisyen tedavisi de önemli değil mi?
Obezite Cerrahisi bu noktada transplant cerrahisi gibi değerlendirilmeli, organın mevcut durumunu korumak için en başta hasta, cerrah ve diyetisyen; iyi bir ekip oluşturup zayıflamayı değil zayıf kalmayı başarmalıdır. Cerrahi tedavi, beslenme programına uyumu kolaylaştırmaya yardımcıdır. Unutulmaması gereken nokta bizlerin yani cerrahi uygulamayı yapanların, hastalarımız üzerindeki etkisi daha fazla olduğudur. Her ne kadar sürekli ve düzenli diyetisyen desteği alınsa da bariatrik cerrahta sık ve düzenli iletişim kurarak hastaya takip edildiğini hissettirmelidir. Buradaki öğrenci-öğretmen ilişkisini baz alarak bariatrik diyetisyen ile hasta daha sık iletişim kurmalıdır. Ekip çalışmasında; etkin iletişim ve en önemlisi sık iletişim Obezite Cerrahisi sonrasında başarıyı arttırmaktadır. Bizim bu konudaki uygulamamız; cerrahi sonrasında bütün hastalarımızın, Bariatrik Cerrahi Diyetisyen desteği almasını önermektir.